77. Bölüm

77. Bölüm

Emine Ekin Yavuz
okurveyazarolankiz

 

Valencia İgnatova.

Güç Makinesi.

Bilinmeyen bir kişi.

Kraliçe.

Elbette. Her yorum bendim. Her kelime. Peki ben buysam neden hala Abel,siyah adam ve Roselia hayattaydı.

Ben kimdim?

Söylesene bu kitabı okuyan kişi. Ben kimdim?

Doğru muydu dedikleri?

Evet! 

Ama en önemlisi neydi biliyor musun? Güç.

Güç bendeydi.

Şimdi giydiğim bu elbise bile beni daha da güçlü kılıyorsa..

Yaptığım makyaj bile benim kim olduğumu ortaya çıkarabiliyorsa.

Kim olduğumun bende farkına varmalıydım.

Tiago haklıydı! İnsanların laflarını umursarsan yıkılırsın!

Ne diye dinliyorum ki o zaman!

Ben Valencia İgnatova. Evrendeki en güçlü kadın olacağıma bastığım bu Kraliyette ant içiyorum!

Şimdi o kadar Krala- beni ezikleyen onca insana- kendimi gösterme vakti.

Ayagımdaki Louboutin topuklu zeminde sert ve yankılı sesler ćıkartıyordu.

Arkamdan Tiago geliyordu.

Elimde bir sürü kağıt vardı.

Kabul etmeyeceğin bir çok Kralın antlaşması.

" Planın ne?" Dedi.

Bir sigara uzattı.

Alıp dudağım arasına koydum.

Çakmakla yaktı.

Arkamdan gelmeye devam ederken bir nefes çektim.

" John bizlere bir video geldiğini söyledi. " Dedim.

" Abel, Rosalie ve senin siyahlı adam olarak bildiğin adam Natho. Birlik olmuşlar. " Dedi.

Gülümsedim.

Natho ha.

Birlik.

Yarım agız sırtmaya başladım.

İçeriye girdim.

" Plan belli. Yaşattıklarını yaşatıp gebertmek. " Dedim.

John bana flaşı atınca tutup duvara açtım.

Beni duyabilirler di.

Ekranı Rosalie tutuyordu.

" Sonunda. " Dedi.

Arkayı gösterdi.

Arkasında o siyah adam yani Natho ve Abel vardı.

Abelin eli onun omzundaydı.

Ve uçurumdan aşağıya bakıyorlardı.

Aşağıda bilmem kaç kişilik bir ordu vardı.

" X ve Natho gelin. Gelin ve Valencianızla tanışın. " Dedi.

Onlar arkalarını dönerken buraya gelen ilk kişi Abel oldu.

" Oo. Sevgilimi de özlemişim. Görmeyeli 1 yıldan fazla oldu. En son hamile mi kalmıştı ne?" Dedi.

Arkaya bağırıp " Kardeşim! Gelsene " dedi.

Natho ve Abel kardeşti!

Arkamda duran masaya elimdeki A4 kagıtlarını gizlice koyup ellerim arkamdayken ortamı çizdim.

Onlar sadece ellerimi arkamda tutuyor sanıcaklardı.

Natho gelirken bana baktı.

Yüzünü ilk defa görüyordum.

" Bu. Zamanında çocuğunu geberttiğim kadın mı?" Dedi.

" Üstüne bastın. " Dedi Abel.

Rosalie " Konuya mı geçsek " dedi.

Natho " Konu belli. Kraliyeti çöküşe uğratıp ele geçirmek. Zaten kız çocuğu daha genç. Bir bok beceremez babası da yok annesi de. Arkasında kim olacak." dedi.

Louis,Arthur ve Tiago tam arkama geçtiler.

Krallar zaten arkamdaydı.

" Sen tek kişisin! Biz ise 3 kişi!" Dedi Rosalie.

Abel güldü. " 0 İgnatova Bilirsin. 1+1+1+0. Biz 3 ederiz sen ise sıfır. Her zamanki gibi yanlızsın. " Dedi.

Uzun uzun konuşmaları ben kestim.

" Yanlış cevap. " Dedim onu taklit ederek.

Güldü.

" Peki ya ne. Bana matematik mı öğreteceksin. " Dedi.

Yarım ağız sırıttım.

Onlara bakarken göz dahi kırpmıyordum.

" 0 nötr bir sayı Sevgilim. " Dedim yavaş yavaş konuşarak.

Resim bitince kalemi sessizce bıraktım.

" 0 bir hiç. " Dedi.

" Ama sizin sonunu getirecek de o" derken ses tonum farklı çıkmıştı.

Sustu.

" İster 1 ister 2 ister 3 ister 1 milyon ol. 0 hepsini yok eder. Abel. " Dedim.

Abel sinirleniyordu.

Natho bana " Yaptıklarımdan dolayı hala şımarıks... " Diyip devam edecekken sesim yükseldi.

" Yaptıklarından dolayı güçlüyüm. Duydun mu beni? Bende bilirdim her çocuk gibi mükemmel bir hayata sahip olmayı. Ama ben çocukken hamile kalan bir anneydim. Çocukken. " Dedim.

Gülümsedi. Acımla dalga geçiyordu.

" Ne bekliyorsun. Ağlamamı filan mı? Ben bundan sonra. Ağlatacağım. İlk olarak sizi. Sonra ise sizin gibileri. " Dedim.

Abel " Kurallarım Valencia. Unutmak isterdin değil mi? Her gün korkunç gelen kurallar... " Dedi.

" Kuralların aslında çok doğru. 100 kuralın hepsinde de sana zarar verenlerden uzak dur. Olaya atlama her şeye burnunu sokma konuşurken izin al inlerken izin al diyen sendin. O kadar haklısın ki. " Dedim.

Bir adım yaklaştım.

" Sana zarar verenlerden uzak dur Abel. Tekrar söylüyorum. Sana zarar verenlerden ve verecekler den uzak dur. Sinirli kişilerin yanında durma. Olaylara atlama. Unuttun mu ben sinir hastasıyım. " Dedim gerçekten kalın bir sesle.

Rosalieye baktım.

Sesim bu sefer cıvıltılı çıktı. " Sevgili Rosalie! Yaptığın salak saçma kurallara uymadığımızdan dolayı senden özür dilemem gerek. Ama öncesinde o saçma kurallar için özür dilemeye ne dersin? Yada boşversene. Yakında yalvaracağından dolayı " dedim.

Sigaramdan derin bir nefes cektim.

" Elimdeki kozdan haberin bile yok Valencia. Akıl hastanesinde verdikleri şoklardan elimiz.. " dedi Abel.

Sözünü elime ışınladığım silahla kestim.

Elindeki koz.

Benim elimdeydi.

" Günlerden Pazar. Ay Aralığın 2 si. Saat 5. 26' da konuştuğun erkeğe söylediğin laf. 9. Oda 2 kat. Odanın solundaki çekmece. Şifre 28499261. " Dedim.

Şaşırıyordu.

3 ünün de elindeki tek koza sahiptim.

" Yan yana bin kişi. Ortasındaki birine bu silahı ateşlesem o 1000 kişinin hepsi be im taeafımda olur. Bana karşı kullanacağın tek koz da elimde. Kimi korkutacaksın kimin kozuyla. " Dedim.

Rosalie ekranı Abele verip gitti.

" Küçük İgnatovanın böyle bir şeyi nasıl bileceğinin şokunu atlatabilmrn geçtiyse söyle giden Rosalieye. Kurduğu her kuralı değiştiriyorum. Ama bu sefer saçma sapan kıskançlık kuralları değilde mantık kuralları koyacağıma da ant içiyorum. " Dedim.

Güldüm. " Şu suratını görmek için para verebileceğimi de söyleyebilirim. Tenin attı. " Dedim.

Daha uzun güldüm.

" Seni küçük fahişe!" Dedi Natho.

" Doğru bildin o benim!" Dedim.

Ekrana baktım.

" Sizleri savaşta görmek hoş olacak. Keşke taaruzu başlatan da siz olabilseydiniz. Dikkat edin her an bir bomba kafanıza gelebilir. " Dedim.

Elime düğmeyi ışınladım ve bastım.

Yukarıdan uçan koskoca uçaktan bir sürü bomba düştü uçurumdan aşağı.

Rosalie çığlık atarken ekrana gelen bomba ile kapandı förüntü.

Her şeyi geri ışınladım.

Kapıya gelen askerlerime " Halka haber verin. Tarlalarının 2/4 ünü bize versinler. Savaş sonrası verdikleri her ürünün karşılığını alacaklarını da söyleyin. Her köylüyü güvenli alana toplayın. Yer altındaki güvenli alana verdikleri 2/4 yiyeceklerin 1/4 ünü koyun. Sütten suya ekmekten peynirine kadar her yemeği koyun. Her köylüye bir tulum ve her çocuklarına bezinden emziğine ve biberonuna kadar her şeyi verin. " Dedim.

Duvara bakmayı kesip onlara döndüm.

" Burayı revire çevirin. Revir ve ameliyathanedeki her şeyi buraya getirin. Her doktor ve her savaşçı bugün uykusunu çeksin. Yarın sabah 6 da dövüş alanında son hatırlatmaları yapıp taaruza geçeceğiz. " Dedim.

Alexe baktım.

" Martina ve çocuğun için endişelenme. Onlar da köylülerin yanında kalsınlar. Martina o kadar şey arasında doktor mesleğine gelemez. İtiraz da etmesin söyle. " Dedim.

Wallaceye baktım.

" Kızın Jasmineyi ister kendi Krallığına götür ister burda kalsın. " Dedim.

Birden hepsi ayaklandı.

Bir kaç komşu Krallık da. Ama tanımadıkları ayağa kalkmadılar.

" Buradayız. " Dedi Wallace.

Başımı salladım.

" Sağolun. Yaptıklarınızın karşılıklarını alacaksınız. " Dedim.

Başımı eğdim ve kaldırdım.

" John. Burda bizimle olmak isteyen her Krala oda ver. Wallace çocuklarına tedirgin olur bir odaya 4 yatak koyun. " Dedim.

Korktuğum tek bir şey vardı.

Çocuklarım.

Babam annem ve 2 çocuğumun mezarı mezar odasındaydı.

" Mezar odasının önüne 4 muhafız koyun. İçeriyi kameralar ile doldurun. Camları kurşun geçirmez yaptırın. Her şeyden önce mezarları kilitleyin. " Dedim.

Tiagoya baktım.

" Odayı köylülere varsem sana sorun olur mu?" Dedim.

" Hayır. Da zaten ben senin odanda değilim ki? Savaşta uyuyamam. " Dedi.

" Bende. " Diyip Askerlere döndüm.

" Köylülerin toparlanmasına yardım edin. " Dedim.

Krallara tekrar baktım.

Sonra Abilerime.

" Teşekkür ederim. " Dedim onlara da.

Louis, Jasmineye bakıyordu.

" Jasmine benimle kalsın. " Dedi Wallaceye. " Ona iyi bakarım. "

Wallace kızına baktı.

" Baba. Bende Louisle kalmak istiyorum. Karnımda onun çocuğu varken geberirse valla bende... " Dedi Jasmine.

" Abartma Jasmin. Bana da sana da çocuğumuza da bir şey olmayacak. " Dedi.

Gelip Jasminenin karnını öptü.

Tam bu sırada kapıdan 8 kişi girdi.

Doktor İgor ve asistanları.

" Doktor İgor!" Diye bağırdım.

Gülümsedi.

" Kurallara uymamak için sınırdaki herifi geberttim hapse gider miyim?" Diye dalga geçince koşup ona sarıldım.

Bana sarıldı.

Sırtımı sıvazladı.

" Seninleyiz. " Dedi.

Şu seninleyiz kelimesi o kadar iyi gelmişti ki? Sevildigimi anlamıştım.

Ben sevilmiyorum?

Şimdi ne oldu?

" Teşekkür ederim geldiğin için. " Dedim.

" Sonuçta bende eski Kalp doktoruyum! " Dedi gülerek.

" Emeklilik gelince tabi ayrı!" Dedim.

Güldü.

Hemşirelere de sarıldım.

" Kesinlikle bende geliyorum!" Diye bağırdı içeriye giren Martina.

O biz gidince gitmişti.

Alex " Martina. " Dedi.

" Ne Martina! Savaşta boş boş oturma... " Dedi ama içeriye çocuğu girdi.

Emekleyerek gelirken emziğini yere tükürdü.

" Ayne!" Diye bağırdı.

Alex " Oğlum. " Dedi.

" Baba!" Dedi bu sefer.

Martina " Of. Zayıf noktamdan vuruldum tamam. " Dedi ve oğlunu kucakladı.

" Ayne!" Dedi oğlu.

" Annem. " Dedi ve yanagını öptü.

" Ağlarım!" Diye bagırdı Katarina.

Tanrım sabır.

" Tiago benimle gelir misin?" Dedim ve odadan çıkıp kendi odama gittim.

Geldiğimde TİAGO kapımı kapattı.

Ve kendimden bile beklemeyecek bir şey yapıp Tiagoyla seviştim.

 

Bölüm : 30.11.2024 18:11 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...