83. Bölüm

83. Bölüm

Emine Ekin Yavuz
okurveyazarolankiz

(Özel Bölüm)

Acıyla bağırdım.

Yattığım sedyenin bir tarafını tutup sıkarken kimseyi duyamıyordum.

Revire getirildiğim an bile çığlıklarımdan başka bir şey duyamıyordum.

Ta ki o teması hisedene kadar.

Tiago bacağıma dokunmuştu.

Ve bende bagırmayı kesip ona bakmıştım.

" Ne oldu!" Dedi beni getiren muhafıza.

" Adama tekme attım! Yere düşerken de bacağımın üzerine düştüm!" Derken bile acıdan kıvranıyordum.

" Ayak bileğin çıkmış. " Dedi.

Dizliğimi yavasça çıkarttı.

Bileğimi kavrayınca acıyla bağırdım.

Ellerini çekti.

" Tamam. " Dedi.

Sola doğru başımı çevirirken kıvranmaya devam ediyordum.

" Aç ağzını. " Dedi bana.

Ağzımı açtığımda bir spanç koydu.

Onu ısırmaya başlarken bile bagırıyordum.

Daha fazla dayanamadan diğer sağlam ayağımı kaldırıp Tiagoyu ittirdim.

" Tamam! Tamam bak dokunuyorum! Valencia dokunmuyorum. " Dedi.

Kıvranmaya devam ettim.

Gözlerimi kapatıp nefesler alırken Tiago başıma geldi.

Elleri yanaklarımı ve boynumu okşarken eldivensiz olması ve ellerini hisedebilme duygusuyla motive oluyordum.

" Hadi. " Dedi kulağıma.

Uzun sakalları yanaklarıma batıyordu.

Ama sebepsiz yere bundan hoşlanmıştım.

Bir ant etmişti.

Savaş bitene kadar sakallarını kesmeyecekti. Hala kesmemişti.

Yutkundum.

" Daha önce çok yaptın. Şimdi de yaparsın. " Dedi.

Elleri hafif hafif titriyordu.

" Bende yapmak istemiyorum. Ama lütfen. Lütfen Valenciam. Nolur Küçük Hastam. " Dedi.

Ellerini yavasça çekti.

" Adrenalin ve narkoz hazır. " Dedi bir başka doktor.

Gözlerimi açtım.

" Gerek yok. " Dedi Tiago.

Bileğimi bu sefer hafif temas ederek tuttu.

Bana baktı.

" Sana evlilik teklifi etsem. Ne cevap verirsin?" Dedi.

Ağzımdaki sapncı atıp başımı kaldırdım.

" Tabi ki de eve... " Diyip devam edecekken bileğimi sertçe döndürünce acıyla bağırdım.

Hemşirenin beni bağladığı mönitörden sesler salisede arttı.

" Kalp atışı 60 65 70 75 80 85 90 95 100 105 110 115 120 !" Dedi Hemşire.

Acıyla bağırmaya devam ederken başımı geriye attım.

Tiago bileğimi bırakıp kolunu ağzıma yapıştırdı.

Kolunu ısırdım.

Ellerimi de koluna koydum.

Gözümden bir yaş damla akarken yüzümü buruşturdum.

Bileğim ćok acıyordu.

" Göz yaşların tükenmiş resmen kan damlıyor. " Dedi peçetyle gözümü silerken.

Gözlüğümü düzeltti.

Kolunu ısırmayı kesmedim çünkü hala canım yanıyordu.

Diğer elindeki peçeteyi atıp elini boynuma koydu.

" Şşt. " Dedi sakin olmamı isteyerek.

" Kalp atışı 85. Durum stabil. " Dedi hemşire.

Nefes alış verişlerim normal boyuta gelirken yavaşça kolunu ısırmayı kestim.

Bileğim hala acıyordu ama hafif de olsa geçmişti.

Gözlerimi açtığımda onun gözlerini gördüm.

Kendi rengindeydi. Mavi.

Gözlerim kapanırken yanağıma nazikçe vurdu.

" Uyuma. " Dedi.

Ayakta kalmayı denedim.

Beni yavaşça oturttu ve su içirdi.

" Ses tellerin kopucak. " Dedi.

Gerçekten bunu mu düşünüyordu?

" Kolun. " Dedim kısık bir sesle.

Koluna baktı.

Gerçekten köpek ısırmış gibiydi. 31 dişimin hepsi çıkmıştı. Şey ...

Geçen arkadaki bir dişimi kırmıştım da bu yüzden 31.

Kolu kanıyordu.

" Kuduz olman benim sorunum değil. " Derken beni güldürmeyi başarmıştı.

Bileğime geri geldi.

Nazikçe krem sürdü.

Ama bu bileğimdeki yanık izi içindi.

Sonra da bir sargı sardı.

Yukarı geldi.

Yavaşça kolumdaki demir zırhı çıkarttı.

Oradaki yanığa da krem sürdü.

Daha bu sabah Mezar odası yanıyorken bebeklerimi ve lanet annemle babamı çıkartmak için becermiştim.

Şimdi bebeklerim buradaydı.

4 mezar. 2 küçük 2 büyük.

Köşede duruyorlardı ve Tiagoya emanettiler.

Koluma kremi sürerken üflüyordu da.

" Benimle evlenir misin?" Dediği an bir durdum.

Söylediği kelimeleir idrak etmeye çalıştım.

Benimle.

Evlenir.

Misin?

" Ne!" Diyebildim.

Gülümsedi.

" Benimle diyorum. Evlenir misin? Savaş bu kata geldi. Revir şuan güvenli bir alanda değil. " Dedi.

Tam bu sırada bir çok düşman içeriye girince ayaklandım.

Ayagımın acısını bile düşünmeden ayakkabımı giydim.

Hemen bir kılıç aldım.

Gelenlerin hepsini aynı anda kestim.

Ama daha çok geliyorlardı.

Biri mezarlara gidince hemen boynunu kestim.

Tiago da biriyle savaşmaya başlarken içeriye Katarina,Arthur,Louis,John,Alex ve 15 askerim girdi.

Hepimiz kılıçlarla savaşmaya başlarken bagırıp " Bodrum katını koruyun!" Dedim.

Buraya gelmeye devam eden her muhafız bodrum katına giderken içeriye beklemediğim bir anda Krallar girdi.

Loyal,Wallace,Lancelot ve kalan diğer Prensler.

Doktor İgorda savaşıyordu.

İçerisi karmaşa doluyken biri bağırdı. " Natho,Abel ve Rosalie saraya girdiler!" Diye bağırdı.

Gelsinler. Sevgili dostlarım.

Şu savaş 10 gündür vardı. 10 gündür uyuyamamıştım.

10 gündür.

Prensler bile devam ediyordular savaşa.

Loyala baktım.

Ardından Gabriele.

Bir şey olacaktı.

Evet. 

Loyal ve Gabrieli iki herif tutunca hemen oraya gittim.

Beni de biri tutunca Gabrieli tutan herifin sırtına ayaklarımı koyup ters takla attım.

Adamın boynunu kırıp Gabrieli tutanı kestim.

Gabriel de Loyalı kurtarırken Tiagoya baktım.

Bana baktı.

" Sen bana ne dedin?" Diye bağırdım.

Kılıç seslerinden duydu mu bilmiyordum.

Ama hemen başka bir adamla savaşmaya başladım.

" Diyorum ki!" Diye bağırdı.

" Ee!" Dedim.

" Benimle evlenir misin?" Diye bağırdı.

Gülümsedim.

" Ciddi misin? Şaka filan mı?" Dediğimde gülen o oldu.

" İkimizden biri geberecek. Bende gebermeden evlilik teklifini edeyim dedim. Ne kadar romantik bir ortamda demi!" Diye bağırdı.

Adamı kesince yanıma geldi.

Cebinden kırmızı bir kutu çıkartıp dizi üzerine çöktü.

Kutuyu açtı.

" Evleniyor musun?" Dedi.

Evleniyor musun?

" Evet. " Diye mırıldandım. Sonra ise bağırarak " Evet!" Dedim.

Ayaklarımı yere vurunca bileğim acıdı. Tiago ayaklanıp beni tuttu.

İyi olduğumu ayağıma basarak belirttim.

Başımı kaldırıp Tiagoya baktım.

" Ciddisin. " Dedim.

" Evet dedin. " Diyip yüzüğü parmağıma taktı.

Böyle bir yüzüktü. Ve gerçekten tam benlikti!

" Doktor. " Dedim titrek bir sesle.

" Evet. Evlencez. " Dedi.

Güldü. " Şu savası bitir valla hemen evlencem. " Dedi.

Ellerini belimden çekti.

" Ben Abel,Natho ve Rosalieyi bulmaya gideyim. Sen burayı hallet. " Dedi ve hemen çıktı.

Ejderha nefesiyle dövülen kılıcımı aldım.

Ve önüme gelen herkese savurdum.

Değeni öldürüyordu.

Ve bu sayede 5 dakikada işi bitirdim.

Herkes nefes nefeseyken Tiago içeriye geldi.

" Valencia! Aman. Müstakbel Karıcım. Bak sana kimleri getirdim. " Dedi.

Eliyle tuttuğu zinciri çekmeye başladı.

İlk olarak bileklerinden bağlı Rosalie ortaya çıktı. Sonra biraz daha zincir. Ardından Natho.

Ve sonra Abel.

Natho rusça konuşup " Rosalie! İyi misin?" Diye bağırdı.

Rosalie ise ona İngilizce cevap verdi. " Natho! Rusça konuşma işini bırak! " Dedi.

Abel " Aptallar! Ben sizin neyinize güvendim de gittim lan bodrum katına! Beyinsizler! Kim kafama odun vurdu lan!" Diye bağırdı.

Tiago " Ha o benim sırtımdı ya. Nathoyu dövcem diye sana çarptım sen bayıldın" dedi samimi bir şekilde.

Bir sandalye alıp oturdum.

Elime çekirdek ışınladım.

Çitlerken Abel " Nasıl sırtın var lan senin! Gerizekalı mal! Başım dönüyor!" Dedi.

Tiago, Abelin kafasını tutup yere çarpmaya başlayınca gülümsedim.

" Az daha dönsün. Valenciaya yaptıklarının hesabını vere... " Diyip devam edecekti ki Tiagonun lafını Natho kesti.

" Sen dedin lan git Tecavüz et diye .. " diyip devam edecekken Tiago " Lan ben korkut dedim! Sarhoştum lan çipliydim! Gelip bana niye uyuyonuz siz salaklar! Korkut kelimesiyle Tecavüz aynı mı! Tamam tecavüz apayrı bir korku ama ben korkut de... " Diyip devam edecekken lafını ben kestim.

" Tiago. " Diyerek.

Sustu.

3 ü de bana baktı.

Kaşlarım inip kalkarken bacak bacak üzerine attım.

" Selam millet!" Dedim el sallayarak.

Rosalie göz devirdi.

Bir bıçak alıp direkt gözüne fırlattığımda Natho bağırıp ayaklanmayı denedi.

Ama yapamadı.

" Ah. Romeo ve Juliet aşkı filan mı bu ne yani Natho ve Rosalie. " Dedim.

Rosalie bagırmakla meşguldu.

Abel " Aptal ya. " Dedi.

" Ee seninde çok zeki olduğun söylenemez. " Dediğimde bana baktı.

" Kurallar. Ne oldu o kurallar. Hafıza silmeler. " Dedi.

" Valla artık işler değişti. Sen benim kurallarıma uyacaksın. " Derken bile rahattım.

Ayqğa kalktım.

" Beni fazla aptal sandınız siz. " Dedim.

Abelin bakışları mezardaydı.

Natho da baktı.

Güldüm.

" Ee tabi çocuklarımın BABALARI ​​​​​ ​​​​​olarak onları görmeniz gerek. " Dedim.

Abel güldü. " Ha diyorsun ki yani ben koskoca İgnatova. Herkesin önünde çocuklarımı size getireceğim. " Dedi.

Bende güldüm.

Mezarlara gittim.

İki mezarı da getirip yere koydum.

Birini açtığımda kızımla karşılaştım.

Gülümserken onu yavaşça kucağıma aldım.

Nathoya baktım.

" Kızım. " Dediğimde kaşları havalanıp indi.

Ona yaklaştım.

" Onu fırlattığın gibi seni de fırlatmamı ister misin?" Dedim kalın sesimle.

Yutkunuşunu hisettim.

Kızımı bıraktım.

Mezarı yerine koyup oğlumun mezarını actım.

Gülümseyip onu da kucakladım.

Abele baktım.

" Oğlum. " Dedim.

Gülümsedi. " Getirsene. " Dediğinde güldüm.

" Başka bir şey getirebilirim. " Dedim ve oğlumu da mezara koyup kapattım.

Mezarı yerine koydum.

Ve hemen cebimden mektubu çıkarttım.

Yere oturdum ve okumaya başladım.

" Sevgili oğullarım. Kısa bir mektubum var sizlere. Beni unutmayın. Ve diyeceklerimi. Sizlerden isteğim okumanız. İyi öğrenciler olmanız ve saygınız. Beni unutmayın çünkü ben sizi unutmayacağım. Eğer şimdi intahar ettiysem vard8r bir sebebi. Benim sebebim aşktı. Annenizin yokluğuna dayanamıyorum ve bende onun yanına gidiyorum. Ayrılığ8 sevmez hem o. Ama siz asla yanımıza gelmeyin. Siz yaşayın. Mutlu yaşayın ve insanlara hayatı mutlu yaşatın. İki kardeş olarak birbirinizi koruyun. Sizden son isteğim de bu dünyadaki her kadını sevin. Çünkü kadınlar kadar güzel bir şey yoktur bu dünyada. Bir kadını kırmayın. Bir kadın kırarsanız her şeyi yok edersiniz. Sevgilerle babanız" diye okudum.

Ve sonra gülümsedim.

" Ve siz bir kadını kırdınız bile. " Dedim.

Mektubu yırttım.

" Merak etme Abel. Benim işkencelerim can yakmaz. " Dediğimde muhafızlara bakışlarımla bunları almalarını söyledim.

Onlar giderken gözlerimi kapattım.

Büyülü kelimeler söylemeye başladım.

Ve gözlerimi 5 dakika sonra açtığımda her şey eskisi gibiydi.

Revir yerine, toplantı odası gelmişti.

Kraliyetim eskisi gibiydi.

... 

 

Bölüm : 06.12.2024 17:42 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...