87. Bölüm

87. Bölüm

Emine Ekin Yavuz
okurveyazarolankiz

Tiago.

Ameliyattaydım. " Nerde bu tümör " diye mırıldandım.

Bir hemşire girdi ameliyathaneye.

" Hocam. " Dedi.

" Söyle. " Dedim. Ama sesim nazik çıkmıştı.

" Valencia. Natho ve Abelin birde Rosalienin yanına gitmiş. Natho az kalsın onu tecavüz ediyormuş. Sıkıştırmıs onu. Muhafızlar son anda yetişmiş. Şimdi ortada Valencia yok. " Dedi.

Ve ameliyathaneye doktor İgor girdi.

" Sen git. Bende. " Dedi ama ben olayı hala kavrayamıyordum.

" Ne?" Dedim.

" Nesi mı var! Kendine gel! Valencia... " Demeye kalmadan aletleri bırakıp eldiveni çıkarttım.

Üzerimdekileri yırttım.

Koşa koşa hapishaneye gittim.

Louis ile Arthur, Valenciayı arıyorlardır.

Hapishaneye gelince kapıyı bir muhafız bana açtı.

Beklemeden içeriye girdim ve Nathonun yakasından tutup onu kaldırdığım gibi yüzünü yumrukladım.

Öylesine çok yumrukladım ki. Kendime de engel olamadım.

Muhafız beni durdurdu.

Natho yere yığılırken bağırdım. " NE YAPTIN LAN SEN! " dedim.

Abel cevap verdi. " Sevgilinin götüne dokundu. " Dedi.

Yumruklarımı ve dişlerimi sıktım. " Sen dua et Valenciaya gitmem gerek. Yoksa var ya. " Dedim.

Mugafız beni çıkartınca " Ben gelene kadar kim Emir verirse versin yemek vermeyin!" Dedim.

Koşa koşa mezar odasına gittim.

Burada değildi.

Hemen sonra bodrum katındaki en büyük mezar odasına gittim.

Burdaydı.

Yerde oturmuş dizlerini kendine çekmiş sallanıyordu.

Bir noktaya odaklanmıştı.

Tüm akrabalarının mezarıydı burası. Onu en çok anlayan kişiler burdaydı.

Buraya sığınmıştı.

Kafasına vuruyordu. " Koruyamadım koruyamadım koruyamadım. " Diyordu.

Buraya gelen muhafıza " Kimse gelmesin tamam mı?" Dedim.

Başını salladı.

Kapıyı kapattım.

Sıçradı. Bana baktı.

Çığlık atarak geri geri gidince " Şşt. " Dedim.

Sustu.

Sırtı duvara gelince durdu ve başını sola eğdi.

" Ben sana bir şey yapmam Valencia. Bak ben Tiago. " Dedim.

" Seni tanımıyorum. " Dediğinde durdum.

Oturduğu yere baktım.

Bir kaç uyuşturucu sakinleştirici ve bir şok cihazı vardı.

Yutkundum.

" Tamam. Bak ben senin doktorunum. Doktorunum ben. " Dedim.

Bana baktı.

Titriyordu.

" Seni tanımıyorum. " Dedi yine aynı soruyu yöneltip.

" Tamam. Sakin ol. Bak yaklaşmıyorum sana. " Dedim.

" Ben kendimi yine koruyamadım. Ben... B-ben yine yapamadım. Yine tecavüz edilcektim ben. B-ben.... Çok korkuyorum. " Derken ağlamaya başladı.

Kan ağlıyordu.

" Ne yaptı sana o adam. " Dedim bir adım yaklaşırken.

" Ben... Çok korkuyorum. " Dedi. .titreyen ellerine baktı ve daha çok ağladı.

Bir kez daha yaklaştım.

" Korkma. Şimdi güvendesin. Buradasın. O sana zarar vermedi. Hadi. Hadi anlatmaya devam et. " Dedim.

" Ben çok korkuyorum. Hala çok korkuyorum. " Dedi.

Geldim ve ona sarıldım.

Bedenini sarmalarken çok temas etmemeye dikkat ediyordum.

Ağlamaya devam ederken başını koluma yasladı.

" Bana yardım et. Yalvarırım beni koru. Ben kendimi koruyamıyorum sen koru beni. " Dedi.

Bende koruyamadım diyemedim.

Sessizliğimi korudum.

O bana biraz daha yaklaştı. Sanki güvende hisediyormuş gibiydi.

Koynuma yatıp daha çok ağladı.

" Şşt. " Dedim.

" Hafızamı sildim ben. Niye çıkmadı aklımdan. Çocuklarım o kadar tecavüz.... Her şeyi unuttum. Tek bildiğim bunlar ve Kraliyet. Abilerim. Kutlama vardı. " Dedi.

" Herkesin bir travması vardır Valencia. " Dedim fısıldayarak.

İçeriye birden bağırarak Arthur girdi.

Valencia kulaklarını kapattı. Sevmiyordu yüksek ses.

" Valencia. Kardeşim. " Dedi Arthur ve koşarak Valenciaya geldi.

Sarılınca Valencia çığlık atıp ittirdi onu.

Elimi kaldırıp Arthuru durdurdum.

Kulaklarını kapatıp yine sustu.

Hemen sonra Louis girdi. " Korkuyor. Erkeksiniz diye korkuyor. Arthur tamam. O benimle. " Dedim.

Normal ses tonumdan biraz daha kısık konuştuğumdan dolayı Valencia kulaklarını açmıştı.

" O benimle nedir ya! Lan sen iyi bir adammısın sanki! Ne demek o! Lan sen bir kadını bile koruyamadın! Neden iyi senin!" Diye bağırınca yine kapattı kulaklarını.

Louis bana baktı. Sonra ise Valenciaya.

Yerdeki eşyalara.

Arthuru tutup odadan çıkartırken gülümsedim.

Valenciaya baktığımda bana baktı.

Yutkundu.

Göz bebekleri bile titriyordu ama bedeninin titremesi diniyordu.

Nefes alıp veriyordu.

" İyi misin? " Dedim.

Başını sallayınca onu yavaşça kucakladım.

Kapıdan geçip odasına giderken ses çıkartmıyordu.

Merdivenle çıkıp onun odasına geldim.

Kapıyı kapatıp onu yavasça yatağına yatırdım.

" Sen burada kal. Gitmem.. " diyecekken bileğimi tuttu.

" Gitme burada kal. " Dedi.

Gidemezdim. Yutkundum.

Beni yanına çekince yatağına uzandım.

Başını göğsüme koydu.

Ağlamadı konuşmadı sadece durdu.

Nefes alıp vermeye devam etti. Hızlı hızlıydı.

" Sakin ol. Bak.. geçti. " Dedim.

Geçmemişti.

" Geçmedi. " Dedi.

" Geçiririm. Ben geçiririm. Tamam mı? Kutlamaları 3 gün erteleyelim. Ama krallar burda 3 gün konaklasınlar. Ben 3 günde seni yine güçlü yaparım. " Dedim.

Başını olumsuzca salladı. " Ben nasıl dövüşçüyüm. Eskiden dövüşçüymüşüm. Ben dövemiyorum ki bana zarar verenleri. " Dedi sesi titrerken.

Ona baktım.

" Korkuyorsun. Korkmak kötü mü? " Dedim.

" Ezik gibi oluyorum. " Dedi.

" Bence hayır. " Dedim.

Sustu.

" Adın ne senin?" Dedi.

Bu anı defalarca yaşamak beni sebepsiz yere gülümsetti.

" Tiago. Tiago Trusova. " Dedim.

Elime bakıyordu.

" Evliysen niye benimlesin? Muhafız filan mısın? Dostum veya korumam mısın? Hem Arthur sana niye öyle dedi. Sen kötü biri misin?" Dedi.

" Müstakbel Karımı üzüyorum. Onu korkutuyorum. Eskiden onu dövdüm ama o beni afetti. Sinirlenmiştim. Sebepsiz yere onu dövmüş sinirimi ondan çıkartmıştım. İşte bende bu kadar kötü biriyim. " Dedim.

Tecavüze girmedim.

Başını kaldırıp bana baktı.

" Bende affederdim. " Dedi.

" Neden?" Dedim.

Basını eğdi.

" Seni seven tek bir kişi varsa onunla geçinmelisin. Mesela açsın ve önüne ekmek veriyorlar. Ben yerdim. Ölmemek için yerdim.... Bence sen bunu yaptın diye kötü olmazsın. Hata yaptın?? Pişmansın da. Bence Arthur da bu yüzden kızmadı sana" dedi.

Anladı. O beni anladı.

" Çok kücükken yıllar önce çiplendiğimden dolayı... Tecavüzcü olmuştum. Nathoya küçük bir kızı korkutmasını istemiştim. Ama o tecavüz edip hamile bıraktı. Kızı oldu. Ama öldü.... Ben kötü biriyim... " Dedim.

Hemen başını kaldırdı.

O Kızın kendi olduğunu anlamıştı.

Çığlık atarak yanımdan kaçtı.

Kendini tuvalete kilitledi.

Konuşmadım.

.... 

1 saat geçmiş hala çıkmamıştı. Ben kıpırdamadan boş boş duvara bakıyordum.

Birden tuvaletin kapısı açıldı.

Valencia bana baksa da bakmadım ona.

YAnıma yavasça geldi.

Oturdu ve bana yaklaştı.

Kafasını omzuma koydu ama titriyordu.

Korkuyordu.

" Sen bir şey yapmamışsın ki. Çipliydim dedin. T... Tiago " dedi.

Gözlerime baktı.

Sonra başını kaldırdı.

" Sen ağlıyor musun?" Dedi.

Ağlıyor muydum?

Elini yanağıma koydu ve bir şeyi sildi.

Bir yaş.

" Tiago. " Dedi kaşlarını çatarken.

Sırtını yatak başlığına yasladı.

" Niye ağlıyorsun?" Dedi.

Hemen akan bir diğer yaşı silip gülümsedim.

" Herkesin kendine derdi var. " Derken masumca dizine yattım.

Ama sonra onun yaşadığı son olayları hatırlayıp geri kalktım.

" İstersen karının.. müstakbel karının yanına git. Merak etmesin seni. Hem.. ben mi tutuyorum seni. Gidecek miydin? Ay çok özür dilerim. Ben... Dost olarak kalabilir miyiz? Karından ayrılırsan da bana gel olur mu? " Dedi.

Kıkırdadım.

" Ne oldu? Çok mu konuştum. Valla özür dilerim başın bomba oldu patlayacak. Pardon.... " Diyip devam etti.

" Karının ismi ne? Yaşı kaç? Sen hayvan gibi boyun var ve 19 gibi görünüyorsun da. " Derken eliyle ağzını kapattı.

" Çok pardon. Hayvan derken.. uzunsun da biraz. Biraz değil aslında hayvan gibisin. Sevgilini öperken nasıl oluyor o???? Ya da sevişirken. Bak ayrılırsan gelip beni de öpebilirsin. Fantazin var mı onunla? Ben bayılıyorum ama sekse. Tecavüze değil. Ay bak seninle konuşunca bir enerji geldi. Tiago söylesene senin mesleğin ne! Ya da boşver o işleri!" Dedi ve battaniyeyi üzerine heyecanla çekti.

" Karın nasıl biri? Ona göre onu kopyalayacağım. Senin dikkatini nası... " Diyip devam ediyordu ki yüzük olan elini parmağımdaki yüzüğün olduğu sağ elimle tuttum.

Kenetledim.

Eline baktı.

Yüzükleri görünce ağzı açıldı.

Kahkaha attım.

Kenara gizlice bir kamera koyup video çekmeye başladım.

Bizim videolara eklerdim.

Ağzı daha çok açıldı.

Bense gülmeyi zar zor kestim.

" Müstakbel karım. Çok mükemmel bir kadın. Kelimeler yetmez onu anlatmaya. O derece güzel. Benim yaşım 29. Doktorum. Müstakbel karımın da 13 yaşından beri doktoruyum. Kendisi biraz deli. Ama yine mükemmel. Onunla bir fanzatim var. Beni soymak istediğini her dakika başı söylüyor. Bazen canı yandığında yanıma geliyor. Ağlıyor. Bazen benim canım yandığında ben ağlıyorum onun göğsünde. Birbirimizi susturmayı denemiyoruz. Daha çok ağla rahatla diyoruz. Seks konusu. Boyu bana göre biraz kısa kalıyor. Bu yüzden onu öperken eğiliyorum. Sikerken zaten benim üzerimde oluyor. Eğlenceli bir kadın. Uyuşturucu sigara alkolü bıraksa çok tatlı olacak. Gözleri bozuk. Hem miyop hem hipermetrop. Gözlerine lens attıracaktı bugün. Ameliyattan sonra ben atacaktım hatta. Ama o pislik... Neyse. Böyle yani. " Dedim.

Ağzı acık bakmaya devam ediyordu.

" Etrafa baksana. " Dediğimde etrafa baktı.

Onun 3 gün sonra vampir doğum günüydü.

3 gün ônceden canı pasta çekerdi. Bu yüzden bir kutlama yeri hazırlamıştım. Etraf fotoğraflarımızla doluydu. Masada pasta ve bir hediye vardı.

Fotoğraflara baktıktan hemen sonra bana döndü.

Eliyle ağzını kapattı.

" Ben unuttum seni. " Dedi pişmancasına.

Gülümsedim.

" Akıl hastanesini hatırlıyor musun?" Dedim.

" Deli değilim dediğim halde yollamıştın. " Dedi.

İlk bunu demesinden kendimi yine suçladım.

" Üzgünüm. " Dedim.

Gözlerini kıstı. " Biz evlencek sevişebiliyoruz demek bu demi. Bir dakika zengin mısın sen?" Dedi.

" Olabilir. " Dedim.

İçten içe zengindim.

Ciddi anlamda Valenciadan daha zengindim herhalde.

Sebebi yok. ;)

" Pasta mı o. " Dedi ve birden ayaklandı.

Koşa koşa masaya gitti.

Pastayı hemen bir çatalla aldı ve yedi.

Güldüm.

Ayağa kalktım.

" Hediyeyi açmayacak mısın?" Dedim.

Bir an durdu.

Sonra bir kaç dakika.

- Valencia-

" Ne oldu?" Dedi Tiago.

" Sen bana mavi elbise almıştın!" Dedim.

Hatırlamıştım.

Hemen hediyeyi açtım.

Bir Louboutin ayakkabı.

Koleksiyonunda olmayan bir ayakkabıydı.

Heyecanla uzun bir çığlık attım.

Hemde bayagı uzun.

İçeriye birileri girerken zıplamaya başladım.

Etrafta koşuştururken bile çığlık attım.

En son nefesim yetmedi ve sustum.

Nefes alıp " Teşekkür ederim!" Dedim ve Tiagonun sırtına atladım.

Kıpırdamıyordu.

Yanagını öptüm.

 

Bölüm : 10.12.2024 21:43 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...