90. Bölüm

90. Bölüm

Emine Ekin Yavuz
okurveyazarolankiz

Bir pamuk şeker aldım.

Jasmine onu yerken elini tuttum.

Biraz daha dolaşmaya devam ettik.

Arthur ile Katarinayı dönme dolaptan inerken gördüm.

Biz daha 10 dakika önce binip inmiştik.

Şimdi onlar iniyordu.

" Valencia nasıl?" Dedim yanımızdan geçerken.

" Uyanmış. Ama kimseyi istemiyor. Tiago onunla. " Dedi.

Başımı salladım.

- Tiago -

Valencianın yanında yatıyordum.

Sola doğru dönmüştü.

" Midem bulanıyor. " Dedi.

Hemen karton bir kusma kabı aldım.

Başını biraz kaldırıp yere doğru kusacağını anlayınca kusacağı yere uzattım kartonu.

Bende biraz kaldırdım kendimi.

Kaba kusmaya başladığında başka bir tarafa baktım.

Elbette iğrenmezdi ama yine de rahat rahat kussun diye bakmadım.

Kusması 10 saniye sürmüştü.

En son tükürdü.

Ona baktım.

Elimdeki kabı hemen çöpe attım.

Geçenlerde biz uyurken yoğun bakımdan bir odaya almışlardı bizi.

Ve şuan odanın kapısı açıktı.

Bir çok kişi bizi izliyor olabilirdi. Kutlamaya gitmeyen Krallar da.

Ayakkabılarımı giyip ayaklandım.

Valencianın önüne geldim.

Başını yastığa yasladım.

Suratı hafif beyazlaşmıştı.

Hemen buradaki minik dolabı açıp limonata aldım.

Ona içirdim.

" Midem bulanıyor. " Dedi ićmeyi bıraktığında.

Daha çok içirmedim.

Kapatıp masaya koydum.

" Tamam bana durum özeti geç. " Dedim.

Gülümsedi.

" Midem bulanıyor başka bir şey yok. Başım ağrımıyor. İyi gibiyim. Ve... " Dedi.

" Evet ve?" Dedim.

" Çişim geldi. " Dediğinde yarım ağız sırıttım.

Birden kalkınca " Hop hop hop! Ne yapıyorsun?" Diyip yanına geldim.

Bası dönmüş olacak ki sendelendi.

Onu hemen tuttum.

Kucakladım.

Serumu kendi aldı.

Demirini tutarken kapının solundaki tuvalete ilerledim.

" Selamlar!" Dedi Krallara.

Loyal " Lan sen çok iyisin. Kusma baş dönmesi filan. Oh oh" dedi.

" Sana şurdan bir uçarım Loyal! Açtırm.. " diyecekken kendi bağırışından bası ağrıdı.

Sustu.

" Bağırma gerizekalım. " Dedim.

Her cümlem kısıktı.

" Çişim var. " Deidği gibi tuvalete girip kapıyı kapattım.

Onu bıraktığımda altına giydiği yeni şortu indirdi.

Sonra da iç çamasırını.

Klozote oturdu.

Yine kapıya yaslanıp onu izlemeye başladım.

O ise rahatlayana kadar işedi. İç sesim benden iğrenme ama Valencianın çisini bile seviyor olabilirim.

O bu sırada yine şortunu ve iç çamaşırını giydi.

Sifonu çekti ve ayağa kalktı.

Beline koydum elini.

Ellerini yıkamaya başlarken kapıdan bir ses geldi.

Loyala ait " Tiago baksana bir?" Sesi.

Kapıyı açıp başımı çıkarttım.

" Ne var lan!" Dedim.

" Salak mısın sen çıksana. " Dedi.

Valencia suyu kapatıp elini tişörtüme silerken kapıyı açtı.

" Sıkıntı var bizde. Valla birimiz işerken diğeri olmazsa olmuyor. " Dedi.

Kıkırdadım.

Karnıma dirsek atınca sustum.

Onu kucakladım.

" Kafam. " Dedi.

Demirini tuttu.

" Bagırma. " Dedim ve yatağına yatırdım.

... 

" Doktor. Gidelim mi kutlamaya. " Diye mırıldandı Valencia yatağından pencereye bakarken.

İstiyordu. O çok severdi böyle kutlamaları.

Çocuğluğunu yaşayamamıştı.

Hiç kısıtlamamıştım.

Doktor İgor burada Valencianın serumunu çıkartırken " Malesef gidemezsin Valencia. Ameliyatının 7. Günü. Baş ağrıların dinse ve kendini iyi hisetsende yüksek sesten biraz uzak durmalısın. " Dedi.

Kendi de biliyordu ama...

Gitmek istiyordu işte.

Sustu Valencia.

Doktor İgor " Serumun da bitti. Bugünden itibaren yürümeye ve eski işlerini abartmadan yapmaya devam edebilirsin. Ama yine dediğim gibi çok yüksek sesli ortamlardan uzak dur. Kafandaki dikişlere dikkat et. " Dedi ve çıktı.

Valencia yatağa yattı.

Bana bakmadan sadece durdu.

Yanına gidip " Küçük Hastam.... " Diye mırıldandım.

Beni ittirip arkasını döndü.

Düğüne 1 hafta kalmıştı.

Ve yarın uzmanlık sınavı vardı.

Bu kafayla gidemezdi.

Ama çalışıyordu. Hatta şuan bile elinde bir kitap vardı.

" Bebeğim. " Dedim.

Benden uzaklaştı.

Nefesimi verip odadan yavaşça çıktım.

Onu hiç bir zaman kısıtlı bırakmak istememiştim.

Bu yüzden aşağı indim.

Elime bir mikrafon alıp sahneye geldim.

" Ses deneme!" Dedim.

Ses gelmişti ki neyseki Valencianın duvarları ses geçirmiyordu.

" Öncelikle selamlar saygı değer Halk ve konuklar. Biliyorsunuz ki Küçük Hasta ... Valencia ameliyattan çıkalı 1 hafta oldu. Ve... O da eğlenmek istiyor. Ama ameliyattan sonra sesli ortamlardan uzak durmalı. Bu yüzden rica edersem oyuncakların seslerini kıssak ve bağırmasak olur mu?" Dedim.

Bir kaç saniye sonra Elbette sesleri duyunca " Teşekkür ederim. " Dedim ve Valencianın yanına gittim.

Geldiğimde kendi kendine beyinle ilgili şeyler konuşuyordu.

" Ben sınava girmek istemiyorum. Asistan olsam da yeter. " Dedi ve fırlattı kitabı.

Zorlamayacaktım.

" Gelir misin?" Dedim.

Elimi uzattım.

Tutmadı.

" Kutlamaya gitmeyecek miyiz?" Dedim.

Hemen tuttu ve ayaklandı.

Ayakkabılarını giydi.

İkimizinde altında şort vardı. Gri şort ve tişört.

Ve gri ayakabı.

" Gidelim!" Dedi.

Kendi kendine zıpladı.

" Çok zıplama. " Dedim.

El ele tutuşurken indik aşağıya.

Herkes bağırmadan konuşuyordu.

Havuzdan gelen sesler biraz fazla ses yapsa da o kadar ses Valencianın başını agrıtamazdı.

" Doktor! Bu devasa şey ne!" Diye bağırdı.

Gondol.

Bize doğru gelince çığlık atıp üzerime atladı.

Gondolda bağıranlar vardı. Ama Valencia rahatsız olmuyordu.

" Binelim mı?" Dedim.

Basını olumsuzca salladı.

" Gondol eğlenceli ama. " Dedim.

" Nesi eğlenceli lan !" Derken yine üzerimize gelmişti gondol.

Çığlık atıp kafamı sardı.

İleriye yürüdüm.

" Bak çok zayıfsın. Kek alak sana. " Dedim ve bir kek aldım.

Ücretini zar zor kabul ettiriyordum.

Ağzına hemen bir kek tıktım.

" Sen ye onu. " Dedim.

Soluma baktı.

" Buz pateni. " Dedi.

Arthur, Katarina ile düz durmaya çalışırken pistte sadece onlar vardı. İnsanlar onlara gülüyordu.

Jasmine ile Louis de vardı ama Louis, Jasmine düşmesin diye elinden geleni yapıyordu.

Oraya ilerledim.

Ee tabi herkes bizim pozisyonumuzdan biraz yer açmışlardı.

Louis bağırıp " Dostum! Valencia uyanmış bak valla orda duruyor!" Dedi.

Arthur da bize bakacam diye yeri boyladı. Katarina da üzerine düştü tabi.

Valencia uzun bir kahkaha atarken ona baktım.

" Gel bizde yapalım. " Dediğimde sustu.

" Ne?" Dedi.

" Hayalin değil mi? Gel işe yapalım. " Dedim.

" Sen biliyor musun?" Dedi.

Unutmuştu elbette.

" İlk hafızan gittiğindeki günden bir kaç ay önce öğrenmiştim. Yine senin içindi. Boşuna mı öğrendik. Gel yapak işte. " Dedim ve onu indirip 2 çift ayağımıza uygun paten aldım.

O iplerini hemen bağlayıp buza geldi.

Önce bir sağa bir sola pistin etrafında dolandı.

Bende bağcıkları düğüm yaptığımda kıkırdayıp çözdüm.

O da flying sit spin yapmaya başladı.

Kısa bir an döndü.

Ve geri etrafta dolandı.

" Yuh o neydi lan!" Dedi Louis.

" Ney neydi?" Dedi Valencia.

" Dönme. " Dedi Arthur.

Bir daha yaptı Valencia.

Bende sonunda piste geldim.

Bende öyle saçma salak gezindim.

Bir yerde durup bacıkları tekrar kontrol ettiğimde Valencia hızla bana geldi.

Sertçe yan dönüp kendini durdurunca yerden buzlar üzerime sıçradı.

Belini kavradım.

İkimiz de sağa ve sola gitmeye başlarken bedenini havaya kaldırdım.

Döndüm.

" Hazır mısın?" Diye sordum.

" Her zaman. " Dediğinde onu ileriye fırlattım.

Kollarını havaya kaldırıp havada 5 tür dönünce yere indi.

Yanıma geri geldi.

Bir bacağını kavrayıp onu çevirdiğimde alkışlar arttı.

Bir kaç dakika dans ettik.

En son bitince Valencia ayağı kaydı ve yere yapıştı.

Önümde duruyordu.

Kahkaha attım.

" Gülme!" Dedi.

Ayağa kalkmayı denedi ama yine düştü.

Bu yüzden onu kucaklayıp yere koydum.

Kalçasını sildi.

" Yaz ayında buz pisti he. Mükemmel. " Dedi kendi fikrini beğenirken.

Sonra ileriye hızla gitti.

Geri bana gelirken dizleri üzerine çöküp başını arkaya yasladı.

Bacak aramdan gećip giderken ağzını sertliğime değdirmişti.

Ayağa kalkarken kahkaha attı.

" Vay sapık. " Dedim.

Gelip onu yakaladığımda çığlık atıp güldü.

Onu gıdıkladığımda gülmeye başladı.

Beni ittirdi.

Nefes aldı.

" Sapık!" Dedim.

" Olabilir. " Dedi.

Bacağına baktı. " Ne güzel kaydım he bacağıma rağmen. " Dedi.

Gülümsedim.

" Eee başka ne yapıyoruz?" Dedi.

" Bilmem ne yapıyoruz?" Dedim.

... 

Tanrım ben neden bu salak Louise uyup girdim bu yarışmaya.

" Evet sevgili Prensler ve Kraliçeyle Kral. " Dedi sunucu.

Sahnedeydik.

Bir masada hepimiz oturuyorduk.

Louis,Jasmine Arthur,Katarina ben ve Valencia.

" Bu yarışmamız çift yarışmasıdır. Fanusun uçinden seçtiğin bir kağıtta yazan şeyi gerçekleştirirseniz yada çıkan soruyu bilirseniz ki bu kağıt seçen kişi ve sevgilisiyle yapacağı olan bir şey. Kısaca en yüksek puanı alan kazanır. " Dedi.

Valencia bana bakarken gülmemek için zor duruyordu.

" Gıcığıma gittin sen ha. Ne bakıyon Valenciaya. " Dedim sunucuya.

En sonunda Valencia patladı.

" Doktor. Baksana bir bana. " Dedi Valencia.

Hemen ona baktım.

Yüzünde palyaço şeklinde yüz boyası vardı.

Kahkaha attım.

O da güldü.

" Başlayalım! Biz kazancaz!" Dedi Louis, Jasmineyi öperken.

" Ve çocuğumuz. " Dedi.

Arthur ise " Valla biz kazancaz!" Dedi.

" İlk olarak Arthur ve Katarinadan başlayalım. İlk kadınlar. " Dedi.

Katarinaya uzattı.

Katarina bir kağıt çekti.

" Sevgilinle arandaki herhangi bir kavgadan sonra genel olarak ilk kim barışmak ister?" Diye okudu yazanı.

Katarina hızla " Arthur. " Dedi.

Louis kahkaha atarken bende kıkırdadım.

" Valla trip atarım ben. O derece küsme. Arthur gelir gıdıklar beni barışı veririz. " Dedi.

Valencia da gülerken Jasmine gülümsedi.

" Evet ben. " Dedi Arthur.

Kahkaha attı Valencia.

Bir kaç Kral da gülerken Jasmineye uzattı fanusu sunucu.

Jasmine seçti.

Okudu.

" Sevgiline herhangi bir cilve yap. " Dedi.

Louise baktı.

Jasmine hiç beklemediğim bir anda Louisin dudağına yapıştı.

Hemen sonra kucağına yandan oturdu.

" Tanrım!" Dedi Arthur.

" Bence de. CİLVEYE bak!" Dedi Katarina.

Bir kaç dakika sonra fanus Valenciaya uzatıldı.

Valencia bir tane seçti.

Suya uzandım. Alıp içmeye başladım.

" Sevgilini delirtecek bir şey yap. " Dedi.

Ve birden dizime yatınca suyu kenarı püskürttüm.

Bu beni aşk konusunda delirtiyordu.

Çünkü onu sikmek istiyordum. Ve beyin ameliyatı daha yeni olduğundan bunu yapmazdım. Normalde süre 1 haftaydı ama ben yapamazdım. Kriz geçirir diye korkardım.

" Valencia. " Dedim şakağımı ovalarken.

" Hıh. " Dedi.

Tanrım!

" Kalkar mısın? Bak ameliyatı yeni oldun. Sikemem seni kalk. " Diye mırıldandım.

" 1 hafta doldu. " Dedi doktor olduğundan dolayı.

" Valencia delirtme beni kalk olur mu?" Dedim yine kısık sesle.

" Kalkmayacağım. " Dedi.

Tanrım bunu yapmamalıyım.

" Ölüm teri döküyorum kalkar mısın?" Dedim.

Kalktı.

Rahat bir nefes verdim.

" Oh be. " Derken alnımı sildim.

Öyle devam ettik.

30 dakika sonra.

" Okuyorum. Sevgilinin ağzındaki içeçegi pipetle iç. " Dedi Arthur.

Katarinaya baktı.

" Kusarım olmaz pes ediyoruz. " Dedi Katarina.

Evet kendi midesini bulandırırdı.

" Sıra Louis ve Jasmine de!" Dedi Sunucu.

Ama Jasmine " Ben hamileyim olmaz öyle şey. " Dedi.

Ben ağzıma bir su aldım.

Valencia da bir pipet alıp ağzıma sokup ağzımdaki suyu içmeye başladı.

Bitirince pipeti çekti.

" Kazanan! Valencia ve Tiago!" Dedi sunucu.

Valencia ayaklanıp zıpladı.

Dans etmeye başladı.

Kalçasına kendimi tutamayıp bir şaplak attığımda durdu.

Sırıttım.

" Ne? Götüne vurmayacaksam niye evleniyoruz. " Dedim.

" Siktir davetiyeyi hazırladık dağıtmadık lan. " Dedi.

John arkadan " Herkesin odasına bıraktım! Halkın da kapılarına!" Dedi.

" Aferin lan!" Dedik aynı anda.

Sonra Valenciayla birbirimize baktık.

" Oyun bizi çarptı. " Dedim.

Güldü.

" Yoruldum ben ya. " Dedi.

" Bende. " Derken ayaklandım.

Odaya ışınladık.

" Banyo yapacağım. " Dedi Valencia.

Üzerindeki tişörtü çıkartırken sadece sütyenle kalmıştı.

Altındaki şortu da çıkarttı.

Makineye atarken bile yatakta oturup onu izledim.

" Geliyor musun?" Dedi.

Gelemezdim. Gelirsem sevişme isteğim artardı.

Başımı olumsuzca salladığımda banyoya girdi.

30 dakika sonra çıkarken hapşurmaya başladım.

Tanrım! Grip mi olmuştum?

Yüzümü buruşturdum.

Valencia saçlarını fönleyip rahat bir şeyler giyip yanıma geldi.

Yattı.

Ondan uzaklaştığımda durdu.

" Sanırım grip oldum yaklaşma. " Dedim.

Yine de göğsüme sokulunca kendimi bıraktım.

 

 

Bölüm : 12.12.2024 22:24 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...