91. Bölüm

91. Bölüm

Emine Ekin Yavuz
okurveyazarolankiz

Günlerden kutlamanın sonu.

Artık her insan buradaydı.

Ben dışında.

Kafamda bir sorun yoktu çünkü 2 hafta geçmişti.

Tek sorun.

Bir kaç saat önce olan kanamamdı.

Regl değildi. Veya herhangi vajinal bir kanama.

Ama ben doktoruma gitmiştim.

Bir test yapmıştı.

Ve şimdi sonucu bekliyordum odamda.

Tiago neredeydi? Bilmiyordum.

Tek bildiğim birazdan toplantı salonundaki Kralların,Kraliçelerin, Prens ve Prenseslerin tamamının toplantı salonundan kutlama yerine gidecek olmalarıydı.

Odamda oturmaya devam ederken ellerim titremeye başladı.

Sevişmeyeceğiz Valencia. Diye daha bu sabah diyen Tiagonun sözleri aklıma gelince birden ağlamaya başladım.

Yatağımı yumruklarken ağlamaya devam ettim.

" Ama! İstiyorum. " Dedim.

- Tiago-

Toplantı salonunda oturuyordum.

Louis konuşmasını bitirdiğinden artık yavaş yavaş kutlamaya gidecekti herkes.

" Tiago. " Dedi biri.

İleri baktım.

Doktor Lena.

Kadındoğumcu.

Ayaklandım.

Yanıma geldiğinde bile herkes bize bakıyordu.

Doktor İgor da geldi yanıma.

Lena bir kaç kağıt düzeltti.

Bana testin sonucunu gösterirken Tanrıya dua ediyordum.

" Test sonucu pozitif. Yani iyi. " Dediğinde rahat bir nefes verdim.

" Regl olmadığına emin misin?" Dedi.

" Evet eminim. " Dedim.

" Ya senden sakladıysa. " Dedi.

" Zaten saklar. Ben onun regl olup olmadığını haraketlerinden anlarım. Şu günlerde hiç sinir krizi geçirmedi. Regl değil. " Dedim.

Doktor İgor konuyu değiştirip " Panik atakları nasıl? İlaçları alıyor mu?" Dedi.

İçmiyor.

" Hayır. Zaten " dedim ve cebimden onun yüzüğünü çıkarttım.

Lena " Ayrıldınız mı!" Diye bağırdı.

Yüzüğüne baktım.

" Hayır. Sevişmedik diye bana küstü. " Dediğimde Doktor İgor kıkırdadı.

" Aslında 1 hafta doldu. Beyin kanaması riski yok. Yani herhangi bir cinsel şeyi... Prezervatif kullanarak yapabilirsiniz. " Dedi.

Başımı olumsuzca salladım.

" Korkarım ben. O yüzden 1 ay sikme mikme yok. " Dedim.

Yarın düğün vardı.

Gelinliği de hazırdı.

Herşey hazırdı.

Kahrolası her şey.

Ama o yoktu.

Burukça gülümsedim.

" Sorun Vajinasında da değil. Ama parça düşmüş. Riskli bir şey değil. Bende ilk defa denk geliyorum. Herhangi bir şey olursa... Hemen bana gelin. " Dedi.

Johna baktım.

" Sana zahmet Valenciayı çağırsana. " Dedim.

O giderken arkamdan Arthur ve Louis geldi.

" Ne olmuş?" Dedi Arthur.

Olayı özetledi Doktor İgor.

Sonra John geldi.

" Valencia geliyor. Ağlıyordu ve yatağını yumrukluyordu. Çağırdığını söyledim. Siktirsin gitsin oruspu çocuğu dedi. " Dedi.

" Geliyor ama demi. " Dedim.

Başını sallarken içeriye Valencia girdi.

Ağlarken bana geldi ve omzumu yumruklamaya başlarken takım elbisemin göğsüne başını yasladı.

Ağlarken omzumu yumrukladı.

İki yandan yumruklarken gülümsedim.

" Panik atak mı?" Dedi Doktor İgor.

Başımı salladım.

Valencia pembe bir elbise giymişti ama ayağı çıpalaktı.

Vurmaya devam ederken ağlamayı kesmedi de.

2 dakika böyle kaldık.

" Valencia. " Diye mırıldandığımda " Git başka kadın sık! Oruspu çocuğu. " Diye bağırıp daha fazla ağladı.

Güldüm.

" Başka kadın filan sikmiyorum. Niye başka kadın sikeyim ben sen varken. " Dediğimde başını kaldırıp bana baktı.

" Sikmiyorsun ki beni!" Dedi.

Başını eğip yine ağladı.

" Oy oy oy. Sen sikilmeyi mı özledin. " Dedim.

Başını salladığında kıkırdadım.

Ağlamaya devam ederken ayakta duramadan dizi üzerine çöktü. Sonra da yere oturdu.

Yere yatıp yeri de yumruklarken kıkırdadım.

" Sikilmek istiyorum!" Diye bağırırken durdu.

Bana baktı.

" Gider burdan bir prens sikerim beni sikmezsen. " Diye tehdit edince kahkaha attım.

" Gülme valla yaparım!" Dedi.

Ayağıma da yumruk attı.

İnledim.

" Tamam tamam. " Dedim ve onu kucakladım.

Yere bıraktım.

Bana baktı

Baktı.

Baktı.

" Ne?" Dedim.

" Sikecek misin?" Dedi.

" Hayır. " Dediğimde geri ağlamaya başladı.

Bir an sustu.

" Tamam ben sikim. " Dedi.

" Hayır. " Dedim.

Ağlamaya geri başladı.

" Tamam ağlama ağlama benimde sinirim bozulmaya başladı sen ağlayınca. " Dedim ve parmağımla göz yaşlarını sildim.

" Ne istiyorsun sen?" Dedim.

" Seks. Sık beni. Beni siker misin? Beni sikmeni istiyorum. Yalvarırım lan sık beni! Ya beni sık sikkk! Lütfen sık. " Dedi.

Gülümsedim.

" Tamam hadi baklavalarımla oynamana izin verebilirim. " Dediğim gibi takım elbisemi yırttı.

Ciddi ciddi tamamen yırtıp attı.

Kucağıma atladı.

Ayaklarını bu sefer kalçama doladı.

Sertliğime yaslandı ve kafasını karın kasıma koydu.

Isırdı.

" Sen oyalan. " Dedim ve Lenaya döndüm.

" Sağol. " Dedim.

Başını sallayıp giderken Valenciaya baktım.

" Gidiyor muyuz kutlamaya. " Dedim.

Cevap vermeden karın kasımı öpmeye devam etti.

Ruju her tarafa bulaşıyordu.

Gerçekten bitmiyordu da.

" Bir nefes al bari. " Derken parmağına yüzüğünü taktım.

Emmeye devam etti.

O kadar hızlıydı ki.

Toplantı salonundan çıktım.

" Kanaman hakkında konuştuk. " Derken odamıza girdim.

Durdu.

Kucağımdan atlayıp bana baktı.

Baktı.

Baktı.

Sonra da arkasını dönüp yatağa yattı.

" Konuşsana. " Derken yattım yanına.

Altıma rahat bir şort ışınladım.

- Valencia -

" Kızmadın mı sakladığımdan. " Dedim.

" Kızmadım. Kızmam da. " Dedi.

" Öpebilir miyim?" Diye masum bir istek sordum.

" Öp. Hadi saldım seni. Sikmek dışında her şeyi yapabilirsin. " Dedi.

" Soyunabilir miyim?" Dedim.

" Soyun hadi ona da tamam. " Dedi.

..

Her tarafımı ruj etmişti. Boş yerim kalmamıştı.

Şimdi ise yine sertliğimi öpüyordu.

İşi bitince yere yığıldı.

" Çok zor sikmemek. " Dedi.

Birde bana sor.

Çıplaktı. Tamamen hemde.

Ayağa kalkıp yanıma geri geldi.

Baksırım ile şortumu geri giydim.

Boynumda kalan boş yeri de öptü.

Yaklaşıp dudağına minik bir öpücük kondurdum.

Arkasına yaslanıp bana baktı.

Bedenini süzdüğümda bacaklarını iki yana aćtı.

" Kapat bacaklarını sevişmeyeceğiz. " Dedim.

Yanına yüz üstü uzanırken kollarımı da yastık olarak kullanmıştım.

" Sesin çok kötü Doktor. " Dedi.

Hastaydım. Grip bir türlü geçip gitmiyor daha beter ediyordu.

Gözlerimi yumdum.

" Şey. " Dedi.

" Hıh. " Dedim.

Ayaklanıp hemen gitti ve geri geldi.

" Çorba yaptım sana. Otursana bir. " Dedi.

" İçmeyeceğim sen içebilirsin boyun uzar. " Dedim.

Beni kaldırıp oturttu.

Çorbanın kabını sehpaya bırakıp bana çocuk gibi içirdi.

Birden düşüyordu enerjim.

Bir kez hapşurduğumda durdu.

Bana peçete uzatınca burnumu sildim.

Biraz daha içtikten sonra uzandım.

Yüz üstü yine yatıyorken kafamın hizasında Valencianın kalçası vardı.

Saçlarımı kalçasına sürtüyordum.

Bir kıkırtı sesi duyulurken saçlarımı okşamaya başladı.

Bir kez daha hapşurdum.

" İyi yaşa. " Dedi.

" Sende. " Dedim ve geri yüz üstü yattım.

Bacaklarını yine iki yana açtı. Kendi göğsünü okşadı.

" Mastürbasyon yapma. Kendi kendini sikmek yok. En son 15 de yaptın bir daha yok. Yapmam " dedim ve elini tutup indirdim.

Ofladı.

Göz kapaklarım ağırlaşırken sustum.

" Dinlen. Ben belki kutlamaya giderim. Merak etme. " Dedi.

Onaylarcasına bir inilti çıkarttım.

Valencia tam bacaklarını iki yana açmış iniyorken onu durdurdum.

Bir elimi uzatıp bacak arasına yaklaştırdım.

Kadınlığından içeriye girdiğimde inledi.

- Valencia -

Lanet olası bu yakıcı tutkuyu hisetmek iyi geliyorken acıtıyordu da.

İnce uzun 3 parmağı içimdeydi.

İleriye ilerletiyorken ister istemez bacaklarım kapanıyordu.

Bir dizime başını koyup kendine yer açtı.

Diğer bacağımı da diğer tarafa yatırdım.

İçimi okşayıbca kafamı geriye atıp inledim.

" Sikeyim Doktor. " Dedim.

Eski dikişlerin olduğu yere gelirken bir yandan da muayne ettiğini anlamak zor olmuyordu.

" Doktor. " Diye mırıldandım.

Daha derine gidince bağırmamak için dudaklarımı dişledim.

" Gel buraya. " Dedi ve elini yavaşça çekti.

Beni birden aşağıya getirdi.

Kasığımı yalarken kadınlığıma indi.

Isırdı ve yaladı.

" Sikeyim. " Diye bağırdım.

Güldü.

Kalçama bir şaplak attı.

Kıkırdadım.

Ellerini çekip geri uyku pozisyonunu alınca sırtını ovaladım.

" Of of of. " Derken inledi. " Yaşlanmışız. "

Bende ciddi anlamda sırtına masaj yaptım.

Bir kaç dakika sonra uykusuna dalınca ellerimi çektim.

Bana bakarken uykuya dalmıştı.

Dudağını öptüm.

" Tatlı rüyalar. " Dedim ve ayağa kalktım.

Üzerime bikinilerimi giydim. Ve birde Tiagoya ait siyah ceketi giyip önümü kapattım.

Balkona çıktım.

Balkonun hemen altındaydı koca havuz.

Trabzalara ayaklarımı koyup ıslık çalınca bana baktılar.

2. Kattan el salladım.

" Gösterişe gel. Her sene yapar Valencia bunu. Balkonundan atlar bu havuza. 14 yaşından beri hemde. " Dedi Gabriel.

Halk alkış tutup ıslık çalarken ceketi yavaşça açıp çıkarttım.

Havada sallayıp içeriye attım.

Bikinileri düzeltip balıklamasına suya atladım.

Suyla buluşunce biraz yüzüp yukarı çıktım.

İnsanlar alkış tutuyorlardı.

Bir yandan bazı kişiler kutlama eşyalarını topluyorlardı.

Yanıma birden John koştu.

" Valencia! Rosalienin sana bir mesajı var!" Dedi.

Sonunda Valenciayı öğrenebilmişti.

" Neymiş. " Dedim.

" Yöneticiliği sana vermek istiyor. Karşılığında ise hiç bir şey. " Dedi.

.... 

Kutlama bitmiş saat akşam 6 ya geliyordu.

Yemek yiyorduk.

Toplantı salonunda.

Ve sevgili Chris de oradaydı.

Düşman toprak.

Gerçekten sevilmeyecek kadar kötüydü. Elbette sevdiğim özellikleri vardı biraz ama.. kötülük yapıyor bizleri aşağılıyordu. Kafasına göre bir yerleri alıyordu.

İğrenç bir Kraldı.

Yakında gebertirdim zaten.

Herkes onunla bir yarışta olduğumu biliyor olmalıydılar.

Kafam dop doluydu.

Yarın düğün vardı.

Ve şuan düğün yerine masalar getirilmiş elektirik zımbırtıları kuruluyordu.

Bir kaç saat önce de Natho,Abel ve Rosalienin hafızasını silmiştim.

Ne iyi ama. Onlara kendimden de bahsetmiştim. Bana yaptıklarından ağlamış özür dilemişlerdi.

Yine Rosalie ile Natho sevgiliydi.

" Valencia. " Diyen Tiagonun mırıltısıyla durdum.

Ona baktım.

Kafamdaki olaylardan bazen onu unutuyordum.

Alnına bezi bastırmaya geri başladım.

Yüzü dışındaki her yerde hala ruj izlerim vardı.

Yüzünü silmiştim.

Battaniyeyi üzerine çekince üzerini açtım.

" Doktor ateşin var. " Dedim.

Yavaşça belime sarıldı.

Başını göğsüme koydu.

Titriyordu.

Gerçekten... Tiagoyu nasıl sevmiyorlardı.

Onun neden kalbini kırıyorlardı.

" Özür dilerim. " Diye mırıldandı.

" Bir şey yok. Bir şey yok doktor. Dileme özür. Bir şey yapmadın. " Dedim.

Sustu.

Birden hapşurdu.

" İyi yaşa. " Dedim.

" Sende. " Dedi.

Kafası arkaya düşünce durdum.

" Doktor. " Dedim.

Cevap gelmedi.

Yanağına vurdum.

" Doktor. " Dedim.

Sessiz.

Hemen ayaklanıp bezi attım.

" Tiago!" Diye bağırıp onu sarstım.

Kendine gel Valencia ne yapman gerektiğini biliyorsun dedim kendi kendime.

Ayaklanıp çekmeceden bir kaç ilaç aldım.

İğneye çekip Tiagonun boynuna sapladım.

Enjekte ettim.

Geri çekip ona baktım.

Bir kaç dakika sonra titremesi durdu.

Nefesimi verip yanına oturdum.

Yüzünü avuçladım.

Dudaklarım titrerken " Tanrı belanı versin Tiago çok korktum. " Diye mırıldandım.

Burnumu çektim.

Boynuna sarıldım.

Hemen geri çekilip yanağını öptüm.

Ateşi düzene girmiş rengi yerine gelmişti.

5 dakika sonra uyanmaya başladı.

Etrafa bakıp " Ne oluyor lan. " Dedi.

Sesi çatallı çıkmıştı.

" Bayıldın. Havale geçirip bayıldın. Geberiyorum korkudan. " Dedim ve tekrar sarıldım.

Bir kolunu bana sardı.

" Geberiyorum sanırım. " Dedi.

" Başlatma yalanına yarın evleniyoruz. " Dedim.

" Yarın karım oluyorsun. " Dedi.

Öksürdü.

Ayaklandım.

" Ne oldu?" Derken mutfağa geçip meyve doğradım ve ballı bir ıhlamur yaptım.

Yanına getirdim.

Peçete de bıraktım.

" Toplantıya giderken giyeceğin elbiseyi ben vereyim mi? Sana almıştım verme fırsatı bulamadım. " Derken yavaşça ayaklandı.

Ona destek oldum.

Koltuğa gitti.

Üzerinde bir paket vardı.

Koltuk kadar uzun bir paketti.

Eli omzumdayken ayakta durmak için biraz baskı yapıyordu.

Tam bu sırada kapı çaldı.

" Ne var ?" Dedim.

İçeriye biri girdi.

John. 

" Chris geldi. 8 dövüşçüsüyle. Sizleri bekliyor herkes. " Dedi.

" Az daha beklesinler. " Dedim.

Gitti.

Tiago o poşeti eline alıp bana uzatınca aldım.

Kendini yatağa fırlatırken elbisenin poşetini açtım.

" Oha" diye mırıltımı duydu.

 

Hemen üzerime giymiştim ve çok güzel olmuştu.

Tiago beni izliyorken makyaj da yapmıştım.

Koyu kırmızı bir makyaj yapmış ruju da koyu seçmiştim.

Hemen sonra saçlarımı ellerimle dalgalandırdım.

Ayağıma Louboutin topuklu ayakkabı giydim.

Bir sigara yaktım.

Nefes çektim.

" Geleceğim. " Dedim Tiagoya.

Ve odadan ćıktım.

-Louis-

" Şu Cips mıdır Kraks mıdır nedir! Dalarım ben buna. Katarinaya bakıyor. " Dedi Arthur.

Chris isimli varlık bana baktı.

Az önce konuşmamı bitirmistim.

" Güzeldi. Ama Kraliçe nerede. Hadi ama! Sizi kullandığının farkına varın! Sevilmeyen sürtüğün teki! Şu niye seviyorsunuz! Siz onu kullansanıza!" Diye bağırdı Chris.

" Valencia bizi kullanmaz. Biz onu hayatta kullanamayız. Bilmiyor musun? Yöneticilik onda. Evrenin en güçlüsü şuan o. " Dedi Loyal.

Herkesin yüzünde bir maske vardı.

Maske kutlaması gibi bir şey oluyordu kutlama.

Kraliçelerin kraliçe olduğunu belirten eşsiz maskeleri vardı. Mavi en çok vardı. Mavi demek İhtişam demekti.

Valencia da kırmızı vardı. Her şey demekti. Güç demekti.

Topuklu ayakkabı sesi duyulunca her zamanki gibi müzik sesi kısıldı konuşmalar durdu.

 

Bölüm : 14.12.2024 10:04 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...