
Yaşam belirtisi vermek için bu bölümü atıyorum. Şuan elimde hazır olan 7 bölüm var. Aktif olacağım diyorum olamıyorum. Okul hayatım o kadar yoğun ki. Kitap okumaya bile vaktim olmuyor. Bu bölümü umarım seversiniz. Yayınlanma Tarihi: 5 Ekim 2025
Okunma:20
Oy:5
Keyifli Okumlar!
''Yara derin değildi; derin olan, onu sessizlikte taşımaktı.''
-berceste
İlahi Bakış Açısı
Genç kadın yine trafiğe kalmıştı. Okul trafiğinin içine girmemek için, arabayı okulun biraz ilerisine park etti. Yine hastalarına üzülmüştü. Ara sokağın önünden geçerken, dikkatini bir iki tane genç çekti. Bu gençlerden birini o kadar iyi tanıyordu ki. Sessizce onların ne yaptığını izledi.
Gördüğü şeyler karşısında ne yapacağını şaşırdı. Yeni hastasının ağabeyi uyuşturucu satıyordu. Kadir’in yanında ki çocuk gidince, Çiçek Kadir’e doğru yürüdü. Kadir Çiçeğin geldiğini görünce yutkundu. Şimdi ne yapacaktı?
Çiçek Kadir’in yanına geldiğinde, bir süre bakıştılar. ‘’Neden?’’ Çiçeğin ağzından sadece bir kelime çıkabilmişti. Kadir uzun bir süre konuşmadı. ‘’Yapmak zorundaydım… Mine için.’’ Kadir’in gözleri dolmuştu.
Çiçek Kadir’i kendine çekip sarıldı.
O an Kadir, daha önce hissetmediği duyguyu hissetti.
Anne sevgisi.
Kadir’e doğduğundan beri annesi bile böyle sarılmamıştı.
Kendini tutamayıp ağlamaya başladı. Çiçek, şefkatle Kadir’in saçlarını okşadı. ‘’Ameliyat parasını hastane karşılar. Kendini sıkıntıya sokma.’’ Kadir başını olumlu anlamda salladı. ‘’İçimde dert olur Çiçek Hanım… Hastanenin kantininde çalışsam?’’ Çiçek Kadir’in kendini kötü hissetmesini istemiyordu. Başını olumlu anlamda sallayıp, Kadir’in başına öpücük kondurdu.
Tamay Gülmez
‘’Hiç bir şeyi yok. Gayet sağlıklı bir kedi.’’ Veterinerin söylediği şeyle içim rahatladı.
Yanıma gelmeye çalışan kediyi kucağıma alıp, taşıma kabına koydum.
‘’Arabaya geçin geliyorum ben.’’ Onu taşıma kabında tutmak istemediğim için, hızla arabaya doğru yürüdüm.
Veterinerden çıktığımda dikkatimi siyah bir araba çekti. Arabanın içinde yaşlı bir adam vardı. Yaşlı olmasına rağmen hala karizma görünüyordu. Adama bakmayı bırakıp, arabaya bindim. Kediyi taşıma kabından çıkardım. Ona hala bir isim bulamamıştım. Annem isminin Atom olabileceğini söylemişti.
Garip bir isim istiyordum. Annem arabaya bindiğinde kemerimi bağladım. ‘’Anne?’’ Annemden uzun zamandır istediğim bir şeyi isteyecektim. ‘’Olmaz Tamay o adamın kitaplarını evde görmek istemiyorum.’’ Babam olacak hain adam yüzünden annem ‘Hüseyin Nihal Atsız’ın kitaplarını okumamı istemiyordu.
Aklıma gelen isimle güldüm. ‘’Kedinin ismini buldum. Torunun Atsızla tanış anneannesi.’’ Annem bana yandan bakış atıp arabayı sürmeye devam etti. ‘’Bugün sana araba sürmeyi öğreteceğim.’’ Dediği şeyle çok heyecanlanmıştım. 18 Olmama bir hafta kalmıştı.
Bir babanın yapması gerekeni, bir anne yapıyordu.
Telefonumu elime alıp şarkı açtım. Bu aralar ‘Sezen Aksu- Seni Yerler’ dinliyordum. Nisan ayının ortalarında olmamıza rağmen havalar sıcaktı. Araba boş araziye gelince, annemle yer değiştirdik. Araba çalıştırmasını biliyordum. 16 Yaşındayken annem göstermişti. Telefonumu arabanın camına dayayıp video çekmeye başladım.
‘’Tamay'ım bak şimdi. Sağ tarafta gazla fren var. Sol tarafta da debriyaj var. Şimdi yavaşça arabayı çalıştır. Daha önce gösterdiğim gibi. Ayağını sakın debriyajdan çekme. Tamam mı?’’ Başımı olumlu anlamda sallayıp, arabayı çalıştırdım. Yavaş yavaş gaza basmaya başladım. Fazla hızlı gitmek istemiyordum. Araba hareket etmeye başlayınca heyecanla konuşmaya başladım. ‘’Sürüyorum!’’ Annemin gözleri dolmuştu. ‘’İlk seferine göre güzel. Şimdi şuradan dümdüz ilerle.’’ Annemin dediğini yaptım.
Doruk Gülmez
Şuan annemin ailesinin şirketine gidiyordum. Onları ilk defa görecektim. Halam bizim yeni doğduğumuz da geldiklerini söylemişti. Barlas en büyük dayımın telefon numarasını vermişti. Çok garip bir insandı. Şirketin önüne geldiğimizde arabayı park ettim.
Üzerimde siyah bir takım elbise vardı. Benim aksime Ayaz eşofman giymişti. Şirketten içeriye girdiğimizde direk sekreterin yanına ilerledim. ‘’Adem Pekkanla görüşecektik.’’
İşte o sinir edici soru!
‘’Randevunuz var mıydı?’’ Kız cilveli bir şekilde konuşmuştu. Gözleri arsızca Ayaz’ın bedenindeydi. ‘’Doruk yengen arıyor ben bir konuşup geliyorum.’’ Ayaz’ın bu hareketi kızı bozguna uğratmıştı. ‘’Randevum olmasa neden geleyim. Bana hemen Adem Pekkan’ın odasını göster.’’ Kız gözlerini devirip arkamda ki toplantı salonunu işaret etti. ‘’Adem Beyle Ethem Bey orada çok önemli bir konuyu konuşuyorlar.’’ Kıza bir şey demeden Ayaz’ı bekledim.
Ayaz yanıma gelince kapıyı çalmadan toplantı odasına girdim. Adem dayımla göz göze geldiğimizde çığlık attı. ‘’Canım yeğenlerim!’’ İkimize birden sarılmaya çalışması çok komikti. İkimize birden sarılamayacağını anladığı için önce bana sarıldı, sonra Ayaz’a. ‘’Gelin dedenizle de sarılın.’’ Dedemin yanına gidip elini öpmeye çalıştım. ‘’Burhan dedeniz gibi yaşlı bir adam değilim ben.’’ Bu dediğine gülmeye başladık.
Adem dayımın ısrarı üzerine onlara gidecektik. ‘’Ben babamla konuşayım.’’ Ayağa kalkıp dışarı çıktım. ‘’Efendim?’’ Telefonu hemen açmıştı. ‘’Baba biz bu gün Adem dayımlara gideceğiz haberin olsun.’’ Dediğim şeyle bir süre sustu. ‘’Babaannem bir şey derse sakın aldırış etme. Bu sizin hayatınız nasıl mutlu oluyorsanız öyle hareket edin. Şimdi kapatmam gerek.’’ Bir şey demeden telefonu kapattım.
Ayaz yanıma gelince arabaya bindik. Dayım camdan onu takip etmemiz için el hareketleri yapmaya başladı. Arabadan gelen sesle gözlerimi devirdim. Ayaz yine ‘’Mavi Gri- Aklımı Kaçırdım’’ açmıştı. Story çekmeye başladı. Büyük ihtimalle Işığa gönderme yapacaktı.
‘’Yavrum şunlardan da yiyin bakayım.’’ Anneannem sürekli olarak ağzımıza zorla bir şeyler veriyordu. ‘’Anneannem yeter artık.’’ Doyduğumuzdan emin olmuştu sanırım. ‘’Annenizle görüşüyor musunuz?’’ Mert dayımın söylediği şeyle serçe yutkunduk.
‘’Hayır ama bir adım yakınız.’’
Ayaz’ın söylediği şeyle Adem dayım hemen atıldı.
‘’Evlenmiş bir tane kızı var.’’ Dayımın dediği şeye gülmeye başladım. ‘’O iş öyle değil.’’ Dedem olaydan soyutlanmaya çalışmıştı, ama başarmadı. ‘’Nasılmış o iş?’’ Sesi fazlasıyla meraklı çıkmıştı.
‘’Şöyle ki bizde birkaç gün önce öğrendik. O kız yani Tamay babamdanmış. Tamay 5 yaşındayken boşanmışlar. Babam annemin haberi olmadan bizi alıp Ayla babaannemin yanına getirmiş. Sonra sürpriz bir şekilde Tamay olmuş. Babamın annemden boşanma sebebi Tamay’ı Ayla babaanneden korumaya çalışmasıymış. Ama Ayla babaanne önceden biliyormuş sanırsam. Geçende abuk subuk konuştu. Tamay’a zarar verecek diye korkuyorum.’’ Anneannem ağlamaya başladı.
Dedem derin bir iç çekti. ‘’Babanızın sülalesinin a-‘’ Adem dayı ağzına sokulan sarmadan dolayı sustu. Rüzgar dayım konuşmaya başladı. ‘’Siz bizi nasıl buldunuz?’’ Ayaz oturduğu yerden doğruldu. ‘’Şöyle ki annemle Tamay’ı bizim hacker bir kuzenimiz var o önceden takip ettiriyormuş. Barlas sizin her şeyinizi biliyordu. Bizde ilk Adem dayıya ulaştık işte.’’ Adem dayım böbürlenmeye başladı.
‘’Bu mesaj size beyler. En sevdiğimiz dayımızı seçtik diyorlar.’’ Rüzgar dayı alayla gülemeye başladı. Ayaz’ın bilmediği şeyi burada söyleyecektim. ‘’Burhan dedem Mersin’e gitti. Oradan birkaç fotoğraf attı. Bakmayın siz onun Ayla babaanneye boyun eğiyormuş gibi göründüğüne.’’ Ayaz kolunun altında ki yastığı bana fırlatınca ona ters ters baktım. ‘’Bana neden söylemedin?’’ Gıcıklığına çayımdan kocaman bir yudum aldım. ‘’Dedem istemedi çünkü.’’ Bir şey demeden elleriyle, saçlarını karıştırdı.
‘’Tamay dedemin onları seyrettiğini anlayıp bir süre bakmış. Dedem Tamay’ın bakışlarından etkilenmiş.’’ Dedem bana kaçamak bir bakış atıp konuşmaya başladı. ‘’Fotoğrafı filan varsa göstersenize… Sadece merak ettiğimden.’’ Bu haline gülmeden edemedim. Ayaz telefonunu dedeme doğru gösterdi. ‘’Dede yanında ki yeşil gözlü güzel kızda gelininiz olacak inşallah.’’ Ayaz’a bakıp gözlerimi devirdim.
Anneannem Ayaz’ın sırtını sıvazlayıp konuşmaya başladı. ‘’Bu kızı babaannen harcar.’’ Ayaz bıkkınlıkla ofladı. ‘’Susun Çiçeğimi aradım çalıyor!’’
Adem dayımın yaptığıyla hepimiz şoka girmiştik. Bir süre telefondan bir ses duyuldu.
‘’Alo?’’
Annemin sesi.
Annemin sesini duymuştum.
‘’Çiçek Pekkanla mı görüşüyorum?’’ Dayım sesini değiştirmişti. ‘’Evet buyrun?’’ Telefon hoparlörde olduğu için annemin ne dediği duyuluyordu. ‘’Hakkınızda suç duyurusu var.’’ Sesli bir şekilde nefes aldı. ‘’Siz Adil Beyin avukatısınız değil mi? Bakın beyefendi, beni istediğiniz kadar mahkemeye verin. Bu umrum da değil. Elimde kapı gibi darp raporu var. Ben dedim Adil Beye daha sonuçlar çıkmadan annenizi tabucu edemeyiz diye. Adi Adil ne yaptı? Bana bıçak çekti! Lütfen benimle muhatap olmayın. Avukatıma söylerim size ulaşır.’’ Adil kimdi?
‘’Kapatma! Beni nasıl tanımazsın…’’ Adem dayım yıkılmış gibi bakıyordu. ‘’Kimsiniz siz?’’ Adem dayı hangi ara ağladı anlamadım. Gözyaşlarını silip, konuşmaya başladı. ‘’Pok balığı?’’ Adem dayının söylediği kelimeyle gülmeye başladım. Aralarında ki ilişki nasıldı kim bilir.
Belki Tamayla bizim de böyle bir ilişkimiz olurdu.
‘’Abi...’’ Adem dayı ağladığını belli etmek için derin derin nefes aldı. Burnunda ki tüm sümükleri içine çekmişti. ‘’Abi ya? Sadece bunu mu söyleyeceksin!’’ Aniden yükselmesini beklemiyorduk. ‘’Allah belanı versin tamam mı? İkizlerden sonra çocuk yap, kocayı boşa, bize haber verme. Lan babam sana her zaman demedi mi? ‘Küs olsak bile, bir sıkıntın olduğunda ara.’ Diye! Siz kadınlar hep aynısınız!’’ Kaşı taraftan cevap bekliyordu.
‘’Ferman hocam! Çiçek hoca bayılmış!’’ Hepimiz şokla Adem dayıya baktık.
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |