
Derinlerden sesleri duyuyor ama ne söylediklerini anlayabiliyor, ne de gözlerimi açabiliyordum Ölmek böyle bir şey miydi Elimi kolumu bağlayan bir çaresizlik
Zorlayarak gözlerimi araladığımda birinin uyanıyor dediğini duydum İlk olarak boş tavanla bakışırken, gözlerimi yan tarafa çevirdiğimde beyaz önlüklü birini gördüm Demek ki ölmemiştim Ama hastanede değil bir evdeydim
Doktor "kendinizi nasıl hissediyorsunuz Olanları hatırlıyor musunuz" diye sorarken büyük bir gürültü ile kapıdan biri girdi Ben Aras'ı göreceğimi beklerken karşımdaki Ateş Mirza'dan başkası değildi "Ahu" diye yanıma doğru gelirken "Ahu mu neredeyim ben" diye sordum Kulağıma gelen sesim kuyudan geliyordu
Doktor "olanları hatırlamıyor musunuz Evinizdesiniz" doktora boş boş bakarken etrafıma tekrar baktım Buranın benim evimle alakası yoktu Ayrıca Ateş Mirza nasıl yanımda olabilirdi Bir saniye Ahu mu dedi o bana
Korku ile "nerede evimdeyim" yataktan kalkmaya çalışırken tüm kemiklerim batarken inledim Ateş Mirza "ne yapmaya çalışıyorsun Ciddi bir trafik kazası geçirdin Atlastasın şuan" söylediklerini algılamam dakikalarımı alırken kanım çekildi Okyanusun diğer ucundaydım Bu nasıl olmuştu
"Kazayı nerede yaptım" soruma Ateş Mirza cevap verirken bilmediğim semt isimlerinden birini söyledi Anlamıyordum Bu olanları anlayamıyordum Ben buradaysam Ahu neredeydi Yer değiştirsek bile ayrı uçlardayken bu mümkün değildi "Peki Esila onla ilgili bir haber var mı" dediğimde Ateş Mirza "yıllardır görüşmüyorsun ki Annenle babanla bile telefon haricinde görüşmedin" derken gözlerimi kapattım Şimdi gerçekten fantastik bir kitabın içindeydim Belki de yıllar önce gördüğüm rüya gibi bir durumdu Biraz sonra uyanacaktım Bu sefer ellerime baktığımda iki elimde de yüzük yoktu Bu bir işaret miydi
Doktor "ağrınız var mı En son neyi hatırlıyorsunuz" diye sorduğunda kendimi yokladım Ne demeliydim Kazayı hatırlıyordum ama sebebi yoktu Ayrıca okyanusun diğer ucundayken nasıl Ahu olmuştum Ben Esila'yım dersem beni deli zannederlerdi Kendimden başka kimseye güvenemezdim "Sadece kaza yaptığım anı hatırlıyorum İzmir de ailemin yanındaydım Ayrıca buradaki hayatımı da hatırlamıyorum" söylediğim ile herkes buz keserken durumu kurtarabildiğim için rahatlamıştım Ateş Mirza "ben peki" diye sorduğunda başımı salladım "Doktor olduğunuzu sanıyordum" sözüm ile yüzü bembeyaz oldu İçimden oh olsun sana derken, kesinlikle bir oyuncu ya da senarist olmalıymışım İki dakika da neler yazmıştım böyle
Doktor ile Ateş Mirza odadan çıkarlarken hemşire sayesinde su içtim Kapıya baktığımda merakla bizi izleyen iki kız gördüm İkizlerdi Dört yaşında olmalıydılar
Elimle gösterip "onlar" soruma Ateş Mirza aralarından geçerek cevap verdi "Kızlarımız Lilya ve Asel" derken kızlar koşarak kaçtılar Ahu'nun çocuk isteyeceğini düşünmesem de ikizlerdi O kadar güzellerdi ki İster istemez gözlerim doldu
Ateş Mirza yanıma gelerek yanağıma elini koydu Bu beni titretirken "benden korkma" eli ile saçlarımı düzeltirken "ben senin eşinim Belki şuan tamamen yabancıyım" dediğinde gülmeden edemedim O benim için hep bir yabancıydı "ama benden zarar gelmez Her şey düzelecek" bu söylediğinden gerçekten emin miydi
Yaşadığım durum kazaya bağlı hafıza kaybı olarak kabul edildi Yataktan kalkabildiğimde aynaya baktığımda bir enkaz vardı Yüzümde morluklar, çizikler... Herkes Ahu dediği için kendimden şüphe eder olmuştum Bundan emin olmak için kasıklarımdaki dövmeye baktığımda oradaydı Bu beni rahatlatmalı mıydı Emin olmasam da Rahatlamıştım Üzerimde Ateş Mirza'nın olduğu belli olan sweat vardı Altımda ise siyah bir boxer Camdan dışarı baktığımda ikinci bir şok yaşadım Rüyamda gördüğüm bahçe ve deniz aynıydı Kaldığım oda başka olsa da evin aynı olduğuna da emindim
Dolaplara baktığımda boştu Kazadan dolayı mı bu odaydım ya da ayrı mı kalıyorlardı Hiç bir fikrim yoktu Burada ne işim vardı onu bile bilmiyordum Bu düğümü nasıl çözecektim
Beni yataktan çıkarmazlarken, çok dikkatli bakılıyordum İlaçlarım takip ediliyor, yüzüme kremler sürülüyor, sürekli kemik sulu çorbalar içiriliyordu Evin görünen iki çalışanı vardı ve beni yani Ahu' yu kesinlikle sevmiyorlardı
...
Ahu'nun hayatını dışarıdan izlerken iki gün geçti Uyuyup uyandığımda bunun bir rüya olduğunu ve odamda uyanacağımı düşünsem de pek öyle olmadı Ateş Mirza işe gidip geldiğinde nezaketen nasıl olduğumu soruyordu Bana yaklaşmayıp, çalışma odasına çekilirken Ahu ile aralarının iyi olmadığı belliydi Hiç aşık, eşine düşkün bir koca gibi görünmüyordu Belki de başka biri vardı Formalite icabı bir evlilik ve başkalarını ile yaşanan hayatlar Çarpık ilişki istemedikçe içinde buluyordum kendimi Ayrıca onların evliliği de pek umurumda değildi Benden uzak olması işime geliyordu
Evi dolaşırken hiç iki çocuklu bir eve benzemediğini gördüm İkizler beni uzaktan izleseler de ben bakınca kaçıyorlardı Bahçeye çıkmayı geçtim Odalarından bile çıkmıyorlardı Onlar uyurken bir iki kere izledim O kadar güzel, o kadar masumlarda ki
Dağınık bir ev, korkunç bir bebek odasında karanlığa boğulmuş gibiydiler Hiç canlılık yoktu Kahvaltı ederlerken babaları sadece öpüp çıkıyordu Onlar sessiz bir şekilde tabağına verilenleri yerken odalarına geçiyorlardı Öğlen yemekleri odalarında, akşam yemekleri ise sessiz bir şekilde salonda yeniyordu Hiç benimle göz göze gelmemişlerdi Benimle konuşmamışlar, yanlışlık bir çatal düşürüp ya da içecek devirdiklerinde korkarak beklemişler, parmak uçlarında yanımdan geçip gitmişlerdi Kendi ailem ile kıyasladığımda burası hapishaneden farksızdı
Ah ailem burnumda tütüyorlardı Aras ne yapmıştı Orada ki bana ne olmuştu Kayıp olmuşken deli gibi beni mi arıyorlardı Ölmüş müydüm ya da benim gibi Ahu da yerime mi geçmişti Kafam artık düşünmekten patlayacak gibi oluyordu
Ev telefonundan annem, babam, Aras'ı hatta kendi numaramı aradım Hepsi kullanılmıyor diyordu Ateş Mirza işe gittiğinde çalışma odasındaki bilgisayarı kullandım Banka hesaplarım, sosyal medyam, çalıştığım şirket hatta üye olduğum siteler bile puf yok olmuştu Her sabah uyandığımda rüya olarak kalacağını düşünmeye devam etsem de hiç bir şey değişmemişdi
Kendime bir yol çizmek zorundaydım Daha önce birbirimizin yerine geçmiştik ama çok küçükken idi Karakterlerimiz zıt olduğu için bir daha denemedik Şimdi ne yapmam gerekirdi Ahu gibi mi davranmalıydım Kendim gibi mi Ama bu dört senede ne kadar değişti Nasıl bir evliliği ve hayatı var bilmiyordum ki
İkizler böyle olduğuna göre yetiştirilme yöntemi buydu Saçlarını okşayıp odadan çıkarken Ne yapmalıyım kızlar dedim Sizin için ne yapabilirim ki Üçüncü günümde Ateş Mirza kahvaltı yapmadan çıkarken belki de onlar için geldiğimi düşünmeye başladım Kafamda ki artıları eksileri tartım Belki de Ahu'nun hayatındaki hataları düzeltmek için gelmiştim İkiz bağı, gücü denen bir şey vardı Onun hayatını mı kurtaracaktım
Akşam yemeğinde ikizleri izlerken "neden hiç konuşmuyorsunuz" diye sordum Başında renkli tokalar olan Lilya "sesimizi duymak istemediğini söylemiştin" sözü ile canım yandı "Peki neden odanızdan çıkmıyorsunuz Yoksa ben ortada dolaşmayın mı dedim" diye sordum Verecekleri cevap beni korkutuyordu Saçları iki yandan ayrılıp topuz yapılmış Asel başını sallarken Ahu nasıl bir anne olmuştu
Çocukların üzerinde modası geçmiş, eski kıyafetler vardı Moda tasarım okumuş biri için hayal kırıklığıydı Doğru düzgün oyuncakları, eğitimleri için kitap ya da oyunlar yoktu Bu evde onlara ait bir hayat yoktu Bu ev bir cenaze eviydi ve kimin öldüğü belli değildi
Üç gündür aynı kıyafetleri giyiyordum Tüm dolaplara baksam da hiç bir şey bulamamıştım Çanta ya da valiz de yoktu Ahu'ya ait bir izde Çalışanlardan laf arasında bol bol alışveriş yaptığını ve sürekli parti verdiğini öğrenmiştim İkizler olduktan sonra Ateş Mirza yasaklayınca dışarıdan gelmez olmuş Tam hayal ettiği boş yaşam
Duşa girerken üzerimden çıkardıklarımı makineye attım Kurutma makinesi büyük şanstı Sonbahardı Ev soğuk olmamasına rağmen tir tir titriyordum Normalde de üşüyordum ama bu başkaydı Belki de değişimden kaynaklıydı Geceleri resmen acı çekiyordum Üzerime giyebileceğim tek bir kıyafet ya da bunu umursayan tek bir kişi yoktu
Duştan sonra rahatlamıştım İkizler yine odalarında sessiz bir şekilde kakaolu süt yaparak yanlarına gittim Bir adım atmam gerekiyordu Çocukların gerçekten bana ihtiyaçları vardı Odaya girdiğimde çekinerek yatağa oturup el ele tutuştular
Onları karşıma alarak "sizinle konuşmak için geldim kızlar Sizinle bir yetişkin gibi konuşabilirim değil mi" soruma kafa sallayarak cevap verdiler "Biliyorsunuz kısa bir süre önce bir kaza geçirdim Ağır bir kaza olduğu için hafızam ile ilgili sorun yaşıyorum Yani bu evdeki hayatımı ve sizleri hatırlayamıyorum Daha önce nasıl bir ilişkimiz var bilmiyorum O yüzden yardımınıza ihtiyacım var bana yardım eder misiniz" sorumdan sonra birbirlerine bakarlarken bana dönerek Lilya "nasıl yani sen şimdi bebek mi oldun" Asel "okuma biliyor musun peki" diye art arda sordular gelmeye başladı
Buna gülerken "hayır bebek olmadım ve okumada biliyorum Ama sizin hayatınız için bebek oldum diyebilirim Sizin bana adım atmayı öğretmeniz belki de arkadaşım olmanız lazım Bunu yapar mısınız" diye sorduğum da ikisi birden "yaparız" dediler Onlara ne yaşatmış olursam olayım çok masum ve sevgiye açlardı "O zaman yeni bir başlangıç yapalım" önlerine resim kağıtları ve kalem koydum "Bana nasıl hayat istediğinizin resmini yapın Belki de nasıl bir oda Belki nasıl bir aile Yarın ilk bunu konuşalım olur mu" soruma kafa sallayarak cevap verdim
Onları öperek çıkarken Ateş Mirza'nın çalışma odasında ışık gördüm Demek ki gelmişti Kızlara bakmaması dikkatimi çekti Artık konuşmanın da zamanı gelmişti Kapıyı çaldığımda gir sesi ile kapıyı açtım "Biraz konuşabilir miyiz Ateş Mirza" kafasını kaldırırken beni beklemediği ortadaydı Ayağa kalkarken "bir problem mi var İyi mi hissetmiyorsun" kapıyı kapatıp yanına doğru giderken "hayır iyiyim Ama konuşmamız gerektiğini düşünüyorum Zamanın var mı" koltuğu gösterirken "tabi konuşalım" karşı koltuğa yerleşti
"Biliyorsun hafızam konusunda sorun yaşıyorum Bu belki sana bir oyun ya da söylediğim bir yalan gibi gelebilir ama gerçekten bu ev ve ailemiz ile ilgili hiç bir fikrim yok" Ateş Mirza gerilirken "neden böyle düşündün" sorusu gülümsetti "Aramızın iyi olmadığı ortada Benden nefret ediyor gibisin ama bu durumu kanıtlamak için istediğin teste girebilirim"
Ateş Mirza arkasına yaslanırken söylediklerimi aklında tartıyordu "Buna gerek yok İstediğin nedir" sertliği karşısında gerçekten Ahu'dan nefret ettiğini düşünmeye başladım Derin bir nefes alırken "aslında yardımına ihtiyacım var" deyince güldü "Ne için para mı istiyorsun Ya da boş gar dolabını doldurmamı Belki takı da olabilir Kurtulman şerefine bir parti"
İşte Ateş Mirza ile savaşımız şimdi başlıyordu
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 17.29k Okunma |
972 Oy |
0 Takip |
40 Bölümlü Kitap |