39. Bölüm

Final

Duygu Günhan Göndüz
okyanus

Ilgaz ile son konuşmamız iyi geçmezken bir daha birbirimizi görmedik Ben okuluma döndüm O da bürosuna döndü İşleri büyütmek için nefes almadan çalışmaya başladı Ne gece ne gündüz fark etmeden davalar için koştu

Balım'ın ailesinin ısrarıyla onlarda yaşamaya başladım Ilgaz'ın olmadığı bir zaman eşyalarımı almıştım Birbirimizin hayatından öylece geçip gittik

Günler geçerken herkese iyi rolü yapıyor, sahte gülücükler dağıtıyordum İçimde kapanmayan bir yara vardı sanki Sürekli kanıyordu Ilgaz'a giden yollarımı kapatmıştım Ben istemiştim böyle olmamızı Her şeyin sorumlusu ben değil miydim zaten

Hala bebeğimin ağlayan sesini duyuyor, sisli karanlık bir ormanda onu aramaya devam ediyordum Her kabusumdan uyandıktan sonra kendimi suçluyor, korku ile uyandıktan sonra başımda bekleyen Ilgaz'ı göremedikçe daha fazla ağlıyordum

Robot gibi derslerime ve vakıftaki sorumluluklarıma devam ediyordum Ama bir yerlerde kaybettiğim yaşama sevincim, gözlerimdeki ışık gün geçtikçe soluyordu Ben kendi kendimi yavaş yavaş yok ediyordum

Cafede çalıştığım günlerden biriydi Ilgaz gelip her zaman ki masasına yerleşirken sade iki kahve istedi Tek başına olduğu için anlam veremesem de kahvelerini getirdim Kahveyi masaya koyduktan sonra karşısına oturmamı işaret etti Bir kahvenin kırk yıl hatırı olur Ada Sen de o kadar hatırım bile yok muydu dedi

Bir anda uyandım Gözlerimi açtığımda ağladığımı fark ettim Hızlıca çıkarak ilk karşılaştığımız cafeye gittim Sanki beni orada bekliyordu Sabaha karşıydı daha hava aydınlanmamıştı Cafeye geldiğimde cafe karanlığa gömülü bir şekilde kapalıydı Aynı benim içim gibi kapkaraydı

Orada ne Ilgaz ne de ben vardım Biz yok olmuştuk Belki de hiç olmamıştık

Neden böyle bir rüya gördüm ki şimdi diye ağlayarak geri döndüm

Ayça aylarca çocuk için çabaladıktan sonra vazgeçmişti Batu ile evlilikleri çok yolunda giderken bunu bozmak istemiyordu Batu'nun işleri yolunda giderken Ayça pasta şefi olmak için kursa katılarak başarı ile bitirmişti Şuan ki hedefi ise bir pasta kursu açmaktı

Ama ilk hedefi ülke ülke gezerek farklı tatlar denemekti Batu onu desteklerken yakın zamanda onları yolcu edeceğimizi biliyordum

Balım ise çeşitli yurt dışı kurslarına katıldıktan sonra özel bir kurs yerinde ders vermeye başlamıştı Asel'in büyümesi ile pastaneye onu da götürüyor, pastanenin üzerine daha fazla düşüyordu Hem pastanenin daha fazla duyulmasını istiyor hem de özel siparişlerde Ayça ile beraber kollarını sıvıyorlardı Organizasyonlara fazlaca katılmaları sebebi ile çevreleri oluşurken artık bir şirkete bağlı çalışıyorlardı Organizasyon şirketi sahibi Lina ile yakın arkadaş olurlarken Lina ile Fırat abi arasındaki elektrik her yerden belli oluyordu Sonunda onun da başı bağlanırken hepimiz rahatlamıştık :)

Son yıllarda yeri de genişletirken gelip vakit geçiren de çok müşterisi olmuştu Özellikle ev yapımı limonata ve salep herkesin favorisi olmuştu

Selim ile evliliği ise ilk günkü gibi aşk dolu ilerliyordu Ne kadar zaman geçerse geçsin birbirlerine tekrar tekrar aşık oluyorlardı Birbirlerine tekrar tekrar adım atarken birbirlerini buluyorlardı

Selim ikinci çocuk için baskı yapsa da Balım Asel'in biraz daha büyümesini istiyordu Ama ikinci Asel fikri de onu çok heyecanlandırıyordu Her an teslim olabilirdi

Ayça'nın kurs verdiği günlerin birinde kendini halsiz hissetmeye başladı Midesi de bulanıyordu Son aylarda bunları çocuk fikrine o kadar çok bağlamıştı ki Bu sefer de böyle yapıp kendini üzmek istemiyordu Bugün kurslarının son günü olduğu için öğrencilerini de üzmek istemiyordu Bu sefer ki guruba çok alışmış ve bağlanmıştı Hatta bitmesini bile istememişti ama dönem çoktan bitmişti Dersten sonra hep beraber güzel bir yemek yediler

Batu ise bu güne özel deniz kenarında bir mekanda rezervasyon yaptırmıştı Onu biraz şımartmak istiyordu Balımdan özel bir pasta da sipariş etmişti Vedalaşması beklenenden uzun sürerken Ayça'yı merak etmeye başlamıştı Bugün kursunun son günüydü ve öğrencilerini bırakacak olmak onu delicesini üzüyordu Bu sefer ki grubu başkaydı Hatta özel sohbet grupları bile vardı Arada dedikodu yapıyorlardı

Sonunda arabadan inen Ayça'yı gördüğümde rahatlamıştım Ama bir terslik vardı Ayça çok solgun gözüküyordu Bana gelirken bir anda durup sallanmaya başladı Koşarak yanına giderken kollarıma yığıldı Seslenmeme cevap vermezken kucaklayıp hastaneye gittik Ciddi bir şey olmaması için dualar ediyordum Onsuz olamaz, onsuz yaşayamazdım Sonunda hastaneye geldiğimizde koşarak Ayça'nın tarafına gidip tekrar kucakladım

Stresli saatler beni beklerken sonunda Ayça uyandı "Güzelim beni çok korkuttun İyi misin" diyerek yanına gidip elini tuttum "İyiyim hayatım Son gün diye fazla gerildim sanırım" diyerek gülümsemeye çalıştım Tahlil sonuçlarını beklerken kendimi toparlamaya başlamıştım Sonunda doktor gelirken sürekli kontrole gittiğim doktorun gelmesi beni şaşırtmıştı Yumurtalıklarıma bir şey olma ihtimali beni daha da gererken "Ayça hanım Uzun zamandır beklediğiniz haberi ben vermek istedim Hamilesiniz" duyduğum bana hayal gibi gelirken inanamadım Sonunda beklediğim mucize gerçekleşmişti Batu ile birbirimize sımsıkı sarılırken doktor dikkatli olmam gereken konularda uyardıktan sonra gitmişti Bu akşam ki yemek kutlama yemeğine dönerken Batu neredeyse beni pamuklara sarıyordu

Ailemizde de haber mutlulukla karşılanırken bu sefer ben Adadan çekinir hale gelmiştim O da benim gibi saçmalama diyerek rahatlatmıştı Bir zamanlar Ilgaz ve Ada'nın kutlama yemeğindeyken şimdi yan yana bile gelemiyorlardı İkisi de boşamak için bir adım atmazken birbirlerine de bir adım atamıyorlardı

Okulun son günlerinde hukuk bölümü için yapılacak seminer kulaktan kulağa yayılırken yapacak kişinin resmini görmemle kalakaldım Ilgaz geliyordu Aylardır karşılaşmamıştık bile Neden bu teklifi kabul etmişti ki Normal de seminerlere katılan biri değildi Konuşmayı sevmezdi o Bu haber beni heyecanlandırsa da kendine gel Ada dedim Biz birbirimize çoktan arkamızı dönmüştük

Günler birbirini kovalarken Ilgaz'ı aklımdan çıkartamıyordum Seminere tabi ki katılamayacaktım O saatte dersim vardı ama karşılaşma ihtimali heyecanlandırıyordu Sabah erken saatte kalkıp hazırlandım Kendime gelebilmek için kahvemi içtim Okula gitmek için hazırdım Etrafıma bakınsam da Ilgaz'ı göremedim Dersimin ortalarında seminer başlamıştı Şuan onunla aynı ortamda olduğumu bilmem bile nefes almamı sağlamıştı

Blok dersimin bitmesiyle seminer de bitmişti Yavaş adımlarla okuldan çıkarken gözlerim etrafımı tarıyordu Onu göremememin hayal kırıklığı ile başım öne düşmüştü ne bekliyordum ki Yıllar önce karşılaştığımız kafenin önünden geçerken biri önümde durdu

"Beni mi arıyordun" Bu sesi nerede duysam tanırdım Kafam anında kalkarken Ilgaz ile göz göze geldim Gözlerim anında dolarken ne diyeceğimi bilemedim Gerçekten şuan ne diyebilirdim ki

Kalbimin sesini dinlemeye karar vererek titrek sesimle "seni özledim Ilgaz" dememle Ilgaz beni kollarına aldı O kadar sıkı sarıldı ki Aramızdan rüzgar bile geçmedi Resmen evimi bulmuş gibiydim Ilgaz benim evimdi O da "seni özledim" dedikten sonra aynı anda "seni seviyorum" dedik ve ben uzun zaman sonra nefes alabildim

Kollarından çıkarken elimi tuttu "Kendimi suçlamadığım bir an bile olmadı Gerçekler değişmedi Kalbimde büyüttüğüm yara hiç küçülmedi Ama bana tek iyi gelecek kişi sensin Ilgaz Sensiz nefes alamıyorum, sensiz sanki kalbim atmıyor Rüzgar da uçan yapraklar gibi savrulmaktan başka bir şey yapamıyorum Sana geri dönmek istiyorum ama bunu nasıl yaparım, ne kadar birbirimizden uzaklaştık, buna hakkım var mı bilmiyorum Ama sensiz devam edemem Ilgaz"

"Bu yeterli güzelim Aylarımı seni uzaktan izleyerek ve bana gelmeni bekleyerek geçirdim Sonunda bana gelirken seni kucaklamaktan başka ne yapabilirim ki Ama senden bir söz vermeni istiyorum Başımıza ne gelirse gelsin yaralarımızı beraber saracağız Bir daha birbirimize arkamızı dönmek yok "

Gözyaşlarım düşerken başımı sallayarak kabul ettim Yaşlarımı sildikten sonra bana kocaman sarıldı

 

Hepimiz mutluluğumuzu bulduktan sonra Balım'ın bahçesinde oturmuş, keyifli ve birbirimizle uğraştığımız sohbetlerden birini yapıyorduk Yıllar geçtikçe değişmeyen ve bağlılığımızı yitirmediğimiz dostluğumuzla gurur duyuyordum

Sizi yaralayan bir çok olay olabilir Başınıza çok kötü olaylar da gelmiş olabilir Ama ne olursa olsun ayakta durmanızı sağlayacak tek kişi sizsiniz Kendi gücünüze inanın ve hayat uzaktan seyretmek için çok kısa olduğunu unutmayın

ve tabi ki her zaman ki son sözümüz Eğer bir hayat istiyorsan, al onu

Bölüm : 18.01.2025 17:17 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...