21. Bölüm
Okyanus / Hayalden Gerçeğe / 1.9

1.9

Okyanus
okyanuss_s

 

Merhabalarrr!🌟

Nasılsınız güzeller'im?

Oylamayı ve yorum yapmayı unutmayın🫶🏻

Keyifli okumalar🤍

 

Melis’im🐧 kişisi "Dinozorlarda sanıyor ki bir tek onlar tükendi" grubunu oluşturdu.

 

Melis’im🐧 kişisi sizi gruba ekledi.

 

Melis’im🐧 kişisi 0538 ******* gruba ekledi.

Melis’im🐧: Hoş geldinizzzz

Melis’im🐧: Grubumuz vatana millete hayırlı uğurlu olsun

Melis’im🐧: Bol bol gossip yaptığımız günleri görelim inşallah

Melis’im🐧: Uyanmadınız mı hala?

0538 *** yazıyor…

0538 *** çevrimiçi

0538 *** yazıyor…

0538 *** çevrimiçi

Siz: Bu kimin numarası Melis? (9:25)

Melis’im🐧: Lokinin numarası, kaydedersin.

 

0538*** kişisini Evren kaçağı olarak kaydettiniz

Evren kaçağı yazıyor…

Evren kaçağı çevrimiçi.

Siz: İki saattir ne yazıyor bu adam?

Melis’im🐧: Daha yeni yeni kullanmayı öğreniyor. O yüzden çok takma.

Melis’im🐧: Ee ne yapıyoruz bizim bu ruh çağırma olayını?

Siz: Rıza amca bugün getirecekti yumurtaları.

Siz: Ondan aldıktan sonra Karanda toplanırız.

Evren kaçağı yazıyor…

Evren kaçağı: Günaydın

Melis’im🐧: GÜNAYDIN

Siz: Sana da

Evren kaçağı yazıyor…

Evren kaçağı çevrimiçi

Evren kaçağı yazıyor…

Siz: Ay yine bu ne yazıyor

Siz: Ses göndermeyi öğretseydin bari

Melis’im🐧: Onu unutmuşum ben

Melis’im🐧: Artık sen öğretirsin kanka

Melis’im🐧: Biliyorsun benim işlerim çok

Melis’im🐧: Sen çık yukarı nasıl yapılacağını göster

Evren kaçağı yazıyor…

Evren kaçağı: Sihri yapmamız için bizim ormanlık alana ihtiyacımız var. Denize yakın bir orman olmalı.

Melis’im🐧: Şükür namazı kılmaya gidiyorum. Sonunda bitirdin

Evren kaçağı yazıyor…

Evren kaçağı: Abartma

Siz: Denize yakın ormanı nereden bulalım şimdi

Siz: Deniz olması önemli mi?

Evren kaçağı yazıyor…

Evren kaçağı çevrimiçi

Evren kaçağı: Göl, nehir fark etmez

Siz: Ben İstanbul’da öyle yer bilmiyorum

Melis’im🐧: Ben de

Melis’im🐧: Biz yine de bir bakalım. Bulursanız yazın buraya

Siz: Tamam

Evren kaçağı görüldü

*

Yatağımdan hızla kalkarak mutfaktan gelen muhteşem kokuyu takip etmiştim. Annem yine ne harikalar yaratıyordu o mutfakta. “Anneeemmm.” Annem kocaman bir öpücük verdikten sonra etrafa bakındım.

“Döktürmüşsün yine sultanım.” Yaptığı kurabiyeden birini ağzıma atarken sıcaklığı ile ağzım yanmıştı. “Yandım” ben bağırınca abim de mutfağa koşmuştu. “Bir öğretemedim size yemek yemeyi.” Hızla soğuk suyu bana uzatırken içmiştim.

“Ne oldu kız?” Abim endişeyle bana bakarken ağzımı gösterdim. “Sen daha işe gitmedin mi?” Şaşkınlıkla abime bakarken o da annemin hazırladığı kurabiyeden almıştı. “Yok gitmedim. İzinliyim.” Olumlu anlamda başını sallarken anneme döndüm.

“Meral Hanım ne bu hazırlık?” dediğimde annem elindeki karışımdan bir kaşık alarak ağzıma soktu. “Bugün benim günüm ya kızım.” Ha şimdi anladım. O muhteşem apartman teyzelerinin toplandığı günlerdendi. Ve sıra annemdeydi.

Ay dedikodu var desene.

“Anne bu ne Allah aşkına.” Annemin verdiği şeyi yerken yüzümü buruşturdum. Hemen ardından aynı şekilde bir kaşık alıp abimin ağzına da zorla soktu. “Şifa kızım.” Demişti annem bir kaşık daha alırken hızla mutfaktan kaçmıştım.

Kahvaltı sofrasında çekirdek ailemle yemeğimizi yerken açılan kapıyla hepimiz oraya döndük. “Sabah sabah bu kim?” “Evren’i çağırmıştım. Özlemiş benim böreklerimi.” Annem hızla beni cevaplandırırken yakışıklı prens de gelmişti. “Hoş bulduk Yılmazlar” demişti yanımdaki sandalyeye oturarak.

“Hoş geldin oğlum.” Babam ve annemin sıcak karşılamasından sonra abimle tokalaşmıştı. “Hoş geldin aslanım.” “Hoş bulduk abi.” Abimden sonra bana dönmüştü. “Nasılsın fıstığım?” diyerek göz kırpmıştı. “Fıstık üzgün.” Dedim asık yüzümle.1

Keyifsizce ekmeğime reçel sürerken o da börekten tabağına koyarak bana baktı. “Neden kız ne oldu?” Ağzı dolu dolu konuşurken zor anlamıştım ne dediğini. “Şu zalim kadın var ya.” Diyerek annemi göstererek devam ettim.

“Kadınlarla gün yapıyor ama bana katılmama izin vermiyor.” Yalancı üzüntüyle dudaklarımı büzerken abim bıyık altından gülmüştü. “La vahle.” Annem sabır diler gibi bana baktıktan sonra önüne döndü.

“Baba söylesene bir kerecik geleyim.” Babama attığım o mazlum kedi yavrusu bakışlarımla ona yalvardım. Babam dayanamamış olacak ki anneme döndü. “Meral bırak kız gelsin. Uslu uslu oturur.” Annem babama öyle bir bakış attı ki konunun burada kapandığını anlamıştım.

“Nazım senin bu kızının uslu duracağına inanıyor musun? Apartmanın kadınlarını yine birbirine düşürecek.” “Aşk olsun anne ben öyle biri miyim?”

Ne var yani, altı üstü Nefize teyzenin eski kocasının Ümmügülsüm teyzenin ablası Ümmüselime teyzeyle mahalle köşelerinde gizli gizli görüştüklerini söylemişsem. Bu gözler 65+ amca ve teyzelerin yasak aşkına şahit olmuşsa ben ne yapabilirim?

Hem o ortama düştüğümde ben ben olmaktan çıkıyorum. Kimse bunun için beni suçlayamaz. “N’olur babaaa.” Babam yalvarmalarımla anneme dönse de annemin bakışlarıyla yeniden bana döndü.

“Karım ne derse o.” U dönüşü nedir ve nasıl yapılır.1

“Görüyorsun değil mi bu evde özgürlüğüm kısıtlanıyor. Gazetecilik okumuyor musun sen? Tüm dünyaya bu içler acısı durumu duyur.” Evren bıyık altından gülerek ağzındaki lokmayı bitirip bana döndü.

“Senin bu canilerin elinden kurtaracağım ablam.” Üzgün tutmaya çalıştığı sesiyle sırtımı okşamıştı. “Sağ ol kardeşim.” Diyerek kendimi anneme daha da acındırmaya çalışarak önüme döndüm.

“Kızım insanların da yanında böyle yapıyorsun sonra sanıyorlar sana eziyet ediyoruz.” Annem börekten alıp Evren’in önüne koyarken konuşmuştu. “Beni en büyük ihtiyacım olan dedikodudan mahrum bırakarak zaten eziyet yapıyorsun.” Annem inanmazmış gibi bana baktıktan sonra babama dönmüştü.

“Nazım bu çocuklar neden böyle oldu. Biz neyi yanlış yaptık?” Annemin isyan eden sesiyle abim araya girmişti. “Ben ne yaptım ya. Size kaç defa söyledim yapmayın bu veledi diye.” Annem ayıplar bakışlarıyla abime bakarken babam hiç keyfini bozmadan gazetesini okuyordu.

“Haklı bir isyan.” Evren’in de abime taraf çıkmasıyla ikisine de masanın altından tekme atmıştım.

“Siz ne anlarsınız kaliteli insandan cahil kitlesi.” Abimlere ters ters bakıp homurdanarak önüme döndüğümde bu defa annem ve Evren memleketleri konusunda lafa dalmışlardı.

*

“Yarın sabah çıkacağız yola bizim çocuklarla. Çok kalmayız zaten.” Evren’in sesiyle ona döndüm. “Hatice nineye de selamlarımı söylersin oğlum. Biz de gidecektik de. İşte iş güç biliyorsun bir türlü vakit bulamadık.”

“Söylerim Meral teyze. Hem ninem öyle şeyleri dert etmez biliyorsun.” “Biliyorum oğlum. Şimdi dağ havası size de iyi gelir. Gidin biraz kafanız açılsın. Kaç yıldır bu İstanbul’a takılıp kaldınız.” Ne köyü? Ben neyi kaçırdım?

“Nereye gidiyorsunuz ki?” diye sordum şaşkınlıkla. “Ninemin yanına gideceğiz köye. Biliyorsun son zamanlarda hastalığı çok üsteledi. Uraz Ali de özledi, görmek istiyorlar.” Dediğinde olumlu anlamda başımı sallamıştım.

Uraz ve Ali kardeşti. Evren ise kuzenleriydi. Zaten aynı mahallede büyüdüğümüz için Hatice nineyi de tanırdım. Eskiden hep gelirdi de sonralar memleketinden ayrılmaz oldu. Yaşlılık insanı toprağına bağlıyor diyordu hep.

Yemeğime dönecektim ki az önce duyduğum sözler yeniden kafamda döndü durdu. Dağ mı demişti o? “Evren?” dedim hızla ona dönerek. “Sizin memlekette orman var mı?” dediğimde sanki komik bir şey sormuşum gibi güldü.

“Kızım dağ yamacı boydan boya orman. Sen orman olmayan bir yeri var mı diye sor.” Gözlerim aklıma gelen fikirle parlarken ona daha da yaklaştım. “Peki ormanda göl, nehir falan var mı?” Heyecanla çıkmış sesime şaşırmış olsa da beni hızla cevapladı.

“Olmaz olur mu, şelale bile var. Çocukken bizim çocuklarla hep orada yüzerdik.” Sevinçle yerimden sıçrarken herkes şaşkınlıkla bana bakıyordu. Ben istedim bir göz, Allah verdi iki göz. Aradığımız şey tam da ayağımıza gelmişti. “Biz de köye gidiyoruz.”

Abimi büyük yalvarışlar sonucu ikna edemeyince Melis’in de geleceğini söylediğimde hemen ikna olmuştu. Annem ve babam içinse bir sorun yoktu. Zaten Hatice nineyi tanıyorlardı. Onlar gidemedikleri için bizim ziyaret etmemiz fikrini söyleyince de kabul etmişlerdi.

Evren ise şimdiden kamp yapma planları kuruyordu. Acaba o ormana bir ruh çağıracağımızı söylersem bu kadar rahat olur muydu? Hızla Melis’in yarattığı gruba girerek onlara da haber vermeliydim.

 

Siz: ORMAN BULDUMMM

Siz: HEM DE ŞELALESİ DAHİ VARRR

Siz: HAZIRLANIN

Siz: YARIN SABAH YOLA ÇIKIYORUZ

Melis’im🐧: Gerçekten mi?

Melis’im🐧: Neresi?

Melis’im🐧: Ne zaman?

Evren kaçağı yazıyor…

Evren kaçağı çevrimiçi

Siz: Bizim çocuklar Hatice nineyi görmek için köye gidecekler yarın.

Siz: Hem kocaman orman. Tüm evreni dahi çağırsak kimsenin ruhu duymaz.

Evren kaçağı yazıyor…

Evren kaçağı: Neresi?

Siz: Ay benim sana bu yazma işini çabuk öğretmem gerekiyor. Biz böyle ilerleyemeyiz.

Evren kaçağı görüldü

Melis’im🐧: Şimdi bildiğin köye mi gidiyoruz biz?

Melis’im🐧: KAMPTA YAPAR MIYIZ???

Siz: O az önce bana görüldü mü attı??

Melis’im🐧: Ben bir grup kurayım. Kamp detaylarını konuşuruz.

Evren kaçağı yazıyor…

Evren kaçağı çevrimiçi

Evren kaçağı yazıyor…

Evren kaçağı: Görmedi mi atayım?1

Siz: HAHAHAHA

Siz: Şaka mı yaptın şimdi sen?

Siz: Neyse şu anlık hanımefendi tavrımı bozamayacağım.

Evren kaçağı görüldü

Siz: Bak hala görüldü.

Siz: Sinirlenmeyeceğim.

Siz: Sinirlenmeyeceğim.

Siz: Sinirlenmeyeceğim.

Siz: Sensin görüldü.

Siz: Görüldü çocuğu.

Evren kaçağı görüldü

Siz: Gel de küfür etme.

Evren kaçağı görüldü

 

 

Evren kaçağı kişisini engellediniz (10:35)

 

Engeli kaldırdınız (10:36)

20. bölümü birkaç dakikaya paylaşacağım

Oylamayı ve satır aralarına yorum bırakmayı unutmayın güzel okurlarım.🌟🎀

✰𝒀𝒐𝒖𝒕𝒖𝒃𝒆: 𝑜𝑘𝑦𝑎𝑛𝑢𝑠_𝑠

✰𝑰𝒔𝒕𝒂𝒈𝒓𝒂𝒎: 𝑜𝑘𝑦𝑎𝑛𝑢𝑠𝑠_𝑠

 

Bölüm : 07.11.2024 17:20 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...