
O adamın bana yazmasının üstünden iki gün geçmişti ve hala yeni bir şey yazmamıştı. Aslında bana yazmasından çok yazmamasından korkmuştum. Benim hayatımda bu hep böyle işlemişti, ben köpeklerden korkardım ama olduğum ortamda bir köpek varsa ama ben bu köpeği göremiyorsam asıl o zaman panik olmaya başlardım. Bu durumda o na benziyordu yazmaması beni tedirgin ediyordu.
Kesin bir şey olana kadar içim de ki bu korku devam edecekti. Aslında,evet dövüş becerilerim kötü değildi ben de her kadın gibi o an donup kalmaktan bir şey yapamamaktan korkuyordum. Özellikle böyle bir ülke de yaşarken.
Kendi içim de düşüncelere dalmışken zilin çalmasıyla kendime geldim. Kimin geldiğini biliyordum Durdane gelmişti ben istemesem bile o adamın mesaj attığı günden beri ben de kalıyordu biraz önce ise markete kadar gitmişti ve benim üşengeçliğimi bildiği halde anahtarını almamıştı.
Durdane'ye söylene söylene kapıya ulaştım ve onun geldiğini düşünerek kimin geldiğine bakmadan kapıyı açtım ve söylenmeye başladım. "Kızım, kaç oldu benim sana bu anahtarlarını yanına al demem bık-" söylenmeye devam ederken karşımda ki yüzle donup kaldım.
Şu son günler de her şeyin üst üste gelmesinden dolayı bu seferde karşımda ki çocuğu tersledim. "Ne var niye geldin sen yine. Bıktım kardeşim bıktım de git öte artık vallahi. Özrünü diledin ben de kabul ettim ama yok yeter ne bu her gün her gün kapıya gelmeler. Yeter gına geldi artık." diyerek art arda saydırdım, o hiç bir şey demediği için sustuğumdaysa." Noldu. Neye sinirlendin? " diye sakince sordu. Onun bu sakinliği karşısın da daha da sinirlendim. Tekrar saydırmak için ağzımı açmıştım ki elini kaldırarak beni durdurdu." Tamam, sakin ol özür dilemeyeceğim, gidiyorum" O yavaşça geri geri adımlar Ken merdivenlerden çıkan Durdane'yi gördüm önce sorgulayan bakışlar yüzümde ki ifade de oyalandı daha sonraysa aynı sorgulayıcı bakışlarını Eren'e çıkardı.
Yanımıza geldiğindeyse bakışlarında ki soruyu dile getirdi "Senin ne işin var burada Eren."
"Ben" dedi Eren sıkıntıyla ensesini kaşırken. Ne diyeceğini bilmiyormuş gibi bakıyordu. Durdane sakin bir şekilde "Bak," dedi "niyetin ne biz bilemeyiz evet gelip özür diledin, ki bunu zaten yapmalıydın, ama yeter bu kadarı fazla. Sen sadece bir arkadaşımız aracılığıyla tanıştığımız birisin özür dilemek için bile olsa eve bu kadar gelmen uygun değil" diyerek sözlerini bitirdi. Eren ne yaptığını fark etmiş gibi "Haklısın, ben galiba ne yaptığımın farkında değildim. Bunun için de sizden özür dilerim bir daha tekrarlanmıyacağından emin olabilirsiniz. Görüşürüz" diyerek uzaklaştı. Biz de eve girdik "Durdane" dedim ona sorgulayıcı bir şekilde bakarken ilk defa böyle bir şey yapmıştı normel de yanımda olurdu ama kararlarıma karışmadı.
Omuzlarını sikerek salona ilerledi "İş ciddiye gidiyordu Elif. Senin şu ana kadar onu bir daha evin önünden geçemeyecek hale getirmen gerekiyordu. Ama sen günlerdir gelmesine rağmen bir şey demedin. Seni tanıyorum bir şey demiyorsan bir iş vardır." dedi.
"Alakası yok" dedim ben de salona ilerlerken.
"Elif, " dedi salona geçtiğimizde "bir şey demiyorum çünkü senin doğru kararı vereceğini biliyorum. Ben sadece senin üzülmeni istemiyorum." diyerek bu sefer de mutfağa ilerledi "Her neyse kahve yapacağım istemisin?" diye sordu. "Evet" diye mırıldanarak pencerenin önüne oturdum ve dışarıyı izlemeye daldım.
~~~
Kafamdaki düşüncelere almışken kapı çaldı Durdane "Ben açarım" diyerek kapıya yöneldi gelen Zehra ve Fatmaydı. Haftanın bir günü rastgele birimizin evinde toplanıp kız gecesi yapardık, günlük yoğunluktan dolayı fırsat bulamayıp bir birimize anlatamadığım şeyleri düzenlediğimiz kız gecelerinde anlatırdık. Bugün'ün konusu ben olacağım belliydi o yüzden sıkıntıyla ofladım. Zehra ve Fatma içeri geçtiler biraz oturduk ama şaşırtıcı bir şekilde hiç bir şey ima etmemişlerdi ya da yaşananlar hakkında konuşmamışlardı kendi hayatlarında ki gelişmelerden bahsetmişlerdi Fatma Umuttan, Zehra ise ailesinden bahsetmişti Durdane ise dinlemeyi tercih etmişti bu ise benim rahatlamamı sağlamıştı.
Minnet dolu bakışlarım Durdane'ye döndü bu olaylar hakkında konuşmamallarının sebebinin o olduğunu biliyordum, bakışlarımı fark edince bana döndü belli belirsiz bir şekilde gülümsedi. Günün geri kalanı ise gece geç saatlere kadar sohbet etmekle bazen oynadığımız kutu oyunları yüzünden kavga etmekle geçti. Yeri geldi güldük, yeri geldi kavga ettik çoğu zaman fazla küfrettikleri için Zehra ve Fatma'ya kızdık, onlar da çok konuşmadığımız için şikayet edip durdular ama günün sonunda yine birlikte yan yana gülümsedik.
~~~
Sabah uyandığımda fazlasıyla baş ağrısı çekiyordum. Çektiğim baş ağrısına yüz buruşturup yattığım yerden toparlandım saate baktığımda saatin daha 02:00 olduğunu görünce ofladım ve kendimi yatağa geri bıraktım bir süre boyunca sağa sola dönerek tekrardan uyumaya çalıştım en sonunda göz kapaklarım ağırlaşarak kapandı.
Sabah sinir bozucu alarmın sesiyle uyandım saat 04:30'du kalkarak banyoya ilerledim ve kıyafetlerimi çıkardım. MSÜ sınavına hazırlandığım için her sabah bu saatte uyanıp önce banyomu yapıp daha sonra da bazı egzersizler yapıyordum. Hızlı bir şekilde banyomu yaptıktan sonra yine aynı hızla giyindin, saçlarımı ıslakken daha çok sevdiğim için onları ensemde dağınık bir topuz yaptım ve suyumu alarak evden çıktım. Evden çok değil biraz uzakta bir spor salonu vardı her gün düzenli bir şekilde o spor salonunu kullanıyordum. Aslında spor salonunun sahibi bir akrabamızdı.
Spor salonuna ilerlerken omzumda hissettiğim elle kaskatı bir halde durdum.
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |