
Hava kararmıştı. Bu küçük sahil kasabasının sokak lambaları yanmıştı artık. Herkes dükkanlarını kapatmış evlerine dönüyordu. Jisung ve Minho da kafede ki işlerini bitirmişti.
Minho eşyalarını alıp tam çıkacakken Jisung seslendi; "Nereye gidiyorsun?" Minho karşısında ki bedeni dikkatle süzüp anlamaz bakışlarla karşılık verdi. Jisung tekrar konuştu,
"Hani bizimkilerin yanına içmeye gidecektik, unuttun mu yoksa?" Minho unutkan bakışlarla jisung'a bakıyordu. "Aklımdan çıkmış, öyleyse gidelim hadi." dedi güçlü bir tebessümle. Jisung'un kafesinin hemen caprazinda bulunan bir balıkçının üzerinde ki terasa doğru yürümeye başladılar. Yol kısaydı, bu nedenle çok konuşmamışlardı.
—
"Sojunun yanında acılı tatlı tavukta varmış. Söyleseydiniz bende bir şeyler getirirdim." Dedi jisung otururken. Tabii gözler Minho'nun üzerindeydi. "Selam," dedi sağ elini biraz yukarı kaldırarak. Chan ortamın rahatlığını sağlamak için "Ceo'muza layık değil belki ama buyurun!" dedi gülümseyerek. Minho ve herkes bir tebessüm gösterdi. Oda masaya oturunca içmeye başlamışlardı.
Minho bir sürü yeni isim tanımıştı. Felix, hyunjin, jeongin, changbin, seungmin ve chan...
Jeongin okulunu yeni bitirmiş chan'ın marketinde para kazanmak için çalışırken, Felix'de babaannesinden kalma bir balıkçı dükkanı işletiyormuş. Seungminin küçük bir müzik atölyesi varken hyunjin aile evinde tek çocuk olarak yaşıyormuş. Hepsini uzaktan da olsa tanımıştı artık.
"Ee minho sen neden buraya gelmiştin?" dedi seungmin. Minho yarı sarhoş şekilde bardağını masaya koydu ve cevap verdi.
"Yanlış anlaşılma yüzünden buraya düştüm işte. Kalacak yerim olmadığından dedemden kalan eve yerleştim."
"Deden mi?" dedi hyunjin
"Ah evet, hayatımda hiç tanışma fırsatım olmadı. Ailemle irtibatı ben doğmadan önce kesmiş."
Minho artık kendini bu gençlerin yanında huzurlu hissediyordu. Deniz kıyısına vuran dalgaların sesleri ve yukarıda yanan lambanın sarı ve boğuk ışığı ortamı gayet sakin ve huzurlu hale getiriyordu. Aradan bir kaç saat geçince hepsi sarhoş olmuştu. Çoğu bir şeyler söylüyor fakat kimse anlamıyordu. Her ne kadar sarhoş olsalarda yer yön hafızası kaybolmamış olacaktı ki hepsi evlerine gitmişti. Minho hariç...
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |