13. Bölüm

12. Bölüm

Nisa
olurenkler

Hyunjin, Felix’e yiyecek bir şeyler getirmek için odadan çıkarken, içindeki endişe hâlâ dinmemişti. Aşağı indiğinde, babası merak dolu gözlerle onu bekliyordu. Hyunjin, babasının bakışlarına karşılık bir an duraksadı, sonra sakin bir sesle konuştu: "Baba, sen ailesini ara. Benim yanımda bu gece misafir edeceğim dersin."

 

Babası, oğlunun ciddi ifadesini gördüğünde, durumun ciddiyetini anladı. "Felix’le konuşmamı ister misin?" diye sordu, sesinde bir babanın endişesi vardı.

 

Hyunjin başını hafifçe sallayarak, "Belki yarın, şu an durumu çok kötü," dedi. Babası bu cevabı kabul ederek başını salladı ve oğluna daha fazla soru sormadan onu mutfağa yönlendirdi. Hyunjin, dolaptan birkaç atıştırmalık alarak yukarı, Felix’in yanına geri döndü.

 

Odaya girdiğinde Felix, hâlâ sessizce oturuyordu. Hyunjin, tabağı onun önüne koyarak "Biraz bir şeyler ye," dedi. Felix, hâlâ konuşmadan birkaç lokma aldı, ama iştahı yok gibiydi. Yatağa geri oturduğunda, Hyunjin onun yorgun ve bitkin hâlini fark etti.

 

"Uyumak mı istiyorsun?" diye sordu Hyunjin, Felix’in gözlerinin yavaşça kapandığını görünce.

 

Felix, sessizce başını salladı, ama bir kelime bile söylemedi. Hyunjin, onun yatağa uzanmasına yardım etti ve ardından üzerini dikkatle örttü. Onu rahatlatmaya çalışırken, Felix’in ne kadar kırılgan olduğunu bir kez daha fark etti. Hyunjin, artık gitmek için arkasını döndüğünde, birden Felix’in dolmuş gözlerle ona baktığını gördü. Felix’in gözlerindeki derin yalnızlık, Hyunjin’in içinde bir şeyleri harekete geçirdi.

 

"Yalnız bırakma beni..." Felix’in sesi neredeyse fısıltı gibiydi, ama bu sözler Hyunjin’in kalbine işledi. Hyunjin, şaşkınlıkla Felix’in kolunu kavrayan eline baktı, ama çok geçmeden yüzünde yumuşak bir gülümseme belirdi. Felix’in bu kadar açıkça yardım istemesi, onun için büyük bir adımdı.

 

"Pekala," dedi Hyunjin, gülümseyerek, "şu poponu biraz yana kaydır."

 

Felix, gözlerinde beliren çok küçük bir tebessümle yana kaydı. Hyunjin, onun yanına uzandı ve kollarını nazikçe Felix’in beline doladı. Felix, bu dokunuşla birlikte hayatında belki de ilk defa bu kadar güvende hissetti. Hyunjin’in sıcaklığı, onun üzerindeki tüm yükü hafifletiyor gibiydi. Gözleri kapanırken, Hyunjin’in yanında olmasının verdiği huzurla doldu. Onun kollarında, dünya ne kadar karanlık olursa olsun, Felix’in kalbinde bir ışık yanıyordu. Ve o gece, Hyunjin’in yanında, bütün acılarından uzaklaşarak derin bir uykuya daldı.

..

Felix, gözlerini açtığında odada yumuşak bir ışık süzülüyordu. Yanında Hyunjin’in düzenli nefes alışlarını duyabiliyordu. Yatakta birbirlerine yakın yatmışlardı ve Felix, içindeki karışık hislere rağmen, Hyunjin’in varlığının ona güven verdiğini fark etti. Hyunjin hafifçe kıpırdanarak uyandı, gözlerini açtı ve Felix’e gülümsedi. "Sabah olmuş," dedi yavaşça. Felix, dün geceyi hatırlayınca içi biraz buruk olsa da Hyunjin’in yanındayken kendini daha hafif hissediyordu. İkisi de sessizce kalktı, Felix’in babasıyla yaşadığı kavga hâlâ zihninin bir köşesindeydi ama Hyunjin onun yanında olduğu için bu konuda çok da düşünmek istemiyordu. Her şeyi bir kenarıya bırakıp kendini toplamaya çalıştı. Hyunjin aşağıya inmeyi teklif ettiğinde kafasını sallayarak peşinden yol aldı.

Felix, Hyunjin’in peşinden aşağıya inerken içinde hafif bir huzursuzluk dalgası yükseldi. Yatakta geçirdikleri sessiz ve güven dolu anların ardından, şimdi karşılarına çıkacak olan gerçek dünyaya dönüyorlardı. Merdivenlerden aşağı adım attıkça, Hyunjin’in babası Doktor Hwang’ın, sabahın erken saatlerinde kahvaltı sofrasında onları beklediğini gördü. Doktor, üzerinde her zamanki sakin ve ciddi ifadesiyle oturmuş, düşünceli gözlerle onları süzüyordu. Psikolog olduğu için Felix, onun bakışlarının sadece gözlem olmadığını, derin bir anlayış barındırdığını hissedebiliyordu.

Hyunjin, hafif bir el hareketiyle Felix’e masaya geçmesini işaret etti, Felix ise isteksizce de olsa itaat etti. Sandalyeye otururken içindeki çekingenlik, Doktor Hwang’ın huzurunda daha da yoğunlaştı. Hyunjin’in babası, Felix’in psikoloğu olarak onun iç dünyasını en iyi bilen kişilerden biriydi, bu da Felix’in üzerindeki baskıyı artırıyordu. Felix gözlerini masadaki yemeklere dikti, her şey mükemmel hazırlanmıştı, ama midesinde düğümlenen o his, yemek yemek yerine kaçma isteği doğuruyordu.

Doktor Hwang, sessizliği bozan ilk kişi oldu. Sesi yumuşak, ama aynı zamanda sorgulayıcıydı. "Felix, nasılsın?" diye sordu, basit bir soru gibi görünse de Felix, bu sorunun altında yatan derinliği fark etti. Sıradan bir 'nasılsın' değildi bu; doktorun bakışlarında Felix’in duygusal durumuna nüfuz eden bir keskinlik vardı. "Dün gece zordu, biliyorum," diye devam etti Doktor Hwang. "Ama buradasın ve bu, güçlü olduğunu gösteriyor."

Felix, elindeki çatala sıkıca tutunarak bir şey söylemeye çalıştı, ama kelimeler ağzında düğümlendi. Boğazı kurumuştu. Hyunjin, sessizce onun yanında oturuyor, bir şey demiyor ama varlığıyla Felix’e destek oluyordu. Doktor Hwang, Felix’in sessizliğine aldırış etmeden devam etti, "Felix, burası güvenli bir yer. Konuşmak zorunda değilsin, ama hissettiklerin önemli. Kendini ifade etmekten korkma."

Felix, derin bir nefes aldı. İçindeki karışık duygular, gece boyunca bastırmaya çalıştığı öfke, hüzün ve yalnızlık, hepsi su yüzüne çıkmak istiyordu. Ama Doktor Hwang’ın sakin ses tonu ve Hyunjin’in sessiz varlığı, ona bu anın korktuğu kadar zor olmayacağını hissettirdi. Gözlerini Doktor Hwang’a kaldırıp, kısık bir sesle, "Ne yapmam gerektiğini bilmiyorum," dedi. "Her şey çok karmaşık."

Doktor Hwang, Felix’in bu dürüst çıkışı karşısında hafifçe başını salladı. "Bu karmaşık hissetmek tamamen normal, Felix. Ama bil ki, yalnız değilsin. Bugün için birlikte bir şeyler planlamaya ne dersin? Belki bir süreliğine tüm karmaşayı geride bırakıp, sadece şimdiye odaklanabiliriz."

Felix, Hyunjin’e kısa bir bakış attı. İçinde bir şeylerin yavaşça değişmeye başladığını hissediyordu. O an, masada otururken, kendini biraz daha hafif hissetti. Doktor Hwang'ın içtenliği, Hyunjin'in yanında oluşu ve bu küçük güvenli an, onun için yeniden bir umut ışığıydı.

 

 

 

 

 

Bölüm : 15.09.2024 14:46 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...