20. Bölüm

20. Bölüm

Nisa
olurenkler

Felix, yatağında kan ter içinde kalmış bir halde sayıklıyordu. “Bırak, sen kimsin, Felix!” şeklinde mırıldanıyordu. Anlaşılan, oldukça kötü bir kabus görmüştü. Annesi, Felix’in başında durarak onu uyandırmaya çalışıyordu. Felix, birdenbire yataktan fırlayıp oturdu. “Gerçek miydi? O ben miydim?” diye sorular sormaya başladı annesine. Annesi, korkmuş bir ifadeyle ona baktı. Felix, bunun sadece bir kabus olduğunu anlamıştı.

Felix, derin bir nefes alarak kendini yatakta toparlamaya çalıştı. Görduğu rüya, içini kemiren bir korku bırakmıştı. Kalbi hızla çarpıyor, aklındaki düşünceler birbirine karışıyordu. Annesi, endişeyle yüzüne bakarken, Felix'in gözleri boş bir ifade taşıyordu. Rüyanın etkisinden hala kurtulamamıştı.

Bu gün Doktor Hwang ile randevusu vardı. Annesini teleşa düşürmemek için “İyiyim, anne,” diye mırıldandı, ama sesi titriyordu. Annesi, Felix’in endişesini hissederek, onu rahatlatmaya çalıştı. Doktor hwang ile görüşmek Felix'e iyi gelecekti. Hemen hazırlanıp evden çıkmıştı.

Felix, nihayet ofisinin kapısını gördüğünde derin bir nefes aldı. Kalbindeki yük biraz hafiflemişti ama rüyasının etkisi hâlâ aklını kurcalıyordu. Yavaşça kapıyı açtı ve içeri girdi.

Doktorun yüzünde kocaman bir gülümseme belirdi. “Merhaba Felix, uzun zamandır görüşemedik. Geç otur şöyle karşıma. Durumuna bir göz atalım,” dedi. Felix, doktorun karşısına oturdu. Doktor Hwang, Felix’in yüzündeki endişeyi hemen fark etti ve “Her şey yolunda mı?” diye sordu.

Felix, derin bir nefes alarak, “Bir rüya gördüm. Etkisinden çıkmış gibi değilim,” dedi. Doktor Hwang, gülümseyerek, “Rüya tabir etmem genelde, ama yine de anlat,” dedi.

Felix hemen söze girdi. “Kapalı, oldukça siyah bir odanın içindeydim. Her yer karanlık, çok loş bir ışık var. Arkamda bir genç var, bir şeyler sayıklıyor. Sesinde korku var, her ses titreyerek çıkıyordu. Arkamı döndüm, o genç bendim. Korktum ve kaçmak için kapıya doğru yöneldim. Bir anda durdum. Kapının öbür tarafı cennetten bir parça gibiydi. Hayatımda hiç görmediğim renkler ve hoşlandığım adamla beraber mutlu bir ben vardı orada. Kapıya doğru umutla koştum. Ama kapıyı tutan bir adam vardı; geçmeme engel oluyordu. Bir de baktım ki oda benim. Sonra uyandım. Bu ne anlama geliyor?”

Doktor Hwang, dikkatle dinlerken yüzündeki gülümseme yerini ciddiyete bıraktı. “Felix, rüyalar çoğu zaman içsel duygularımızın yansımasıdır. Karanlık bir odada olman, kendini kaybolmuş hissettiğinin bir işareti olabilir. Ancak kapının öte tarafındaki ışık ve mutluluk, hayatında olumlu bir değişim isteğini gösteriyor. Ama kapıyı tutan kişi, belki de kendi korkuların veya dışsal engellerin. Rüyan, içsel bir yolculuk ve bu yolculuğun seni nereye götüreceğini bulmalısın,” dedi.

"Korkuyorum. Benim gibi birisini sevmekten yahut hoşlanmaktan. Sizce kapının ardına nasıl geçebilirim? Bütün bu korkuları nasıl yeneceğim?"

"Felix, kendini olmaktan korkmamalısın. Kimliğine ihanet etmemelisin, çünkü o en değerli şeyin. Hislerinden güç al. Eminim bir ilişki yaşaman sana çok iyi gelecektir."

"Karşımda ki kişi kim olursa olsun.."

"Felix, birisini seviyorsan o kişinin yanında kendini oldukça rahat hissediyorsundur. Beni yargılar mi düşüncesine kapılmıyorsun değil mi?"

"O, çok iyi birisi."

"O halde korkma. Hislerinden güç almalısın."

Doktor Hwang bunları konuşurken, Felix'in hoşlandığı kişiyi anlamıştı. Hyunjin. Bay Hwang, artık Felix'i de kendi oğlu gibi sevecekti. Çünkü buna mecburdu.

 

Yeni bir bölümle merhaba. Yks çalıştığım için uzun zamandır bölüm atamıyordum. Yeni bölümlerle hikayeyi güzelce ilerleteceğim. Lütfen yorum yapınn.

Bölüm : 26.10.2024 10:13 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş