21. Bölüm

21. Bölüm

Nisa
olurenkler

Felix, yine her zamanki gibi içe kapanık ve sessiz haliyle evden çıkmış, boş sokaklarda otobüs durağına doğru ilerliyordu. Adımları ağır, düşünceleri derindi; kafasında dönüp duran onca şeye bir de geçen gün Hyunjin ile yaşadıkları tartışmanın kırık dökük yankıları eklenmişti. Kulaklığını yavaşça kulağına yerleştirip telefonundan Heather şarkısını açtı. Müziğin onu içine çekmesine izin verirken etrafındaki her şeyi unutmaya başlamıştı ki bir anda omzunda bir el hissetti. Ansızın omuzlarına dokunan bu el, onu hafifçe sağa sola sarsarak küçük şakalar yapıyordu.

Felix, öfkeyle kulaklığını çıkardı ve yanında duran kişiye baktı. Karşısında, geniş bir gülümsemeyle Hyunjin vardı. Sanki evde yaşadıkları tartışmayı unutmuş gibi, enerjik bir "Günaydın, yakışıklı adam," diyerek selamladı onu. Felix şaşkınlıkla Hyunjin’e bakarken, içinde bir kıpırtı hissetti. Ne yapmaya çalışıyordu ki bu çocuk?

Felix gözlerini devirerek, "Formayı kırıştırdın, saçım da bozuldu," dedi aldırmaz bir tavırla. Hyunjin, onun bu tepkiyle iyice keyiflenmişti. Felix’in daha da sinirlenmesi için elleriyle saçını daha fazla dağıttı. Felix bu sefer hafifçe onu itip, "Akraba evliliği sonucunda mı doğdun? Yapma şu hasta hareketleri," diyerek söylendi. Ancak Hyunjin’in yüzündeki gülümseme daha da genişledi. Şakalaşmaya devam ederken, "Çok konuşma da yürü, otobüsü kaçıracağız," dedi ve adımlarını hızlandırdı.

Felix, içinden gülümsememek için kendini zor tutsa da, Hyunjin’in yanında bu kadar doğal ve rahat hissetmenin huzurunu inkar edemiyordu.

Felix, Hyunjin’in ardından ağır adımlarla okula girerken kalabalık koridorun gürültüsü arasında kaybolmuştu. Okulun sıradan koşturmacası sürüyordu; öğrenciler sağa sola dağılmış, kimi kendi sınıfına giderken kimi de arkadaşlarıyla derin sohbete dalmıştı. Felix ise dikkatini çevresindekilere vermek yerine, gözlerini önündeki sıraya sabitlemiş, sessizce yürüyordu. Hyunjin’in sürekli kendisiyle ilgilenmesinin, bu sabahki neşesinin ardında ne yattığını hala anlamış değildi.

Dersler sıradan bir ritimde ilerlerken, Hyunjin arada Felix’e küçük kağıt parçaları atarak onun dikkatini dağıtmaya çalışıyordu. Öğretmenin arkasını döndüğü bir an, eline bir kağıt geçirdi. Kağıtta, titrek bir yazıyla "Son ders çıkışı ramen yeriz, olmaz mı?" yazıyordu. Felix, önce kağıda bakıp ufak bir gülümsemeyle başını salladı, sonra yeniden derse odaklanmaya çalıştı.

İki genç ramenlerini yedikten sonra vedalaşma vakti gelmişti; Hyunjin’in en sevmediği an. Felix’ten ayrılmak istemiyor, her an yanında kalmayı diliyordu. İçinden gelen bir refleksle ona sıkıca sarıldı. “Beni özleme olur mu? Vedaları hiç sevmem,” dedi ve ardından ağzından komik sesler çıkardı. Felix bir an duraksadı. Hyunjin’in ona sarıldığı anda, sanki iki kalbi varmış gibi hissetmişti; Hyunjin’in kalbinin hızlı atışları kendi göğsünde de yankılanıyordu.

Hyunjin, “Bay bay,” diyerek el sallarken, Felix aniden arkasını dönüp “Görüşürüz, yakışıklı adam!” diye bağırdı. Hyunjin’in yüzünde kocaman bir gülümseme belirdi. Felix de arkadaşına arkasını dönüp sevinçle eve doğru yürümeye başladı.

Bölüm : 26.10.2024 10:17 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş