6. Bölüm

5. Bölüm

Nisa
olurenkler

Gün boyunca içimdeki karmaşık duyguları bastırmakta zorlandım. Psikolog ile konusmak rahatlatmıştı. Ertesi gün yine okuldaydım. Hyunjin bu sefer benimle konuşmaktan kaçınmıştı. Öğle vaktine kadar zamanımı yalnız geçirdim. Öğle arası geldiğinde, yemek yemeyi reddettim ve kendi başıma çatı katına gitmeye karar verdim.

Çatı katına adım attım ve kapıyı araladım. Rüzgarın soğuk nefesi yüzüme çarptı. O an kendimi rüzgarın serinliğine bırakıp, tüm günün karmaşasından uzaklaşmak istedim. Derin bir nefes aldım ve çatı katının köşesine doğru yürüdüm. Düşüncelerim, içimdeki karışıklıkla birlikte savruluyordu.

Bir süre sonra, Hyunjin’in ayak seslerini duydum. Kafamı kaldırıp baktığımda, çatı katına doğru adımlarını hızlandırdığını gördüm. İçimde bir gerilim hissettim. Hyunjin yanımda durdu ve yüzünde endişe ve öfke karışımı bir ifade vardı.

“Felix, neden benden bu kadar uzaklaşıyorsun?” diye sordu Hyunjin, sesi sert ve merak doluydu. “Seni anlamaya çalışıyorum, ama sen sürekli benden uzaklaşıyorsun. Derin ne senin?”

Kafamı eğip derin bir iç çekişle, “Bir söylenti dolaşıyor,” dedim, sesim titrek bir şekilde. “Benimle arkadaş olmanla ilgili. İnsanlar, senin benimle vakit geçirmeni garip buluyorlarmış..”

“Ne söylentisi?” diye sordu Hyunjin, kaşlarını çatarak. Öfkesini ve şaşkınlığını gizlemekte zorlanıyordu.

Biraz tereddütle devam ettim, “Söylentilere göre, senin depresif görünen birisiyle vaktini geçirmen... Onlar, bu durumu garip bulmuş olmalı."

Hyunjin’in yüzü daha da gerildi. "Benden bu boktan sebep yüzünden mi uzak durdun?”

Duygularımın karışıklığı içinde, "Onların ne düşündüğünü düşünmekten kendimi alıkoyamıyorum. Bu yüzden, belki de seninle aramıza bir mesafe koymamız...” derken, sözlerim kesildi.

Hyunjin, öfkeyle sözümü kesti. “Dur bir dakika! Yani, bizim aramızda mesafe koymak senin çözümün mü? Her şey bu kadar basit mi? Siktir boktan bir sebep için mi mesafe koyacağız?”

Hyunjin’in bu sözleri, içimdeki duygusal yükü biraz daha artırdı. Kafamda birbirine karışan düşüncelerle, onun bu tepkisini anlamaya çalıştım. Her şeyin üst üste geldiği bu an, ilişkimizdeki belirsizlikleri ve çatışmaları daha da belirgin hale getirdi.

Çatı katındaki sessizliğin içinde, Hyunjin birden seslendi. “Ben ilk defa birisinin yanında kendimi gerçekten insan gibi hissettim, Felix.”

Bu sözün üzerine biraz daha konuşmuştuk. Bu sözler, içimdeki duygusal karmaşıklığı bir nebze olsun rahatlattı. Hyunjin’in yanında hissettiğim destek ve anlayış, bana güç verdi. Belki de bu süreçte, hislerimizi açıkça ifade etmek ve birlikte çalışmak, her şeyin daha iyiye gitmesine yardımcı olacaktı. Çatı katındaki bu konuşma, aramızdaki bağı daha da güçlendirdi ve zorlukları birlikte aşma kararlılığını artırdı.

Çatı katında konuşmamızın ardından, Hyunjin ve ben merdivenlerden aşağı inerek koridora doğru yöneldik. Aramızdaki sessizlik, yaşadığımız duygusal anların ardından bir tür rahatlama getiriyordu. Fakat bu huzur, koridora adım attığımız anda bozuldu.Bir çocuk, arkamızdan yüksek sesle, “Hala şu aptalla takılıyor,” şeklinde alaycı bir yorum yaptı.

Bu sözler, içimde aniden bir gerilim yarattı. Hyunjin hemen arkasına döndü ve çocukları dikkatle inceledi. Gözlerinde bir öfke ve kararlılık parlıyordu.“Kim söyledi bunu?” diye sordu Hyunjin, sesi titreyerek öfkeden.Korku içinde, koridorda bulunan herkes başını eğdi ve yere baktı.

Hyunjin, alaycı yorumun yapıldığı yeri buldu ve sinirli bir şekilde çocukların yanına yürüdü. Çocuklardan biri, Hyunjin’in yaklaşmasını fark etti ve panik içinde arkasını döndü.Hyunjin, hiçbir şey söylemeden doğrudan çocuğun yüzüne yumruk attı.

Çocuk yere düştü ve gözleri şok içinde açıldı. Koridordaki diğer öğrenciler, olan biteni şaşkınlıkla izliyorlardı.Yumruk sesinin ardından hemen nöbetçi öğretmen yanımıza koştu. Olan biteni hızlıca değerlendirdi ve Hyunjin’i sakinleştirmeye çalıştı. “Ne yapıyorsunuz?” dedi öğretmen, sesi sert ve disiplinli. “Hemen müdürün odasına gidiyoruz. Bu konuyu burada çözmemiz gerekiyor.”

Bahçeye adım attım ve derin bir nefes almak için kendimi dışarıya attım. İçimdeki karmaşa ve endişe, biraz olsun hafiflesin diye oturmak için bir köşeye yöneldim. Ancak, önümden tanıdık bir yüz geçerken gözlerim ona takıldı. Dr. Hwang’ı gördüm ve şaşkınlıkla yaklaşarak, “Ah, doktor Hwang,” dedim.

Dr. Hwang, beni görünce bir an şaşırdı. Yüzünde belirgin bir merak ifadesi oluştu. “Merhaba Felix, sen de mi bu okulda okuyordun?” diye sordu, sesinde biraz şaşkınlık vardı.

“Evet efendim,” dedim, sesiyle bir miktar endişe taşıyan bir şekilde. “Sizi buraya ne getirdi?”

Dr. Hwang, derin bir nefes aldı ve “Oğlum bir olaya karışmış, bu yüzden çağırıldım,” dedi, sesinde belirgin bir üzüntü vardı.

“Oğlunuz… adı nedir?” diye sordum, içimdeki merak ve endişe giderek büyüyordu.

Dr. Hwang, hafifçe gülümsedi ve “Ah, tanıyor olabilirsin belki. Hwang Hyunjin,”

Zihnimde alevlenen düşünceler beni giderek bitiriyordu. Hyunjin, benimle aynı kimliği paylaşıyordu...

Bölüm : 05.09.2024 15:26 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş