3. Bölüm

Görev

Gül
oohhhaaaaaaa

PINARDAN YILLAR SONRA

 

Karargahtan oturuyordum. Bu gün yeni timim ile tanışacağım. Timde komutan yardımcısı olacağım. Boşuna yüzbaşı olmadık. Yanıma asker ile aklımdakilerden kurtulup ona baktım.

 

- Komutanım albay sizi toplantı odasına çağrıyor.

 

~ Tamam sen işine dön asker.

 

Ayağa kalkıp yoldaki askere sorduğum toplantı odasına geldim. Kapıyı çalıp içeri girdim. Albay masanın başında ayakta duruyordu hemen selam verdim.

 

- Otur yüzbaşı.

 

Oturmak için masaya bakınca Fırtına timinden bir kaç kişi ile göz göze geldim. Boş bir yere oturup albaya döndüm.

 

- Evet tim yeni komutan yardımcınız yüzbaşı Pınar Öztürk. Bundan sonra birliktesiniz. Uzun uzun tanışık kaynaşmanızı isterdim ancak görev var, o yüzden dönünce tanışırsınız. Şimdi aldığımız istihbarata göre sınıra yakın bir köye saldırı düzenlendi ve köyün sağlık ocağında çalışan doktor kaçırıldı. Tahminlerimiz köstemek kod adlı teröris için kaçırıldığı. Tufan timi ile çatişmaya giren köstebek yaralı bir şekilde kaçtı. Doktorla işi bittikten sonra öldürme ihtimali var. En hızlı şekilde oraya gidip doktarı alıyorsunuz. Yiğit bu köstebek ve doktor ile ilgili bilgiler. Yarım saat içinde çıkacaksınız.

 

Albay odadan çıkınca Yiğit komutan dosyaları inceledi. Bu sırada üstümde gezen bir kaç bakış farketsemde takmadım. Yiğit komutanın senine odaklandım.

 

- Köstebek iti bir çok işe burnunu sokuyor ama asıl işi tuzaklar ve bombalar. O yüzden gittiğimizde çok dikkatli oluyorsunuz. Doktor ise adı Defne Kömürcü. Şimdi gidip hazırlanın o doktoru sağ sağlim almamız gerek.

 

Tam ayağa kalktık giderken komutanın sesiyle durduk.

 

- Bu arada Pınar aramıza hoşgeldin.

 

~ Sağolun komutanım.

 

Odadan çıkıp hazırlanmaya gittik. Önce üstümüzü değiştirip sonra cephanelikten üstümüzü doldurduk. Herkes hazır olunca helikopter pistinin yanında sıraya girdik. En başta ben vardım. Bir süre sonra albay ile Yiğit komutan geldi. Hepimiz albaya selam verip helikoptere bindi. Helikopter havalanınca timden biri konuştu.

 

- Komutanım biz kendimizi tanıtalım mı?

 

~ Tanıtın.

 

- Komutanım şu arkadaş Barış yanında oturan Furkan onun yanında Güney yanında Emir onun karşısında ben yani Hakan benim yanımda Demir var.

 

~ Memnun oldum beyler.

 

- Komutanım?

 

~ Efendim Hakan

 

- Ayıptır sorması kaç yaşındasınız?

 

- Lan ayıpsa niye soruyorsun salak.

 

Hakan sinirle Furkan'a baktı.

 

- Sen karışma lan.

 

Daha fazla laf dalaşına girmesinler diye ben konuştum.

 

~ Yirmi dört

 

- Aaa komutanım baya genç siniz.

 

- Evli misiniz?

 

~ Hayır

 

- Sevgili

 

~ Yok

 

- Kalpte biri

 

~ Yok

 

Yiğit komutanın sinirli sesi kesti soruları. Zaten o ses ketmese birazdan ben patlayacaktım.

 

- Yeter, inene kadar muhabbet istemiyorum.

 

Çok takmadan karşımdaki metal duvara baktım. Bir yirmi dakika sonra iniş yapılacağı bildirildi. Yere iner inmez Yiğit komutan ardından ben ve tim indik. Helikopterden uzaklaştık. Bir süre yürüyüp kayalık bir yerde durdum.

 

- Tim kamp ilerde, bu andan itibaren dikkatli oluyorsunuz. Yüzbaşı sen Demir, Furkan ve Hasan ile arkaya dolanın. Emir yüksek bir yere konumlan ve benden haber bekle. Diğerleri benimle.

 

- Emredersiniz

 

Biz dördümüz kampın arkasında dolanıp konumlandık. Kulaklıktan komutanın sesi geldi.

 

- Emir ne görüyorsun.

 

- Komutanım kamp sakin sadece arada bir kaç it bir odaya girip çıkıyor....bir dakika çadırların birinden doktoru çıkardılar. Ortaya götürüyorlar komutanım.

 

- Emir gözün doktorun başındaki adamda olsun.

 

- Komutanım kadını öldürecekler

 

- Emir emrim ile ilk atış senin. O iti indir.....Ateş.

 

Bir silah sesi geldi. Hemen ardından bizde sıkmaya başladık. Doktor ortada ellerini kafasına koymuş bekliyordu.

 

~ Komutanım doktor çok ortada.

 

- Yüzbaşı koruma ateşi açın doktorun yanına gidiyorum.

 

~ Emredersiniz.

 

Yiğit komutan çıkınca yanındakilere şimdi diye bir işaret verdim. İtler başını bile çıkarabazken komutan kadının yanına gidip onu duvarın arkasına çekti.

 

- Sakin ol Türk askeriyim ben. Burdan çıkıcaz tamam, sakin ol yeter.

 

Arkalarından gelen bir kaç kişi gördüm.

 

~ Komutanım arkanız.

 

Ben ilk gelene sıktım ardından komutan diğer ikisini indirdi. Çatışma devam ederken Demir'in sesi geldi.

 

- Komutanım tuzağa oturdum.

 

- Lan Deniz ben size dikkat edin demedim mi?

 

- Komutanım acaba bu konuyu burdan çıkınca mı konuşsak.

 

- Lan Demir, Hakan Demir'in yanına. Git al şunu şurdan.

 

Bu sırada Yiğit binbaşı doktor ile kampın ortasında sıkışıp kaldı. Etrafları gittikçe kalabalık olmaya başladı.

 

~ Komutanım hedefleri sizsiniz.

 

- Burdan çıkmam gerek yüzbaşı.

 

~ Barış, Güney, Furkan üç dediğimde yoğun atış.

 

- Emredersiniz

 

~ Bir...iki...üç

 

Biz durmaksizin sıkmaya başlayınca binbaşı ve doktor hızla bize yaklaştı. Kendilerini bir kayanın arkasına atınca bizde atışı yavaşlattık.

 

~ İyi misiniz?

 

- Doktor kolundan vuruldu. Temizleyin de gidelim artık.

 

Gördüğümüz itleri birer birer indirmeye devam ettik.

 

- Pınar arkanda.

 

Tam bu sırada başımdaki kaska değen ağırlığı hiasettim.

 

- Ooo bak burda bir asger varmı. Ayağa kalk asger.

 

Bu sırada kulaklıktan sesler geldi.

 

- Emir görüş var mı?

 

- Yok komutanım

 

- Pınar halledebilirmisin.

 

Sessizce konuştum

 

~ Bende komutanım.

 

Yavaşca ayağa kalkıp karşımda duran ite baktım.

 

- Ooo gadın asger, güzel. Benimle geliyorsun yürü.

 

Önümde duran silahını hızla elinden alıp alnının ortasına sıktım. Geri yerime geçtim.

 

~ Temiz

 

- Güzel bitirip gidelim.

 

Bir yarım saat sonra etraf temizlendi. Hakan Denizi mayından kurtardı. Güney ile kampa girdik. Köstebeğin leşini bulamadık. Kaçmış it. Tuzaklara dikkat ederek alacak bir şey varmı diye baktık bir şey bulamayınca kampı imha ettik. Tim ile buluşma yerine doğru yürümeye başladık.

 

- Valla komutanım ilk görevde rüzgar gibi estiniz, rüzgar.

 

- Komutanım yalnız sizinde gidip mayına oturmanız bir yetenek

 

- Bidibidi yapma lan. Hem nerden bileyim orda olduğunu.

 

- Tim sessizlik

 

Yiğit binbaşının emrinden sonra çıt çıkmadı. Karşı çaprazımda oturan kadın bana bakınca ona döndüm. Bir şey söylemek ister gibiydi.

 

~ Doktor hanım bir şey mi söyliyeceksiniz?

 

- Şey...ben orda bir şey gördüm.

 

Kaşlarım istemsiz çatıldı. Herkes bizi dinlemeye başladı.

 

~ Ne gördünüz.

 

- O..o adamın yanında...bir çocuk vardı.

 

Yiğit komutan lafa girdi.

 

- Tam ne gördüğünüzü anlatır mısınız?

 

- O yaralı adamın yanında bir çocuk vardı. Beni adamın yarasına bakmam için götürdüklerinde gördüm. Bi oğlan çocuğu. Baya hırpalanmış gözüküyordu. Korkarak kadırın bi köşesinde oturuyordu. Ben içeri girince adamlar çocuğu tutup sürükleyerek götürdü....bide çocuğun çadırdan çıkarken söylediklerini duydum....

 

~ Evet?

 

 

- Şey dedi ki benim babam bi asker ve bunları sizin yanınıza barakmaz falan diyordu.

 

Yiğit komutan düşünceli bir şekilde yere bakmaya başladı.

 

 

~ Çocuğu görseniz tanır mısınız?

 

- Tanırım.

 

~ Peki bunu inince konuşuruz şimdi yaranız nasıl?

 

- İyi, kurşun sıyırdı ama kanama fazla. Birazdan baş dönmeleri başlar.

 

~ Tamam az kaldı zaten.

Bölüm : 31.08.2024 20:10 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...