1. Bölüm
Rahab / KARANLIK KAFES / 1. Bölüm

1. Bölüm

Rahab
orion

Merhaba ballarım bu kurgu aklıma geldiği gibi yazdım. Açıkçası bu hikaye kendini yazdırıyor. Hem Meskensizi hem de Karanlık Kafesi aynı anda yazmak zor olacal benim için... amann zor olsun dimi?:)) iki farklı evrende kafama göre takılırım ne olacak sanki xD..

Sizi seviyorum, hadi başlayalım o zaman.... <3

 

 

 

 

1. BÖLÜM

 

 

🎭

 

 

 

Şarkı: Depresyon güzeli (İkiye On Kala)

 

 

 

keyifli okumalarrrr.....

 

 

Hiç insan içine çıkmak midenizi bulandırıyorum ?

 

Benim bulanıyor,

 

lakin bu insanlardan nefret etmemden kaynaklanmıyor. Tabi insan sevmiyorum doğru ama midemin bulanmasının nedeni benim sosyal anksiyetemden kaynaklanıyor...

 

 

kalabalık bir ortamda nefesimin nasıl kesildiğini, midemin nasıl bulandığını, elimin ayağının titreyip, soğuk havada bile nasıl terlediğimi size anlatacağım...

 

 

öncelerinde utanma duygusu olduğunu zannediyordum, taki ilerleyene kadar. İlk fark ettiğim zaman yedi veya sekiz yaşlarındaydım o gece klasik aile toplanmalarından birini yaşıyordum her zaman olurdu bu ve ben hiç bir zaman girişken bir çocuk olmamıştım hep içine kapanık uysal biriydim oysa düşüncelerim asla böyle değildi belki dışardan saf, masum uysal gibi görünürdüm ama içimdeki karanlığı o yaşlarımda fark etmiştim.

 

 

 

Yedi yaşım anksiyetimin utanç sandığım ve de karanlığımı fark ettiğim bir yaştı. Utanmak o yaşlarda benim için insanlara karşı susmak veya insanlardan kaçmak, o yüzden o gece odamdan çıkmak istemiyordum çünkü nedensizce kasılıyordum üstelik halimi hatırımı sorduklarında cevap vermem gerekiyordu, bu düşünce o yaşlardayken katlanamaz derece felaket bir şeydi...

 

 

 

Şimdilerde ise utanmanın aslında yüz kızartıcı bir şey yaptıktan sonra veya yapma aşmasındaki farklılığındayken birine yakalanmak ya da başkalarının öğrenmesinden kaynaklanan semptomdur, yani benim yaşadıklarım utanç değildi, çekingenlik ise hiç değildi.

 

 

 

Karanlığıma gelince, zihnimin içinde dolaşan düşüncelerimin fısıltılarını duyduğum andı. Küçük, sessiz ve karanlık fikirler... ve bir o kadarda kulaklarımı tırmalayan çığlıklar gibiydi, tıpkı sessizliğin çığlıkları gibi.. fısıltılar bana birine zarar verme dürtümü uyandırıyordu fakat bu istemediğim bir şeye zorlandığımda açığa çıkıyordu...

 

 

 

 

susturamadığım o karanlık ve kan kokan düşüncelerin fısıltısı zorlandığımda çığlığa dönüşüyor. Tıpkı eşsiz bir melodinin kendine has kusuru gibi. Yani kusursuzluğun içinde kusurlu, nadide sesler...

 

 

🎭

 

 

Yirmi dört yaşındayım ve ne yazık ki annem ile babam artık odamdan çıkıp insan içine karışmamı söylüyorlar,

 

bu korkunç bir şey

 

okulu bile bol bol devamsızlıkla bitirmişken arkadaş edinmek, dışarıya çıkıp bir yerlerde oturmak benim için katlanılamaz bir şey.

 

 

Gerçekten nefret ediyorum insanlar, o kadar çoklar ki nefesimi kesiyorlar...

 

 

odamın kapısı tıklandığında hep kısık çıkan ses tonumla "gir" dediğimde annem içeri girmişti ama yüzünde memnuniyetsiz bir ifade vardı. "Sesini duyurman için yükseltmelisin Hazan." Benim iğliğim için söylüyor bu sözleri, fakat ben yenemiyorum bana virüs gibi bulaşan bu duyguyu.

 

 

Sesimi kendime bile yükseltemiyorken , bir başkasına kendimi duyurmayı nasıl başarabilirdim ki?..

 

 

umutsuzlukla "deniyorum anne" yine kısık bir sesle söyledim. Ancak annem karşımda oturup elimden okuduğum kitabı aldı ve bilge bir eda hâllerine bürünerek "belki de önce arkadaş edinmeye çalışmalısın kızım" ardından ellerimi tutup "Hazan biliyorum istemiyorsun ama ben tekrar söyleyeceğim; acaba bir piskoloğamı gitsen? Gözlerimin önünde kendini bir kafese koymana dayanamıyorum kızım..."

 

 

 

artık psikoloğa görünmem gerektiğini bende farkındayım, çünkü her geçen yıl annem ve babam dışında tüm insanlardan kaçıyordum. Ve çok yalnız hissediyorum kendimi, tek başına olmak, hiç bir arkadaşımın olmaması ve en önemlisi akranlarımın hayatlarını kendi adımı kullanmadığım bir instagram hesabından gıpta ederek bakmak bana çok koymaya başlamıştı. Artık bu yabaniliğimden kurtulmam gerekiyor benim.

 

 

 

Ben bir kuşum ve kendi oluşturduğum karanlık kafesin kapısını, kendi ellerimle açarak özgürleşmem lazımdı. Kendim için bunu yapmalıyım. En azından kendim için...

 

 

 

uzun bir nefes verdikten sonra "kabul" deyişimle annemin bal sarısı gözlerine ihtişamlı bir parıltı yerleşmişti. "O zaman sana bulduğum psikologdan randevu alayım" diyerek tebbesüm etti ardından "yarına alayım mı randevuyu?" Sorusunu tedirginlikle sormuştu.

 

 

 

Ama artık tedirgin olacak hiç bir şey yoktu, bir şeye karar vermişsem dönmezdim kararımdan, bu yüzden başımla onayladığımda annem bana kocaman ve sımsıkı sarılmıştı. İşte benim en büyük şansım annem ve babamdı. Tabi diğer aile üyelerimide unutmama gerekiyor...

 

Sevgilerini iliklerime kadar hissettiğim ailem...

 

 

🎭

 

 

Güne her zaman olduğum gibi fake instagram hesabından

 

 

' üşüyoruz ama kimsenin yokluğundan değil, hava çok soğuk. Günaydın'

 

 

diye stori atığım an fake hesabıma rağmen yoğun takipçim olduğu için beğeni yağmurlarına doluyordu hesabım. İstemsizce fenomenlerle yarışıyor hatta daha fazlası olma yoluna girmiştim... bu ışıltılı hayatı ben seçmedim sonuçta, bu nedenle gizlenmeye ve fake olmaya devam...

 

 

 

üstelik bir ressam olarak, gerçi çizdiklerimin altına veya üstüne reel hazırlar gibi gönderi paylaşıyorum, bu da hesabımı hayırlı cumalar, günaydın, iyi geceler ve öylesine sözleri çizdiklerim ile harmanlaşatırınca pek de fake sayılmam dimi?

 

 

Suratımı asla gösteremezdim çünkü...

 

 

YıldızI yakmayı ve görüşlerinizi paylaşmayı unutmayın ballarım <3

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bölüm : 16.12.2024 01:22 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...