

Güneş Polis'in üzerinde hakimdi.Kalenin tüm odaları güneş ışıklarıyla doluyordu.Altın sarısı saçları yastığın üzerinde resimler çiziyordu sanki.Gözleri kapalı kuş seslerini dinlerken kapı açıldı. "Biraz daha uyumak istiyorum çıkın dışarı" dedi arkasını dönerek. "Hayır uyuyamazsın bugün tüm klanlarla beraber kahvaltı yapıcaz.Biz çoktan geldik bile." dedi Roan.Yatağa doğru gidip yanına uzandı. "Yoksa uyanmak için beyaz atlı prensinin seni öpmesini mi bekliyorsun? " diyerek Lexi'yi öptü. "Prens değil bir kral.Azgeda kralı." Roan ayağa kalktı. "Henüz bir kral değilim.Annesinin kuklası olan bir prensten kral olmaz zaten." Lexi yataktan kalkıp ona sarıldı. "Ben de bir zamanlar onun kuklasaydım ama bak şimdi on üç klanı yöneten bir Commender'ım.Sana söz veriyorum ne pahasına olursa olsun Azgeda kralı sen olacaksın ama önce natbilda eğitimine gitmem lazım.Hadi gel beraber gidelim benim beyaz atlı kralım."
Natbildaların hepsi birbiriyle dövüşüyorlardı.En küçüğü beş yaşındaydı.Sarı saçlı sevimli bir kız çocuğuydu.İndra kıza kılıcı nasıl tutması gerektiğini öğretiyordu.Kılıcı Lexi'nin önüne düşürdü.Tam kılıcı almaya çalışırken kafasını kaldırıp Heda'ya baktı.Küçük kız korkuyla Lexi'yi selamladı.Lexi onu kucağına aldı. "Ordan bakılınca canavara mı benziyorum yoksa minik kelebeğim." diyerek kızı sevdi.Roan kızın saçıyla oynayarak "Günün birinde bizimde aynı sana benzeyen bir kızımız olacak" dedi.Lexi Roan'ı öptü. "İndra,neden Anya eğitimde değil? " diye sordu.İndra selam vererek "Heda Lexa onu Skaikru'ya yolladı en son" dedi. "Döndüğünde yanıma gelsin doğum günü yaklaşıyor ona bir hediye vermek istiyorum."
Natbildalar eğitimi bitirip birer birer kılıcı yere atarken Aden ve Lexa hala devam ediyorlardı.Aden buraya gelen en küçük natbildaydı.Annesi onu doğarken ölmüş babası da onun natbilda olduğunu görünce saraya teslim etmişti.Onu Lexa büyütmüştü ondan bahsederken hep oğlum derdi. "Haksızlık yapıyorsun ama anne.Kaçarak dövüşüyorsun" dedi Aden kılıcı Lexa'ya savurarak.Lexi gülümseyerek onları izliyordu. "Hadi ama yeter bu kadar sizin yüzünüzden aç kalıcaz bitirin şu düelloyu.Lexa pes et artık Aden seni yendi" dedi Lexi Aden'ın başını okşarayarak.Sarı saçları masum yüzüyle çok güzel bir oğlandı.Saraydaki herkes onu severdi.Lexi ve Lexa onlar öldükten sonra Aden'ın tahta geçmesini istiyorlardı.Yaşıtlarından daha zeki ve güçlüydü.Bu yüzden onun eğitimine daha özen gösteriliyordu.İçeri doğru yürürken Octavia'yı gördü.Lincoln'ın atını seviyordu. "Atlar asil hayvanlardır.Sanırım bu yüzden benim en sevdiğim hayvanlardan biri.Peki ya senin Octavia?Senin en sevdiğin hayvan hangisi? " Octavia Lexi'ye selam vererek "Uzayda hiç hayvan yoktu Heda'm.Ben orda doğdum orda büyüdüm bırakın hayvanı abim dışında insan bile görmedim" dedi. "Abin... Bellamy Blake.Şu asi olan çocuk galiba.Sana hiç benzemiyor." Octavia kafasını salladı.
Tüm klan liderleri için birer sandalye hazırlanmış liderlerin yanlarında getirdiği diğer üyeler içinde başka bir kahvaltı masası düzenlenmişti.Ortamda keskin bir gerginlik vardı.Masanın bir başında Titus diğer başında Lexi ve Lexa için sandalye konuşmuştu.Lexi Roan'la beraber içeri girdi.Lexa hariç herkes ayağa kalkıp Heda'yı selamladı.Roan Lexi'nin sandalyesini çekmek isteyen muhafızı ittirerek sandalyeyi kendi çekti.Kraliçe Nia öfkeyle onları izledi.En başından beri oğlunun ilişkisini onaylamıyordu.Titus konuşmayı başlayarak " Heda'm Prens Roan'la olan bu samimiyetinizi tasvip etmiyorum" dedi şarabından bir yudum alarak. "Ne o Titus? Kraliyette Heda'lar aşık olamaz diye bir kural var da benim mi haberim yok? Zira öyle bir şey varsa Roan için seve seve kuralları çiğneyebilirim." Titus başıyla selam vererek yemeğini yemeye devam etti.Lexi masada yabancı bir yüz gördü. "Bakıyorum da aramızda farklı yüzler var.Kendinizi tanıtır mısınız bayım?" Marcus yan masadaki Abby'e baktı.Abby başıyla onaylayınca ayağa kalktı. "Marcus kom Skaikru Heda'm" Tüm Skaikru birer birer ayağa kalktı.Lexi sakinliğini korumaya çalışarak "Benim ölüm emri verdiğim klan nasıl olurda benim sarayıma girip soframa oturur? " dedi. "Onları ben davet ettim Lexi.Clarke bana asıl tehditin onlar değil Weather dağı olduğunu söyledi.Yüksek teknolojiye sahip silahları varmış eğer bize saldırırlarsa ne kılıçlarımız ne oklarımız hiçbir işe yaramaz." dedi Lexa ayağa kalkarak.Lexi kardeşine baktı normalde kimseye inanmazdı ama Clarke'a inanıp güvenmişti.Herkes iki Heda'nın kavga etmesini beklerken " Bu siyasi bir konu.Masada konuşulacak bir şey değil.Kahvaltıdan sonra tüm klan liderleriyle beraber taht odasında bir toplantı yapacağım.Sevgili ikizim Skaikru' yla barış sağlanıp onları on üçüncü klan olarak kabul etmemizi istiyorsa bunu memnuniyetle kabul ederim" diyerek kavgayı başlamadan bitirdi.Kraliçe Nia sertçe masaya vurdu.
" Bu ne saçmalık böyle! Gökten gelen bu insanları on üçüncü klan olarak asla kabul etmem." Roan annesini durdurmaya çalıştı.Lexa ayağa kalkarak "Sen etmiyorsun zaten Nia biz ediyoruz.Sen sadece kendi klanını yönetme hakkına sahipsin.Burdaki tüm liderler gibi sen de bizim emrimiz altındasın.Bazen bunu unutuyorsun" dedi.Nia natbilda masasına dönerek Ontori'ye peşinden gelmesi için işaret etti.Ontori ayağa kalkıp Nia'nın peşinden giderken Lexi çatalını masaya vurararak "Ontori kom Azgeda nereye gidiyorsun?Azgeda klanından olabilirsin ama unutma sen aynı zamanda bir natbildasın.Sadece benden emir alabilirsin.Şimdi yerine otur ve yemeğine devam et" dedi.Nia askerleriyle beraber sarayı terk etti.
Kahvaltıdan sonra herkes taht odasında toplanmıştı.Lexa konuşmayı başlattı. "Sizlerin huzurunda Skaikru halkını on üçüncü klan ilan ediyorum.Askerlere kılıç eğitimi verilecek ve karşılığında onlar da bizim askerlerimize silah eğitimi verecektir.Şuan da bilinen bir natbilda yoktur şayet doğarsa bebek aileden alınıp sarayda natbilda olarak yetiştirilecektir." Marcus onayladı.Liderlerin arasından bir adam "Sevgili Heda size saygım sonsuzdur ama Azgeda halkı olarak bunu kabul etmemiz mümkün değil.Kraliçe Nia size bir mesaj iletmemi istedi.Eğer kararınızı uygularsanız Azgeda size baş kaldıracak ve savaş başlatıcaktır." Lexa sinirine hakim olamazken Lexi ondan beklenmiycek bir şekilde çok sakindi.Ayağa kalktı ve balkona doğru ilerledi. "Toplantıya balkonda devam edeceğim.Lütfen siz de bana katılın.Kraliçe Nia'ya ben de bir mesaj iletmek isterim" dedi.Adam küstahça sırıtarak balkona çıktı. "İşte böyle kraliçeme saygı gösterece–" derken Lexi ona sert bir tekme atıp balkondan aşağı attı.Herkes ayağa fırladı.Sarayın en üst katından yere çakıldı.Aşağıdaki insanlar çığlık atmaya başladılar.Lexa bile şok olmuştu kardeşinden asla böyle bir şey beklemiyordu.Lexi arkasını dönüp diğer liderlere baktı.Hepsinin gözlerinde korku vardı. "Kardeşimin emirlerini sorgulayan başka biri daha var mı? " diye sordu.Herkes adeta dilini yutmuştu.Çıt ses çıkmıyordu. "Güzel.Şimdi toplantıya devam edebiliriz" diyerek tahtına geri oturdu.Lexa kardeşine dönüp gülümsedi.
Marcus öne çıktı "Weather dağı halkımızı esir aldı.İçeri girmemizin imkanı yok.Sadece mağaralardan güvenli bir şekilde gidebiliriz ama maalesef orda da sizin halkınızı radyasyon ve ilaçlarla canavara dönüştürmüşler.Hepsi insan eti yiyor.Halkımı kurtarmak için yardım talep ediyorum."
Lexa tam konuşmaya başlayacakken Lexi ondan önce davranıp " Talebiniz kabul edilmedi Marcus Kane.Birkaç tane aptal genç yüzünden tüm halkı tehlikeye atamam" dedi.Abby askerleri iterek öne çıktı. "Kızım ellerinde! Onlar daha çok genç.Hepsini nasıl ölüme terk edersin?Bizi klanın ilan ettin,halkın olarak kabul ettin.Onları kurtarmak zorundasın." Lexi kaşlarını çatarak "Ben öyle bir zorunluluk hissetmiyorum.Kendi kaderleriyle yüzleşecekler.Bizi ilgilendirmez.Konu kapandı." Lexa şaşırarak kardeşine baktı.Ona hak veriyordu ama Clarke ordayken o burda duramazdı.Bellamy öne çıkarak "Empati yeteneğinize hayran kaldım gerçekten.Hayatımda bu kadar bencil bir insan görmedim.Madem bize yardım etmeyecektin o zaman niye bizi klanın olarak kabul ettin.Egonu tatmin etmekten başka bir şey yapmıyorsun" dedi.Lexa "Yakalayın şu hadsizi!" diyerek emir verdi.Muhafızlar kılıçlarını çekip Bellamy'nin boğazına dayadı.Lexi tahtından kalkıp Bellamy'nin yanına doğru yürüdü. "Şuan senin yerinde başkası olsaydı çoktan kellesini alıp odamın balkonuna süs olarak asardım ama sen benim yüzümden değil kendi aptallığın yüzünden öleceksin.Her şey Octavia için."
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |
