3. Bölüm
Özge Mikaelson / Queen Heda / 3–Bir tutam saç

3–Bir tutam saç

Özge Mikaelson
ozgefanfic

Clarke ve Anya son hız koridorda koşarken arkalarındaki asker ordusu git gide artıyordu.Bir kapıdan geçip sonuna doğru koştular.Aşağısı bir nehre akıyordu.Birbirlerine şaşkınlıkla baktılar.Askerler kapıyı kırıp içeri daldılar.Anya elindeki bıçakla saçından bir tutam kesip " Bunu Commander'lara ver.Benim bir hiç uğruna değil onun için öldüğümü söyle.Ai gonplei ste odan" diyerek Clarke'ı nehre itti.Kendisini yakalamaya çalışan iki askerin boğazını kesti.Aniden göğsünde keskin bir ağrı hissetti.Silah sesleri kulağında çınlıyordu.Kanlar içinde yere yığıldı.Askerler nabzını kontrol ederken o son on dakikasını yaşıyordu

   

                                   ***

Anya Shedieda'nın yanında duruyordu.Askerler yakaladıkları küçük natbildaların birer birer ellerini çözüp Heda'nın önüne fırlatıyordu.Çocuklar hemen toparlanıp saygıyla eğiliyorlardı.Kalan son üç çocuğu kucaklarında getirdiler.Bunlar en küçükleriydi.Biri kıvırcık kabarık saçlı,biri dalgalı kahverengi saçlı ve diğeri de sarı saçlı küçük kızlardı.Üçü de aynı yaştaydılar.Kızlardan ikisi birbirlerine çok benziyordu. "Bu ikisi kardeş mi? " diye sordu Shediada.Askerlerden biri öne çıkarak " İkiz Heda'm" dedi.Shediada huzursuzlanmıştı.İkizlerin birbirlerine çok bağlı olduklarını biliyordu. "İkizler bir adım öne çıkın bakalım o iğrenç yüzünüzü görmek istiyorum." Sheidheda çocukları sevmezdi.Daha doğrusu o kendinden başka kimseyi sevmezdi.Hiçbir zaman ölmeyeceğine inanır sonsuza kadar hüküm sürmek isterdi.Bu yüzden natbildaları sevmez onlara birer hayvanmışlar gibi davranırdı.Kızlar sıkıca el ele tutuştular ve öne çıkmadılar.Askerler küçük kızları tutup çekerken sarışın olan " Seni piç bırak beni" diyerek askerin yüzüne tükürdü.Asker sinirlenerek kıza sertçe bir tokat attı.Küçücük cılız vücuduyla kız hemen yere yığıldı.Anya koşup kızı kaldırdı. "İyi misin canım? " Askere dönerek " Karşında bir natbilda var.On iki klanın en değerli varlıklarından biri bu çocuk.Damarlarında akan kara kan senin hastalıklı kanından daha değerli.Eğer ona bir daha saygısızlık ettiğini görürsem seni kendi ellerimle gebertirim" dedi.Küçük kız Anya'ya sarıldı.Shedida'ya dönerek "Heda'm izninizle kızların eğitimini ben üstlenmek istiyorum" dedi. "Ben de " dedi İndra öne çıkarak.Shediada elini salladı. "Gözüm görmesin yeter"

 

Anya patlayan kızın dudağına pansuman yaparken İndra da kana bulanmış altın sarısı saçlarını temizliyordu. "Adınız ne bakalım sizin" diye sordu Anya.Küçük kız mavi gözlerini kocaman açarak "Ben Lexi kardeşimin adı da Lexa.Babalarımız farklı.Lexa'nın babası öldü.Benim babamı da herkes tanır. O da sizin gibi bir asker.Arkadaşımızla da burda tanıştık onun ismi de Luna.Abisiyle beraber gelmiş buraya" dedi.

Anya ve İndra birbirlerine bakıp gülümsediler.Diğer ikisinin aksine bu kız çok konuşkandı. " Babanın adı ne peki?Belki bizim emrimizde olan askerlerden biridir.Seni onla gizli gizli görüştürebiliriz istersen" dedi İndra.Küçük kızın yüzündeki gülümseme birden düştü. "Yapamazsınız.Çünkü o bir daha asla geri gelmeyecek.Heda onu cezalandırmış bir daha ailesini görmesine izin vermezmiş annem öyle dedi." Anya kıza dehşetle bakarak " Sen Robert kom Trikru'nun kızısın" dedi.İndra Lexa'ya döndü. " Bu durumda anneniz de Helena oluyor.Herkes sizi öldü sanıyordu.Demek sizi sadece Helena'nın kızları olduğunuz için değil natbilda olduğunuz için de saklamışlar bunca zamandır."

İkizler başını onaylarcasına başını salladı.Anya ikisininde kolundan çekip karşısına geçirdi. "Bu anlattıklarınızı bizden başka kimse bilmeyecek.Anneniz ve babanız hakkında tek kelime etmeyeceksiniz tamam mı? Eğer söylerseniz sizi koruyamam miniklerim.Gözlerimin önünde katledilmenize izin veremem lütfen dikkatli olun.Bu saray ya eviniz olacak ya da mezarınız"

Anya'nın gözleri karardı.Her şey simsiyahtı.Zorlukla gözlerini açtı.O altın sarısı saçları mavi gözleri tekrar gördü.Öyle güzel gülüyordu ki yüzüne vuran güneş mi bu kadar parlıyordu yoksa onun gülüşü mü anlayamıyordu.Dalgalı kahverengi saçlar çarptı gözüne.Güneş vurunca aralarındaki sarı teller fark ediliyordu.Tıpkı annelerine benziyorlardı.Anya'nın saçlarıyla oynayıp kıkırdıyorlardı. "Lexi bak uykucu uyandı sonunda" dedi Lexa.Lexi Anya'nın üzerine eğilip onu öptü. "Günaydın uykucu.Sen uyuyorken biz senin saçlarını yaptık.Bak ne kadar güzel oldu."

Anya hızlıca yataktan kalkıp aynaya baktı.Saçları çiçeklerle doluydu.Garip ama hoşuna gitmişti.Çocukluğundan beri hep askeri kıyafetler giymiş hiçbir zaman böyle süslenip aynanın karşısına geçmemişti. "Sizi minik kuşlar.Saçımdan başka yuva yapacak yer bulamadınız mı?" diyerek ikizleri gıdıklamaya başladı.Kızlar ondan kaçmaya çalışıyor kaçtıkça daha çok gülüyorlardı.Anya durup ikisini de öptü. "Siz benim sahip olduğum tek şeysiniz.Sizi ne kadar çok sevdiğimi biliyorsunuz değil mi? "

Görüntü silinmeye başlamıştı.Artık her yeri bulanık görüyordu.

Shedieda öfkeyle şamdanlara vuruyor küçük kızları korkutuyordu.Kızlar cevap vermemeye yeminliydi.Kılıcını çıkarıp Lexa'nın yüzüne doğrulttu. "Kusursuz bir güzelliğe sahipsin.Acaba gözlerinden birini oysam hala güzel gözükür müsün?" İçtikleri şarabın etkisiyle ayakta duramayan askerler gülüyorlardı. "Hadi söyle annenizin adı ne? " Lexa sadece ağlıyordu.İndra içkili adamların masalarındaki şarapları tek tek yere döktü.Shedieda arkasını dönüp " Defol git burdan kaltak" diye bağırdı.İndra kızlara hüzünlü bir şekilde bakarak dışarı çıktı.Anya daha fazla dayanamayıp Lexa'nın önüne geçti. "Lütfen efendim yapmayın.O sadece bir çocuk.Sıradan bir köylü kadını işte anneleri.Yalvarırım bırakın gitsinler."

Shedieda Anya'yı tutup yere fırlattı ve tekmelemeye başladı.Karnına yediği tekmeler nefesini kesiyordu.Lexi yerde kıvranan Anya'ya baktı ve sonrasında masada duran bıçağa.Lexa "yapmayın efendim lütfen onun bir suçu yok" diyerek Shedieda'yı durdurmaya çalışırken Shedieda ona da bir tokat yapıştırdı.Lexi bıçağı kaptığı gibi koştu ve Shedieda'ya doğrulttu. "Anya'yı bırak.Yoksa seni öldürürüm." Askerler hemen ayaklanıp kızın etrafını sardılar.Shedieda bıçağı elinden alıp Lexi'nin boğazına dayadı. "Seni küçük orospu.Anya tıpkı kendi gibi yetiştirmiş ikinizi de.Bu kadar fahişe saraya fazla ama merak etmeyin şimdi azaltıcam sayınızı." Lexi'nin ayakları yerden kesilmişti.Küçük bedeni Shedieda'nın kollarında çırpınıyordu.Bıçak o kadar soğuktu ki boğazı uyuşuyordu. "Şimdi dilin çözülür belki." Lexa kardeşine baktı.Ondan başka kimsesi yoktu bu hayatta.

" Helena" diye bağırdı Lexa. "Annemiz Helena kom trikru.Senin aşık olduğun kadın.Babamın ismi Henry kom trikru.Onun ilk eşiydi.Yıllarca annemi dövdü,işkence etti." Shedieda'nın keyfi yerine gelmişti.Bıçağı Lexi'nin boğazına daha sert bastırarak " Henry'nin kızıysanız Robert'dan olan çocuk nerde? Bana asıl o lazım çünkü Helena Robert'a aşıktı.O çocuk onların aşkının meyvesi" dedi.Anya da onlarla beraber ağlıyordu.Gerçekleri açıkladıkları için kurtulcaklarını düşünüyorlardı ama Anya ne olacağını çok iyi biliyordu. Lexa ağlayarak konuşmaya devam etti. "Kardeşimin gözlerine baksana tıpkı ona benziyor.Babasının kızı derdi annem ona hep." Shedieda kızın kafasını çevirdi.İğrenerek bakarak " Evet tıpkı Robert'a benziyor ama asiliği,inatçılığı tüm karakteriyle Helena'nın kızı o.Sen de aynı annene benziyorsun Lexa.Bunun için çok şanslısın.Hem doğruyu söylediğin hem de annene benzediğin için bu sarayda yaşamaya hak kazandın ama ikizin için aynı şeyi söyleyemeyeceğim.Muhafızlar Lexa'yı odasına götürün onun güzel yüzünü her daim görmek istiyorum.Bu Robert'ın piçini de Kraliçe Nia'ya gönderin.İster öldürsün ister kölesi yapsın." dedi ve Lexi'yi askerlerin önüne fırlattı.Anya Lexi'yi kucağına alıp uzun uzun sarıldı.Muhafızlar zorla kızı Anya'nın kollarından aldı.Muhafızlar onu sürüklerken "Anya! " diye çığlık atıyordu.Anya kalmayan gücüyle "Hayır! Bırakın onu yalvarırım.Lexi! Lexi! " diyerek arkasından sürünmeye çalışıyordu.

 

"Lexi..." dedi son nefesinde.Bu sefer görüntüler tamamen kaybolmuş karanlığa gömülmüştü.Askerlerden biri nabzını kontrol etti. "Ölmüş" dedi.

  

                                       ***

Lexa balkonun korkuluklarına yaslanmış Weather dağını izliyordu.Clarke'ın orda olmasına dayanamıyordu.Elinden bişey gelmediği için kendini suçluyordu.Gözlerinden yaşlar süzüldü.Aniden kapıya vuruldu ve biri içeri girdi. "Çıkın dışarı müsait değilim." İçeri giren kişi sessizce orda durmaya devam ediyordu. "Size dışarı çıkın de– " Karşısındaki kişiyi görünce hayal mi yoksa gerçek mi olduğunu anlamaya çalıştı. " Clarke? " Sesi titriyordu.Clarke'ın her yeri yara bere içinde ve ıslaktı.Lexa umursamadan sıkıca sarıldı.İndra içeri girip Clarke'ı süzdü. "Seni kaybettiğimi sandım" dedi Lexa.Clarke kendini geri çekerek Lexa'nın gözlerine baktı. "Beni değil ama başkasını kaybettin" dedi ve avucunda tuttuğu saçları uzattı.İndra " Hayır olamaz " diyerek ağlamaya başladı.Clarke ilk kez Lexa'yı böyle görüyordu.Sevginin zayıflık olduğunu söyleyen kadın karşısında ağlıyordu. "Ben bunu Lexi'ye tek başıma söyleyemem.K herkesten daha düşkündür Anya'ya.İndra komutan Robert'ı bul ve durumu anlat.Bizimle taht odasında buluşup kızına destek olsun"

 

 

 

Kadehini yanındaki muhafıza doldurması için uzattı. " Abby bu ısrarınızdan ne zaman vazgeçeceksiniz acaba? Skaikru'nun o çocuklardan başka derdi de olmalı.Hem çoktan ölmüşlerdir.Birkaç ölü çocuk için niye hayatımızı riske atalım? " Abby bağırıp çağırıyor Lexi'yi asla dinlemiyordu. "Marcus seni seviyorum ama Abby'ye tahammülüm yok.O yüzden lütfen karını al ve git burdan.Weather dağına saldırmayacağım kararım kesin." Roan'a gülümseyerek baktı.Verdiği her kararda onu desteklemesi çok hoşuna gidiyordu.Kapı muhafızı içeri girerek " Komutan Robert " dedi.Robert içeri girerek kızına selam verdi. "Babacığım ben senin kızınım Heda'n değil.Bana selam verme lütfen" diyerek babasına sarıldı.Muhafız tekrar içeri girip " Heda Lexa " dedi.Bir kolundan İndra bir kolundan Clarke tutmuş taşıyorlardı.Zar zor yürüyordu bıraksalar düşecek gibiydi.Abby gözyaşları içinde " Kızım " diyerek Clarke'a sarıldı.Lexi hemen kardeşinin yanına koşup onu tuttu. " Lexa noldu kardeşim söyle bana.Kim üzdü seni bitanem? Söyle alayım hemen kellesini." İndra'ya bakarak " İndra neler oluyor? " dedi.Lexa kardeşinin elini tutup avcuna Anya'nın saçlarını koydu.Lexi avucundaki saçlara bakakaldı.Kalbine bişey saplanmıştı sanki nefes alamıyordu.Clarke " Anya bir hiç uğruna değil senin için öldüğünü söylememi istedi " dedi.Sendeledi.Babası ve Roan hemen onu tuttular ve tahtına oturttular.Robert " Bebeğim bana bak iyi misin? Muhafızlar! Hekim çağırın hemen" Lexi ağlamıyordu.Bu yüzden herkes endişelenmişti.Babasından destek alarak ayağa kalktı. " Komutanlarım,muhafızlarım,askerlerim bugün ailelelerinizle vedalaşın,hazırlıklarınızı yapın.Yarın Weather dağına savaşa gidiyoruz.Kimseye merhamet göstermeden hepsini acı çekerek öldüreceksiniz.Yaşayan tek bir kişi bile kalmayacak.Bir kişi hariç.Anya'yı öldüren lideri bana canlı bir şekilde getireceksiniz.Onu kendi ellerimle geberticem." Askerlerin hepsi bağırmaya ve mızraklarını yere vurmaya başladılar.Lexi'nin gözlerini hırs kaplamıştı.Tekrar nefes alamamaya başlayınca koşarak balkona çıktı.Derin derin nefes almaya çalışırken güçlü bir çığlık attı ve ağlamaya başladı.Lexa kardeşinin yanına gelip omzuna dokundu.Birbirlerine sarılıp ağlamaya başladılar.Roan dayanamayıp balkona ilerlerken Robert kolundan tutup " Bırak ağlasın yoksa bu acı kalbini deler geçer.Anya onun annesi gibiydi"

 

 

 

Bölüm : 01.01.2025 00:57 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...