5. Bölüm
Özge Mikaelson / Queen Heda / 5—Weather Dağı

5—Weather Dağı

Özge Mikaelson
ozgefanfic

Weather dağına giren askerlerden hiçbiri geri dönmüyordu.Lexa bu durumdan şüphelenirken birden kanlar içinde bir asker koşarak yanlarına geldi. "Heda'm tüm adamlarımız öldü.Ellerinde silahlar var.Biz kılıçla saldırırken yetersiz kalıyoruz.Tek başarımız liderlerini yakaladık ama komutan Anya'yı o değil oğlu öldürmüş.İçerdeki halk ikiye bölünmüş durumda.Herkes lider olarak oğlunu seçiyor.Tüm askerler onun emrinde." Lexa elleri bağlı olan adama baktı.Vücutları radyasyona o kadar dayanıksızdı ki özel tulumlarını giymeden dışarı çıkamıyorlardı.Tam o esnada savunma grubunun üstüne bir bomba atıldı.Bomba tüm askerleri zehirli bir gazla ağızlarından kan fışkırtarak öldürdü.Lexa bir acı çekerek ölen askerlerine bir de yaşlı adama baktı. "Geri çekiliyoruz!" dedi ve arkasını dönüp ilerledi.Clarke kolundan tutup çekerek "Ne demek geri çekiliyoruz?Arkadaşlarımın hepsi içeride.Bana söz vermiştin Lexa.Şimdi beni burda tek başıma bırakıp gidecek misin?" dedi.

"Özür dilerim Clarke."

 

 

Arkalarında kan izleri bırakarak ilerlerken camlı bir kapının önünde durdular.Eğilerek içeriye baktıklarında Lincoln'ı gördüler.Bir sandalyeye bağlanmış,etrafında bir sürü doktor vardı. "Şükürler olsun yaşıyor ama içerisi çok kalabalık" dedi Octavia içeriye göz atarak. "Hiç asker yok hepsi doktor.Sağdakiler sende soldakiler bende" diyerek içeri daldı. "Bu kız tam bir psikopat." Kapıyı kırıp doktorlara saldırmaya başladılar.Hiçbirinin silahı olmadığı için hepsi makasla saldırmaya çalışıyorlardı.Hepsini indirdikten sonra geriye sadece bir tane kadın kalmıştı. "Bırak o makası ve teslim ol.Sana zarar vermiyeceğiz." Kadın makası bırakır gibi yaparak arkadaki düğmeye bastı.Octavia hızlıca Lincoln'ın iplerini çözmeye çalışırken Lexi kadına vurarak "Aferin Octavia.Böyle iyi kalpli olmaya devam et sen.Bunlar iyilikten anlar sanki" dedi.Lincoln zorlanarak ayağa kalkmaya çalıştı.Koridor birden asker sesleriyle dolmaya başladı.Koridora çıkıp koşmaya başladılar.Lexi yaralı olduğu için onları yavaşlatıyordu.Etrafları sarılmıştı,kaçış yolunu iki tane iri yarı asker tutuyordu. "Octavia Lincoln'ı al ve gidin burdan.Ben onları oyalacağım.Lexa'yı bulana kadar durmayın." Lincoln Lexi'yi kolundan tutarak "Delirdin mi sen? Seni burada bırakıp hiçbir yere gitmem.Hem yaran git gide kötüleşiyor" dedi.Lexi abisine uzun uzun sarıldı. "Ben kendi başımın çaresine bakarım Lincoln.Artık senin küçük kız kardeşin değilim beni her zaman koruyamazsın." diyerek Lincoln'ın elinden kurtulup kaçış yolunu kapatan askerlere saldırdı.Octavia ve Lincoln koşarak ordan kaçtılar.O esnada sırtından bir bıçak darbesi daha yedi.Gözleri kararmıştı askerleri bulanık şekilde görüyordu.Kanlar içinde yere yığıldı.

 

 

Lexa daha saraya varmadan pişman olmuş şekilde atıyla ordunun önünde ilerliyordu.Roan yanına yaklaşıp "Lexi nerde? Uzun zamandır ortalıkta yok" dedi. "Verdiğim karara sinirlenip benimle tartışmaya gelmediğine göre babasıyla ordunun arkasında kalmış olmalı."

Bu sırada Robert ordunun en arkasında kalan askerlerle beraber ilerlemeye hazırlanıyorlardı. "Baba" diye bağıran bir adam sesi duyuldu. "Lincoln?" Robert oğlunun yaralı olduğunu görünce ona doğru koştu ve sarıldı. "Noldu oğlum?Neden her yerin kan içinde?" Lincoln derin derin nefes alarak "Benim birşeyim yok baba ama Lexi..." Robert aniden bembeyaz oldu.Octavia olanları anlatırken zar zor ayakta duruyordu.Gözünden sakındığı kızı çoktan ölmüştü belki de.Hemen atına atladı.Tüm askerleri kenara fırlatarak hızla ordunun en başına ulaşmaya çalışıyordu.Roan'ın atını görüp yavaşlayarak "Prens Roan" diye bağırdı.Roan bu sesi biliyordu.Kötü bir şeyler olmuştu. "Lexi ellerinde.Hem de yaralıymış.İçeri girmemiz lazım." Roan sinirlenerek "Ne demek ellerinde.Lexi'den bahsediyoruz.Bizim Heda'mız, benim kraliçem.Bu ordu Heda'ları olmadan nereye gidiyor?Azgeda! Geri dönün kraliçemi almaya gidiyoruz" dedi.Azgeda askerleri bir bir geri dönerken Lexa ordunun içindeki kargaşaya baktı.Askerlerin neden emir dışı hareket ettiğini anlayamıyordu. "İndra,neler oluyor? Azgeda askerleri neden geri dönüyor? Yine Kraliçe Nia'nın parmağı varsa bu işte ona itaat eden tüm askerlerin kafasını kesin.Yolumuza devam edelim." Robert atıyla Lexa'ya yaklaşıp "Bence bunu yapmamalısın.Askerler kardeşini almaya gidiyor" dedi. "Kardeşim zaten senin yanında değil miydi Komutan?" Robert kafasını hayır anlamında salladı.Lexa Weather dağına baktı öfkeyle.Bu bardağı taşıran son damlaydı.Artık tüm askerleri ölecek olsa bile oraya saldıracaktı. "Askerler geri dönün! Orada tek bir canlı kalmayana kadar herkesi öldürün ve bana kardeşimi getirin."

 

 

Gözlerini zorla açmaya çalıştı.Tavan o kadar aydınlıktı ki hiçbir şey göremiyordu.Etrafta bir sürü doktor ellerinde iğnelerle ordan oraya koşturuyorlardı.Ortada büyük bir ameliyat masası vardı.Masanın üstünde kanlar içinde bir kız yatıyordu.Yüzünü daha önce görmüştü. Skaikru'nun yakalanan gençlerinden biriydi. Ellerini oynatmaya çalıştı ama yapamadı.Sıkı sıkı bağlamışlardı ellerini. "Sonunda uyandın kraliçe.Burda hepimiz dört gözle seni bekliyorduk" dedi siyah saçlı beyaz tenli bir adam.Adamın yüzünü inceledi.Bu Cage Walles'ti.Weather dağının lideri,Anya'nın katili...

"Ben kraliçe değilim.Heda'yım.Seni geberticek olan Heda.Yüzümü sakın unutma çünkü ölürken göreceğin son kişi ben olacağım." Cage bir kahkaha attı. "Sen burdan sağ çıkacağını mı düşünüyorsun gerçekten? Seni kardeşine karşı kullanıp onun gözünün önünde öldürücem seni ama tabi önce biraz eğlenicez seninle." Lexi'nin saçlarına dokundu. "Baya da güzelmişsin.Namını duymuştum ama bu kadarını tahmin etmemiştim." Lexi kafasını sertçe çevirerek yüzüne tükürdü.Adam elinin tersiyle silerek ukala ukala güldü. "Ah,Lexi...Güzel olduğun kadar çok da asisin.Tıpkı o kız gibi.Neydi adı?" Cage ayağa kalktı ve karşıda duran morg çekmecelerinden birini açtı. "Hmm...Şimdi hatırladım.Anya...Nasıl unuturum? Çok duygusal bir ölümdü.Son nefesini senin ismini sayıklayarak harcadı." Lexi gözlerini donmuş cesetten ayıramıyordu.Vücudu bembeyaz olmuş,saçları sanki hala canlıymış gibi parıldıyordu.Ayağa kalkmaya çalışırken dengesini kaybedip tekrar yere yığıldı. "Doktorlar,kanaması artıyo hazırlıkları yapın hızlıca başlayalım." diyerek odadan çıktı.

"Tanrı'nın adaleti işte" dedi nefes almada zorluk çeken biri.Lexi kafasını sese çevirip baktı.Skaikru gençleri öfkeyle Lexi'ye bakıyordu.Murphy konuşmaya devam etti. "Clarke bizi kurtarman için yalvarırken sen görmezden geldin.Bizim kurtarılmaya değer olmadığımızı düşündün.Bak şimdi sen bizden de beter durumdasın.En azından bizi öldürecekler de kurtulacağız." Lexi sinirlenerek "Kes sesini böcek" dedi.Skaikru gençlerinin öfkesi git gide artıyordu.Raven hızlıca Lexi'nin üzerine doğru yürümeye başladı. "Finn'i acımasızca infaz ettiniz.Bizi ölüme terk ettiniz ve hala iyi bir lider olduğunu mu düşünüyorsun.Sana o kadar acıyorum ki." Lexi kahkaha atarak "Aldatılmış kadın öfkesi nerde olsa tanırım.Bu öfkeni bana değil de Clarke'la yatıp seni aldatan Finn'e gösterseydin belki bu durumda olmazdın.Kime ne diyeceğini iyi düşün Raven.Ben hala sizin liderinizim" dedi.Raven tam Lexi'ye saldırmaya çalışırken askerler onu şok cihazıyla bayılttı.Daha sonra Lexi'yi kollarından tutup ameliyat masasına yatırmaya çalıştılar.Murphy acıyarak Lexi'ye baktı.Vücudu bitik düşmüş çok kan kaybetmişti.Bu ameliyatı kaldırması imkansızdı.Lexi çığlıklar içinde masaya yatırılırken Murphy "Bırakın onu! " diye bağırdı.Herkes şaşkınla dönüp baktı. "Onun yerine beni alın.Gönüllü oluyorum." Lexi çok şaşırmıştı.Geldiği ilk günden beri onun ölmesini en çok isteyen kişi şimdi hayatını kurtarıyordu.Harper sinirle "Ne saçmalıyorsun Murphy.O bizi ölüme terk etti bırak gebersin" dedi.Askerler memnuniyetle Lexi'yi masadan kaldırıp Murph'yi yerleştirirken Lexi kulağına eğilip "Ölüceksin aptal.Hem de bir hiç uğruna" diye fısıldadı.Murphy bu sefer küstah olmayan bir ifadeyle gülümsedi. "Hiç uğruna değil senin uğruna." Tam bu esnada dışarda bir gürültü koptu.Çığlıklar birbirine karışırken içeri Cage girdi. "Clarke içeri girip tüm kapıları devre dışı bırakmış.Hepimiz radyasyondan ölücez.Çabuk tulumları giyip dışarı koşun." Askerler kapıyı tutmaya çalışırken içlerinden biri "Efendim,peki bunlar ne olacak?" dedi.Cage çocuklara şöyle bir göz attı.Aslında hepsi ona lazımdı şuan tek düşündüğü şey kendiydi.Yaşamak uğruna tüm halkını satıp "Sadece Lexi'yi alın.Bunların da sıkın kafasına gitsin" dedi.Askerler tam silahlarını çekerken Lexi bir tanesine vurup silahını elinden aldı ve Cage'in kafasına dayadı. "İndirin o silahları yoksa liderinizin kafasını dağıtırım." Askerler silahlarını bırakmamakta ısrarcıydı.Cage elinden kurtulmaya çalışarak "Hadi ama burdaki kimseyi umursamadığını biliyorum.Boşuna kendini tehlikeye atıyosun hayatım" dedi.

Kapıya sert bir şekilde tekme atıldı.Lexi kendi askerlerinin onu kurtarmaya geldiklerini sandı.Halbuki gelenlerin üstünde Weather dağının askeri üniforması vardı.Lexi ve diğerleri hüsrana uğradı.Sayıca çok fazlalardı hepsini öldürmesi imkansızdı.Cage gülerek "Ben sana demiştim Lexi.Benden asla kurtulamıycaksın.Hadi indir silahı güzelim" dedi.Lexi silahı yavaş yavaş indirirken öndeki asker arkasını dönüp tüm askerlere ateş etmeye başladı.Herkes yere eğilmiş şaşkınlık içinde olanları izliyordu.Tüm askerleri öldürdükten sonra kasketini çıkardı.Lexi dumanlar içindeki yüze bakarak "Bellamy?" dedi.Herkes koşup Bellamy'e sarılırken Lexi Cage'in bacaklarına vurarak ona diz çökdürttü. "Ben Heda Lexi kom Trikru.Cage Walles seni komutan Anya kom Trikru'yu öldürmekten idama mahkum ediyorum.Jus drein jus daun." Kafasına 3 el ateş etti.Eğilip yere akan kanı alıp yüzüne sürdü.Bu Anya'yı hiçbir zaman unutmıycağını,onun intikamını aldığını gösteren bir simgeydi.Kalkıp kapıya doğru ilerlerken gözleri karardı.Etrafta koşan kişilerin yüzünü seçemiyordu.Kanlar içinde yere yığıldı.Bellamy onu yerde cansız görünce hemen başına koştu. "Lexi,bana bak.Aç gözlerini." Nabzını kontrol etti,belli belirsiz hissediliyordu.Jasper arkasına dönüp bağırarak "Bellamy çıkmamız lazım hadi.Bırak onu ölsün.Zaten kurtarsan bile çok yaşayamaz yaraları çok derin" dedi.Bellamy Lexi'nin yüzüne uzun uzun baktı.Onu orda bırakması herkes için daha iyiydi.Sonuç olarak kız kardeşi onlara ihanet etmiş tüm halkı ölüme terk etmişti.Lexi'nin de ondan bir farkı yoktu hatta Lexa'dan daha kötüydü.Tüm yaptıkları gözünün önünden geçerken Lexi'nin güzel yüzü o kötü anları yok ediyordu sanki kafasında. "Büyük ihtimalle bunun için çok pişman olucam" diyerek Lexi'yi kucağına aldı.Koridorda olan patlamalardan zar zor kaçarken Lexi bir anlık gözünü açtı. "Anya..." Bellamy biraz yavaşlayarak "Bişey yok iyisin" dedi.Lexi kafasını salladı.Zorla nefes alarak "Bellamy...Anya'nın cesedi morgda.Yalvarırım bırakma onu orda" diyerek tekrar bayıldı.

 

 

 

 

 

Bölüm : 24.02.2025 12:53 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...