
-Deniz uyan hadi kızım.
Annemin sesiyle gözlerimi açtım.Canım annem tüm acısını unutup sadece benimle ilgileniyordu.Yorulduğunu görebiliyordum.Babamı özlediğini biliyordum.Bunu gözlerinden belli ediyordu.Ama hâlâ ayakta kalmaya direniyordu.İki sene geçmişti babamın ölümü üzerinden.Ben sevdiğim şeyi yapmaya devam ediyordum.Baleye vermiştim kendimi.Annem ise kendini eve kapatmıştı.O kadar ısrar etmeme rağmen çıkmak istemiyordu evden.
-Kalktın mı kızım?
Gülümseyerek baktım kapının eşiğindeki güzel kadına.
-Kalktım anneciğim.Günaydın.
-Günaydın canım.Kahvaltı hazırladım, hazırlan sofraya gel hemen.
Anneme kafamı tamam dercesine salladıktan sonra yataktan hızla kalktım, banyoya gittim.Elimi yüzümü yıkayıp sofraya geçtim.Masaya bakıp güzel bir iç çektim.
-Biliyorsun anne benim hamur işi yemediğimi ona rağmen yapıyorsun.
Yakınarak söylendikten sonra anneme dudaklarımı büzdüm.Gülerek sofraya oturdum.İşim gereği çok kilo almamak gerekiyor bu yüzden hamur işinden uzak duruyorum.Boyum 1.74 ve kilomda 51 di.O bir kilo bile aslında benim için fazlalıktı.Biraz atıştırdıktan sonra hazırlanmak için odama gittim.Üzerime beyaz tişörtümü ve kot pantolonumu giydikten sonra hafif bir makyaj yaptım.Havalar soğumaya başladığı için yanıma ceketimi de aldım.Odadan çıkıp hızlıca anneme seslendim.
-Ben çıkıyorum anne.
-Tamam kızım.Dikkat et kendine.
Hızlıca spor ayakkabılarımı giyip çantamı elime aldım.Evden koşarak çıktım.Çünkü saat 9 'a geliyordu. Salonun önüne geldikten sonra biraz durdum.Babam açmama yardım etmişti bale salonunu.Kendimi geliştirdikten sonra karar vermiştim eğitmen olmaya.Konservatuar okumuştum, kurslara gitmiştim.Aslında çevremde kimse yapmıyordu bu işi nedense merak edip başlamıştım.Başarılı da olmuştum.Canım babam çok emeği var başarmamda. Anahtarları çıkarıp kapıyı açtım.Işıklarıda açtıktan sonra tek tek öğrencilerim gelmeye başladı.İşe yeni aldığım kız da gelip girişteki masaya geçti.
-Kusura bakmayın Deniz Hanım geç kaldım.Uyuya kalmışım.
En azından özür diliyor insanlık halidir diyerek seslenmedim.
-Önemli değil canım biraz daha dikkatli ol bundan sonra.Yedek anahtarlarıda sana vereceğim,ben gelmeden salonu açmanı istiyorum.Bir de bugün bir kaç kişi gelecek onlarında kayıtlarını bilgisayara geç.
Kız beni pür dikkat dinlendikten sonra üzerindeki ceketi çıkarıp masaya bıraktı.Elimdeki yedek anahtarları masaya bırakıp ona döndüm.
-Tamam Deniz Hanım.
-Bana abla diyebilirsin.İsmin neydi bu arada?
-Ece.
Kafamı sallayıp odama geçtim üzerimi değiştirmek için dolabını açtım.Rahat giyinmek önemliydi işim gereği.O yüzden bir kaç eşyamı buraya getirmiştim.Taytımı giyindikten sonra saçlarımı topladım.Gerçekten ne kadar yorucu bir iş olursa olsun işimi severek yapıyordum.12 tane kız öğrencim vardı.Erkek öğrencileri de almak istiyordum.Ama iyi bir eğitim almış bana yardım edebilecek balet bulamamıştım.O yüzden şuan sadece kızlarla ilgileniyordum.Bugün iki kişi daha kayıt olacaktı.İşlerimi iyice toparlamıştım.Kapının sesiyle hızlıca odamdan çıktım.Kapıda Ece bana bakıyordu.
-Noldu canım sorun mu var?
-Deniz abla kayıt olmaya gelen bir öğrenci ve velisi var ama bilgisayarda nereye kaydedeceğimi bilemedim acaba gösterebilir misiniz?
-Tamam geliyorum sen geç.
Yavaş yavaş öğrenecekti.Umarım çalışır işten çıkmazda bende devamlı birilerini bulmak zorunda kalmam.Hayır işin bir zorluğu olmamasına rağmen bu ay iki kişi işten çıktı.Nedenini çözemedim.Giriş kısmına geçtikten sonra Ece'ye yöneldim.
-Nerede kayıt olacak öğrenci?
-Lavaboya gittiler şimdi gelirler.
Bilgisayardan Ece'ye yapması gerekenleri gösterdikten sonra ayağa kalktım.
-Anladın demi canım o kadar zor değil.
-Evet abla kolaymış anladım.
Biz Ece'yle konuşurken arkamdan gelen sese doğru döndüm.
-Anlamıyorum Beril neden ben? Bir sürü işimin arasında.
-Ya amca annemi biliyorsun.Babamda böyle şeylerden anlamıyor.Sen benimle ilgileniyorsun.Ama artık şu söylenmelerini bırakmalısın.
Tartışan küçük kıza ve amcasına baktım.Bu da kimdi.Bal rengi gözlerini uzaktan bile seçebiliyordum.Uzun boyu ve kirli sakalını inceledim.Gözlerine tekrar odaklandım.Onun gözleride bana kitlenmişti.Sanki mühürlenmiş gibiydim.O bana bakıyordu ben ona.Yanıma yaklaşıp elini uzattı.
-Bu arada ben Mirza Eroğlu.
İsmi dudaklarından dökülünce kendime geldim.Uzattığı eline bakarak karşılık verdim.
-Deniz.
Sadece adımı söylemem yeterliydi diye düşündüm.Ellerimiz hâlâ birlikteydi,nefes almadan birbirimize baktık.Elini ilk çeken ben oldum.Kendime gelip hemen Ece'ye döndüm.Daha sonra tekrar Mirza'ya baktım.Mirza? Nasıl güzel ve farklı bir isim.Anlamı neydi acaba? Nasıl hitap etmem gerektiğini de bilmiyordum.Yanındaki küçük kıza bakıp gülümsedim.
-Merhaba küçük hanım isminiz nedir?
-Beril.
-İsminde senin kadar çok güzel.Daha önce baleye gittin mi ilk kez mi başlıyorsun?
-Daha önce biraz ders almıştım.Annem hamile olduğu için son aylarında beni götürmedi şimdi de tekrar başlamak istedim.O yüzden amcamla beraber geldim.Artık beni amcam getirip götürür.Değil mi amca?
Beril'in amcasına yönelttiği soruyla hepimiz ona baktık.
-Tabiki küçük cadı.
Beril bana dönerek gülümsedi.Ece tek tek tüm gerekli olan her şeyi hazırladı.Evrakları Mirza'ya uzatıp imzalaması gerektiğini söyledi.
-Nedir bunlar?
Ben ona bakarak hemen cevap verdim.
-Beril'in sakatlanma ihtimaline karşı sorumluluk kabul etmediğimize dair belge.Bunu bilmeniz gerekiyor ne kadar dikkat edersek edelim bazen istemediğimiz sorunlar çıkabiliyor.Bunun için arada kalmak istemeyiz.
-Ben bunları okuyup yarın getirsem olur mu?
Sorduğu soru üzerine kafamı sorun olmayacağını belli edecek şekilde salladım.Beril'le konuştuktan sonra tekrar bana baktı.
-Kaçta gelmeliyim?
-Salonumuz 4 de kapanıyor.Sabah 9 da açılıyor.Bu arada bir kaç istediğimiz şeyler var onlarıda Ece size yazsın versin isterseniz.
-Tamamdır çok sağolun.Tanıştığıma memnun oldum.
O güzel gülümsemesinden sonra Beril'i öpüp Ece'nin elindeki kağıdı aldı.Ufak bir göz gezdirmeden sonra bize doğru bakıp kapıya yöneldi.Kapıdan çıkarken Beril'e el sallayıp bana doğrudan bakması istemsizce titrememe sebep oldu.Beril'in elinden tutup çalışacağımız yere geçtik.Hazırlanmış beni bekleyen öğrencilerime Beril'i tanıttım.Bir saat sonra aramıza bir küçük kız daha katıldı.Bugün ufak tefek çalışmalar yapıp bir kaç figür öğrettim öğrencilerime.
-Evet küçük prensesler ,küçük balerinler.Bugünlük bu kadar yeter bence.Yeni gelen arkadaşlarda eksiklerini tamamayıp yarın daha rahat çalışabilirsiniz.
Üzerlerine daha rahat hareket etmeleri için tayt hafif salaş tişört balerin ayakkabısı ve bir kaç şey daha gerekiyordu.Tek tek odadan çıkan çocuklara baktım.Bu seviyeye gelmek kolay olmamıştı benim için.Ama artık en güzel yerdeydim.Her şey rayına oturmuştu.Başarılı bir eğitmen olmuştum.Çocuklarla iyi geçiniyordum.Bunlar beni çok mutlu ediyordu.Yerdeki şu şişemi alıp arkamı döndüm.Sabah tanıştığım Beril'in amcası karşımda duruyordu.Beni baştan aşağı süzüp yanıma doğru yaklaştı.İçeride kimse kalmadığı için bende tedirgin olmuştum.Çekingen bir tavırla ona baktım.
-Merhaba.Beril'i almaya gelmiştim.Size bir şey demek istemiştim o yüzden rahatsız ettim kusura bakmayın.
-Önemli değil.Ne sormak istemiştiniz?
-Servisiniz var mı yoksa her gün benim mi getirip almam gerekir?
Servisimizin olmadığı belliydi aslında neden bunu sormuştu ki şimdi.Anlamsızca ona baktım.
-Ece size söylemedi mi? Servisimiz yok malesef.Kapıda afişimizde var ordan da bakabilirsiniz.
Kafasını anladım der gibi sallayıp teşekkür etti.Beril'in içeri girmesiyle ikimizde ona döndük.
-Amca gidiyor muyuz? Herkes gitti sadece biz kaldık.
-Tamam canım geliyorum hemen.
Beril dışarı çıkınca bana baktı elini kapıya doğru uzatıp önden geçmem için bana yol verdi.Kibarlığına gülümseyerek önünden yürüdüm.
-İyi günler Deniz Hanım.
-İyi günler Mirza Bey.
Bu adam neden böyle yakın davranıyordu? Gerçi hoşuma da gitti.Nedense beni ona çeken bir şey var gibi hissediyordum.Çok kibar bir beyefendi.Aman ya ne diyorum ben işine odaklan Deniz senin ne işin var böyle insanlarla.Kimseye ihtiyacın yok senin.Annen sana yeter.Makbule Sultanım benim.Özledim bak şimdi.Salonu kilitleyip eve doğru ilerlemeye başladım.Kulaklığımı takıp güzel bir şarkı açtım.Ev salona yakın olduğu için yürümeyi tercih ediyordum.Kalabalıktan uzak, sessiz ve sakin anlar beni mutlu ediyordu.Şimdi olduğu gibi.Ben zamanın nasıl geçtiğini bilemeden eve gelmiştim.Zile bastıktan sonra biraz bekledim.Annem kapıyı açar açmaz yüzünde güller açtı.
-Hoşgeldin güzel kızım.
Zile basmayı tercih ediyordum çünkü bu anı hiç bir şeye değişmem.Annemin beni karşılaşması mutlu olup bana bakması ve gülümsemesi her şeye yeterdi.Ah bi de onu evden çıkarabilecek bir şey bulursam benden mutlusu olmazdı.Annemi oyalayacak ona iyi gelecek bir şey bulmam gerekiyor.
-Hoşbuldum Makbule Sultan.
Kendimi banyoya atıp rahatladıktan sonra pijamalarımı üzerime giydim.Annemin yanına gidip dizine yattım.Hemen elleri saçlarımla buluştu.
-Yemekte yemiyorsun akşamları şu haline bak iyice yüzün gözün çöktü.
-Ben mutluyum böyle anne.Hem salonda bir şeyler yemiştim tokum ben.
-Ne yedin bakalım da doydun?
Annem kızarak sormuştu bu sefer.Odama kaçsam iyi olacak.
-Ne yiyeceğim canım meyveli yulaf yedim.Neyse ben yatıyorum iyi geceler annem.
-Annemi öperek hızlıca odama geçtim.Arkamdan söylendiğini duydum ama cevap vermedim.Cevap verirsem eğer uzun uzun bu konu üzerinde benimle tartışacağını biliyordum.Yatağıma uzanıp bugünü düşünerek uyuya kaldım.
Evet arkadaşlar ilk bölümün sonuna geldik.Umarım beğenmişsinizdir.Sizlere sevdirdiysem romanımın akışını ,ne mutlu bana.Düşüncelerinizi belirtirseniz çok sevinirim:)
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |