Bol eğlence ve duygulu bir bölüm sizi bekliyor! İyi okumalar.
Bol bol yorum bekliyorum.
Keyifli okumalar...
- Elimde olmayan şeyler var, Olric..
-Nedir efendimiz?
-Elleri Olric elleri..
Tutunamayanlar!
(bu sözler, içine işleyenlere...)
Kalbine dolan lavlardan elini çekerek bakıyor Aysima, balkondaki kuşlara. Anlatmak istiyor nasıl da yandığını. Yanıyor kalbi yalnız düşündüğü adamın gözleri. Kuruyor dudakları o anlarda ve küçük kalbinin atışını dinlerken kapıyor gözlerini. Bir umut besliyor yüreğinde, fakat imkansızlığı her daim sızlatıyor genzini.
Uzak değil yangını, adım atsa bir dakikadan az sürer yanına gitmesi. Fakat örmüşler yollarını. Bir damla, intihar ediyor gözlerinde. Bu, yıllardır sevda uğruna intihar eden kaçıncı göz yaşı hesaplayamıyor. Tıpkı Devrim gibi kayıp cümleleri de. Birbirlerine gidecek yol gibi! Bir sevda tutturmuşlar Körfez'in en ücralarında... Yürekler rehin bu sevdada, diller suskun!1
Alev alev yanan iki divane kalp!1
Alışıklar ikisi de bu yanan hallerine. Kadın yüreğini kaptıralı çok oldu. Adam, sevdaya düştü düşeli evvelini unuttu! Sahi? Nasıldı Aysima'sından öncesi? Yok evveli aslen. Yıldızsız gece misali boş bir karanlık, anlamsız bir hayat Devrim'inki. Kim baka bilir Aysima'sı gibi? Kim kokabilir öyle misk-i Amber misali... Kim öyle gülebilir?1
Aysima için de Devrim'den ötesi yok. Devrim, yaşam damarına basılan keskin bir bıçak misali, yaşamı onun minik bir dokunuşunda saklı.Genç kız kalbinde yanan lavlar eşliğinde düşünürken Devrim'i, pencereden sokaktaki çocukları izliyor. Sabah kahvaltısında babasının yüzünü asıp ve kendini yok sayışı gücünü tüketirken, okulun kayıt günlerininde ömründen çalar gibi azalışı yakıyor canını fazlasıyla. Fakat vurgun olduğu adamın sözleriyle teskin ediyor kendini.1
Kalbi hızlanıyor birden...can bulur gibi, sebebi aşık olduğu adamın gözleri. Çünkü o anlarda Devrim çıkıyor evden, giydiği ceketin yakasını düzeltirken bir kez daha aşık oluyor adama.1
"Güzellliğe anlam katan sen... Sen ne güzelsin adam! "
Aysima iç çekerek bakmaya devam ederken farkında değil Devrim. Genç adam her kapıdan çıkıp yürüdüğünde karşı pencereye bakıyor, her sabah görmek isteyip de göremediği gözler bugün karşısında, ona bakıyor! Güneşin aydınlatmadığı gönlü aydınlanırken, içinden; 'İşte!' diyor. 'Günüm şimdi aydı!' Bir kaç saniye ömürlük katık ediyor bakışlarını, öyle özlem... Öyle hasretle bakıyor!
Ellerini ceplerine koyarken dudaklarını ayırıp ne diyeceğini bilemezken sert tavrından taviz vermeden göz kırpıyor ay yüzlü yare.1
Sevdalı kadının bağrına nice yangın daha bıraktığından farksız tebessüm ederken Aysima'nın nefesi kesiliyor.
Bir bakış alt üst ederken beni.. O gülüş reva mı öyle?1
Kendi dudakları da kıvrılıp aynı şekilde cevap verirken birden bir çığlık duyuluyor.
Ardından bir su sesi... Ve Devrim'in küfrü..1
Aysima, bir pencerede ki Devrim'in yan evinde oturan Hatice hanıma bir de sırılsıklam olmuş Devrim'e bakıyor. Şaşkınlığı üstünden atar atmaz o küçük elini dudaklarına kapayıp, sokakta ki çocuklarla kahkaha atmaya başladığında Devrim sinirden kapadığı gözlerini açıp kahkaha atan kıza bakıyor. Siniri bir anda uçup giderken kıvrılıyor dudakları. Halini düşünüp burun kemerini sıkarak başını iki yana sallarken, " Ulan!" diyor. "Al! Tam anlamıyla sırılsıklam aşık olduk!"1
Ellerini çektiğinde önce çocuklara, "Lan! Koparttırmayın kulaklarınızı!" diye kızdığı an çocuklar fırlayıp koşarken bu defa yalandan çattığı kaşlarla Aysima'ya dönüp işaret parmağını sallayarak, tehdit ediyor.1
Aysima elini biraz daha ağzına bastırıp başını iki yana sallarken sakinleşip," Tamam tamam kızma. " diyor kendini tutmaya çalışsa da tekrar gülmeye başladığında, sabır çeken adama omuz silkip," Ama çok komik ne yapabilirim. " diye söyleniyor.1
" Ne yapacağını söylerdim de neyse... "
Devrim homurdanıp bu defa hâlâ şaşkınca bakan Hatice hanıma dönüyor," Sen ne yapıyorsun Hatice teyze ya! "1
" Uyy! Uşağım ha ben ne edeyum! Bizum çırpi gelun evda ha böyle elinde kumandaylan oturiy aha bağa da bu yaşta cam silmek düşey! Gözüm görmey da! "1
Devrim gözlerini devirip," Vay Hatice teyzem senin de evine bomba düşse gelinden bileceksin iyi mi! " diye bıkkınca konuştuktan sonra yaşlı kadının cevabı ile başını iki yana sallıyor!
" Uyy! Ha o mendebur cenabet yüzünden mahalleda gıyamet bile kopar! "
Hatice teyze gelinine söylene söylene içeriye girdiğinde Devrim ayağının önüne düşen pembe kovaya bir tekme atıp," ya sabır! " dedikten sonra ardını dönüp Aysima'nın gülen yüzüne şahitlik ederken telefonunu kaldırıp gösterdikten sonra tekrar eve döndüğünde Aysima ne dediğini anlayıp hemen odasına koşuyor. Telefonunu aldığında bildirim anında düşüyor ekrana.
" Baban bir şey dedi mi? "1
Gördüğü 'Devim' yazısı ile yüzünde anlamlı bir gülüş peyda olurken, küçüklüğüne gidip ona böyle seslendiği anları hatırladı.
Onunla olan her anıları, cennetten çalma bir mutluluktu...
Derin bir iç çektikten sonra geçmişten sıyrılıp dudağını birbirine basıyor. Babasının sabahki ters bakışlarını yok sayarken geziyor parmakları ekranda.
" Tavırlıydı ama bir şey demedi. Halledersin değil mi Devrim? "1
Büyük bir umutla beklerken anında gelen bildirimle yüzü şenleniyor. Tıpkı kalbi gibi.
" Ben ne zaman sözümü tutmadım peri tozu? "
" Tuttun.. Sen hep tuttun sözünü. "1
Devrim aldığı cevap üzere tebessüm ederken yüreğine bugün uğrayan bahar ömrüne ömürdü.
Bu kadının varlığı yeterdi yaşamak için.
"Gerçi bunca işi çeviren onu da halletmiştir."1
Üstünü değiştirirken ikinci attığı mesajla gözleri kısılıyor. Ona kızarken nasıl bunca iş çevirdi diye, şimdi ona ortaklık ediyordu! Olası iş değildi!
Aşk, tam olarak bu olsa gerekti. Sevdiğinin üzüldüğü yerde kendinin ölmesi.
Aşağı indiğinde merdivenlerde babası ile karşılaşınca yüzünde huzuru dağ gibi büyürken babasına takılmadan edemiyor.
" Yahu koca babam, varlığın titretiyor Karahan malikanesini! Sen olmayınca evde şenlik yok. Zehra sultan küstüm çiçeği gibi soluyor hemen ardından. Memleket hasreti diyip bir daha bırakma arkanda!"
Babası ile birlikte kahkaha atarken, memleketten dönerken yanına aldığı yeğeni Zülal'de araya giriyor kaçırmadan.
" Peki ya ben? Kimse özlemiyor mu beni? "
İkisi de şefkatle yirmi ikisinde anasız babasız büyüyen genç kıza şefkatle bakarken Devrim yanına varıp saçlarından öpüyor. " İnan en çok evin cadısı özleniyor. " Göz kırpıp telefonundan gelen bildirimle kalbi sanki yeniden atmaya başlarken babasına dönüp," Önce galeriye uğrar sonra senin dükkana geçeriz. " diyerek evden fırladığında babasının sesi yankılanıyor arkasından.
" Çetin'i ara söyle yanıma gelsin! Onun da işini halledelim artık! "1
Devrim babasına el kaldırıp daha sonra arabasına ilerlerken açıyor telefonu.
" Başladık mı yine? Alttan laf sokmalar falan! "
Devrim telefonu bırakıp cümlenin sonuna iliştirilmiş ünlem işaretine gülerken sabah sabah aldığı keyifle ıslık öttürerek gidiyor, Aysima'nın kuduracağınu bile bile cevap vermeden.
***
" Yuh! Yemin et! Vay anasını! "
Nur'un tepkisine göz deviren Aysima yatağında iyice çöküverirken dünün bütün özetini geçmiş olmanın hem tatlı hem acı burukluğunu yaşıyordu. Babasının yaşattığı dehşet verici anlar korku ile dolmasını sağlarken sonrasında Devrim'le olanlar hayatta hem cennetin hem cehennemin varlığına kanaat getiriyordu.1
"İnanamıyorum kızım! Vallaha derler hep şerrin ardında vardır bir hayır. Ayy! Bir de sarılmış! "1
Yasemin'in gülüşü ile Nur tek kaşını kaldırıp atılıyor hemen," Şşştt! Seni de kaybetmeyelim. Şimdiden sarılmalar falan. Kız bu Yasemin'den elimi ayağımı çeksem yeminle şimdi beş aylık bebe vermişti elimize! " Yumruğunu tahtaya vurup," Mazallah. Tövbe estağfurullah namusumu beş paralık edecekti! " diyor alelacele.
Yasemin şokla ağzı açık kalırken Aysima o şok üstüne duyduğu ikinci cümle ile kaşlarını kaldırıyor, " Pardon da Nur'um. Hani sırf merakımdan soruyorum. " diyip Yasemin'e döndüğünde kusura bakma bakışı atıp tekrar dönüyor Nur'a." Ha diyelim bu o haltı yedi! E senin namusa ne oluyor? "
Yasemin, Aysima'nın kurduğu cümle üzerine bacağına vururken inleyişini aldırmayıp Nur'u dinliyor. Öldürmeden önce o da merak ediyor, cidden onun namusuna ne oluyor?
" Kız! Ne cahilsiniz Allah iyiliğinizi versin. Hiç duymadınız mı, ' Arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim,' lafını? Bu Yasemin yollu olunca bizde tövbe estağfurullah öyle olu.... Aahhhhh! "1
Yasemin daha fazla dayanamayıp yastığı tuttuğu gibi yüzüne atıp panter gibi saldırıyor üstüne. Karnına oturup dudağını çekiştirdiği kıza," Ulan o semtini bilmeyen dilini keserim! " diye cırlarken yine arada kaynayan Aysima oluyor. Bir iki ufak darbe ile zar zor ayırdığında nefes nefese atıyor kendini yine yatağa. Nur'un çırpınışları ile Yasemin'in burnuna gelen darbe canını yakarken nefes nefese," Gerizekalı! " diye homurdanıp burnunu sıkıyor. " Burnum bildiğin yanıyor! " diye isyan ediyor.
Nur yattığı yerden zar zor doğrulup saç baş dağılmış bir şekilde dirseği ile Aysima'yı dürtüp," Can parçam. Günahını almışım kız ben bunun. " dediğinde Aysima hayretle kaşlarını kaldırınca Nur devam ediyor saçlarını düzeltmeye çalışırken." Annem burnu yanan insan namussuz olmaz der hep. "
Yasemin de, Aysima da aynı an da Nur'a ' ciddi misin?' bakışı attığında Nur'un da onlara bakması ile birden kahkaha atmaya başladılar. Artık alışmışlardı bu iflah olmaz şeytana.
***
"Kurdale buradaydı nerede?" Aysima onca ses ve gürültüye rağmen her zamanki naif sesiyle sesleniyor. Aysima'nın sesini duyan Hatice teyzenin gelini Aysun yanındaki pembe kurdelayı atıyor Aysima'ya.
"Benimki bitince senin kurdeladan almıştım." diyerek terleyen anlını siliyor. Aysima yüzündeki tebessümle Aysun'un attığı kurdelayı eline alıp, severek yapmaya başlıyor nikah şekerini.
Düğüne az günler kala erkekler meydanı hazırlarken, kızlara nikah şekeri ve kına süsleme işi kalıyor. Hep beraber anlaşıp, çalışan kızlarında katılabilmesi için akşam vakti Nur'ların terasında kuruyorlar teşkilatı. Kızların kimi kıskançlık, kimi severek , çoğu ise özenerek yardım ediyor hem de sohbetin, dedikodunun dibine vuruyorlar.
Herkes kendi halinde konuşup gülüşürken, Nur'un her zamanki aksi sesi çınlıyor.
"Yeter ya! Yoruldum!" Elinde yaptığı nikah şekerini masanın üstüne atıyor. Aysima Nur'un her zamanki haline bakarken diğerleri hemen geçiyor taarruza.
"Ne yaptın Nur allah aşkına? Hemen yoruluyorsun?" Nur'a sitem ediyor Yasemin. Göz deviren Merve, Nur'a yüzünü buruşturarak bakıp ; "Her zaman ki Nur işte... Zora gelemiyor." diyerek yan bir bakış atıyor. Aysima, can parçasının deliriceğini anladığında konuyu değiştiriyor.
"İyice sıcak oldu. Limonata yapmıştık biz onu getirelim Merve." Ayaklanıyor Merve ile birlikte, arkalarından ters ters bakan Nur'dan habersiz.
"Allah aşkına şu şekerleri eşit koyun! Birinde beş, birinde altı tane var!"
Yasemin'in kızması ile iyice köpüren deli kız gözlerini irice açıp bağırıyor.
"Millet 'buna beş tane buna altı tane şeker koymuşlar' mı diyecek Yasemin! Sinir etme beni!"
Yasemin, Nur'un haline homurdanıp kızgınlıkla baktığında Meltem giriyor bu defa araya.
"Aman kızlar! Niye birbirinizi yiyorsunuz? Onu bunu bırakın da aşk hayatından konuşun, böyle bir günde yaptığınıza bakın! "
Yasemin kendilerinden sadece iki yaş büyük olan Meltem'e bakıyor gözleri hülyalı hülyalı. "Bizimki çok güzel gidiyor. Yakında zaten kocam olacak."
Meltem gülüyor karşısındaki aşk sarhoşu olmuş kadına. Bakışlarını yanındaki Funda'ya çeviriyor 'sen anlat' der gibi. Funda Meltem'in kendine baktığını anladığında elindeki şekerleri sıkıntılı bir şekilde küçük torbaya koyuyor.
"Ayrılacağınız belliydi zaten." Nur yine tutamamıştı dilini. Funda'ın gözü dolmuştu bu sözleri işitince. Meltem Nur'a kızgın bir bakış atarken gelen Merve ve Aysima direk göz yaş döken kıza bakıyor.
Aysima soruyor başını yere eğmiş Funda'ya bakarken, eğer bunu da Nur yapmışsa ciddi bir azar atacağının sinyallerini veriyor.
"Aşk meseleleri." Diyen Meltem'in sözüyle Aysima iç çekiyor . En büyük aşkı kalbindeydi onun. Aşk acısını iliklerine kadar biliyordu. Dudağından hafif bir tebessüm geçerken ayırıyor dudağını.
"Aşk mesele mi? Aşk başlı başına bir devrim! "
'Devrim ' sözcüğünün asıl anlamını anlayan Yasemin ve Nur bıyık altından gülerken diğer kızlar kahkaha atıyor.
" Bak hele! Sessiz sedasız Aysima' mızdan ne laflar da çıkıyor! Görende ne adamlarla ne aşklar çürüttü sanacak! "
Zülal'in sözleri üzerine ona dönen Aysima hafif bir tebessüm ederken kendinden emin bir şekilde konuşuyor.
" Aşk, sanıldığı gibi her adamla yaşanan heyecan değildir Zülal. Aşk uğramışsa yüreğine ömürlüktür, ölümlüktür. Aşk... O olmadan da onu yaşayabilmektir. Adamları çürütmek değil... Tek adam için çürütmektir kalbini! " Zülal, duyduğu cümleler üzerine yüzü düşerken diğer kızların" Vaavv" sesleri ve alkışları yükseliyor.
Aysima hala ona dik dik bakan kızı umursamdan önüne döndüğünde canlarının ona gözleri dolu dolu baktıklarını gördüğünde derin bir iç çekiyor.
Bir onlar biliyor ay yüzlü kızın kalbinin nasıl çürüttüğünü.
Yeliz ortaya geçip, kızlara küçümseyici bir bakış atıp sonunda suskunluğunu bozarak iki elini hareket ettirerek hararetli bir şekilde giriyor muhabbete. "Ay sizinki bir şey mi! Ben size asıl bombayı patlatacağım!" Dediğinde tüm kızların gözü Yeliz'e dönmüştü. Göğsünü kabartıp her zaman ki kendini beğenmiş bir ifadeyle, "Devrim..." diyor.
O an Aysima'nın kalbi olduğu yerde sıkışıyor. Nefes almakta zorlanırken Yeliz'in sözleriyle aldığı nefesler ciğerlerinde hapsolarak bıçak gibi saplanıyor en derinine!
"Bana öyle bir bakışı var ki.... Ah o kurban olduğum yeşil gözlerini gözlerime dikişi..." Bir iç çektiğinde Aysima acıyan kalbine eli giderken aralanan dudaklarından, "Mavi..." diye fısıldıyor acı çekerek. Sevdiği adamın gözleri maviydi! Yeşil hareleri olan, ona gökyüzünü bahşeden mavi... Karşısındaki kendini bilmez kız ise yeşil diyordu. Onu paramparça ettiğini bilmeden.
Yanında oturan Yasemin ve Nur Aysima'nın fısıltısını işittiklerinde bakışlarını yüzündeki gülümsemesi solan arkadaşına çevirmişlerdi. O an durmuştu dünya Aysima için. Lakin inadına o kızın çirkin dudağından o lekeli sözler çıkıp geliyordu kulağına!
"Gözlerini gözlerime dikiyor...Bakıyor...Gözlerimin içine içine bakıyor ..."
Yüzü acıyla buruşmuştu. Acıyan kalbine elini götürüp bastıracak takati dahi söküp almıştı o iğrenç cümleler! Yasemin, üzgünce Aysima'ya bakıyor, gözlerinin feri sönmüş, yerine acı yaşlar gelmişti.
"Kes sesini! Devrim'in işi güçü yok sana mı bakacak! Hadi baktı diyelim! Sana gözleriyle ilanı aşk etmiş gibi konuşma!"
Can parcasının gözlerindeki buğuyu gördüğünde ilk Yeliz'i, sonrada o Devrim'i öldürmek istiyordu Nur!
Yeliz, Nur'un sert çıkışıyla ; "Ay! Sana ne oluyor! Sen ne anlarsın! Daha bugün göz göze geldik! Yine dikti gözlerini gözlerime!" Diye anında karşılık vermişti. Nur, Yeliz'in sözleriyle daha çok delirip yerinden kalkıp saçını başını yolmak için kıpırdandığında kolundan tutuldu. Bakışlarını kolunu tutan Aysima'ya çevirdiğinde, "Bırak..." diye acı mırıltısını işitti. "Anlatsın..." Acı çekiyor. Gecenin şahit olduğu tek bir göz yaşı daha intihar ederken hemen siliyor. Sevdiği adam başkasına bakıyor! Duymak istiyordu... Yeliz'e bakışını duymak istiyordu... Ona aşkla bakmayan gözlerinin Yeliz'e aşkla bakışını duymak istiyordu. Mavi gözlerin nasıl birine sevgiyle baktığını bilmek istiyordu.Bakışlarını ezberlediği adamın yeşil hareleri olan mavi gözleri aşkla kaplandığında nasıl bir renk olduğunu bilmek istiyor canı yana yana! İçten içe ağlıyor ay yüzlü...
Can parçasının halini gören Nur, içinden bir küfür savururken; bu defa Yasemin Yeliz'e dönüyor.
"Sana açıldı mı? Sana gelip sevdiğini söyledi mi de bu kanıya vardın?"
Yeliz, saçlarını arkaya attığında, "Daha açılmadı. Sadece bakışı... " Daha bakışıyoruz diyemeden Nur sert sesiyle; "Ulan adam gelip konuşmamış bile! Kendi kendine gelin güvey olma! O küçük aklın almıyor herhalde senin! Bir bakışmayla seni sevdiğini anladığına göre müneccim boku yedin herhalde!" Diye gürlüyor karşındaki kıza.
Aysima, eğdiği başını kaldırmazken sıkıyor Nur'un kolunu, 'Sus.' Der gibi. Yeliz duydukları ile kahkaha atarken, "Ay kıskanıyorsunuz bari belli etmeyin!" diye gülüşünün arasından söylenirken umursamıyor kimseyi!
Sınıf arkadaşı aynı zamanda Yeliz'in kız kardeşi olan Ayşe'nin fısıltısı ile daldığı acılardan silkinerek öncelikle derin bir nefes alıyor ağlamamak için. Daha sonra başını Ayşe'ye çevirerek kaşlarını hafifçe kaldırıp efendim dercesine baktığında, Ayşe kolundan tutup kaldırıyor. Aysima ne olduğunu anlamadan şaşkınca kalkarken ona delici bakışlar atan Nur'u yok sayıyor. Meraklı kız da zaten uzaktan bakmak yerine yerinden fırladığı gibi geliyor yanlarına. Dokunsan ağlayacak hali ile yalnız bırakamıyor. İçinde ne fırtınalar kopuyor en iyi o biliyor!
Daha Aysima sormadan Nur kıza bakıp, "Ne oldu kız. Ne kaldırdın sen bu kızı! " diye soruyor tabiri caizse mahallenin meraklı olan Cavide teyze edası ile.
" Ay! Yetişmesen ölürdün zaten! Kedinin, köpeğin kuyruğu senden az geziyor ha sahiplerinin peşinden. "
Nur kocaman açılan gözleri, hayalinde çıkan pençeleri ile kızın üzerine iki adımda yetişip," Ne diyorsun ulan sen! " demeden yapışıyor saçlarına, 'Ablasını yolamadım kısmet kardeşine! ' diyerek.
Ayşe'nin kopan çığlığı, Nur'un insanı kendinden utandıracak hakaretleri ile bütün kızlar başlarına toplandığında Ayşe saç baş dağılmış halde bağırıyor.
" Yeter be! Bir kağıt getirdik başımıza gelene bak! Kimse duymasın dedim ama siz kaşınıyorsunuz. "
Elinde tuttuğu kağıdı Aysima'nın avcunu çarparak bırakıp, " Yarın öğleden sonra köşedeki parkda bekliyor seni! "
Nur'a ters bir bakış atsa da az önce ki dayaktan sonra korkudan bir şey demeyip hızla uzaklaştığında herkes kıkırdarken Nur'da Aysima'da ağızları bir karış açık bakıyorlar.
Aysima'nın şaşkınlığı yerini utanca bırakırken ısınan yanakları ile sıkıyor elindeki küçük kağıdı. Olaya şahit olan herkes meraklı bakışlar atarken, Merve, "Geç oldu hadi gidelim. '' diyerek çekiştiriyor Aysima'yı. Nur'da arkalarından giderken şimdiden kızların ağzında bir dedikodu almış başını gidiyordu.
***
Devrim, gecenin sessizliğine ortak ettiği sigarasını küllüğe basıp balkondan içeri girdiğinde yatağına girmeden kuruyan boğazını yumuşatmak için sehpanın üzerindeki sürahiye baktığında boş olduğunu görünce bir küfür savurup sürahiyi alıp ağırca iniyor merdivenlerden. Mutfağın önüne geldiğinde gecenin bir vakti fısır fısır konuşmalar ile kaşları çatılırken sevdiği kızın ismi kulaklarından doğruca kalbine saplanıyor!
"... Ya Zehra yenge, meğer kız Aysima'ya kuzeninin arkadaşlık teklifini iletmek için gelmiş. Ama görmeliydin Nur'u! Resmen panter gibi saldırdı kıza. O an yalan yok çok acıdım kıza. Hem Aysima da ayrı bir havalarda aşk meşk diye konuşuyordu! "
Devrim, o an duyduğu cümlelerle yerinde çakılı kalırken tam göğsüne bir yumruk yemiş gibi hissediyor. Kesiliyor nefesi. Ciğerlerinde bir sancı almış başını giderken nasıl nefes alsın? Titreyen bedenini zor zaptederken hızla odasına gidip yumruğunu duvara geçirdiğinde, "Benim ulan! Benim Aysimam! Benim ay yüzlüme nasıl...! " kükrerken vahşi bir bakışla hala duvarda olan yumruğunu geri çekip tekrar vuruyor!
" Körfez'e gömerim ulan! Körfez'e gömerim! O beklediğin parka gömerim! "
***
Eh dediğim gibi dolu doluydu değil mi?
Devrim ve Aysima ayrı ayrı delirdi! Yeter artık diyenler buraya 😂
Bol bol yorum ve beğeniyi hakettim bence 🩷
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
4.66k Okunma |
546 Oy |
0 Takip |
24 Bölümlü Kitap |