
Biraz kısa oldu ama 🥺
Gece'm...
Aslında herkes için Gece fakat bana göre gündüz olan o insan.
Az önce bana dediği şey neredeyse dilimi yutmama sebep olacaktı. Ne demişti o.
"Belki görüyorumdur."
Görmüştü beni. Sonunda fark etmişti.
Paketten bir dal sigara daha aldım ve en başından beri kaçtığım o gerçekle yüzleşmeye karar verdim.
Sever miydi beni?
Bazen düşünüyordum. Acaba bu zamana kadar hiç bana bakmamasının sebebi neydi diye defalarca kez sorardım kendime.
Param mı azdı? Dış görünüşüm yetersiz miydi? Aramızda ki neredeyse 6 yaş olması mı sorundu?
Aklıma gelen anıyla burukça gülümsedim.
Yıllar önceydi... Tabi o zamanlar hislerim 2 yıllıktı.
Mahallece toplanıp düğüne gideceğimiz gündü. O gün o kadar özenli hazırlanmıştım ki görsün istemiştim. Görsün, o da beni benim onu sevdiğim gibi sevsin istemiştim.
O ise o gün o kadar güzel görünüyordu ki...
Diğerlerine göre daha sade giyinmesi onu çok güzel ve farklı göstermişti. Gelmek istememesi her halinden belli olurken bir anda benim o tarafıma doğru bakmaya başladı.
Gözlerini hiç ayırmamıştı...
Dedim ki tamam... Aslan artık o da seni görüyor dedim kendi kendime.
Gülümsedi. İlk kez on gülümserken görmüştüm. İlk kez de gün fark etmiştim aslında Gece'nin görünenin aksine çok daha farklı biri olduğunu.
Fakat sonrasında bir şey oldu. Gözlerim karşıda ki dükkanın camına takıldı. Arkamda ki üstü başı yırtık, maddi sıkıntı çektiği her halinden belli olan genç bir çocuk, kediyle oynarken aklıma gelen düşünce ile yutkunamamıştım.
Gece o çocuğa bakıyordu.
Hoşuna gitmişti. Ben burda onun için özenle hazırlanmışken, onun benim tam tersi olduğum bir çocuğa bakması benim acayip zoruma gitmişti.
Normalde asla kıskanmayacağım çocuğu kıskanmıştım.
Ve tam da o gün anlamıştım. Gece için para veya dış görünüş önemli değildi. O insanların karakterine bakıyordu.
O gün kendime çeki düzen vermeye karar vermiştim.
Elimde ki sigara biterken gitmem gerektiğini anladım. Ayağa kalkıp kimseye bakmadan çıkış kapısına doğru yürürken, önüme çıkan Bahar ile durmak zorunda kaldım..
"Biraz konuşabilir miyiz?"
"Ne hakkında?" Çekine çekine devam etti.
"Dışarda konuşsak olur mu?" Kafamı aşağı yukarı salladım. Önde o arkasında ise ben yürürken, çoktan dışarı çıkmıştık.
Hala önde yürürken dükkandan da baya uzaklaşmıştık. "Durur musun artık?"
Sonunda durup bana döndü ve konuştu.
"Nasılsın Aslan?"
Bıkkınca soludum. Siyah renkteki kıvırcık saçlarını arkaya doğru atarken sorusuna cevap bekliyordu.
"İyiyim de... Bir sorun mu var?" Bir şeyler gevelerken sonunda konuştu.
"İtalya'ya gidecekmişsin." Kafamı aşağı yukarı salladım. "Bir şey mi isteyecektin ?"
"Y-yok şey... Direk konuya gireceğim. Gece ile terasta ne konuştunuz?"
Şimdi belli olmuştu. "Seni ilgilendirmez!"
Arkama dönüp yürümeye başladım ki yüksek sesi ile durmak zorunda kaldım.
"NE BULUYORSUN O KÜÇÜK KIZDA? DAHA YÜZÜNE BİLE BAKMAYAN, SENİ GÖRMEYEN, BEĞENMEYEN, HALA ŞIMARIK BİR KIZ ÇOCUĞUNDA NE BULUYORSUN?"
Sinirle arkamı döndüm. "Ne konuştuğunu bilmiyorsun bahar."
"Hayır gayet iyi biliyorum. Kız seni sevmiyor... Ya daha geçen gün mahallede ki kadınlar bana Aslan ile yakışırsın dedi biliyor musun? Herkes bizi bu denli yakıştırırken nedir senin bu inadın?"
Daha fazla tutamadım kendimi. Bı kadına karşı asla sesimi yükseltmezken şimdi bir ilki yapacaktım.
"YETER ARTIK KES SESİNİ BAHAR! GECE HAKKINDA İLERİ GERİ DE SAKIN KONUŞMA.
SAKIN BİR DAHA BENİ BÖYLE BİR ŞEY İÇİN DE RAHATSIZ ETME!"
kafasını iki yana sallayıp devam etti.
"Annen bile sen ve onu yakıştıramıyor..."
Aklıma gelen geçen gün ki konuşma ile ne demek istediğini anlamıştım. Duymuştu bizi. Annem, Gece'nin henüz küçük olduğunu ve asla olgun bir kafada olmadığını söylemişti.
İlk kez annem ile bu konuda konuşmuştuk. Normalde bizi desteklerdi fakat Gece'nin bana hiç bakmaması ve benim de ondan vazgeçmemem onu bu düşünceye sürüklemişti.
Onu öğrenen ilk kişi de olamayacağını söylemişti.
Fakat ben, ilk kez ona bu denli yaklaşmışken, bırakmak gibi bir niyetim yoktu.
🌞🌞
Aslan abi gideli 5 gün, abim gideli ise 1 gün olmuştu.
Geçen beş günde çoğu sınavımı olmuştum ve hepsi çok iyi geçmişti.
Şuan annemin elime tutuşturduğu alışveriş listesi ile markette geziniyordum. İhtiyacım olan herşeyi aldıktan eve giden yola koyuldum.
Yolda giderken yağmurun bastırması ile koşa koşa eve gitmeye başladım.
Yağmur, şiddetini arttırdıkça ıslanıyordum ve böyle giderse şifayı fena kapacaktım...
Sonunda eve varıp, içeri girdiğimde derin bir oh çektim. Aldığım malzemeleri mutfağa indirip, odama çıktım.
Islanan kıyafetlerimi değiştirdikten sonra yatağıma uzandım ve dinlenmeye başladım.
Saatler sonra annemin beni uyandırması ile gözlerimi zorda olsa aralayabildim.
"Gece kalk kız." Aman be kadın!
"Ne oldu anne?" Etrafın karanlık olmasından anlamıştım ki akşam olmuştu. "Aşağıda seni biri bekliyor."
"Kim?" Yüzünde ki gülümsemesi ile söylediği isimle gözlerim irice açıldı.
"Burak"
"Ne istiyormuş?"
"Geceyi çağır dedi de bana... Bı görsen ne kadar yakışıklı ne kadar akıllı ve edepli bı çocuk olmuş..." Annem onu övmelere doyamazken ayağa kalkıp üstüme bı hırka aldım ve dışarı çıktım.
Yüzümü yıkamamıştım ama geri dönüp uyuyacağım için bunu sorun etmedim.
Ve şuan ortaya çıkmış olan boğaz ağrımı da sayarsak şifayı kapmış bulunmaktayım.
Kapının yan tarafında elleri cebinde bulunan şahısa doğru ilerledim. Geldiğimi belli etmek istercesine boğazımı temizlediğimde bana döndü. "Buyrun bı sorun mu vardı?"
Gülümseyen suratına bı tane yapıştırmak istesem de kendimi frenledim.
"Eeee... Geçen gün yaptığım hatadan dolayı özür dilemek istemiştim de."
Kafamı sorun yok dercesine salladım.
"Sorun var... Yani benim yaptığım çok yanlış bir şeydi ben gerçekten çok özür dilerim."
"Ben çok alınmadım zaten kendin dedin ya tanımadım diye. Ondan dert etmeyin."
Cümlemi tamamladığımda gözüm yukarıda ki camda bize bakan Bahara takıldı. Annesinin izinden gidiyordu oda.
Kaşlarını çatmış bakmaya devam ederken önüme döndüm.
"Eğer müsaitsen yarın akşam yemeğine gidelim mi?" Konuşmasını bitirir bitirmez tekrar yukarıda ki cama baktım. Bahar yoktu.
Ve inşallah duymamıştı.
"Kusura bakmayın müsait değilim." Cevabımdan memnun olmadığı herhalinden belliydi.
"Hiç mi boş anın yok? Öğle arası kahve falan içeriz." Kaşımın tekini kaldırıp konuştum.
"Kusura bakmayın lütfen."
Saygılı olayım diyorum lakin bu pek mümkün değildi. Adam göz göre göre yavşıyordu lan.
"Pekala ben beklerim."
Kafamı iki yana salladım. "Beklemeyin lütfen. Sizinle oturup bir şeyler yemek veya içmek çok doğru karşılanmaz." Umarım anlatabilmişimdir.
"Ben biraz zaman tanıyım sana bir süre sonra sende bana ısınırsın." O pek mümkün değildi de neyse.
"Pek sanmıyorum neyse iyi akşamlar." Konuşmasını beklemeden hemen içeri girdim. Yoksa bu salak beni bırakmazdı.
Odama giren yolda annemin çıkmasıyla küçük bir çığlık attım.
"Anne napıyorsun?" Heyecanla konuştu.
"Ne konuştunuz?" Buda o doktora hayran olmuştu. "Geçen gün yaptığı şeyden dolayı özür diledi."
Gülümsemesi genişledi. "Bak bu çocuk seni beğendi kız." Yüzümü buruşturdum.
"Aman Kalsın!" Annemi geride bırakıp odama geçtim. Hala arkamdan sesini duyuyordum da neyse.
Boğazımı ağrısını hissedince mırıldandım.
"Şifayı kaptık mı Gececik..."
***
Yorum ve Beğenilerinizi unutmayınn :)
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |