7. Bölüm

7

Parla avci
parlisko

Aslan abi...

 

Hemen doğruldum. Ne diyeceğimi ve nasıl tepki vereceğini bilmiyordum.

 

"B-ben çok özür dilerim." Kafamı istenmeden eğmiştim...

 

Parmakları sanki kıyamıyormuş gibi çenemi kavradı ve başımı dik tuttu. " Gece neden özür diliyorsun?"

 

"Burada uyuya kalmışım Aynur teyze git Aslanın odasında kal diyin-"

 

" Şşt Gece." Sözlerimi bıçak gibi kesmişti.

" Ne var bunda yani?"

 

" İzinsiz başkasının odasına girmek kötü bir şey ya işte.." derin bir nefes alıp güldü.

 

" Sen izin almadan da girebilirsin." Dedikleri ile istemeden kaşlarımı çattım. "Anlamadım?"

 

" Bu odaya diyorum izin almadan da istediğin zaman girip çıkabilirsin." Donup kalmıştım adeta. Ne diyeceğimi bilmiyor, nasıl hissettiğimi bile anlayamıyordum.

 

Fakat anladığım bir şey vardı. Bu odaya girmek başlı başına bir hataydı.

 

Hata...

 

Daha dün kendime tembih etmiştim. Uzak duracaktım. Ayağa kalkıp seri adımlarla kendimi banyoya attım. Aynada ki halim bir harabeden farksızdı. Gözlerimin içi yorgun ve uyumamdan dolayı kanlanmıştı.

 

Suyu açıp elimi yüzümü yıkadım. Salona girdiğim de babam ve Ereni de gördüm. Erenin yanına gidip onun saçlarını öptüm.

 

" Günaydın." Babamın sesi ile ona döndüm.

 

Sesi bir hayli sert çıkmıştı...

 

Bakışlarımı kaçırdım. "Madem uykun vardı keşke eve gitseydin." Ben tam konuşacaktım ki araya Aynur teyze girdi.

 

"Ben dedim gitme diye. Hem yemek hazır hadi geçin sofraya."

 

Derin bir nefes alıp sofraya geçtim. Babamı takmamaya çalıştım.

 

Çünkü çok açtım...

 

ASLAN'DAN

 

İstemeden elim kalbime gitmişti. Kalbimin sesini duymaması için o kadar çabalamıştım ki resmen bayılacaktım.

 

3 saat önce eve geldiğim de salonda Sultan teyzeyi görmüştüm. Onu görünce gözlerim Gece'mi aramıştı fakat bulamamıştım.

 

Odama gitmek için merdivenlere yönelirken mutfakta ki annemin sesi ile onun yanına gittim. " Efendim Annecim?"

 

Önce imalı imalı baktı. Sonrasında ise beni küçük bir çocuk gibi sevindiren o sözleri söyledi.

 

" Gece senin odanda uyuyor. Kızı rahatsız etme."

 

Yüzümde ki gülümsemeye engel olamadım.

Annemde fark etmiş olacak ki o da gülümsemesini koruyamadı.

 

Anneme hiç Gece den bahsetmemiştim fakat bakışlarımdan anladığına emindim.

 

Hiç zaman kaybetmeden odama girdiğimde kapıyı olabildiğince yavaş kapattım. Saçları yüzünü ve yastığı kaplamış, üstüne örtü dahi örtmeden mışıl mışıl uyuyordu. Yanına yaklaştığımda elimi kaldırıp saçlarına dokunmak istemiştim fakat kıyamamıştım.

 

Ama sonrasında dayanamamış elimi saçlarının arasına daldırmıştım. Her bir dokunuşumda daha çok mayışıyor, uykusunda huzurlu olduğunu belli ediyordu.

 

Bir anda koluma sarılması ile yerimden sıçradım. Bu kız hep bir şeylere sarılarak mı uyuyordu?

 

Yutkundum.

 

Onu ilk fark ettiğimde 15 yaşına küçük bir kızdı. Biz çok küçükken ona hiç bakmamıştım. Göz ucuyla dahi bakmamıştım.

 

Yanlış hatırlamıyorsam mahallede onunla hep dış görünüşünden dolayı dalga geçiyorlardı.

 

Umarım ben onunla dalga hiç geçmemişimdir...

 

Ona karşı olan duygularımı ilk fark ettiğimde delirecek gibi olmuştum. O liseye giderken ben Üniversiteye gidiyordum.

 

Bu durum bile benim canımı o kadar çok sıkıyordu ki onu unutmak için kendimi derslerime vermiştim. O kadar çok çalışıyordum ki sanki 1 dakika ara verirsem yine o aklıma gelecekti.

 

Halbuki aklımdan hiç çıkmıyordu.

 

İşin sonunda ise resmen Zengin olmuştum.

 

Bazenleri dışarı çıkmadan önce olurda onu görürsem diye kendime bakım yapar, öyle dışarı çıkardım. Belki o beğenir diye en pahalı saatleri alır, en pahalı parfümleri sıkardım. Fakat o bana göz ucuyla bile bakmamıştı.

 

Olurda fark eder diye büyük başarılar elde etmiştim. Yakında 25 yaşında olacaktım ama daha bu yaşımda bile çok başarılı biri olmuştum.

 

2 yıl önce mahalleye yanında Furkan diye bi çocuk ile gelmişti. O kadar çok hayal kırıklığına uğramıştım ki hala o kırgınlığı hissediyordum.

 

O gün bi farkındalığa daha varmıştım. Gece çok güzel bir kızdı ve onu beğenen kişi sayısı da bir hayli fazlaydı.

 

Ve sonsuza dek yanlız kalacak diye bir şey de yoktu..

 

Gece'nin bizim bilmediğimiz başka bir karakteri ve hayatı vardı. Bunu da sadece arkadaşlarının yanında gösteriyordu.

 

Kapımın hafif çalınması ile ne yapacağımı şaşırmıştım. Ya annesi gelmişse diye içim içimi yerken kapıyı annemin açması ile bı rahatlama geldi. " Yemek yiyeceğiz uyandır istersen."

 

" Tamam annem ben hallederim."

 

Sonrasında da biraz zor olsa da Geceyi uyandırmıştım.

 

Şimdi ise az önce üzerine mis kokan saçları ile yattığı yastığımdan gelen kokuyu içime çekiyordum...

 

Giderken özür dilemişti. Bu durum canımı sıksa da bişey dememiştim.

 

Akşam yemeği için aşağıya inmeye başladım. Salona girdiğimde neredeyse herkes buradaydı. Boş olan tek yer ise Gece'nin karşısında ki sandalyeydi.

 

Ne zaman ortamlarda bir araya gelsek hep karşımda olurdu...

 

Zaman kaybetmeden yerime geçtim. Annem de bilerek Gece' nin sevdiği yemekleri yapmıştı.

 

Pırasa ve Patatesli börek.

 

Bı insan nasıl pırasa severdi aklım almıyordu. Birde iştahla yiyordu. Babasının sesi ile bir anda herkes ona döndü.

 

"Kızım niye görmemiş gibi yiyorsun?"

Anında kızardı. " Açım."

 

" Ya havle..." Arda amca bugün neden böyleydi?

 

" Bırak kız yesin Arda." Arda amca kafasını ağırca iki yana salladı. " Bu aralar nerede durmasını bilmiyor."

 

Sesini hiç çıkarmadan oturan Gece bir anda konuştu. " Abim nerede?" Konuyu değiştirmekti amacı.

 

"Okulda ki öğretmenler bu akşam yemeğe gideceklerdi." O da kafasını salladı. İştahı kaçmıştı.

 

GECE'DEN

 

Babamın lafları resmen iştahımı kaçırmıştı. Hay bı kere bu kadar insanın içinde ayıptı bu yaptığı. Birde nerede duracağını bilmiyor demesi beni iyice sinir etmişti. Kendime gelmek amacıyla derin bir nefes ciğerlerime çekmek istedim. Fakat ciğerlerime dolan tek koku önümde ki uğruna can atacağım pırasanın kokusuydu.

 

Kafamı kaldırdığımda artık bakışlarına şaşırmadığım Aslan abiyi gördüm. Bununla da bu aralar çok samimi olmuştum be.

 

Açlığım da babamın laflarıyla gitmişti.

 

"Yesene Gece bak annem sen seviyorsun diye yaptı." Aslan abinin konuşması ile herkes ona döndü.

 

Sonra da babamın yine içinde tutamadığı lafları ile herkes ona döndü. "Doymuştur o."

 

Çok fazlaydı artık. Sandalyemi geri çekerek ayağa kalktım. Hiç vakit kaybetmeden çıkış kapısına doğru yürüdüm. Kabanımı ve çantamı alır almaz kendi evime doğru yürümeye başladım.

 

Allah'tan annemden anahtarı almıştım da kapıda kalmadım. Kapıyı açar açmaz akmamak için direnen göz yaşlarım akmaya başladı.

 

Babam o lanet mahalle yemeğinden sonra değişmişti. Önceden de mükemmel bir baba değildi ama bizimle uğraşmaz, kızmazdı.

 

Ama şimdi yediğim lokmalarımı bile sayıyordu. Hiç üstümü bile değiştirmeden yatağa girdim. Aslan abinin pahalı yatağından daha sertti...

 

Telefonuma art arda bildirim gelmesi ile açtım.

 

Aslan abi: Gece

Aslan abi: İyi misin?

Aslan abi: Bende ki de soru

Aslan abi: Tabi kötüsün.

 

Gece: İyiyim.

 

Kısa ve öz.

 

Ama iyi değildim. Bir yandan sınav stresi bir yandan ailem herşey üst üste gelmiş gibiydi. Birde şimdi başlayan karın ağrım.

 

Sanırım regl olmuştum.

 

Aslan abi: Dışarı çıkalım ister misin?

Aslan abi: Kafanı dağıtırsın.

 

Gece: Yok teşekkür ederim.

Gece: Uyumam lazım iyi geceler.

 

Aslan abi: Peki

Aslan abi: İyi geceler.

 

Aslan abi bu aralar daha tuhaftı.

 

Ya da ben ilgisini yeni fark ediyordum...

 

🌜🌜

 

Sarıldığım battaniyeme iyice sokuldum.

 

Saat öğlen 2 idi fakat ben yeni uyanmıştım. Dün gece hiç uyuyamadığım için bu saatte kalkmıştım.

 

Bir yandan da iyice karnım ağrımıştı...

 

Telefonumu alıp İmge ve Furkan ile kurduğumuz gruptan gelen mesajlara baktım. Onlarda depresyona girmişlerdi...

 

Onlarla kısa bir konuşmadan sonra odamdan dışarı çıktım. Evde hiç ses yoktu. Mutfağa girdiğim de masanın üstünde ki kağıt dikkatimi çekti.

 

Annem, kardeşimle birlikte hasta olan teyzemin yanına gittiğine ve akşama kadar orada olacaklarına dair kısa bir açıklama yapmıştı.

Odama geri döndüm ve battaniyemi tekrar üstüme aldım.

 

Hava almak için balkona çıktım. Neredeyse herkes aşağıdaydı... Abim izin gününden dolayı okula gitmemişti.

 

Aslan abi ile bir köşede konuşurlarken Bahar, Elif ve Ceylin üçlüsü de onları kesiyordu.

 

Tam içeri girecektim ki Baharın konuşması ile durdum. "Gece sen de hep depresyondasın yok mu bı arkadaşın falan bı çık gez."

 

" Sanane!"

 

Herkesin gözü bize dönmüştü. Hatice teyze de sesi duyar duymaz balkona çıkmıştı.

 

"Biraz sosyal ol hem belki sevgili falan da yaparsın." Sonra da göz kırptı.

 

Gözüm abimlere döndüğünde abimin şaşkın bakışları ve Aslan abinin donmuş ifadesi beni germişti.

 

Sonra da iki en yakın arkadaşımın sesi duyuldu.

 

"Kim demiş arkadaşı yok diye?"

İmgenin sesi ile bu sefer gözler ona dönmüştü.

 

Ardından Furkan konuştu. "Madem üçümüz de depresyondayız o zaman aç kapıyı da birlikte dağıtalım."

 

Ellerindeki poşetlerde muhtemelen içkiler vardı.

 

Onlara gülümsedim.

 

Onlar benim her kötü anımda yanımda olmuşlardı. Bende onların..

***

Yorum ve Beğenilerinizi unutmayınn :)

​​​​​​

 

 

 

Bölüm : 30.12.2024 20:08 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
İçindekiler
Parla avci / Dereotu Mahallesi / 7
Parla avci
Dereotu Mahallesi

5.01k Okunma

425 Oy

0 Takip
11
Bölümlü Kitap
Hikayeyi Paylaş
Loading...