
"Ay Işığım nerede kaldın?"
Telefonda Topçu ile konuşuyordum. Şuan uçaktan inmiştim fakat ne tarafa gideceğimi bilmiyordum.
Hayatım da ilk kez uçağa binmiş, yurt dışına çıkmıştım." Ben uçaktan indim ama ne tarafa gideceğimi bilmiyorum"
" Tamam bak hemen sağında bir kapı var o kapıya doğru gel" onun dediğini yapıp kapıya gitmeye başladım. Giderken kalp atışımda bir hayli hızlıydı...
Kapıdan girmemle bir kaç adım uzağımdaki Topçuyu görmem bir oldu. Hemen telefonu kapatıp, ona doğru koşmaya başladım.
İkimizde sarıldık.
" Seni çok özledim Işığım"
" Bende seni çok özledim Topçum.." Topçuyu çok özlemiştim. Kokusunu, gözlerini, aksanlı Türkçesini canlı canlı duymayı, kısacası onu çok özlemiştim.
Sonunda ayrıldığımız da el ele yürümeye başladık. " İlk uçuş deneyimin nasıldı bakalım?"
" Güzeldi ama biraz korktum." Uçuş sırasında bildiğim tüm duaları okumuştum...
" Zamanla alışırsınız Selinay Hanım." Ona güldüğümde elimdeki çantayı aldı.
Zaten bir kaç günlüğüne gelmiştim, bu yüzden yanıma sadece bir çanta almıştım.
" Nereye gidelim istersin? Antrenmana daha var." Aslında bugün Topçuyu yormak istemiyordum.
Evet İtalya yı çok fazla merak ediyor, gezmedik yer bırakmak istemiyordum. Ama onun yarın maçı bugünse antrenmanı vardı.
En önemlisi bugün Topçuyu canlı canlı antrenman yaparken görecektim. Normale antrenmanları canlı yayınlandığında asla kaçırmaz, izlerdim. Fakat böyle izlemek daha bı heyecan vericiydi.
" Ben bugün pek gezmek istemiyorum. Hem çok yorgunum. Senin maçından sonra gezmeyi tercih ederim."
" Siz bilirsiniz Selinay hanım. O zaman söyle yemeğe mi gidelim yoksa Tesislere gidip seni oradakilerle mi tanıştırayım?"
Tesislere gidip orayı görmeyi çok istiyordum. Topçu da genelde tesislerde kalır, sadece haftada 2 gün kendi evine giderdi. Bu sefer ben varım diye kendi evinde kalacaktı.
" Tesislere gidelim. Hem seni canlı canlı izlemek istiyorum hemde oradakileri çok merak ediyorum."
" Emredersiniz Ay Işığım."
Biraz daha yürüdükten sonra caddeye gelmiştik. Caddenin en ucunda parlak, siyah ve ultra lüks bir araba dikkatimi çekti.
Aynı zamanda da etrafı inceliyordum. Her tarafta İtalyanca konuşan insanlar vardı. Onları az buçuk anlıyordum sadece...
Bir dükkanın önünde durduğumuzda Topçuya baktım. " Burada ki tatlılar çok güzel." Beraber içeri girdiğimiz de Topçu kasadaki kişi ile tokalaştı.
( Başkaları ile olan konuşmalar İtalyanca fakat ben çevirmeye üşendiğim için Türkçe olarak yazdım 🥺)
" Brando dostum." Sanırım çok yakın olduğu biriydi. " Inter'in yıldızı Nico hoşgeldin"
Ardından isminin Brando olduğunu öğrendiğim abi eli ile beni göstererek " Bu meşhur kız olmalı"
" Ta kendisi"
" Merhaba yenge ben Brando" yenge kelimesini Türkçe olarak söylemesi beni güldürmüştü.
" Merhaba bende Selinay Sezen." İtalyanların kendi dillerini konuşması beni biraz zorlamıştı.
" Bize her zamankinden bir paket ayarlar mısın."
"Tabi"
Etrafa baktığım da çok güzel tatlıların olduğunu gördüm. Renk renk olan tatlılardan bazıları, internette gördüklerimizin aynısıydı.
" İstediğin bir şey var mı Ay Işığım?"
" Hayır yok." Hayır dememe rağmen bir kaç tane daha almıştı.Topçunun siparişleri geldiğide, Brandoya görüşürüz dedik ve oradan çıktık.
" Arkadaşın mı?"
" Evet. 3 yıl önce tanıştık. Çok iyi bir insan"
" Belli oluyor zaten. " Beraber yürümeye devam ederken az önce dikkatimi çeken arabanın yanına geldik. Ona Bön Bön bakarken bir anda arabanın kapısını açtı.
" Hadi bin." Nasıl yani bu araba Topçunun muydu?
Topçunun zaten bir arabası olduğunu biliyordum fakat bu kadar lüks olduğunu bilmiyordum...
Onu bekletmeyip bindim. O da şoför koltuğuna geçince konuştum. " Bu araba senin mi?"
" Evet. Aylar önce almıştım. Beğendin mi?"
Bu araba beğenilmez mi Topçu...
" Çok beğendim." Düz yolda ilerliyorduk.
" Takım arkadaşların sosyal medyada olduğu gibi iyi insanlar mı?" Bu en çok merak ettiğim şeydi. Bu konuyu telefonda sormak istememiştim.
" İyi insanlar.Yani çoğu kişi ile aram iyi. Aralarından biri ile aram kötü ama." Kimdi ki o?
" Kim?" Boğazını temizledi.
" Utku adında bir çocuk işte" adını hiç duymamıştım oda mı sakattı?
" Maçlara pek çıkmıyor sanırım. O da mı sakat?"
" Hayır. O hep başka takımlara kiralık gönderildi ve daha yeni geldi." Arası neden kötüydü ki?
Çekine çekine sordum. " Aranız neden kötü?"
Önce biraz durdu.
" Bunun cevabını akşam versem olur mu?"
Bu konu topçu için önemli miydi yoksa bana mı öyle gelmişti?
" Tamam"
Yolda giderken annemleri de aramış geldiğimi söylemiştim.
Sonunda koskoca Inter logosunun olduğu büyük bir yerde durduk. " Geldik"
Gelmiştik. Topçu inip benimde kapımı açtığında ona gülümsedim. Beraber el ele girerken topçu önce beni kapıdaki güvenlikçi abi ile tanıştırmıştı. Sonrasında içeri girdik.
İçerisi çok büyük ve farklı bir yerdi. Neredeyse bütün ömrümü burada geçirsem sıkılmazdım herhalde.
" Bak seni kiminle tanıştıracağım." İşaret ettiği tarafa baktığımda, 50 li yaşlarda tontiş bir abla gördüm.
" Nico bu kız o kız mı?" Herkeste beni biliyordu he.
" Evet." Abla bana doğru atıldığında sarıldık.
" Merhaba kızım. Ben buranın aşçısı Nicole"
" Merhaba bende Selinay Sezen. Sizinle tanıştığıma memnun oldum." Birbirimize gülümsediğimizde bu sefer başka başka kişiler yanıma gelmişti.
Hepsi ile neredeyse İtalyanca konuşuyordum. Arada Topçu da bana yardım ediyordu.
Herkes çok tatlıydı burada. Topçunun antrenmanına 30 dakika kala kalktık ve Inter'in soyunma odasına doğru yol aldık.
Soyunma odası bile acayip güzeldi.
" İşte burada benim kıyafetlerim var. Aslında yukarıda ki odamda dolabım var ama antrenman kıyafetlerim burada." Baktığım da kıyafetin kumaşı bile çok kaliteliydi..
" Şimdi sen burada otur ben giyinip geleceğim." Topçu gitmeden onun yanağını da öptüğümde gülerek gitti.
Seviyorum bu çocuğu yaaa
Topçunun yerine oturmuş onu beklerken kapıdan biri göründü. Daha önce hiç görmediğim biriydi.
Beni gördüğünde gözleri açıldı. Kimdi bu ?
Sanırım beni erkeklerin soyunma odasında görünce şaşırmıştı. Haklıydı tam kalkacaktım ki konuştu.
" Merhaba" Türkçe konuşmuştu.
" Merhaba" ellerini uzattığında sıktım. " Sen Nico nun sevgilisi olmalısın"
Maşallah buradaki herkeste beni tanıyordu. Bu kişi de Topçunun beni anlattığı insanlardan olmalıydı. " Evet. Siz kimsiniz?"
Sorumu cevapladığın da dehşete düştüm. "Utku Yıldırım ben"
Utku. Şu Topçu ile arası bozuk olan kişi. Burada oturup onunla sohbet edemezdim. Topçu, bana bu konunun önemli olduğunu hissettirmişti...
Tam ayağa kalkacaktım Topçu geldi.
" Selinaydan uzak dur Utku."
***
Yorum ve Beğenilerinizi unutmayınn :)
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |