
Göz kapaklarımı araladığımda kendimi babaannemin köyünde buldum, küçükken çok giderdik fakat onun vefatından sonra o kadar gittiğimizi hatırlamıyorum.
Babaannem beni çok severdi bende onu tabiki vefat ettikten sonra kaç kere yanına gidelim diye ağladığımı hatırlıyorum. Mezarı da Kastamonu’nda olduğu için genelde boşluk bulduğumda kaçtığım yer di benim için.
Sonra yaramı hatırladım vurulmuştum değil mi, elim karnıma gittiğinde aradığı yarayı bulamadı, o sıra üzerimde ki kıyafeti fark etmiştim. Babaannemin yanına geldiğimde bana verdiği şalvar vardı üstümde.
Uzun zamandır duymadığım o sesini duydum.
‘Orman gözlüm niye dikiliyorsun güzel kuzum gelsene.’
Arkamı dönüp özlediğim o yüzüne baktım her santimini incelerken gülümsüyordu bana,
‘Kız ne diye bakıyorsun öyle sanki görmüyormuş gibi.’
Sözleriyle bir damla yaş düştü yanağıma silmedim gerçekliğinden emin olamadığım bu durumun bozulmasından korktum.
Dayanamadım yine koştum sarıldım aniden yok olur gibi daha sıkı sardım kollarımı.
‘Noluyor be deli kız bende özledim seni orman gözlü kızım benim.’
‘Çok özledim babaannem.’
Biraz daha sarıldıktan sonra geri çekildi, yüzümü sevdi o severken bende onu izledim.
‘Seni kim böyle hırpaladı, ben kıyamazken kim kıymaya kalktı.’
‘Bilmiyorum babaannem bende ama iyi oldu, seni çok özlemiştim.’
Yanağımı seven eli durdu ve geri çekildi elleriyle iki elimi tuttu,
‘Artık gitmen gerek orman gözlüm ailen seni bekliyor, çok bile kaldın burada.’
‘İstemiyorum seninle burada kalsam olmaz mı?’
Babaannem gülümsedi ve ellerimi bıraktı,
‘Olmaz güzel kuzum daha senin sıran gelmedi hadi git bakalım seni çok seviyorum.’
Bir elini kaldırıp omuzumdan ittirdi, onun itmesiyle bütün vücudum sızladı her hücrem ağrıyordu resmen.
Göz kapaklarımı açmaya çalıştım ilk denememde sadece titrerlerken ikincisinde aralayabildim.
Dudaklarımdan ilk çıkan kelime,
‘Bende,’ İdi bende seni çok seviyorum babaannem.
Gördüğümse beyaz bir tavan oldu tabi parlaklığıysa cabası ne biçim bir ışık bu yav öldüm de öteki tarafa geçtim desem ağrı hissetmezdim heralde.
Bakışlarımı aşağı çevirdiğimde tanıdık hastane odasını gördüm.
Bu yatakta kendimin olacağı aklıma gelmemişti kaderde de olacağı belli değil vallahi ah babaannem vesileyle seni gördüm ya vurulduğuma sevinmedim desem yalan olur valla.
Yatağın kenarındaki tuş ile sırtımı dikelttim, ha şöyle be şimdi rahat rahat yarama bakabilirim.
Yan sehpadaki dezenfektana uzandım ama zorluğunu ne siz sorun ne ben söyleyeyim, elimi dezenfekte ettikten sonra kıyafetimi sıyırdım ve sargının kenarında ki bantı yavaşça kaldırdım,
‘Oh may god ne kadar sızlatıyor pislik şerefsiz inşallah o silahı sıkan parmakların koparda götüne girer.’
Sargıyı ucundan kaldırıp yaraya baktım, beş cmlik bir kesi açılmış ve dikilmiş gibi duruyordu, inşallah organlarımda bir sorun yoktur.
Yarayı geri örttüğüm sıra içeri elinde tepsiyle annem girdi.
‘Günaydın güzel kızım kahvaltıyı alıp geldim bekletmedim seni değil mi?’
‘Yok anne acelem yok zaten.’
Sözlerimle elindeki tepsiyi bıraktı tepsinin yere çarpmasıyla bütün koridor inledi resmen, gözleri bana çevrildiğinde hızla yanıma yaklaştı.
‘Uyanmışsın Deniz rüya görmüyorum değil mi?’
Bana sarıldığında yaram sızladı fakat ses etmedim,
‘Uyandım annem sen Ankara’da değil miydin?’
‘Kız bu mu önemli ağrın var mı doktoru çağırayım sen bekle.’
Dedikten sonra hızla odadan çıktı kapıyı çekerken askeri üniformalı birinin geldiğini gördüm kapı kapandıktan sonra gözlerimi kapadım uyuyormuş gibi,
Kapı yavaşça aralandı bir kaç adım sesinden sonra yatağın sağ tarafı hafifçe çöktü,
‘Yeterince dinlenmedin mi ebe hanım kalk artık hepimiz seni bekliyoruz.’
Ne kadardır uyuyordum ki acep böyle konuşuyor ay kız mavilerini özlemedim de değil açsam mı gözümü,
‘İki haftadır ağzından çıkacak tek bir lafı bekliyorum seni susturmayacağım isteğin kadar konuş yemin ederim güzelim aç artık o zümrütlerini.’
İki haftayı duyunca dayanamadım kafamı kaldırıp gözlerimi açtım,
‘İki hafta mı şaka yapıyorsun dimi.’
Ani hareketimle Burak kendini geri çekmişti sonra konuştuğumu fark ettiğinde ise yüz ifadesi daha komikti,
Şöyle bir incelediğimde zayıflamış gibi geldi gözüme yüzü de çökmüştü keder okunuyordu resmen, mavileri soluklaşmıştı,
O da annemle aynı tepkiyi verdi ve sarıldı bana ama annemden daha sıkı sarıldığı için yaram ciddi sızlamıştı. Elimde olmadan inledim, anında geri çekildi elleri iki yanağımın üstünde endişe içinde sordu,
‘Özür dilerim çok acıdı mı dikkat etmeliydim, Allah kahretsin beni.’
Ellerimi ellerinin üstüne koydum,
‘Kahretmesin ne biçim konuşuyorsun öyle töbe töbe.’
Sözlerimle gülümserken gözünden birer yaş düştü, onu öyle görünce içim parçalandı,
Ellerimi elinden çekip yanağına düşen yaşı sildim,
‘Şşş ben iyiyim bak sen de iyisin, ben uyurken kendini suçlayıp harap etmedin inşallah.’
Bakışlarını kaçırınca elimle yanaklarını sıkıştırdım,
‘Burada senin ne suçun var salak mısın yüzbaşı insanı delirtirsin ya elin şerefsizinin suçunu niye üstleniyorsun.’
‘Bu söylenmelerini o kadar özledim ki şu iki haftada ölüyorum sandım Deniz kalbimin böyle ağrıyacağını bilmezdim.’
Söyledikleri ile yanaklarını mıncıran ellerim dondu, Allah’tan o ara annem ile doktor içeri girdi, bizde uzaklaştık.
Doktor yanıma geldi yaramı kontrol edip genel muayene ettikten sonra açıklama yaptı,
‘Geçmiş olsun Deniz hanım uyandığınızı görmek bizi çok mutlu etti, karın boşluğunuzdan aldığınız mermiyi çıkarttık transvers bir kesik attığımız için yara izi daha silik bir şekilde kalacak, organlarınıza zarar vermediği için çok şanslısınız, olay yerindede yaraya bası uygulandığı için kanamanız beklenilenden azdı. İki hafta içinde dikişlerinizi aldırmaya gelebilirsiniz ani hareketlerden kaçının, ağrı kesici bir serum taktıracağım bittikten sonra çıkabilirsiniz.’
‘Teşekkürler.’
Doktor çıktıktan sonra hemşire serum ile geldi, düğünü olan hemşireydi ona da gidememiştim,
‘Deniz abla çok geçmiş olsun duyunca çok üzüldüm iyisin değil mi?’
‘İyiyim canım ben özür dilerim söz verdiğim gibi katılamadım düğününe.’
‘Saçmalama abla sanki katılacak durumda mıydın duymayayım bir daha.’
Serumu taktıktan sonra omzumu sıvazladı,
‘Geçmiş olsun dikkat et kendine abla.’
‘Saol canım.’
O çıktıktan sonra annem ve Burak ile oturduk Mertler’in geleceğini öğrendim ve tekrar Burak’a yaptığım numarayı onlara da yapmaya karar verdim.
Kapı sesi duyduktan sonra yanıma biri oturdu ve elimi tuttu,
‘Abla uyan artık ama benim canım tek başıma çok sıkılıyor, Burak yüzbaşımda eve de gelmedi zaten sürekli yanında kaldı burada sana da naz yap dedikte bu kadar da değil canım, seni bulduğumda ki halin gözümün önünden gitmiyor.’
Bir anda gözlerimi açıp başımı kaldırdım,
‘A ben o kadar nazlı biri miyim aşk olsun ablam.’
Bir anda uyanmam ve konuşmam ile Mert dondu ve geriye doğru bayıldı,
‘Eyvah tutun kafasını vurmasın.’
Diğerleri de donduğu için Burak yetişti yine,
‘Komutanım yenge konuşuyor, kafayı yedim iyice hayal görüyorum heralde,’
‘Yok abi bende görüyorum sana içmeyelim bozulmuştur o demiştim.’
‘Rüya değil uyandım bu sabah,’ yenge demelerini de reddetme aferim kız devam böyle,
Hepsinin suratı aydınlandı bir anda sırayla geçmiş olsunlarıyla birlikte sohbet etmiştik,
Onlar iş yüzünden karargaha geçerken odada ben annem Burak ve koltukta baygın yatan Mert kalmıştı,
Bir on dakika sonra Mert yavaşça uzandığı yerden kalktı,
‘Rüyamda Deniz abla uyanmış bana kızıyordu,’
Derken gözleri bana döndü,
‘Deniz abla uyanmışsın gerçekten.’
Oda hızla üzerime doğru gelirken Burak yakaladı yakasından,
‘Yarası var aslanım daha yavaş,’
Burak uyarısı sonrası yakasını bırakıp geri çekilirken Mert yavaşça yanıma yanaştı ve hafif bir şekilde sarıldı,
‘Tamam yeter geri bas koçum,’
‘Burak sakin acımıyor canım.’
Mert nispet yapar gibi biraz daha sarıldıktan sonra geri çekildi,
‘İyisin değil mi abla.’
‘Ay valla bıktım şu sorudan iyiyim arkadaşlar daha fazla iyi misin diye sormayın tamam mı ? Hadi serum da bitmek üzere çıkalım yavaştan.’
Ben serumu çıkarttıktan sonra annem giyinmeme yardımcı oldu o ara Burak’ta çıkış işlemlerini hallediyordu.
Annemle konuşmam üzere öğrendiklerim şunlardı,
Ben iki hafta önce vurulmuşum ameliyattan sonra iki gün içinde uyanmam gerekirken iki haftayı bulmuştu uyanmam, ben uyurken kardeşim babam ve kızlar beni görmeye gelmişler fakat bir hafta önce dönmek zorunda kalmışlar.
Hastaneyi terk edip lojmana geçiş yaptık araba tümseklerden geçerken yaram sızlamıştı onun dışında bir sorun yoktu zaten ne yapmam gerektiğini bildiğim için iyileşmesinde de sorun olmayacaktı.
Eve geçtiğimde biraz oturduktan sonra uyumaya karar verdim bütün gün sorulara cevap vermek bugün uyanan biri için yorucu olmuştu.
Annemin yerimi hazırlaması sonucu uzandım gözümü kapatır kapatmaz sanki hiç uyumamışçasına uykuya daldım.
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |