4. Bölüm

3.Bölüm

Pınar Kaynak
pnrkynk20

Annemlerin ne zaman geleceği belli değildi. Açıkçası arayıp sormak da istemiyordum. Eğer sorarsam dikkat çekerdi, o yüzden şimdilik beklemeye karar verdim. Ama beklemek de ayrı bir işkenceydi. Neredeyse bir gündür ne düşüneceğimi bile seçemiyordum. Kafam karmakarışıktı.

 

 

Önümde çözmem gereken koca bir problem vardı: benim olmayan bir borcu ödemek zorundaydım. Peki ama neden? Nasıl oldu da ben bu işin içine düştüm? Ben, asosyal, sessiz, kendi halinde bir kızdım. Ne dikkat çekmeyi severdim ne de olayların içine dalmayı.

 

 

Ama sonuç? Kocaman bir hiç.

 

 

İçimdeki ses bana gülüyor gibiydi. Ya da ben mi öyle hissediyordum? Kim bilir...

 

 

Annemin mesajına hâlâ cevap verememiştim. Çünkü mesajla bile anlar o. Ne desem fark ederdi. Telefona bakıp duruyordum.

 

 

"Acaba telefonu kapatsam mı?" diye düşündüm ama sonra vazgeçtim. Çok dikkat çekerdi.

 

 

Bir gündür kendimle konuşup duruyordum ve artık delirme noktasına gelmiştim.

 

 

Tam bu düşünceler içinde kaybolmuşken apartman zili çaldı.

 

 

Açmasam gider miydi? Belki de... Denemekte zarar yoktu.

 

 

Ama telefonun çalmasıyla bu plan suya düştü. Arayan Koray'dı. Zaten zile basan kişi de oydu, kaçış yoktu. Kapı deliğinden baktım. Evet, oydu. İç çektim ve kapıyı açtım.

 

 

"Ne var, neden geldin?"

 

 

Bunu söylerken istemsizce sert çıkmıştım. Ama yapacak bir şey yoktu. Gelmemiş olsaydı böyle bir karşılamaya maruz kalmazdı.

 

 

"Su, kapıdayım diye aradım ama açmadın. Ben ne yapabilirim ki?"

 

 

"Tamam Koray, neden geldin?"

 

 

"Seni merak ettim."

 

 

Merak eden insan hal hatır sorar, değil mi? İçimden gülerek cevap verdim.

 

 

"İyi, merakın geçtiyse gidebilirsin. Zaten uzun zamandır arayıp sormuyorsun, hayatına bak işte."

 

 

"Su, iyi misin sen?"

 

 

"Evet."

 

 

"Emin misin?"

 

 

"Koray, nereye varmak istiyorsun? İyiyim işte, daha ne diyebilirim?"

 

 

"İyi o zaman. Birer kahve yap da içelim, kahveni özledim."

 

 

Ne? Şaka mı yapıyordu?

 

 

"Ne kahvesi ya? Git evinde iç."

 

 

"Su, biz arkadaş değiliz... sevgiliyiz. Neden böyle davranıyorsun bana?"

 

 

"Unutmuşum. Koray, beni neredeyse dört gündür aramıyorsun, sormuyorsun. Okulda da karşılaşmıyoruz zaten."

 

 

"Eee, ne olmuş yani? Dört gün aramadıysam şimdi aradım işte. İşlerimi halletmem lazımdı, özür dilerim birtanem."

 

 

Bu adamın gizli bir şirketi falan mı vardı? Sinirlensem mi gülsem mi bilemedim.

 

 

"Ne işi?"

 

 

"Özel işim, Su. Her şeyi sorgulayacak mısın?"

 

 

"Tamam o zaman, o özel işlerine geri dön. Rahatsız etmeyeyim seni."

 

 

"Su, saçmalıyorsun artık. Bak, bu tavırların sıkmaya başladı. Seni merak edip geldim, gördüğüm muameleye bak!"

 

 

"Böyle muamele görmek istemiyorsan kapı orada, Koray. İşin bitince görüşürüz."

 

 

"Suç seni düşünen bende. Aslında senin benim peşimden koşman lazım."

 

 

"Aynen öyle, sen git ben peşinden koşmaya gelirim."

 

 

Allah’ım, sabır ver!

 

 

"Çıkarken kapıyı kapatmayı da unutma."

 

 

Daha cümlem bitmeden sinirle evden çıkıp kapıyı çarptı. Kapının sesi kulaklarımda yankılanırken, "Ne saçma bir gün," diye iç geçirdim.

 

 

 

 

Her an diken üstündeydim. Neyse ki annemler adresimi bilmiyorlardı, en azından bu konuda rahattım.

 

 

Bu süre zarfında Sevda birkaç kez arayıp nasıl olduğumu sormuştu. Ona her zamanki cevabımı verdim:

 

 

"İyiyim canım, sen nasılsın?"

 

 

O bana o kadar yardım etmişti ki... Ona kötü davranmak gibi bir niyetim yoktu. Sonuçta o sayede bu ay için bir nebze rahattım. Ama artık ondan para isteyemezdim.

 

 

 

 

---

 

 

İki gün geçti. Annemler beni havaalanından almam için aradılar. Okul çıkışı onları alıp eve götürdüm.

 

 

"Su, bu ne dağınıklık? Bu evde gerçekten insan mı yaşıyor?"

 

 

"Anne, nesi var işte? Normal ev."

 

 

"Kızım, normal değil; dağınık. Yani anormal oluyor."

 

 

"Boş ver, Su, gel bakayım buraya!"

 

 

Babamın sesi beni bir anda mutlu etti. Annemin azarlarından kaçmak için fırsat doğmuştu.

 

 

Koşarak babama sarıldım. O sırada annem mutfağa geçti, babam da televizyonu açtı. Ben de telefonumu alıp odama geçtim.

 

 

Titreşimde olan telefonum aniden titredi. Göz ucuyla baktım. Gelen mesajı gördüğüm an içime bir ağırlık çöktü.

 

 

"Bu ayki borcunuzu unutmamışsınızdır umarım, Su Hanım. 2 milyonu yarın sabah atacağım adreste almak ümidiyle. Malum, diğer seçenek sizin için yok. :)"

 

 

Gülücük mü koymuştu? Alay mı ediyordu benimle?

 

 

Para hazırdı ama bu mesaj içimi ürpertmeye yetmişti. Adresi yarın atacaklardı. Ama asıl problem şu:

 

 

Aileme ne diyerek evden çıkacaktım?

 

 

Sabaha kadar bir bahane bulmam lazımdı. Daha doğrusu, bulmak zorundaydım.

 

 

 

 

🌹

 

 

Devam edecek...

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bölüm : 12.09.2024 13:23 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş