Lâlina...4
Doğum gününden bir gün önce beni bırakan ve de gitmeden önce bana destek olan Beril'e... Cennetten beni izlediğini biliyorum.
İnanmazsınız ama bu bölümü erik dalı dinleyerek yazdım.
Neyse 15 defadır kaydetmeden çıktığım için geç geldi sorry
Daha fazla gecikmemek için bölümü düzenlemedim. Yazım yanlışı varsa da sorry
Üzerimde ki yorganımı omuzlarıma doğru daha da yukarı çekerken arkamı dönmeye çalıştım. Annem ise bu eylemi gerçekleştirmemem için elinden geleni yaparak sağ eliyle omzumdan tuttuğu gibi beni eski halime getirmişti.
Mızmızlanarak Bu sefer de yorganı kafamın üzerine çektim. Annem bu numarayı da yemeyerek yorganı yeniden üzerimden aldı ve elime içinde ne olduğu bile belli olmayan bir içeceği tutuşturdu.
Gözlerimi devirdim. Standart anneler işte. Koluma bir çimdik attı. "Annelere göz devrilmez."
Ofladım. Bu seferde yorganın üzerinden dizime bir şaplak attı. "Annelere oflanmaz!" Boşta olan elimi dizime götürdüm. Arada on kilometrelik yorgan bile olsa annemizin eli her zaman acıtırdı.
Dizlerimi kendime çekerek annemin elime tutuşturduğu kupayı iyice sarmalayarak ısınmaya çalıştım. Bı yandan da anneme "Anne hadi sen çık. Ben kendim içebilirim bebek değilim." diyordum.
Annem tabii ki de bu numaramı da yemedi. "Hastalığın geçene kadar buradayım anneciğim. Ah o deli Poyraz ne yaptı sana?"
Kameralardan benim uçuşumu izlerken hiç te öyle demiyordu ama anne. Hatta yanlış hatırlamıyorsam gülmekten gözünden yaş gelmişti.1
Tabii ki de sen yanlıs hatırlıyorsun. Hiç bir anne kızının ikinci kattan havuza düşüşünü gülerek izleyemez.
Ever arkadaşlar bugün beynimin yeni bir özelliğini daha keşfetmiş bulunmaktayız. Benim beynim bazen doğru konuşabiliyormuş sevgili arkadaşlar.
Annem gayet açık bir şekilde ateş ölçeri ağzıma tıkarak dünyanın en üzgün annesi moduna girdi. "O deli abine göstereceğim ben canım benim. Sen hiç merak etme. Sadece elindekini bitir yeter bana.
Konuyu buraya getireceğini zaten en başından anladığım için ofladım. Hemen üzgün anne modundan çıkarak dizime bir şaplak daha attı. "Anneye oflanmaz!" demeyi de ihmal etmemişti.
Ağzımın içinde homurdandım ama ağzıma tıkılı bir ateş ölçer olduğu için dışarıdan evet gibi bir şey duyuldu. Annem yine ve yine dizime bir şaplak attığında boştaki elimi dizime götürdüm. Malumunu siz biliyordunuz. Yeniden "Anneye homurdanılmaz." demeyide ihmal etmeyerek ağzımdan dişlerimi kırarcasına çıkararak ateş ölçeri aldı ve minik, ateşimi yazan ekrana bakarak kaşlarını çattı. "Sen ateşini 50'ye çıkartacak kadar mı uzun süre durdun mu ya havuzda?" Kızın ölüyor anne, yeni mi haberin oluyor?2
Yerim de biraz doğrularak minik ekrana baktım.13
41,5
Anneler ve bir şeyleri abartma merakları işte ne yaparsın?
Gerizekalı abimin beni havuza fırlatırken ki sinsice sırıtışı aklıma geldi ve yüzümü buruşturdum. Allah'ım ben bir abiye sahip olacak ne kadar büyük bir günah işlemiş olabilirdim?1
Sen değilde annen ve baban senden önce bir tane daha mercimek yapıp fırına vermiş olabilirler. Ha. Ne dersin?
"Sus derim." diye mırıldandım. Annemin 'iyice delirdi bu kız' bakışlarına ithafen ise "Sana demedim" dedim annem başını iki yana sallayarak getirip bana zorla içtiği yatağımın komedinin üzerine konulmuş bitmiş çorba kasesini aldı ve tepsinin üzerine koydu. Odadan çıkmak için kapıya yöneldiğinde bi heyecanlanmadım değil.
2 malum 3 saattir odamda olduğundan yaklaşık 2 saat önce titreyen telefonuma bakamamıştım. Centilmen Öküz de mesaj atmış olabilirdi. Belli olmazdı. Bakmam lazımdı. Anamın yanında bakarsan uyuz abime bir salise bile geçmeden hemen beni ispiyonlayacağına dair hiç şüphem yoktu. İkinci bir havuz vakası daha kaldıramazdım.
Annem tam odamdan çıkacakken her zamanki gibi beni şaşırtarak bana döndü. Önce elime sonra gözüme Keskin bir bakış atarak "O elindeki bitecek küçük hanım!" diyerek odadan çıktı.
Bana öyle bir rahatlama geldi ki kimse diye anlatamam. Yatakta iyice yayıldım ve elimdeki içeceği komodine koydum. Elimi annemin elimden alıp yatağın üzerine fırlattığı telefonuma attım. Parmak izimi okutup telefonu açtığımda ekrana direkt telefonumu titreten mesaj geldi. Neyse ki centilmen öküzden değildi, ela'dan dı. Mesajı okuyunca çok oldum.
Sizin de şok olmanız için aşağıya bırakıyorum.
Birisi (galiba abin) senin havuza düştüğünü hem okul gruplarında ballandıra ballandıra yazmış hem de afiş yaparak okulda panolara asmış. Havuzdan düşüşünü isteyenlere gönderebileceğini söyleyerek bir de numara yazmış.7
Tüm okul senin dedikodunu yapıyor!!
Bazıları üzülüyor şimdi hasta falan olmuş tur diyor bazıları ise tamamen seninle dalga geçiyor. Kısacası tüm okul seni konuşuyor.
Altına bir de ekleme yapmıştı.
Ünlü oldun kanka. 3
->[Ünlü oldun kanka],
Gerizekalı.
Ünlü olmadım. Dalga konusu oldum.
Sen istedin mi bari havuza düşerken ki görüntülerimi?
Ciddileşerek yerimde doğruldum. Cidden istemiş olabilir miydi bu geri zekalı? Gerçi geri zekalıydı. Adı üstündeydi. Her şey beklenirdi.
Defne;
Atsana bı şu videoyu bana.
Mesajım mavi tık oldu. Ela da onun ardından çevrimdışı oldu. Bir kaç dakikanın ardından ben tam cevap yazacaktım ki kapının ardına bir gölge düştü. Hemen telefonu fırlatıp elime içeceği aldım.
İçecekten zoraki bir yudum alarak yüzümü buruşturmamayı becerdim ve ben hastayım ölüyorum mooduna girdim.
Annem kapıyı kısacık aralayarak bana baktı. Ben de onu farketmemiş yatağımda sakin bir şekilde içecek içiyor numarası yaptım. Annemin yüzünde bir tebessüm oluştu. Tabii bilmiyordu kızının ne şeytan olduğunu. Telefon iki kere üst üste titrediğinde telefonu önemsemiyormuş gibi telefona kıçımı döndüm. Annem ise telefonu almadığımı görünce kapıyı kapatarak odadan çıktı
Hemen içeceği eski yerine fırlatarak telefonuma atladım. O videoyu izlemem lazımdı lakin kapı açılmasaydı bunu yapacaktım da.
Efe korkmuş bir surat ifadesiyle bana bakıyordu. Ardından "Telefon kıtlığında kalmış hayvan." diye mırıldanarak yanıma gelemeye başladı. Yanımda ki yastıklardan birini yüzüne fırlattım.
Havada yastığı tutarak tekrardan yanıma fırlattı. Ben de telefonumu elime alarak geriye yaslandım. "Ne istiyorsun?"
Ellerini arkada birleştirerek cevap verdi. "Duyduğuma göre hastaymışsın." Telefonu bırakarak ona gözlerimi devirdim ve üzerimi gösterdim. "Gördüğün üzere."
Ellerini çözerek komodinde ki içeceği eline aldı ve burnuna götürerek kokladı. Ardından hızla yüzünü buruşturarak içeceği fırlatmak üzerine aldığı yere bıraktı. Onun bu tepkisine gülmeden edemedim. "Nasıl içiyorsun bunu ya?" dedikten sonra arkasını döndü ve yatağımın ucuna vardı. Kimin kardeşiydi. İyi eğitmiştim vesselam. Ya'ları cümleden eksik etmiyordu.
"Neyse," diyerek bana döndü. "Ben senin kıyafetlerini çalmaya gelmiştim." dedikten sonra hızla solunda kalan giyinme odama doğru koşturdu. "Hayır!" diye bağırarak yataktan atladım ve peşinde koşturdum.3
Hemen dün geldiğinde baktığı muhtemelen ezberinde olan mor abiyenin dolabına uçarak kapaklarını açtı ve abiyeyi aldığı gibi odanın diğer tarafına uçtu. Ellerimi belime koydum. "Hemen veriyorsun onu." Gözlerimle vermesini işaret ettim.
Çocuğuymuş gibi elbiseye sarıldı. "Olmaz! Hiç bir yerde stoğu kalmamış ve ben bu elbiseyi istiyorum."
"N'apayım istiyorsan? Yurtdışından falan getirt. Ne biliyim? Bir şeyler yap, ama elbisemden uzak dur!"
Ani bir menavrayla sağımdan kaçmaya çalıştı. Hemen üzerine atladım. "Ama olmuyo böyle canım benim. Ver bakayım o elindekini sen." Ayaklarımı beline dolayarak elinden elbisemi çekiştirmeye başladım. Ben aynısını belki daha güzelini bile bulup alabilirdim işte, ama ablalık görevimdi.
"Abla yaa." diye bağırarak beni üzerinden atmak için ellerini saçlarıma attı. Cırlayarak geri püskürttük tabii.
Bir yandan onu bırakmam için bağırıyor, bir yandan da üzerinden düşmemen için ellerini bacaklarıma doluyordu. Bunu yaptığı için kolayca elinden elbisemi kurtardım. Erkek kardeş olarak beni üzerine atladığımda tutması da onun göreviydi. Bacaklarımı elinden kurtararak üzerinden yere atladım. Elbisemi düzelterek gidip yerine astım ve gazabımdan kurtulmak için sessizce hiç belli etmeyerek uzaklaşmaya çalışan koca Efe'ye baktım.
Hızlıca arkadan sırtına atlayarak parmaklarımı saçına doladım. İlk önce acıyla inledi ardından kaderine razı gelerek elleriyle bacaklarımı tuttu. Muhtemelen sabahın mötünde üç saat uğraştığı saçları bozarak "Hedefimiz oturma odası!" diyerek sağ elimle topladığım saçları ileri attım. Efe'nin ilerlediği asansörü eş geçerek sağ elimle öne doğru çektiğim elimi ortaladım. Sol elimle topladığım saçları sola doğru çekerek Efe'yi merdivenlere yönelttim.
Hedef tabii ki de koca Efe'mizi yormaktı.
Neyse ki karşı gelmeyerek merdivenlere yöneldi bende sol elimle çektiğim saçları düzelterek saçını iki elimle yeniden kavradım. İki tutamı da ileri doğru iterek merdienlerden indirdim. Merdivenlerden inerken canım kardeşim düşmeyeyim diye bacaklarımı daha sıkı tutmuştu.
Etrafa kısaca bir göz attım merdivenlerin sonuna geldiğimizde. Annem muhtemelen şuan mutfakta bir şeyleri yakmakla meşgulü. O yüzden onu eş geçtim. Annemi es geçmemin bir diğer nedeni ise getirdiği içeceği ağzıma bile sürmemiş olmamdı. Gözlerim koltukta oturmuş dizlerinde bilgisayarı, elinde kahve kupasıyla kaşlarını çatmış bilgisayara bakıyordu. Etrafa yaydığı gergin havayı umursamadan yanına gitmek için omuzlarında olduğum kişinin-yani Efe'nin- sol elimle topladığım saçlarını vites olarak ileri attım. Önümüzde ki iki basamağı da inerek oturma alanına vardık. Efe'nin saçlarını sonunda rahat bırakarak ayaklarımı da ellerinden kurtardım ve ellerimi Efe'nin başının üzerine koyarak kendimi biraz kaldırdım. Ardından bacaklarımdan da güç alarak kendimi babamın yanına doğru fırlattım. Havada uçarak babamın yanındaki yerimi aldım ve başımı biraz çevirerek bana gerizekalı bakışları atan Efe'ye öpücük attım. Bana gözlerini devirerek kendini solumda kalan koltuğa attı e rbinden çıkardığı telefonla uğraşmaya başladı.
Babam ise kupayı yerine bırakaak sol eliyle belimden tuttu ve beni kendine çekerek baśımın üzerine bir öpücük kondurdu, ve ardından işine yeniden döndü. Ben de tebessüm ederek başımı babamın omuzun yasladım. Amacım tabii ki de kiminle görüştüğüne bakmak falan değildi.
Novara Moda Tasarım Şirketi'ne...
Yazan yeri okuduktan sonra ne yazdığına bakmak için gözlerim alt satıra geçerken babam benim yazılrı okuduğumu fark ederek bilgisayarı kapattı ve bana baktı. Tam ona kendimi savunacakken gözleri arkamda bir yere takılı kaldı. Ben de neye bakıyor diye arkamı döndüm. Annem üzerinde gerçek rengi bile gözükmeyen önlüğüyle dik dik bana bakıyordu. "Hasta mıydın sen Defne?" dedi annem soğukkanlılıkla. Babamın kolları arasından yavaşça sıyrılarak anneme ark ettirmeden koltuğun merdivene yakın olan kısmına geçtim. Efe sanki güzel birşey bulmuş gibi sırıtarak telefondan başını kaldırdı ve ekranı kapatarak bana bakmaya başladı.
Hafifçe bir iki kez öksürdüm. Ardından sesimi kıstım ve hırıltılı nefes almaya başladım. Oyunculuk deyince de ben yani.
Annemin eli ayağında ki topuklu terliklerine gitti. Bir şey söyleyebilir miyim? Sanırım söyleyebilirim. Ben işte tam şuan bitmiştim.
Hemen rolü bırakarak dünyanın en hızlı koşan insanına dönüşerek merdivenlere koştum. Efe beni izlemek için oda koltuktan kalkarak merdivenlerin başına gitti. Gülerek beni izlerken elinde bir tek patlamış mısırı eksikti. Merdivenlerin ortasına gelmişken annemin topuklu terliği havada uçmaya başladı. Şimdi farkediyorumda bizim merdivenler neden bu kadar uzundu da bitmiyordu?
Arkadan Efe'nin inlemesini duyunca bı an durarak ona doğru döndüm. Dizleri üzerine yere düşmüş başının bir bölgesini iki eliyle tutarken acıyla kıvranıyordu. Onun bu halini görünce dayanamayıp kahkahamı dışarı saldım. Ne demişlerdi? Son gülen, iyi güler.
Annemin topuklu terliğinin diğer eşinin de bana doğru uçtuğunu hissederek Usain Bolt misali yeniden merdivenleri tırmanarak üst kata vardım. Ağlaya zırlaya aldığım yeni odama girip kapıyı da kilitledikten sonra kendimi yatağıma fırlattım. Telefonu mu da elime aldıktan sonra videoyu izlemeye hazırdım. Ela önce okul grubunun mesajlarının ekran resmini çekmiş, ardından da videoyu yollamıştı. Ama ters giden bir şey vardı. Evet abimin birilerini dolandırmak veya başka şeyler için kullandığı 2. numarası benim havuza düsüsümü ballandıra ballandıra anlatmıştı. Ama ondan sonra gelen havuza düşerken ki videomu isteyenlere verebileceğini söyleyen numara bir başkasına aitti ve bu abim olamazdı. Çünkü mesajdan kibarlık akıyordu ve benim abim gördüğünüz de üzere kibarlığın yanından bile geçemezdi.
Videoyu açtığımda ilk önce bizim evin görüntüsü geliyordu. Biraz dikkatli bakınca mal gibi balkonun perdelerini kapatmadığım için balkonunda kahve içerek telefona bakan ben gözüküyordu. Annem haklıydı perdeyi kapatmazsam koca kolej beni izleyebilirdi.
Ardından abim balkondan içeri giriyordu ama benim saf ve masum (!) ruhum geldiğini anlamıyordu. Güzel güzel telefonumu elime alıyorum ve benim yutkunuşumu ben hariç kimse göremiyor. Sonra da abim bir yılan misali beni halatla bağlıyor. Sonra da kucağina alarak pencerenin önüne geliyordu. Ardından benim havada kuş misali uçtuğum sahne geliyordu.
Aslında Ela'dan tam da bu kısma 'göklerde kartal gibiydim' şarkısını koymasını bekliyordum ama neyse ki korktuğum gibi olmadı ve şarkı falanda gelmedi. Sonra abimle ben konuşuyorduk. Şuan seslerimiz duyulmuyordu ama Son ses sessiz bir ortamda dikkatlice dinlerseniz gayette rahat duyulabilirdi.
Ardından Gorgo geliyor, abim içeri giriyor, odamın ışıkları sönüyor, ardından bahçenin ışıkları da kapanıyor ve benim çığlığım normal konuşuyormuşum gibi yankı yapıyor. Geri kalanı olmadığım için telefonu kapattım. Şimdi neden okul grubunda yoksun diye sorabilirsiniz?
Herkese bana bakarsanız cennetten kovulursunuz bakışları attığım ve de çoğu kişiyi dövdüğüm için olabilirdi.
Kim benim rezilliğimi paylaşmıştı?3
Her kim paylaştıysa elimden kolay kolay kurtulamayacağı belliydi.
***
Evet bölüm kritiği,1
Sizce videoyu kim attı?4
Tüm bunlar ve daha fazlası diğer bölümde
Başta da dediğim gibi bir kayıp verdim ve hala da etkisinden çıkamadım. Ama iyi ki de aramızdan ayrıldı. Çünkü kalsa her saniye kemikleri kırılmasa bile tüm kemiklerini kırılmış gibi acı çekecekti. Acısı dindiği için sevinecek raddedeyim.2
Bu arada başta veya ortaya bir isim var. Bu ismi ilk bulan kişiyi ve istediği bir olayı kitaba ekleyeceğim. Bakın sonda değil BAŞTA EYA ORTADA.
Bu ismin neyin ismi olduğunu bileni ve istediği olayı da kitaba ekleyeceğim.
Okur Yorumları | Yorum Ekle |