Mantık veya yazım hatalarını belirtin. Sarhoş bir kafayla yazdığım ve gece 3'te yazdığım için hatalar olduğunu düşünüyorum. Yine de bòlümû beklediğiniz için teşekkürler.
Bu arada sarhoş değilim yaşım tutmuyor. Niye sarhoş gibiyim dediğimi bazıları biliyor. Söyleyenlerin yorumu silinecektir.
***
İçimden dualar ederken saklandığım yerden çıkmamaya kararlıydım. Nedenini anlamayanlara sesleniyorum. Hangi deli daha on sekiz yaşında ölmek istiyorsa gelip buradan dışarı çıkabilirdi.
Bulunmak istemediğim için odada bulunan kutulardan bir kaçının içinde ki silahları tişörtümle parmak izi bırakmamaya özen göstererek başka bir kutuya boşaltmış, üzerimi yeniden giydikten sonra büyük kutunuyu risk almayarak kapının arkasında ki görünmeyen noktaya- tabii ki kapının çarpmayacağı bir yere- koyduktan sonra dikkatlice içine girmiştim. Silahım yanımdaydı ama telefonumu sinyalinden birisinin burada olduğunu anlayabileceği için atmıştım. Şuan tek yapabildiğim telefonumun kırılmadığını umarak bir kişinin mesajı görüp yolda beni bulmak için geldiğini umut etmekti. Elimden sadece ölmemeye çalışarak bir kişinin gelmesini beklemek geliyordu. Zira zaten bu görevi dosdoğru bir şekilde yerine getiriyordum.
İnşallah şuan adam beni bulup başka bir yere götürmeye kalkışmaz çünkü telefonda ki attığım konum burayı gösteriyordu.
Kapı bir anda sertçe açıldığında irkildim. Terleyen elimde ki silahı diğer elime alarak elimi üzerine sildim. Silahımı bu sefer ses çıkarmamaya çalışarak dikkatlice aldım ve herhangi bir bulunduğum kutuya yaklaşan bir ses bekledim. Ama hayır. Birisi sadece odanın diğer tarafına ilerleyerek bir şeyler yapıyordu. Gelen sesler çok azdı. Bu yüzden ne yaptığını tam olarak anlamıyordum.
Kapı yeniden kapandı. Rahat bir nefes alamadım çünkü gelen kişi her kimse yeniden geleceğini ve illa ki beni bulacağını biliyordum. Filmlerde ki gibi beyaz atlı prensimi ağlayark kutuda beklemeyecektim.3
Ha bir de adama yalvarıyorlar. Bana zarar verme diye.
-Di mi? Adam sana zarar vermek istese seni gördüğü anda verir zaten. Sonra ki beş dakika içinde vermemişse sıkıntı yoktur, çünkü illa ki sana ihtiyacı var.
Hareket edersen seni vururum falan. Blöf amına koyayım.2
İcinde bulunduğum kutunun kapağı birden açıldığında silahımla birlikte başımı yukarı kaldırdım. Gözlerim az önce karanlįktayken birden aydınlįğa geçmenin etkisiyle kısa bi an görmezken gözlerimi kıstım ve sırıttım. "Surprise!"
Artık aydınlığa alışan gözlerim asamın suratını hızla inceledi. Adam şaka maka ama yerli Void Stiles'ti. Yani benziyordu. Yok yok aynısıydı.
Keskin yüz hatlarını incelemekten vazgeçtim. Zira adam bana öldürecek gibi bakıyordu. Gözleri sırıtan suratımı inceledi ve elimde ki silahta durdu. Koyu kahve gözleri yeniden yüzûme tırmandı.
Bana alayla bakarken uzun silahını tek kaldırarak omzuna koydu. Gözlerimin içine bakarken "Çıkartın şunu." dedi bir çöpmüşüm gibi. Şuan bu sözüyle ilgilenemezdim. Sonra bir şekilde ödetirdim nasıl olsa.
Sağ çıkarsak dedi içimdeki manyak ses.
İlk defa haklı olabilir diye düşündüm. Zira haklıydı.
Üzerime doğru gelen adamların bana dokunmasına izin vermeden kendim hemen kutudan çıktım. Şimdi elleri pistir falan, maksat üzerim kirlenmesin. Bir elimde ise hala silahımı tutuyordum. Gerçi benim silahım değildi. Ama olsundu. Şuanlık buna dikkat edemeyecek kadar kötü bir durumdayım ya o yüzden hani.
Silahı tek elimle karşımda ki dörtlüye teker teker doğrulttum. Adamlar bana alayla bakıyordu çünkü zaten ellerinde birer silah vardı. Ayrıyeten bellerinde yedek silahları beklemekteydi. Tamam şuan buradan cenazem çıkabilir ama en azından kendimi korumak için bir çaba sarf edeyim değil mi?
Beni bulan adam- muhtemelen başları- silahını kaldırmaya bile zahmet etmeden adamların beni paketlemelerini bekliyordu. O işler o kadar kolay değildi. Veya kolaydı ben mantıklı düşünemiyordum.
Başları beşimizin hint bakışmasını bölerek "Yakalayın şu bücürü." dedi. Pardon ama bücür senin anandır pis köpek. Sadece bi inine girdim diye bana bu lafları etme cesareti gösteremezsin.2
Yada sanırım ben kendimi çok üstün görüyorum.
-Biz her zaman üstünüz zaten. dedi her söylediğim şeye burnunu sokmaya yemin etmiş ses.
Adamlar tabii ki onlara birşey yapamayacağımı düşündükleri için rahatça silahlarını beline koyarak bana ilerlemeye başladı. "Hop, hop. Beyler," diyerek boşta kalan elimi durmaları için uzattım. Bunu yaparken çaktırmadan kapıya bir adım daha ilerledim. Zaten kapıya çok da uzak değildim.
Tahmin ettiğim gibi oldu. Zeki görünen başları bile kapıya yaklaştığımı çakmamıştı. Adamlar önemli bir şey söyleyeceğimi sanarak durmuşlardı.
"Bir kıza el kaldırmayacaksınız değil mi?" Eğer karşımda ki eli silahlı olmayan birisi olsaydı şuan muhtemelen göz deviriyor olurlardı. Ama neyse ki öyle bir hareket yapmadılar.
"Kaldırmadan işi bitirmeyi düşünüyoruz." Bir dakika, bunlar işi bitirmek derken beni öldürmeyi kast ediyor olmasın?
-Biz daha aşık bile olamadık! 2
Siz kimseniz acilen susmanız gereken konular var. Eğer birine çok aşık olmak istiyorsanız, karşımda ki adamlar çok yakışıklı. Birini birinize ayarlayabilrim. 4
-Bizim kim olduğumuzu bilsen böyle laflar edemezsin de neyse canını önce allaha sonra sana emanet ediyorum.
-Bak şimdu ben se- derken adamların bana doğru ilerlemesi dikkatimi çekti. Bende hayatımda ki en mantıksız kararı vererek arkanı döndüm ve koş Allah'ım koş diyerekten çıkışa koşmaya başladım. Yerli Void Stales arkamdan "Yakalayın şu piçi!" diye gürlemekte meşguldu.
Ama piç falan ağzınıza hiç yakışmıyor Bay Stales.
Çıkışın demir kapısı kapanmaya başladı. Hızla kısa bir hesap yaptım. Çita, puma veya her neyse hızlı koşan her şeyin hızı ila koşsan bile yetişemezdim. O yüzden hemen bir C dönüşü yaparak kendimi bir duvarın arkasına attım. C dönüşü ne diye sorarsanız benim dilimde sağa veya sola doğru dönmek demek. Unutmayın.
Arkamı kolaçan ettim. Beni buraya girerken görmemişlerdi ama bulmaları an meselesiydi. Battı fishing yan going sözüne güvenerek silahın tetiğini çektim ve rastgele kutuların içine bakan bir adamın kıçını hedef aldım.1
3, 2, 1 ve bum!1
Tam isabet. İnleyen adam dizlerinin üzerine düştü. Bana bulaşamazdı artık. Yani sanırım.
Adam oturduğu yerden silahıyla vurabilir seni aptal kız!
Diğerleri hemen sese doğru çevirdi bakışlarını. Vurulan arkadaşları umurları dahilinde bile değildi. Onların verilen emri yerine getirmeleri gerekiyordu. Getirmezler ise bunun sonucu ağır olabilirdi. Bana en yakın olan kişiyi de ayağından vurdum.
Babam bana silah kullanmayı öğreterek çok iyi bir şey yapmıştı. Antrenmalara uyku daha cazip geldiği için katılmayı çoğunlukla reddetsem de sonradan etrafįmdakilere hava atmak için öğrenmiştim. Zira kullanacağı mį da hiç düşünmezdim ama nasip kısmet işte bu işler.
Ne kadar da inanarak boş konuşuyor görüyor musunuz?
Arkamdan bir çatırtı geldiğinde önümde ki adamları boş verip arakmı döndüm. Bana fark ettirmeden, beni yakalamaya çalışan adamı kalbine yakın bir yerde vurarak arkamı döndüm ve adamlara ateş etmeye devam ettim. Öldürmeyecek ama hasar bırakacak yerlerı hedef alıyordum. Amacım öldürmek değildi. Sadece bana zarar veremeyecek hale gelmeleriydi amacım. Ama nafile idi. Yere inen adam sayısının iki katı kadar adam her zaman nereden geldikleri belli olmayan bir şekilde fıcılıyorlardı.
Şarjörümü kontrol edince daha fazla bu duvarın arkasında kalamayacağımı anladım. Zira mermilerim hızla bitiyor, yaşama şansım %10'lara gelmek üzereydi. Arkamı kontrol ederek bir kişiyi daha vurdum. Neyse ki fazla uzakta olmayan kapısı açık bir odacık vardı.
Son kez kendimi korumaya alarak arkama bakındım ve koşmaya başladım. Sağ sol şeklinde zikzaklar çizerek koşuyordum ki kurşunlar bana isabet etmesin. Kendimi zar zor odaya attım ve soluklanmadan kolileri aradım. Bir silah alarak eski silahımı odanın bir köşesine fırlattım. Bir silah daha alarak onu da belime sıkıştırdım.
Kapısı normal kapılardan biraz daha büyüktü ve kapı yoktu. Dışarıdan çakma Void Stales böğürdü. "Sana son bir şans veriyorum," Kapıdan başımı çıkararak en yakında ki kişiyi karnından vurdum ve geri girdim. "Ya teslim olursun ya da buradan leşin çıkar." Aynı hareketi tekrarladım. "Kusura bakmayın bayım," dedim sesimi olağanüstü derece de sakin tutmaya çalışarak. Başımı çıkardım ve bir kişiyi daha eledim.
"Ama şunu da unutmayın ki bir Kıraç asla pes etmez."
Bunu dediğim an dışarıda ki adım sesleri ve hareketlilik bir anda durdu. Yerli Void Stales'ten bir ses yükseldi. "Kıraç mı?" İşte şimdi büyük sıçmıştım. Gerizekalı ben.
Ardından daha yüksek bir sesle içeride bulunan tüm adamlarına emir verdi.
"Kıza zarar vermeden yakalayın ve teslim noktasına götürün!"
En azından zarar vermeyecekler.3
Aklını seveyim, tamam mı? Düşündüğün şeyi seveyim.
Ama doğruydu, en azından zarar vermeyeceklerdi değil mi?
Ah siktir etsene zarar vermeyecekler. Direk ebemizi sikecekler.1
***
Hoşgeldiniz bòlüm sonu bebekleri.
Bölüm nasıldı ve Void Stales kim?6
Neyse gece 3'te önce instagram da spoi sonra da burada insta bölümü var özür niyetinde.
Okur Yorumları | Yorum Ekle |