30. Bölüm

1.4

Rapunzel✨
poltasia

Bi ⭐'ı böyle 🌟yapmak zor değil.

Parlattıysan bölümün hayırlı olsunn😙😙

***

"Ge-be-ri-yo-rum! Geliyosun aklıma yerli yersiz." Elimde ki tarağı düşmemesi için daha sıkı tutarak gözlerimi kapadım ve daha fazla bağırdım. "Gö-re-mi-yo-rum önüm arkam sağım solum sargı!" Tarağı odanın bir köşesine fırlatarak ellerimi yüzüme kapattım ve ağlamaya başladım. Ellerimi yüzümden çekerek "Üşüyorum." diye bağırdım ve daha şiddetli ağlamaya başladım. Başımda ki yastıkların çoğunun ne ara yeri boyladığını bilmiyordum. Üzerimdeki nevresim takımını hemşire abla koluma pansuman yapıp dizimde ki morluğa bakarken kan olduğu için tekmeleyerek yere atmıştım ve şu an donuyordum. Donuyordum, ben! Donuyordum! Aklıma donarak öleceğim gelince ağlamam durmak yerine şiddetlendi ve bir çığlık daha attım.

Hayır, ben deli değilim. Değilim! Ama ya delirdiysem? Ya delirdiysem ve kimse beni deli diyerek istemez ise. Yani ben hiç evlenemeyecek ve minnak minnak Defne'leri göremeyecek miyim? Ya göremezsem? Bir çığlık daha attım. Gözlerimin halini düşünemiyordum. Gerçi kesin onlarda gidelim diyordur. Niye herkes beni bırakıyor. Gerçi beni kimse istemiyor. Ben minnak bir Defne istiyodum ama. Ağlamam gittikçe şiddetlenirken ayaklarımın altında ki su torbasını tekmeleyerek yere savurdum. "Help mee." diye bağırdığımda gelen gülme sesiyle başımı kaldırmaya çalıştım ama başaramadığım ve ne ara yatağın en ucuna geldiğimi bilmediğim için yeri boyladım. Yuvarlak yataktan nasıl düştüm ben yaa? Ve daha fazla ağlamaya başladım elimi bir yere attım ve ne gelirse kapı pervazına yaslanan sinir bozucu bedene fırlatmaya başladım. Ben fırlattıkça daha çok gülüyor ve bir şeyin bedenine değmemesi için kaçıyordu. En son fırlattığım şeyin kendi etrafında dans ederek şarkı söyleyen balerinim olduğunu görünce hemen ağlamamı kestim ve yattığım yerden doğrularak bağırdım. "Ona bir zarar gelirse kendini öldü bil."

Cırlamamla kendine gelen adam resmen uçarak havada uçan balerini kurtarmaya çalıştı. Balerine bir şey olacak diye nefesimi tutmuş bir halde bekliyordum. Uçan balerini uçarak kurtaran ve ayaklarımın ucunda elinde balerinle bir seksen yatan adam beni güldürmeyi başarmıştı. Artık ben gülüyordum o ise somurtuyordu.

Ulaş Beyciğim balerinimi inciğini cinciğini inceledikten sonra bana uzattı. Somurtarak "Sana benziyor." demeyi de ihmal etmemişti. Balerinime içim giderek baktım. "Gerçi şu an sen bi öcüye benziyorsun ama neyse." dedi ve tekmemle ayağa kalkarak güldü ve kapıya doğru gitti. Balerinime göz gezdirdim. Simsiyah saçları parlıyordu. Benim saçlar da anca kabarsaydı. Gözleri ışıl ışıl mutlulukla bakıyordu. Benim gözler de işte kıpkırmızı ve şişti. Mutluluk hariç her şey ile parlamadığını da ispatlayabilirdim.1

*son cümlede türkçem kaymış olabilir takılmayın

Balerinimi dikkatlice yerine koydum ve ayağa kalktım. Allahım ölüyorum. Karnım, belim, kolum, bacağım, dirseğim, topuğum, başım, kasığım, ayağım, elim, parmağım, kemiklerim, derim, etim her yerim ağrıyordu. kısacası, geberiyorum.2

Hello kittyli su torbamı savurduğum yerden alarak yatağa fırlattım ardından kendimde yatağa atladım. Su torbasını ayaklarımın altına koyarak *bu arada regl ağrısı için su torbası kasıklara konulursa daha çok ağrıtır. Ayaklara konulursa acı hafifler. Denendi, onaylandı* burnumu çektim ve depresyon battaniyemi üzerime çekerek cenin pozisyonunu aldım. Güzel güzel uyumaya çalışırken bi anda telefonum çalınca gelen başımı yerden yere vurma isteğini geri teperek kafamı battaniyenin altından çıkarmadan elimi yatağa attım. Kısa- opsiyonel- bi aramadan donra telefonun hala kapanmamasına şükrederek kim olduğuna bakmadan açtım ve kulağıma tuttum. "Ne var?"2

Telefon ahizesini Ela'nın sesi doldurdu. "Bi kere de düzgün aç be." diye bana atarlandığında yüzünü buruştuğunu tahmin edebiliyordum ama benim kafa da şuan sadece fazla ses geldiği için telefonu yüzüne kapatarak duvara fırlatmak vardı. Diğer telefon bu yüzden ölmüştü zaten. Bu da ölse pek de sorun olmaz diye düşünüyorum.

Ela'nın ses vermediğini fark edince telefonu kapattım. Ama yeniden arayınca açtım ve "Konuşmayacaksan arama geri zekalı." diyerek suratına kapattım. Tekrar arayınca "3, 2," diyordum ki Ela sözümü kesti. "Ay kanka," dedi hayıflanarak. "Dur bi soluklan, hemen kapatma. Ben seni şey demek için aramıştım."

Tek kaşımı yukarı kaldırdım ve "Ney için aramıştın?" diye normalce sordum.

Ofladı. "Akıl mı bıraktın sence be? Bişey sorcam sadece. Bu akşam parti var." Sabırsızca "Ee?" diye sordum. Gözlerini deviridiğini tahmin etmek o kadar da zor değildi. "Gelmiyor musun?" diye sordu yine de bir umut. Halimi görseydi yine aynı soruyu sorabilir miydi merak ettim. "Gelmiyorum." diye cevap verdim yine de.

"Ama kanka," diye bahanelerini sıralamaya hazırlandı. "Bu gecenin onur konuğu sensin."

"Nasıl yani?"

"Şöyle, ... *bahçe de Umay'la Defne'ye sataşan kız* veriyor partiyi. Ve notunun altına da özellikle de eklemiş senin gelmen gerektiğini. İnternette çoktan keşfetine çıkmış diye düşünmüştüm. Herkes seni etiketlemekle meşgul şu an çünkü."1

"Niye lan!"

"Şimdi söyle ki, ... mesajda sana resmen meydan okumuş. Gel gör kim kraliçe kim köle tarzı birşey. E haliyle kapışmayı merak ettikleri için herkes tetikte ve senin ne yapacağını bekliyor. Olası bir kavga da gündeme oturma ihtimalin yûzde bir milyon... Bak bak bak biri partiye bile gelmez o korkak demiş." Ela'nın şu an beni partiye getirmek için son kısmı kurgulayarak beni gaza getirmeye çalışması ihtimali ağır basıyordu ama ben öyle hemen gaza gelmezdim. Ama yine de gidecektim. Boşverin halimi iki boya bi badana işte size küllerinden doğmuş bir Defne.

"Nerede ve saat söyle ve kapat Hazel."

Sırıttığına emin bir şekilde "... evinde sana konum atarım. Saat dokuzda başlar büyük ihtimal. Havuz partisi olacakmış." dedi ve bilgileri almam sonucu telefonu kapatarak yataktan çıktım ve güneş gözlüğüm ve cep boy tarağımı şortumun cebine koyarak odamdan çıkmayı başardım. Merdivenlerden aşağı inerken üzerimi umursamıyordum. Dışarı doğru bağırdım. "Melih abi. Arabayı hazırla. Bugün baya bi işim var." Ev halkı bana yine ne bok yiyecek bakışları atarken abim peşime takıldı ve benimle mutfağa girdi. Melih abi hazırlanana kadar ayılmak için bir bardak kahve içerek kendime gelmem lazımdı.

Kahvemi içerek dışarı çıktım. Abim hala beni takip ediyordu. Beni tek bırakmamaya kararlıydı anlaşılan. Melih abinin şoför koltuğuna geçtiği arabaya bindiğimde abim ise arkamızdan kendi arabasına bindi ve yola çıktık.

Birazdan bok gibi girdiğim yerden Mika gibi çıkacağım aha şuraya yazıyorum.2

***

Dediğim gibi asıl olaylar diğer bölümde.

Sınır yine aynı. Bu sefer size güvaniyorum canlarım sadece 20 kişi yetiyor ve bi bölümü 100 kişi okuyor o da en az

Neyse iyi akşamlar veya geceler ben babamı markete yollicam

Öpüldünüz🖤💫

Bölüm : 04.04.2025 22:27 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...