20. Bölüm

20. Bölüm

Mümine Kara
poripella

"Tehdit etti." dedi bana kırık bir gülümsemeyle. "Bir dakika... beni çevremdekiler... Benim arkadaşlarım....Bırak beni..." dedim. Ama benden daha güçlüydü. O ölenin kim olduğunu görmeliydim. "Beni bırak lütfen.... Lütfen." şeklinde yalvardım ama o ileriye doğru yürümeye devam etti beni de peşinden sürükleyerek "Üzgünüm... Başka yolu yok." dedi. Beni dinlemiyordu. Beni duymuyordu. Ona uymak zorundaydım. Telefonunu çıkardı. Çekmiyordu. Saatlerce aynı yeri dolandığımızın farkındaydım. Ama bunu söylemiyordu. Biliyormuş gibi yürümeye devam ettik fakat sonunda "Kaybolduk, değil mi?" dedim... Marsel durdu. Bana baktı ve "Olabilir... ama bulacağım."

Karanlıkta ormanda kaybolmuştuk. Kurtlar uluyordu. Gerilmeye başlamıştım fakat bir yanım neyse ki Marsel var diyordu.

"Ne yapacağız? Marsel, dur bu şekilde dönüp dolaşamayız." Dediğimde Marsel'in ağzından bir küfür kaçtı.

"Allah kahretmesin!"

Marsel öfkeli ama aynı zamanda korkmuştu. Ona yaklaştım. "Tamam, kuzey yıldızlarını bulalım. Kutup yıldızı mıydı?" Dediğimde Marsel konuşmayıp beni bileğimden tutup peşinden sürüklemeye başladı. Sonunda yol kenarına gelmiştik.

"E şimdi ne yapacağız?" Diye sorduğumda Marsel etrafta dolanıyordu elinde telefon. "Mutlaka bir yer çekiyordur. Hadi yürü." Dedi sesi emreder gibiydi. Sonunda sustum ve sadece onu takip ettim.

Karşımıza siyah lüks bir araba çıktı ve yanımızda durdu. Arka koltuk tarafının siyah camla kaplı tarafı açıldı.

"Marsel?" Dediğinde Marsel aniden arkasına döndü.

"Ceren burada ne işin var?" Diye sordu.

Ceren kumral saçlı, mavi gözlü tatlı bir kızdı ve anlaşılan o ki Marsel ile tanışıyorlardı.

"Kamptan dönüyorum. Biliyorsun polisler ortamı bok etti. Siz burada ne yapıyorsunuz?"

Marsel "Yürüyüşe çıktık." Deyince kaşlarımı çattım. Ceren "Anlıyorum, ama bu saatte ıssız bir yolda yürüyüş yapacak bir insan değildin sen ama." Dedi. Marsel çok sert bir ses tonuyla "Ben değiştim Ceren." Dedi. Aralarındaki iletişim gergindi ama yine de bulunduğumuz ortam daha ürkütücü olduğu için "Ben kayboldum bu yüzden rica etsem..." Dediğimde Marsel bileğimden sertçe çekti ileriye doğru yürüyerek "Hayır!" Dedi.

Arabadan uzaklaştığımızda Ceren arkamızdan seslendi. "Bu kadar kibirli olma, Marsel. Kaybolmuşsunuz işte... Sizi bırakayım." Diye seslenir.

Marsel'e yalvaran gözlerle baktım. Gözlerimin içine baktı ve "İyi, tamam." Dedi ve onunla arabaya bindik.

Arabaya bindiğimizde Ceren "Kamp bok oldu. Çoğu öğrenci gitmek için ailesini aradı. Sizde arayın isterseniz." Dediğinde telefonumu çıkarttım. Tam ailemi arayacaktım ki Marsel "Ben seni bırakırım." Dediğinde Ceren "Bende bırakabilirim." Dedi sıcak bir şekilde.

Marsel "Gerek yok. Sevgilisi olarak benim görevim." Derken sevgili kısmını özellikle vurguladı.

Ceren "Senin araban henüz gelmedi. Benimki hazır." Seklinde cevap verdi.

Marsel "Eşyaları topladığımızda gelir." Şeklinde yanıtladığında ben "Ben bavulumu yerleştirmemistim. Her şeyim hazır. Hem Ceren'in bırakması daha iyi olur. Aileme açıklayabilirim." Dedim.

Marsel uzun bir süre baktı ve pes etmiş gibi bir tavırla "İyi, peki." Dedi.

Kamp alanına vardım. Dogruca çadırın içinde duran eşyalarımı alıp Ceren'in bagajına yükledik. Marsel'e tam el sallayacaktım ki o bana gelip sarıldı ve kulağıma doğru "Kendine dikkat et." Dedi.

Beni bıraktı ve Ceren'in yanına bindim. Kapı kapandığında Ceren ile baş başa kalmıştık. Ona gülümsedim.

Kafamda bir ton soru vardı fakat sorsam çok sıkılma ihtimali vardı.

"Durma sor."

"Marsel'i nereden tanıyorsun?"

"S-sınıfından."

"A demek sen bir zamanlar oradaydın."

"Evet, dokuzuncu sınıfta iken oradaydım sonra abim intihar etti. Buna bağlı olarak derslere konsantre olamadım. Ders notlarım da düştü."

"Anlıyorum... Ben yolculukta konuşmayı sevmem de müzik dinlesem senin için sıkıntı olur mu?"

"Durma, keyfine bak!"

Ceren ile yaptığımız yolculuk sonunda esyalarımla ailemin yanına gittim. Pazar günü ailemle geçirmistim. Pazartesi gelince midemde kelebekler uçuşuyordu. Fakat sebebi aşk değildi. Bugün sınav notları açıklanacaktı ona göre sınıfım değişecekti.

Sınıfa girmeden önce isimler girişte tek tek okundu. İlk Marsel, Uzay, Beliz, Ceren ve sonra benim ismim okundu... Son anda S sınıfında kalmıştım. Aramıza ise yeni bir isim katılmıştı.

Sınıfta iceri girdiğimde Ceren bana el salladı. "Merhaba, aynı sınıftayız." Dedi gülümseyerek. "Notlarını yükseltmissin." Diye cevap verdim. "Sende düşürmemişsin." Diye yanıtladı. Bana biraz laf sokmuş gibi geldiği için biraz bozulmuştum ama sorun etmedim.

Marsel sınıftan içeri girerken keyifliydi. En yüksek notu alan oydu. Ceren ile bakışınca "Senin burada ne işin var?" Dedi sert bir ses tonunda.Beliz, Marsel'in omuzuna vurup da gecerken "Duymadın mı? O artık bizimle." Diye cevap verdi. Morali bozuktu çünkü Uzay ile girmiş olduğu iddiayı kaybetmişti.

Ceren ve Marsel arasında ne oldu?

Cevabı öğrenmek için kitabı takip et.

Bölüm : 30.05.2025 11:54 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...