32.Bölüm

"Katili gördün mü? O halde yüzünü biliyorsun." dedim. Marsel bana baktı ve "Saçını gördüm." diye düzelttiğinde beni kaşlarımı çattım. "O halde onun nasıl erkek olduğunu söyleyebiliyorsun?" diye sordum. Marsel camdan dışarı bakıyordu. "Saçı kısaydı." diye cevap verdi. "Saçı kısa olan bir sürü kız var okulda Marsel... Bana yalan söylüyorsun." şeklinde karşılık verdim. Marsel kafasını yavaşça bana çevirdi. "Neden bunu yapayım?"

"Katili saklamayı kes!"

Araba durdu. Marsel konuyu değiştirdi aniden "Geldik."

Arabadan indi ve hızlı adımlarla okula doğru ilerlemeye başladı. Onun peşinden koştum. "Marsel! Dur, cevabımı almadım." şeklinde peşinde hızla ilerlerken Marsel bir anda durunca kendimi ona çarparken buldum. Bir anda hareket edip "Ceren!" diye bağırdı. Burnumu ovuşturduktan sonra kafamı kaldırdım ve Marsel'in koca bedeninden ne halt yediğini zerre anlamamıştım.

Marsel'in yanına geçtiğimde Ceren'in elinde bir bıçak karşısındaki oğlana bağırıyordu. "Onu sen öldürdün!" Delirmiş gibiydi. Çığlık çığlığa bağırıyor ve yanlış anlamadıysam oğlanın kız kardeşinin boynuna doğru tutuyordu. "O öldürdü. Abimi kıskandığı için o öldürdü. Yolundan çekmek istedi." diyordu. Hemen arkamızda polis arabaları ve sağlık ekibi gelmişti. Ceren polislere döndü. "Polisler geldi... Şimdi seni tutuklayacaklar." derken elinde tutmuş olduğu kızı bırakmıştı. Sağlık ekipleri kıza yaklaşıp onun elini kolunu bağlayan o beyaz gömleklerden birini giydirirken "Hey ne yapıyorsunuz? Suçlu ben değilim o! Ben değilim. Bırakın beni!" şeklinde çığlık atıyordu. Sonunda sağlık ekipleri onu ambulansa bindirdiler. Polisler ise ortamın güvenliğini sağladıktan sonra ayrıldılar.

Marsel kafasını salladı. "Sonunda delirdi. Sana dedim katil o değil diye." diye cevap verdi. Ona baktım ve "Bundan nasıl bu kadar emin olabiliyorsun?... Her şeye tekrar başlamalıyız. Hayır, başlamalıyım. Sen benim ekibimden değilsin." diyerek Marsel 'den ayrılıp Ece ve Deniz'in olduğu alana doğru gittim. "Ekip!" dediğimde Ece ve Deniz bana baktılar. Deniz "Ekip mi? Ne ekibi?" diye sordu. Ece ise anlamışa benziyordu. "Suçlu yakalandı. Müdire hanım beni onayladı. Artık özgürüz." diye yanıtladığında ona baktım. "Gerçekten bunun bu kadar basit olduğunu düşünmüyor musun?" diye sordum. Ece bana baktı ve "Evet, kameralarda bile Ceren sana bıçak kaldırmış. Marsel de seni kurtarmış." diye açıklama yaptığında ona baktım ve "Kameralar asansörün bulunduğu noktayı görüyor mu yani?" diye sorduğumda Ece "Evet. Ne oldu?" diye sorduğunda yüzümde bir gülümseme mevcuttu. Sonunda asıl katili yakalayabilecektim ve kim bilir asıl katil gerçekten de Ceren idi. Ya da Marsel'in dediği gibi bir başka biriydi. Ama sonunda elimde gerçek bir şey olacaktı.

"Kameradaki görüntülere nereden ulaşabiliyoruz?" diye sordum.