
PLAN
Aradan bir gün geçmişti. Erva ile beraber okula yürüyorduk. Erva, Tolga abinin kardeşiydi. Benim en yakın arkadaşımdı ve benimle aynı yaştaydı. Beraber aynı sınıfa gidiyorduk şansımıza. Erva bana döndü.
"Ne oldu sana papatyam. Bugün biraz durgun gibisin."
"Hiç sorma Erva ya. Abim annem hastaneden çıktığından beri bir garip. Birde mafya olacak. Nerenin mafyası bu? Duygusal mafya mı olurmuş?" Benim sinirle anlattığım şeye Erva gülmeye başladı.
"Kızım senin abin kitaplarda okuduğun ya da filmlerde izlediğin adamlarla aynı kişi mi? Bak benim abim gelse bana ben mafya oldum dese hiç şaşırmam. Adam buz kütlesi mübarek. Sadece abinle senin yanında gülüyor. Başka yüzünde ufak bir tebessüm gören cennetlik." derken okula girdik ve 11/E sınıfına adım atar atmaz Yunusla göz göze geldik. Yunus kim miydi? Hemen anlatayım. Hani pek kıymetli abim bir tek elini tuttum diye bir sürü olay çıkarmıştı ya. Hah o elini tutuğum çocuk Yunus'tu işte ama şu an yüzü mosmordu ve ben bu kimin yaptığını çok iyi biliyordum. Erva kulağıma yaklaştı.
"Ne olmuş ya bu çocuğun suratına? Tır mı geçmiş üzerinden?"
"Yok tır değil. Alkan terörü geçmiş üzerinden." Erva şaşkın şaşkın bana döndü. Bende onu o şaşkın haliyle bırakıp Yunus'a doğru yürümeye başladım.
"N'aber Yunus."
"İyidir Lara senden n'aber."
"İyi bende geçmiş olsun ne oldu yüzüne?" Aslında ben ne olduğunu çok iyi biliyordum. Şu okul bitsin gösterecektim ben o mafya bozuntusuna gününü.
"Önemli bir şey değil ya ufak bir kaza geçirdim."
"Anladım. Tekrardan çok geçmiş olsun Yunus."
"Teşekkür ederim Lara." Bende ayağa kalktım. Erva'nın yanına yürüdüm ve sırama oturdum.
*********
Okul bitince Erva ile beraber eve doğru yürürdük. Ben kendi evime o kendi evine gitti ve akşam saat 18:00'da çiçek bahçesinde buluşma kararı aldık. Eve girdim. Annem mutfaktaydı. Hemen yanına gidip yanağından öptüm.
"Anne sen niye kendini bu kadar yoruyorsun. Dışardan söylerdik."
"Aman kızım niye dışardan söyleyelim mis gibi ev yemeği yaptım ne güzel. Hem ben gayet iyim endişelenme."
"Tamam Nergis Sultan. Sen ne dersen o. Abim evde mi?"
"Evet evde. Tolgayla odasındaydı en son."
"Niyeyse hiç şaşırmadım. Neyse gideyim de bir bakayım şunlara." Koşa koşa odama çıktım, çantamı koydum, elimi yüzümü yıkadım, üstümü değiştirdim ve abimin odasının önüne geldim. Kapıyı çalmadan laps diye açtım. O an ki sinirle biraz fazla sert açmış olabilirim.
"NE OLUYOR LAN!!!"
"Baskın oluyor abiciğim sende katılmak ister misin." Abim çalışma masasında Tolga abi ise abimin yatağında oturuyordu.
"Lara sen hayırdır. Hem ben mafyayım bana böyle davranamazsın."
"Ya bir çık git. Mafyaymış pabucumun mafyası. Gücün anca 16 yaşındaki liseli çocuğa mı yetiyor? Sana acı bir gerçek söyleyeyim abi benim gücümde sana yetiyor."
"Sen ne zaman öğrendin."
"Abi çocukla aynı sınıftayım. Oradan öğrenmiş olabilir miyim??"
"Birde onunla aynı sınıfta mısın?!"
"ABİİİ DELİRME BENİ. NE ABARTTIN YA KONUYU ÇOCUĞUN SADECE ELİNİ TUTUM DİYE NE BU TANTANA. HEM BAK ÇOCUĞUN ELİNİDE BEN TUTTUM O HİÇ BİRŞEY YAPMADI." Benim bu sözlerimle bizi gülerek izleyen Tolga abi gerilmeye başladı. Ağzını açtı ama bir şey söylemeden abim araya atladı.
"Sen mi tuttun o çocuğun elini aferin sana Lara." Tolga abi de konuşmaya başladı.
"Alkan keşke bana da söyleseydin kardeşim. Bende pataklardım biraz."
"Pardonda Tolga abi sana ne oluyor. Abim bitti sen mi başladın. DELİRTMEYİN BENİ. Hem ben istediğim kişiye sarılırım da, elini de tutarım kime ne ya. Karışmayın benim hayatıma. Benim babam ve annem bile hayatıma karışmıyor size ne oluyor." diyip tüm sinirimle odadan çıktım. Hemen odama geçtim kapıyı kapatıp kilitledim. Saate baktım. Altıya geliyordu. Erva'yla buluşacaktım. O yüzden hazırlanmaya başladım. Üstüme beyaz bir crop, altıma da lacivert bir şort giydim. Gloss da sürüp hemen evden çıktım. Çiçek bahçesine gittiğimde Erva beni kiraz ağacının altında bekliyordu. Beraber dertleştik. Evde olanları ona da anlattım.
"Bu sefer abim ve Tolga abime de çok darıldım. Uzun süre konuşmayı düşünmüyorum." Gerçekten bu sefer çok ileriye gitmişlerdi. Hadi abim neyse de Tolga abiye ne oluyordu. Tamam öz abimiz olarak görüyoruz da bu kadar değil Erva'nın hayatına bu kadar karışmıyordur. Neden bana bu kadar karışıyorlar. Çünkü Lara sadece bağırıyor, uygulamaya geçirmiyor, darılıyor ama hemen barışıyor ve çok duygusal. Ama Erva akıllı o yapmaz o zarar verir o bir daha konuşmaz, o şikayet eder, o duygusal değil.
"Lara bir şey soracağım hazır okullarında kapanmasına az kalmışken bir tatile mi gitsek? Hem bu tatil herkese iyi gelir. Kafaları falan dağılır." Aslında bu fikir çok mantıklıydı. Bence de gitmeliydik.
"Tamam olurda nereye?"
"Fethiye'ye hem orası çok güzel. Eğleniriz."
"Tamam o zaman ailelerimize söyleyelim. Onlarda gelsin hem de yer ayırtsınlar."
"Tamam." İkimizde eşyaları topladık ve evlere dağıldık. Eve geçince bu olayı hemen annemgile anlattım ve onlarda beğendi bu fikri. Yani 2 hafta sonra okullar kapandığı günün akşamı Fethiye'ye uçuyorduk.
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 10.28k Okunma |
801 Oy |
0 Takip |
40 Bölümlü Kitap |