
MAFYATİK İŞLER 2
GÜNÜN AKŞAMI
ALKAN'IN ANLATIMIYLA
Keyifsiz bir şekilde yatağımda uzanıyordum. Ta ki Tolga'dan gelen telefona kadar...
"Ne var lan!?" diye açtım telefonu.
"Bende iyiyim Alkancığım saol sorduğun için. Sen nasılsın diye soracağımda formundasın yine." neydi bunun derdi daha çok keyfimi kaçırmak mı. "Neyse konuma geliyorum. Kardeşin nerede telefonlarımı açmıyor." kardeşim?
"Gardaşım en son evdeydi." Tolga ya sabır çeker gibi nefes aldı. "Ne bilim lan uyumuştu en son. Senin sevgilin benim değil."
"Lan telefonu kapalı. Odasının kapısınıda kilitlemiş. Sanırsam ki kulağında da kulak tıkacı var çünkü hiçbir sesi duymuyor." Bir anda keyfim yerine gelmişti. Emir artık nasıl anlatmıştı bilmiyorum ama canım kardeşim Tolga'ya bayağı trip atıyordu.
"Yani Tolgacım bu benim değil senin sorunun. Hadi sana kolay gelsin." dedim ve telefonu yüzüne kapattım. Ardından bir daha telefon çaldı. Bu sefer arayan Pusat'tı.
"Efendim." diyerek cevapladım telefonu.
"Abi bulduk." ehh sonunda bir mutlu haber daha. Çok şükürki tüm işlerim tıkırında ilerliyordu.
"Nereye götürdün adamı?"
"Konteynere götürdüm abi."
"Tamam bekleyin beni geliyorum." ardından telefonu kapattım. Masanın üzerindeki araba anahtarını cebime attım. Üzerime de siyah kısa kollu tişörtümü geçirdim. Koşarak merdivenlerden indim. Kapıyı açtım. Dışarıya çıktığımda Tolga'yı Lara'nın balkonunun önünde gördüm.
"Napıyon lan orada?!" yanına gittim.
"Sizin gerizekalı man kafanın yaptığı şeyi düzeltmeye çalışıyorum. Ama kız hiç tepki vermiyor." somurtmaya başladı. "Hayırdır! Sen nereye?"
"Sana ne lan!? Birde sana hesap mı vereceğim!?" beyinsiz. Lara olmasa bana sarıyor.
"Benim evde canım çok sıkıldı lan. Lara'da cevap vermiyor bari seninle geleyim." neyse gelsin belki bir işe yarar. Ama bu Tolga'da Pusat gibi mal değil ki arada da onu döveyim. Başımla arabayı işaret ettim. Bende arabaya doğru ilerledim. İkimizde arabaya binince yola çıktık.
***********
Konteynerin içinde bir sürü adam duruyordu. En başta patlatma emrini veren yani ele başları, onun yanında ise adamları vardı. Pusat ile Tolga kollarını göğüslerinde birleştirmiş bir kenarda dikiliyorlardı.
"Evet dinliyorum sizi. Amacınız neydi?" ele başları konuşmaya başladı.
"Vallaha abi bana dediler ki sende yeni başlamışsın bu mafya işlerine eğer seni bitirirsem yükselmem daha hızlı olurmuş." aptallar!
"Eeee yükselebildin mi?" başını öne eğdi.
"Yükselemedim abi." Pusat arkadan konuşmaya başladı.
"Tabi yükselemezsin p*ç. Binanın yarısını patlatmışsın, yarısı duruyordu." ters bakışlarla Pusat'ta döndüm.
"Pusat sen kimin tarafındasın koçum!?" tekrar baştaki adama döndüm. "Ama bir yere kadar haklı lan. NASIL MAFYASIN LAN SEN!! Sen mafya 'm'si bile olamamışsın." adam başını mümkünmüş gibi daha çok eğdi. Bu nasıl mafya oğlum. Bina patlatır; yarısı kalır. Bir şey söyleriz; hemen başını eğer. Hayır neyine mahçup oluyor lan. İki kıçı kırık adamın sözlerine inanıp beni bitirmeye gelmiş becereksiz. Nerden geliyor lan böyle tipler. Sonra bak kendilerini bir şey sanıyorlar. Pusat'ta döndüm. "Doktoru çağır. Bunların kafasını açsın. Kontrol edeceğim beyinleri var mı yok mu diye." Tolga kahkaha atmaya başladı. Tabi biliyordu bunu gerçekten yapacağımı eğlenceli buluyordu. Pusat konteynerden çıktı. Birkaç dakika sonra doktorla beraber geri döndü. Doktor yanıma geldi.
"Bu sefer ne oldu Alkan? Neyi kesiyoruz?" adam artık alışmıştı. Ne yapıyoruz diye sormuyordu. Neyi kesiyoruz diye soruyordu.
"Kafalarını abi. Beyinleri var mı diye kontrol edeceğim." Tolga yine gülmeye başladı. Tolga'ya döndüm. "Sen her bunu söylediğimde gülecek misin lan?!" gülerek başını salladı. "İyi o zaman. Beraber kontrol ederiz."
"Yani Alkan benim için hava hoş."
"O zaman ben başlıyorum." diye konuştu doktor. Kenara çekildim ve elimi öne uzattım.
"Buyrun." sonra geri durdurdum doktoru. "Bekleyin ilk önce öldürelim." belimdeki silaha uzandım. Baştan sona doğru hepsini vurdum. Sonra doktora döndüm. "Evet şimdi başlayabilirsiniz." Hepsinin beyinlerinleri açılınca baştan başlayarak Tolga ile kontrol etmeye başladık.
"Eee Alkan ne sonuca vardın?" Çünkü Tolga'nın da gördüğü üzere bunların beyinleri vardı. Ama normale göre biraz küçüktü.
"Baksana oğlum normal insan beynine göre bunlar küçük kalıyor. Ben hiç yoktur diye tahmin etmiştim. Ama varmış. Yakın bunları gitsin." adamlara emir vermemle beceriksizleri kollarından tuttular ve teker teker dışarı çıkardılar.
"Eeee film buraya kadar mıydı?" diye soran Tolga'yla Pusat'ın şaşkın bakışları ona döndü.
"Tolga abi sen nasıl bir psikopatsın. Hadi Alkan abimi biliyorum da senin bu yanını ilk defa görüyorum." Tolga, Pusat'ta dönüp gülmeye başladı.
"O benim kardeşim lan. Tabi aynı olacağız." Gayet mantıklı bir cevaptı. Ama bunu belli etmeme gerek yoktu. Çünkü o benim kardeşimle sevgili olmuştu. Yani her konuda aynı değildik.
"Oğlum her şeyimiz aynı olmak zorunda mı lan?! Sen benim kardeşimle sevgilisin. Bende gidip Erva ile sevgili olayım. Aynı olalım." Tolga'nın sinirden yüzündeki damarlar ortaya çıkmaya başlamıştı. Daha fazla dayanamayarak gülmeye başladım bu haline. "Tamam lan sinirlenme hemen Erva benim kardeşim gibi. Lara neyse Erva'da o benim için. Ama Lara senin için aynı değil. Neyse hadi eve gidelim. Pusat sende gel. Hem seni biriyle tanıştıracağım." Pusat başını salladı ve arabaya geçtik. Pusat'ın, Emir'le iyi anlaşacağını düşünüyordum. Çünkü benziyorlar. O da sadece enerji olarak. Çünkü Emir hiç çapkın biri değildi. Pusat'ın aksine hiç dışarı çıkmazdı. Eve vardığımızda Tolga koşarak kapıyı çaldı. İçerden Lara ve Emir'in sesleri geliyordu.
"Yaa papatyam Allah rızası için. Kulun, kölen, köpeğin ne varsa olayım." Emir bağıra bağıra konuşuyordu.
"Ayağımı bırak Emir. Kapıya bakacağım." Emir yalvarmaktan dolayı Lara'nın bacağını tutuyormuş. Bu çocuğun dünden beridir bir karın ağrısı var ama hadi bakalım hayırlısı. Lara kapıyı açtı. Hemde Emir ayağına sarılmış bir şekilde. Yüzümde büyük bir gülümsemeyle Tolga'ya baktı. Benim Erva şakamdan daha çok sinirlenmişti bu duruma. "Hoşgeldiniz abi. Gelin içeriye." Kolumu Tolga'nın omzuna atarak konuştum.
"Ne oldu lan? Niye bu kadar sinirlendin. Artık alışman lazımdı." siniri daha da şiddetlenerek bana döndü.
"Pardon Alkancım hergün sevgilimin ayağına biri sarılıp yalvarmadığı için alışkın değilim bu duruma. Kusura bakma." beraber içeriye girdiğimizde kolumu omzundan çektim.
"Artık alışman lazım Tolgacık." Ardından koltuğa bıraktım kendimi. Akşam ilk işim Lara'dan bu konuyu öğrenmek olacaktı. Pusat, Tolga'nın yanına yaklaştı.
"Tolga abi beni yanlış anlama ama Lara elden gidiyor gibi haberin olsun."
"Yunus'u bitiyor Pusat'ı başlıyor Pusat'ı bitiyor Murat'ı başlıyor Murat'ı bitiyor Emir'i başlıyor. Şaka gibi." Tolga ile Pusat'a yanıma geldi oturdu. Karşımızda ise Lara ile hala bir şey anlatan Emir oturuyordu.
"Off yeter Emir!!" Bakışları Tolga'ya döndü. "Misafirimiz gitsin. Öyle konuşalım bu konuyu." Tolga hayret dolu bakışlarla bana döndü.
"O bana misafir mi dedi lan."
"Lan deme lan kardeşime." Pusat hemen araya girdi.
"Sana diyor Tolga abi. Ama anlamadım ne yaptın sen bu kıza?"
"Ah bir bilsem bende. O man kafa var ya. Onun yaptığı şeyin ceremesini çekiyorum." Emir hala Lara'ya bir şey anlatıyordu. "Bak hala bir şeyler anlatıyor. Ben bu kadar konuşmadım sevgilimle sana ne oluyor."
"Eee Tolgacık ne de olsa erkek kankası konuşmasın mı? Hem bak Emirler buraya taşınacakmış. Tekrardan karşı evimize."
"Bir dakika su perisinin tek erkek kankası olduğumu sanıyordum." diyerek olaya dahil oldu Pusat. Tolga elini Pusat'ın omzuna koydu.
"Senide beni de aldatıyor bu kız Pusat." Lara Emir'den sıkılmış olacak ki bize döndü.
"Ne konuşuyorsunuz siz kendi aranızda?" Tolga hemen söze atladı.
"Ben sana soruyor muyum ne konuşuyorsunuz diye." Lara onu pek kafaya takmadı. Şu an acayip keyiflendim. Canım kardeşim benim. Çektirsin ona.
"Abicim, Pusatcım size çay ve kek getireyi mi?" Pusat'la beraber başımızı onaylarcasına salladık. Lara ayağa kalkıp mutfağa giderken Emir'de peşine takıldı.
"Bana sormadı lan!! Yüzüme bile bakmadı oğlum. Birde peşinden o man kafada gitti." Hayattımda ilk defa bu kadar gülüyordum. Lara elinde tepsiyle içeriye girdi.
"Emir bir işe yara. Şuradan iki tane sehpa çıkar." Emir Lara'nın emriyle koşarak sehpaları alıp önlerimize koydu. Pusat'la bana kek ve çay koyduktan sonra tam daha çok sevinecektim ki Tolga'nın önünede koyduğunu görünce yüzümdeki gülümseme dondu. Tolga büyük bir mutlulukla bana döndü.
"Beni umursuyor Alkan. Bana da getirmiş. Sormadı ama getirmiş." Ardından kekin tadına baktı. Sonra tekrar bana döndü. "Hemde benim en sevdiğimden. Tarçınlı kek yapmış." Dahada hüzünlendim. Öyle olsun be papatyam. Günün geri kalanı bol atışmayla geçti. Arada olsada yinede keyiflendim. Akşam olduğunda herkesi evine postaladım. Geriye Emir, Lara ve ben kalmıştık.
"Anlatın bakalım. Bu Emir'in derdi ne?" sonunda en merak etiğim konuya gelmiştik.
"Şimdi abicim bu mal." dedi Emir göstererek. "Benim arkadaşım Beril'e aşık olmuş ve benim aralarını yapmamı istiyor. Neyim ben çöpçatan mı?" Şimdi Emir'in karın ağrısı belli oldu. Bana dün söylemişti ama çok ciddiye almamıştım. Meğer iş ciddiymiş.
"Eee yapı ver aralarını sende ne olcak sanki." Her ne kadar bu durum hoşuma gitsede. Emir'inde mutlu olması gerekiyordu.
"Var ya Alkan abi bir tanesin sen. Evet papatyam yap aramızı ne olacak." Emir büyük bir mutlulukla konuştu.
"Eğer o Beril'i bir üz sen turunç kafa seni sarıpişo yaparımduydun mu beni!?" Emir korkuyla başını salladı.
"Tamamdır bu işte hallolduğuna göre hadi yataklara." Hepimiz yukarıya çıkıp odalara dağıldık.
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 10.28k Okunma |
801 Oy |
0 Takip |
40 Bölümlü Kitap |