
Yarın için heyecanla uykunun kollarına teslim etmiştim kendimi.
Sabah çalan alarmım ile uyandım. Aceleyle hazırlanıp okula gelmiştim. Dersler bitmiş çıkış saatine gelmiştik. Birkaç velim ile sohbet edip eve gelmiştim. Aren aşağıda beklediği için üstümü değiştirip inmiştim.
Aren’i gördüğümde bana adımlayıp sarıldığında hem utanmış hemde heyecanlanmıştım.
Arabaya geçtiğimizde elimi tutup arabayı çalıştırdı. Yol boyu sohbet ederek ilerledik.
Ailem hakkında birkaç soru sormuştu. Onlardan bahsetmediğim için aramın kötü olduğunu düşünmüştü.
Kamp alanına geldiğimizde abisi ve Beril de gelmişti.
“ Nasılsınız gençler” diyerek söze ufuk abi girmişti.
“ Çadırları kurarsak daha iyi olacağız” diyerek karşılık vermişti Aren
“ O zaman ben biricik eşimle birlikte kendi çadırımı kuruyorum”diyerek arabanın bagajını açmıştı ufuk abi.
Bende Aren ile birlikte adımladığımda bagajı açmış ve sadece 1 tane çadır çıkardığını gördüğümde hayretle ona baktım.
“Aren” diye seslendiğimde
“Evet” diyerek cevap verdi.
“Benim çadırım nerde” dediğimde elindekini yere bırakarak bana döndü.
“ Burda” diyerek yerdekileri gösterdi.
“Orda bir tane çadır var” dediğimde gülümsemişti.
“Güzelim, abimle Beril birlikte kalacak.”
” Onlar evli normal birlikte kalmaları” dediğimde düşünür gibi yaptı.
“ Bu çadır oldukça büyük merak etme sen” dediğinde sinir olmuştum.
çadırı kurmaya başladığında bende ona yardım etmiştim. Çadır dediği gibi gayet büyüktü. Beril ve ufuk abi çadırı bitirmiş yürüyüşe gitmişlerdi.
Aren arabadan 2 kamp sandalyesi alıp yanıma geldiğinde yan yana oturmuştuk.
Elini uzattığında bekletmeden tutmuştum.
“ çadır konusunda beni kandırdın”
dediğimde tek kaşını kaldırarak bakmıştı.
“ Ben çadır var dedim ve gördüğün üzere çadırımız var. “ dediğinde haklıydı.
Bir birimizi izlerken Beriller de gelmişti.
“ Ateş mi yaksak” diyerek söze girdi Beril.
bende onaylayınca Aren ayaklanmıştı. Gölün kenarından birkaç büyük taşı getirerek daire şeklinde dizmişti.
Elimi tuttuğunda ona bakmıştım.
“ biz odun toplamaya gidiyoruz”
diyerek arkaya seslenmişti. Elini bırakıp koluna girmiştim. Biraz ilerledikten sonra yerdeki birkaç çalıyı almak için eğildiğimde Aren beni geri çekmişti.
“ Aren odun toplamaya gelmedik mi ?” Dediğimde hemen cevap vermişti.
“ Ben alırım sen sadece yanımda kal” dediğinde gülümseyerek cevap vermiştim.
“ Birkaç çalıyı taşıyabilirim.”
dediğimde doğrulup yanağıma bir öpücük kondurmuştu.
“ Biliyorum ama ben varken senin yorulmana gerek yok” dediğinde gülümsemiştim.
Arene karşı içimde hala garip düşünceler vardı. Onu bu şekilde gördükçe doğru karar verdiğimden emin olmuştum lakin Ali hoca ile ilgili yaptığı şeyler ve diğerlerini düşündüğümde böyle şeyler yapması biraz ürkütüyordu beni. Sırf benimle sohbet ettiği için tayin işini hızlandırması, Ege’ye nişanlı olduğumu söyletmesi ve diğerleri çoğu onu daha tanımazken yaşanan durumlardı. Aramızda hiçbir şey yokken böyle yapması ürkütüyordu beni. Karşımdaki adama baktığımda ise bunların tam tersini görüyordum.
Beni korkutan ise ilişkimiz ciddi bir yola girdiğinde oluşacak davranışlardı. Bunu onunla konuşmak istesem de bir türlü cesaret edememiştim. Arenin bana seslenmesi ile düşüncelerimi bırakıp ona döndüm.
“İyi misin güzelim” dediğinde kafamla onayladım.
“ Dalmışım” dediğimde elindekileri bırakıp karşıma geçti ve ellerini uzatarak belime sarılmıştı.
”Emin misin. Kaç defa seslendim.” Dediğinde yanağını öperek onaylamıştım.
Aren bir elinde çalıları tutarken diğer elini belime sarmıştı.
Odunları dizmiş ateşi yakmıştık. Ufuk abi ve Aren mangalda sucuk yapıyordu. Beril ve bende ekmekleri hazırlayıp sohbet ediyorduk.
“ Aren ile nasıl gidiyor” dediğinde gülümseyip cevap verdim.
“ Gayet iyi gidiyor” dediğimde gülümsemişti.
“ Biraz yorgun görünüyorsun.” Dediğinde
“ okuldan çıkıp geldiğimiz için” dediğimde Areni göstermiştim. Oda oldukça yorgundu.
Hava kararmış sohbet etmiş yemek yemiştik.
“ Haydi çadırlara çok yorulduk” dediğinde Beril ona gülümsemiştim. Aren elimi tutup kalktığında bende onunla birlikte çadıra adımladım. İçeri girdiğimde Aren ayakkabısını çıkartıp oturmuştu. Bende yanına gidip belinden sarılmıştım.
“ Çok yorgun görünüyorsun” dediğimde gülümseyip saçlarımın arasına bir öpücük bırakmıştı.
“ Sen kendine bak” dediğinde bende gülümsemiştim.
“ İlk kez birlikte uyuyacağız”
“ Heyecanlı mısın” dediğinde utanmıştım.
Biraz doğrulup uzandığında beni de kendiyle çekmişti. Başımı göğsüne yaslamıştım. Aren üstümüzü örtmüş iyice sarmalamıştı beni.
“ Aklına kurcalayan ne” diye sorduğunda doğrulmak istemiştim ama izin vermedi.
“ Buda nerden çıktı” dediğimde derin bir nefes aldı.
“ Asel aklını kurcalayan ne. Bana anlat” dediğinde bu güzel anı bozmak istemediğim için sessiz kalmak istiyordum.
“ Yorgunum. Hasta olacağım galiba o yüzden sana öyle gelmiş” dediğimde inanmamıştı.
“ Asel anlat” dediğinde derin bir nefes aldım ve zorda olsa doğrulup bağdaş kurarak oturdum. Aren de karşımda oturduğunda konuşmaya başladım.
“ Buda nerden çıktı” diye sorduğumda
“ Seni görüyorum. Anlat hadi “ dediğinde
“ Aren çok yorgunum o yüzden sana öyle gelmiş. Gayet iyiyim ben. Seninle burda olmak bile beni mutlu etmek için yeterli.” Dediğimde sarılmıştım.
“ Öyle olsun hazır olduğunda anlatmanı bekleyeceğim.” Dediğinde bana inanmadığını anlamıştım.
tekrar uzanarak uyumaya çalıştık.
Sabah Arene sarılarak uyanmıştım. O kadar huzurlu bir uyku çekmiştim ki enerji doluydum.
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |