8. Bölüm

Urfa'ya geleli 3. Haftamı doldurmuştum. Areni uzun zamandır görmüyordum. Okulda her şey çok güzel ilerliyordu. Tek eksik halen okul müdürü ile resmî bir şekilde tanışmamış olmamdı. Ege'den aldığım bilgiye göre okul müdürü bir eğitim semineri için Ankara'ya gitmişti. Kanepemde oturmuş belgesel izlemeye çalışırken telefonumdan gelen bildirim ile masanın üstünde duran telefonumu elime aldım.
Aren : Nasılsın

Arenden gelen mesajla yüzümde tatlı bir tebessüm oluştu.
Hızlıca cevap yazmaya başladım.
Asel : İyiyim, sen nasılsın.

birkaç saniye sonra cevap gelmişti.
Aren : Aynı

Aren işinden dolayı Urfa'da olmadığını söyleyen bir mesaj attığından beri her akşam aynı mesajı atarak kendini hatırlatıyordu bana. Tek yazdığı şey nasıl olduğum, sohbet açma gereği duymadan kısa ve öz mesajıyla konuşmayı bitiriyordu.
Asel : İşlerin bitmedi galiba.

mesajı atıp beklemeye başladım. 1 dakika sonra cevap vermişti.
Aren : Salı günü döneceğim. Gelirken almamı istediğin bir şey var mı?

gelmesine 3 gün vardı. Eşinin iş seyahatinden dönmesini bekleyen biri gibi hissetmiştim mesajını okurken.

Asel : Bir kaç buzdolabı magneti fena olmazdı. Ahahahaha yazıp atmıştım.
attığım randoma bakarak gülümsemiştim.

Aren: "Ahahahahaha" ?
Attığı mesaja bakarken gözlerimi devirmiştim.
ardından gelen mesaj ile gülmeye başladım.

Aren: Sesli güldüğünü mü anlatmaya çalışıyorsun.

Asel: Emoji kullanmayı sevmiyorum. Ve evet güldüğüm anlamına geliyor.

Aren : Gülüşünü görmeyi tercih ederdim.
aldığım mesaj ile heyecanlanmıştım. Mesaja cevap vermeyi düşünmüyordum. Eğer cevap verirsem utancımdan ölebilirdim.
Aren bunu anlamış olacak ki tekrar gelen bildirimle telefonu elime aldım.
Aren : İyi geceler. Tatlı tatlı gülümserken uyuya kalmıştım.

Bugün Ege ile alışverişe çıkacaktım. Geldiğimden beri doğru düzgün gezememiştim etrafı.
Bu sıcakta gidilecek en iyi yerin AVM olduğunu söyleyen kuzenime ne dediysem ikna edememiştim. Ben gezmekten bahsederken o klimalı AVM dururken bu sıcağın altında gezemeyeceğini söylemişti. Duyduğum korna sesi ile hızlı adımlarla çıkmıştım evden. " hadi Asel " diye sızlanan Ege'yi duymamazlıktan gelerek araba binmiştim. Tek yaptığımız birkaç mağaza gezip yemek yemekti. Hayalini kurduğum gezi böyle birşey değildi.
Hafta sonu çok hızlı geçmişti.

Bahçe nöbetim için dışarı çıkarken bir grup çocuğun toplantıdığını görüp oraya doğru adımlamıştım. 8. Sınıf öğrencileri olduğunu anlayınca daha da hızlanmıştım. Yaklaştığımda sırtı bana dönük takım elbiseli bir adamın öğrencilerden birine bağırdığını gördüm. Öğretmen olmadığını burdan bile anlayabildiğim kişiye doğru yürürken daha şiddetli konuşmaya başlamıştı. Bağırmaya devam eden adamın etrafında korku dolu gözlerle izleyen öğrencileri gördüğümde durumun ciddi olduğunu anladım.
" Ne oluyor burda neden toplandınız. "
"Ayrıca siz kimsiniz? Öğrencilerime hangi hakla bağırıyorsunuz. " diye yüksek tonda konuşmaya başlamıştım.
Önümdeki adam yüzünü bana döndüğünde hiç beklemediğim yüz ile donup kalmıştım. Aren'in ne işi vardı burda. Ayrıca neden bu kadar öfkeli ve sinirliydi. Hemen toparlanıp tekrardan konuşmaya başladım.
"Neler oluyor burda" Ayrıca elinizdeki ne sizin"

Aren aynı sinir ile konuşmaya başladı.
"Öğrencilerinizin ellerindekiler disiplin kuruluna gidecekleri kopyaları."
Benim şaşkın yüzüme bakıp elini uzattı.

"Aren kara okul müdürü" uzattığı eli tutmamıştım. Yaşadığım şaşkınlık ile öylece durmuş yüzünü izliyordum.

• Arkadaşlar öncelikle hepinize hikayeyi sevip okuduğunuz için teşekkür ederim. Normalde beğeni ve okuma sayısı gibi şeyleri önemsemiyorum lakin oylama sayıları düşük olduğu için yazma isteğim azalıyor. Bölümleri bitirdikten sonra alt kısımdaki yıldıza basarsanız sevinirim.
beğenmediğiniz bölümlerde nereyi beğenmediğinizi de yazarsanız eğer bende düzenlerim.....

İyi okumalar dilerim....