52. Bölüm
RabiaSofi / Sevmeyi Yaşamak / 8. BÖLÜM

8. BÖLÜM

RabiaSofi
rabiasofi

herkese merhaba ve iyi okumalar

BÖLÜM

Yalanlar

Nergis elindeki dosyayı bankoya bırakıp burada sevdiği hemşirelerden biri olan Canan’a göz kırparak “bu dosya da tamam,” dedi ve ekledi, “artık İrem Hoca’nın yanına gidebilirim.”

“hastası var,” dedi Canan hemşire.

“kim?”

“Neslihan Kaya,”

“ama onun randevusu yarındı, bir şey mi oldu?” diye sordu kendi kendine telaşla. Canan hemşire bilmem dercesine ellerini iki yana açıp kendi işi ile uğraşmaya devam etti. Nergis önlüğünün ceplerine ellerini sokup hızlı adımlarla İrem Hoca’nın odasına yürümeye başladı.

Tam koridoru dönmüştü ki Neslihan’ı odadan çıkarken gördü. Yüzünde kötü bir ifade yoktu. Hatta onu görünce gülümseyip el salladı.

“Neslihan,” dedi Nergis “randevun yarındı bir şey mi oldu?”

“yok hayır,” Neslihan onu sakinleştirmek ister gibi koluna dokundu, “yarın için işim çıktı da ben de İrem Hanım’ın sekreterini arayıp tarihi bugüne çektim.”

Nergis rahatlayıp “benim haberim olmadı,” dedi ve ekledi, “bugün poliklinik öyle yoğundu ki hastalar daha yeni bitti.”

“evet gelirken gördüm,” diye onayladı Neslihan, “merak etme ben de bebeğim de gayet iyiyiz. Hatta İrem Hoca beklediğimden daha iyi gidiyoruz bile dedi.”

“çok sevindim, zaten ben de sonuçları kontrol ettim.” Nergis bir an sorar gibi bakıp “yalnız mısın?” dedi.

“yok, Alparslan arabayı getirmek için önden gitti.”

“ha iyi tamam,”

“birlikte yürüyelim mi?” diye teklifte bulundu Neslihan. Nergis, İrem Hoca’nın kapısına bakıp ‘on dakika daha bekleyebilir,’ diye düşündü.

“tabi,”

Neslihan, Nergis’in koluna girip “nasıl gidiyor?” diye sordu. Yüzündeki ifadeden neyi kast ettiği çok açıktı. Nergis’in büyüyen gülümsemesi iyiye gittiğinin işaretiydi ama Neslihan bir de onun ağzından duymak istiyordu.

“gayet iyi,” dedi nitekim.

“peki ya Oğuzhan abimle nasıl gidiyor?” diye daha açıkça sordu bu kez. Nergis küçük bir kahkaha atıp “beni senin hakkında uyardı,” dedi eğlenerek.

“yaa,” Neslihan’ın ses tonu alınmış gibi çıkınca Nergis devam etti, “sen, çok iyi bir avukat olduğun için ağızdan laf almakta da ustaymışsın.”

“haa,” bu kez de aldığı iltifattan hoşnut “bir avukat olarak değil, abisinin mutlu olmasını isteyen bir kardeş olarak konuşuyorum,” diye açıkladı kendini. “Oğuz abim geçmişte çok sıkıntılar yaşadı. Belki henüz sana tam anlamıyla açılmamıştır bu yüzden neler olduğunu söyleyemem ama-“

“İzel’den mi bahsediyorsun?” dedi Nergis ciddi bir ifade ile. Neslihan bir an donup kaldı ama sonra memnun bir gülümseme ile “demek sana olanları anlattı,” dedi ve ekledi “bu çok iyi bir haber.”

“evet olanları biliyorum,” diye onayladı Nergis “Oğuz bana karşı her zaman çok dürüst ve açık davranıyor. Onda en çok hoşuma giden şeylerden biri de bu.”

“çok sevindim Nergis,” Neslihan kapıdan dışarı çıkarlarken arabada onu bekleyen Alparslan’a eliyle bir dakika işareti yapıp Nergis’e döndü.

“bak normalde böyle şeylere karışmak istemem ama annem seninle tanışmayı çok istiyor Nergis. Mesele Oğuz abim olduğu için biraz tedbirli davranmak istiyor. Yine kırılmasından korkuyor sanırım. Eğer sen de kabul edersen müsait olduğun bir zaman biz sadece kadınlar olarak bir araya gelsek. İnan bana annem, içinde hiçbir kötü niyet olmadan yaptı bu teklifi sana.”

Nergis böyle bir teklifi hiç beklemediği için ağzını açtı ama ne diyeceğini bilemedi. Sonunda kendini toparlayıp “Oğuzhan’ın haberi varsa eğer elbette ben de tanışmayı çok isterim,” diyebildi.

“sana sorup onayını almadan Oğuzhan abime bir şey demek istemedik. Madem kabul ediyorsun ben bu akşam ona söylerim.”

“tabi,” dedi Nergis. Elinde olmadan heyecanlanmıştı çünkü aile büyükleri ile tanışmak ciddi bir adım atmak demekti.

“cuma akşamı diyelim mi o zaman.”

“ta- tamam.”

“peki, Allah’a emanet ol. Cuma görüşürüz.”

Neslihan ona sarıldığında Nergis de hemen karşılık verdi. Neslihan kollarını tutmaya devam ederken çekilip Nergis’e baktı.

“ailemize hoş geldin,” diye fısıldadı ve muzip bir tebessümle onu bekleyen kocasının yanına doğru yürümeye başladı. Nergis hem bu sıcaklık karşısında sevinmiş hem de aynı anda panik yapmaya başlamıştı.

Bir anda arkasında biten Ülkü “oh maşallah,” dedi iğneleyici bir tonda “keşke benim de hastalarım böyle zengin olsa.”

“ne diyorsun sen be?”

“senin şu Neslihan diyorum,” Ülkü ellerini önünde birleştirip meydan okurcasına Nergis’in önüne dikildi. Nergis ise kollarını birleştirip başını kaldırdı.

“ee ne olmuş Neslihan Hanım’a?” diye sordu hanım kelimesini vurgulayarak.

“ailesi epeyce zenginmiş,” Ülkü omuz silkip “kocası için aynı şeyi söyleyemem ama babası ve abileri bildiğin zenginler.”

“sen nereden biliyorsun bunları?” diye sordu Nergis. Nedense kendini tedirgin hissetmeye başlamıştı.

“biraz araştırma yaptım,”

“neden?”

“sosyal medyada öylesine gezinirken sizin birbirinizi takip ettiğinizi gördüm,” dedi Ülkü hiç utanmadan, “ben de biraz araştırayım dedim. Kızın en büyük abisi Amerika’da babasının eski ortağı olduğu bir şirketin yurt dışı ayağında çalışıyormuş. Ondan sonra gelen kardeş, burada yine babasının sonradan kurduğu şirketin maliyesinden sorumluymuş. En küçük abisi ise şu sözünü ettiğim büyük şirketin bünyesinde mühendis olarak çalışıyormuş.”

Ülkü elini sallayıp “ne paralar dönüyordur ne paralar dönüyordur kim bilir,” derken Nergis alaycı bir tonda “bize ne kazandıkları paralardan,” dedi ve devam etti, “bana anlattığından anladığım şu; çok başarılı üç tane adam çalışıp helaliyle paralarını kazanıyorlar.”

“aman sen toz kondurma,” dedi Ülkü “tabi kaz gelecek yerden-“

“ne?” dedi Nergis öfkeyle lafını bölüp “ne dedin sen?”

“bir şey demedim canım,” diye lafı çevirdi Ülkü ama Nergis’in öfkesi yine gözünü karartmıştı.

“bana bak sayın meslektaşım,” dedi dişlerini sıkarak “bir daha bana böyle ithamlarda bulunacak olursan hiç düşünmem resmen şikayette bulunurum.”

“hiçbir şey yapamazsın,” dedi Ülkü gözlerini kısıp.

Nergis, kızın ateş saçan gözlerine işaret parmağını sokarcasına uzatıp “benimle uğraşmaya devam edersen Ülkü,” diye fısıldadı, “seninle uğraşmaya başlarım ve inan bana bunu hiç istemezsin.”

“boş laf,” dedi Ülkü

“boş laf söylemek senin gibi boş insanlara yakışır,” Nergis, karşısındakinin bir şey demesine fırsat vermeden devam etti, “benimle yarışmak mı istiyorsun? Benden daha iyi olduğunu kanıtlamak mı istiyorsun? Hodri meydan. Yarışalım. Ama sakın bir daha karşımda bu kadar küçülme.”

Nergis arkasını dönüp giderken Ülkü elinde tuttuğu kalemi sıkıp “yarışalım bakalım,” diye mırıldandı.

….

 

Akşam olduğunda Neslihan, yemekten sonra abisini mutfakta yakaladı. İyice belirgin olan göbeğine bakıp “şuna bak!” dedi neşeyle “kocaman oldu.”

“büyüyecek tabi benim yeğenim,” dedi Oğuz çaydanlığı ocağa geri koyarken. Nesli alt dudağını sarkıtıp “çay içmeyi özledim,” diye söylendi.

“az kaldı sabret,” Oğuz kız kardeşinin önüne annesinin özel olarak kaynattığı bitki çayını koyup karşısına geçip oturdu.

“anlat bakalım,”

“ne?”

“geldiğimden beri kıvranıyorsun,” dedi Oğuz bilmiş bir tavırla “ağzındaki baklayı çıkart, dökül.”

“he şey,” dedi Nesli gülüp “hamilelik IQ mu azalttı sanırım. Bu kadar çabuk belli etmemeliydim.”

“haklı olabilirsin,” diye onayladı Oğuz içten içe eğlenerek ancak yüzünde ciddi bir ifade vardı.

“ne?”

“bana da bu özel zaman diliminin tadını çıkartmak kalıyor.”

Neslihan masanın üzerinde duran peçetelerden birkaç tanesini abisine fırlatıp “dalga geçme,” dedi gözleri dolarak.

“ağlayacak mısın?” diye sordu Oğuz hayretle “kızım şaka da mı yapamayacağız?”

Neslihan burnunu çekip “doğurana kadar evet!” diye çıkıştı. Sonra boğazını temizleyip “gelelim asıl meselemize.”

“ben de ondan bahsediyorum ya!”

“susup beni dinle Oğuzhan Kaya!” dedi Neslihan. Kardeşinin bu çıkışları oldum olası çok hoşuna giderdi. Neslihan’ın tüm erkek kardeşleri üzerinde ara sıra kullandığı kız kardeş otoritesi vardı.

“sendeyim Neslihan Kaya,” dedi Oğuz ve ekledi “Akman.”

“ha şimdi oldu,” Neslihan ellerini masanın üzerinde birleştirip “annemin senden bir ricası var,” diye anlatmaya başladı, “biliyorum siz henüz Nergis ile yeni sayılırsınız ve henüz ciddi bir adım atmadığınızın da farkındayım ama annem senin için endişeleniyor.”

“neden?”

“yine kırılmanı istemiyor ve bu yüzden de Nergis’le tanışmak istedi.

“Nesli-“ dedi Oğuz ama kardeşi elini kaldırıp “lütfen annemi anlamaya çalış,” diye araya girdi.

“bu emr-i vakiyi Nergis’e açıklayamam.”

“peki ya ben açıklarsam.”

“lütfen beni böyle bir durumun içine sokmayın. Annemin endişelerini anlıyorum ama onların tanışması demek işi bir adım öteye taşımak demek. Açıkçası henüz buna hazır değilim.”

Neslihan yutkunup başını önüne eğdi. İşin bu kısmını hiç düşünmemişti. Nergis ona İzel’i bildiğini söyleyince o da hiç düşünmeden annesinin bu isteğini kıza açıvermişti.

“abi,” dedi usulca “bunu Nergis’e teklif etsem. Annemin isteğini iletsem sadece. Araya seni sokmadan. Peki bunu kabul eder misin?”

“ben-“ Oğuz duraklamıştı. Çünkü tek çekincesi Nergis’e İzel’le olan geçmişini anlatırken tam olarak dürüst davranmamış olmasıydı.

“lütfen,” dedi Neslihan bir kez daha. Çoktan kararlaştırılmış bir buluşma için abisinin onayını almaya çalışıyordu ama bazen erkeklerin her şeyi bilmesine gerek olmuyordu işte.

“peki tamam,” dedi Oğuz gönülsüzce ve ekledi “ama tek bir şartım var.”

“elbette”

“ne eskiden evli olduğumdan, ne de boşanmamdan bahsetmeyeceksiniz. O kadını anmayacaksınız. Biz Nergis’le bu konuyu konuşup hallettik. Bir daha bu mesele kimse tarafından gündeme getirilmeyecek.”

Neslihan, abisini dinlerken gözlerinde gördüğü bir şey onu rahatsız etti. Ne olduğunu bilmiyordu ama bir şeyler yanlıştı. Mecbur başını sallamakla yetindi.

Tam o sırada Gökçe koşarak ve çığlık atarak mutfağa daldı ve arkasından onu kovalayan Alparslan yetişip Gökçe’yi kucağını alıp “yakaladım,” diye bağırdı. Gökçe kahkahalar atarken “enitte ennite bir daha,” dedi neşeyle.

Neslihan gözleri parlayarak ikisini izlerken Alparslan onları yeni fark etmiş gibi bakıp karısına göz kırptı.

“kim kimi kovalıyor bakalım?” diye sordu Nesli.

“ben enittemi kovalı-lı- kovalıyom.”

Gökçe’nin konuşması o kadar tatlıydı ki herkes onu yüzünde bir sırıtışla dinliyordu. Kıvırcık saçlarını önünden çekip “ama o beni yakalıyo-“ diye ekledi.

Alparslan “tamam bir daha ki sefere de sen beni yakalarsın,” deyince Gökçe sevinip Alparslan’ın yanağından öptü. Alparslan o anda kucağında taşıdığı çocuk ne istese yapabilirdi. Bir an baba olunca nasıl hissedeceğini merak etti.

“a kıskanıyorum ama-“ diye araya girdi Nesli gülerek. Oğuz sessizce onları dinliyordu.

“o daman gel seni de öpiyim hala,” dedi Gökçe. Neslihan ayağa kalkıp yanlarına gitti ve Gökçe’den öpücüğü kaptı.

Oğuz masadan kalkıp “ben salondayım,” deyip yanlarından giderken Alparslan arkasından bakıp sorarcasına karısına göz kırptı.

“annemle Nergis,” dedi Nesli fısıltıyla “Cuma onları tanıştıracağım.”

“heee” dedi Alparslan kaşlarını kaldırıp “anlaşıldı.”

“biraz gergin ama normal değil mi?”

“yaşadıklarını göz önüne alacak olursak normal,” dedi Alparslan. Bir an gözlerinden karanlık bir gölge geçip gitti. Nesli hemen “o neydi?” diye sordu. Alparslan omuz silkip “boş ver,” dese de Nesli hiçbir şey demeden bakışlarını kocasına dikti. Gökçe ise başını Alparslan’ın göğsüne yaslamış onları izliyordu.

“Oğuz’un haline üzülüyorum,” dedi Alparslan ve ekledi, “bu hale gelmesinde geri zekalı kardeşimin payı olduğu için de kendimi suçlu hissediyorum.”

“hayatım,” dedi Nesli şefkatle “her şey geride kaldı artık. Abim de daha iyi olacak. Nergis ona iyi gelecek görürsün.”

“inşallah hatunum,” dedi Alparslan karısının yüzünü sevip. Nesli tebessümle başını kocasının avucuna yaslayıp içini çekti. Gözü yeğenine takıldığında uyuya kaldığını görünce gülümseyip “Alparslan bey,” diye fısıldadı, “siz efsunlusunuz galiba Kaya ailesinin kızları size direnemiyor.”

Alparslan, Gökçe’nin uyuduğunu fark edince korumacı bir tavırla başını yaslayıp “kainat koca bir derya olsa ne yazar Nesli’m. Ben senin damlanda boğulmuşum,” diye karşılık verdi.

Neslihan utangaç bir gülümseme ile kocası ile yeğenine sarılıp huzurla derin bir nefes çekti içine. O sırada kapının eşiğinde sessiz bir gölge gibi onları dinleyen Oğuz’un kalbi ise düğüm düğüm olmuştu.

.

.

.

minik yıldızı parlatmayı unutmayın lütfen

kendinize çok iyi davranın

yeni bölümde görüşmek üzere

Allah'a emanet olun

Bölüm : 16.03.2025 20:18 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
İçindekiler
RabiaSofi / Sevmeyi Yaşamak / 8. BÖLÜM
RabiaSofi
Sevmeyi Yaşamak

24.43k Okunma

2.61k Oy

0 Takip
105
Bölümlü Kitap
Hikayeyi Paylaş
Loading...