Agâh: mesajıma görüldü atacak kadar mı utandın?
Agâh: hadi gel artık buraya, ne güzel tatlı tatlı konuşuyorduk.
Agâh: hem rahatsız olduysan eğer özür dilerim, sen alışana kadar bir daha böyle şeyler söylemem.
Görüldü. Milena çevrimiçi.
Milena: doğruyu söylemek gerekirse bir anda bunu söylemeni beklemediğim için hem şaşırdım hem de utandım.
Milena: ayrıca rahatsız olmadım ama sana alışmam gerekiyor biliyorsun değil mi?
Agâh: hiç aklımdan çıkmıyor desem.
Agâh: ben iki yıl dayandım biraz daha dayanırım elbette, önemli olan varacağım noktada senin olman.
Agâh: yolun sonunda senin olman bazen o yolu engebeli yapıyor bazen ise dümdüz çukursuz bir yol.
Milena: zaman gerekiyor diyorum ama sana da daha fazla haksızlık yapmak istemiyorum.
Milena: kendimden de utanıyorum zaten.
Milena: yüzüne nasıl bakarım onu düşünüyorum.
Agâh: eninde sonunda bana geleceksen ben hep buradayım, haksızlık değil.
Agâh: sakın bu konu hakkında utanayım deme, üzülürüm.
Agâh: ama görüldü attığın konu var ya hah işte onda utanırsan hoşuma gider.
Milena: nerede benim çatık kaşlı sticker, çok kızgın olanından.
Agâh: kızgınlık falan aa hiç gerek yok, ne güzel gülümseten şeylerden konuşuyoruz.
Agâh: ne yani hiç sırıtmıyor musun?
Agâh: hafif bir kıvrılma bile yok mu?
Milena: biraz sevip sevmediklerinden bahseder misin?
Agâh: seni iste yeter, seni nasıl kırabilirim ki?
Milena: tamam o zaman bekliyorum.
Agâh: sen sor merak ettiklerini ben cevaplayayım.
Milena: hımm, müziği plak mı yoksa diğer şekilde mi seversin?
Agâh: plaklar daha çok hoşuma gidiyor, hatta eski sanatçıların bir sürü plağı var bende. Onlara özel rafım var kitaplarımın yanında duruyor.
Milena: ne hoş benim de çok hoşuma gider, hatta bizim evde de birkaç tane bulunuyor. Annem dinlemeyi çok severdi, babamla duygusal bir şarkı açar o şarkıya eşlik ederlerdi. Bense onları izlerdim, arkada duygusal şarkı çalardı ama ben gülümsemeye devam ederim.
Agâh: biz de beraber birçok kez, plaktan çalan şarkılarla dans ettik.
Milena: pekiii, en sevdiğin yemek ne?
Agâh: senin elinin değdiği her yemek.
Milena: ama amacın beni utandırmaya devam etmekse başarıyorsun.
Agâh: ya hiç de öyle bir amacım yoktu aslında ama yanakların kızarmak istiyorsa demek.
Milena: sorma sorma çok hevesliler kızarmak için.
Milena: hadi ama en sevdiğin yemek ne?
Agâh: cevabımı verdim ben diğer soruya geçelim.
Milena: ınstagram hesabın var mı?
Agâh: var tabii, hatta birbirimize ekliyiz tabi sen hesabını dondurmuştun.
Milena: demek hesabım vardı hiç hatırlamıyorum, şuanda da kullanmıyorum zaten ama nasıl bir hesabım vardı merak ettim.
Agâh: geri al o zaman hesabını.
Milena: nasıl alacağım ki, şifremi hatırlamıyorum.
Milena: bir yere not ettim desem, telefonum değişmişti.
Agâh: ben biliyorum şifreni sürekli unutuyorsun diye bana söylemiştin, tabi kendi telefonuna da yazabilirdin ama sen böyle tercih ettin ben de kabul etmiştim.
Milena: her şeyimi biliyorsun.
Milena: sevgilimden evet, bilmen gayet normal.
Agâh: şifreni söylüyorum, uygulamaya gir istersen.
Milena: sen yaz, uygulama yok bende ben ilk önce onu indireyim.
Görüldü. Milena çevrimdışı.
Görüldü. Milena çevrimiçi.
Milena: ne garip şifreymiş, neden böyle bir şey koyduk acaba?
Agâh: Mia Agâh ve Milena'nın yarı birleşmiş hali diye
Agâh: 12 Aralık da tanışmış olduğumuz gün ve ay. 1
BÖLÜM SONU
huhu biz geldik, pek hoş geldik.
Milena'nın sürekli utanması ve Agâh'ın onu inadına kızdırması.
Evet, 12 Aralığın anlamını da öğrenmiş olduk. Meğerse o gün tanışmışlar.
yıldızlar kadar öpücük bitanelerim.
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
28.4k Okunma |
1.84k Oy |
0 Takip |
47 Bölümlü Kitap |