Milena: erken saatlerde işte olursun diye öğlene yakın yazayım dedim, belki mola vermişsindir.
Milena: ben de evdeyim işte, oturup duruyorum.
Agâh: şimdi şirketten çıktım bir şeyler yiyeceğim.
Milena: çalışkan bir beyefendi.
Agâh: öyle yavrum ekmek parası.
Milena: fast food tarzı mı yiyorsun?
Agâh: genellikle, burada şirkete yakın Türk lokantası var bazen oraya gidiyorum.
Milena: sevindim senin için, ev yemekleri güzel. Tabi arada insanın canı hazır yemek istiyor. Hele geceleri, sabah hiçbir şey yememişim gibi tıkınıyorum.
Agâh: çoğunlukla hazır tüketiyorum ama işler yoğun olunca geç çıkabiliyorum.
Agâh: eve gelince de hızlı ne yapılırsa onu yapıyorum.
Milena: koşuşturmalı bir hayatın var gibi duruyor, buna ayak uydurmayı nasıl başarıyorsun?
Agâh: ayakta kalmamı sağlayacak bazı sebepler var diyelim, onlarla başarıyı sağlayabiliyorum.
Milena: anladım, umarım hep ayakta kalabilirsin hiç düşmezsin.
Agâh: çok sert düştüğüm zamanlar da oldu önemli olan kalkabilecek gücü bulmak.
Milena: evet, onu bulamadığımdan galiba sürekli düşüyorum.
Agâh: bir gün artık sen de bu kadar fazla düşmeyeceksin
Agâh: tenin yara bere içinde kalmayacak.
Milena: birazdan evi toparlayacağım daha sonra konuşalım mı? Hem sende yemek yemeye gidecektin.
Agâh: tamam yavrum sen işine bak, daha sonra konuşuruz.
Milena: aa bu arada eve bugün de mi geç gideceksin?
Agâh: bugün işlerim erken biter gibi duruyor.
İşten çıkarak arabama bindiğimde, hava kararmaya başlamıştı. Yol üzerinden bir markete girerek evin ihtiyaçlarını aldım. Bagaja yerleştirdiğim eşyalardan sonra sürücü koltuğuna yerleştiğimde evime doğru yola koyuldum. Evimle şirket arasında yarım saatlik bir mesafe vardı. Bu yüzden sabahları daha da erken çıkmam gerekiyordu. Tabi uyku açısından artık alışır hâle gelmiştim. İşten yorgun geliyor, bir de geç yatıyordum. Fakat erken kalkabiliyordum.
Elimdeki poşetleri alarak eve geçtiğimde ilk olarak evin ışıklarını yakarak holü aydınlattım. Mutfağa geçerek eşyaları yerleştirmeye başladım. Son şeyi de dolaba koyduktan sonra poşetleri kaldıracaktım ki kapının çalınmasıyla bunu daha sonra yapma kararı aldım. Aslında zilin çalmasına şaşırmıştım, benim kapımı bu saatte kim çalardı ki?
Yavaş adımlarla kapıya yöneldiğimde, deliğe bakma gereği duymadan kapıyı araladım. Nefeslerim karşımdaki bedeni gördüğünde sekteye uğradı, kalp atışlarım hızla atmaya başladı. O şuanda tam karşımdaydı. Bütün her şeyimi feda edeceğim kadın karşımdaydı.
"Yıllar önce beni kalbine almışsın, şimdi de evine alır mısın?"4
BÖLÜM SONU
yıllar önce beni kalbine almışsın, şimdi de evine alır mısın?
neler olacak deli gibi merak ediyorumm
bir sonraki bölüm texting doğal olarak yok bakalım nasıl ilerleyecek.
sizleri seviyorum, yıldızlar kadar öpücük bitanelerim.
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
28.53k Okunma |
1.84k Oy |
0 Takip |
47 Bölümlü Kitap |