4. Bölüm

4.BÖLÜM

Melike Nisa Arıcak
rastgelebiryazar

"Ey bu topraklar için toprağa düşmüş asker!

Gökten ecdat inerek öpse o pak alnını değer.

              ... 

Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?

Gömelim, gel seni tarihe desem sığmazsın."

MEHMET AKİF ERSOY

5 Saat Önce :(

"İbrahim, biz ne yapıcaz bu işi? Sen söyle. "

İbrahim artık bu soruya alışmıştı. Ahmet yılda sadece iki defa bu cümleyi söylerdi. Birincisi kızı'nın doğum günü. İkincisi eşi' nin doğum günü. Bazen gider. Bazen gidemezdi.

Bu sadece Ahmet için değil.Kendisi ve tüm askerler için geçerliydi. Asker olmak zordu. Ama söz konusu vatan olunca aileni, sevdiklerini gereğinde kendi canının bile bir önemi yoktu bizim için. Vatan sağ olsun yeter bize.

Şehit olurlardı adları sadece 45 saniye duyrulurdu. O acı sadece onlar için 45 saniyeye sığardı ama o askerin ailesi o acıyı her zaman taşırdı. Anneler, eşler ağlardı, dizleri tutmaz yere çöker ağlardı, babaları ise bir köşeye geçer sessiz sessiz ağlardı, şehit oldu cümlesi : 2 cümle, 9 harftı ama aslında herşeyi kapsardı tüm acıları kapsardı. Bu vatan aslında adını bile duymadığımız yerlerde şehit olan gariban çocuklarınındı.

"Bizim buralar bu aralar sanki biraz fazla sessiz değilmi?" Dedi İbrahim.

"Sanki, bir şeyler olmaz bence. Uzun zamandır böyle sessiz olsa şimdiye çoktan olurdu bence."

"Yani" Dedi İbrahim ama yinede içindeki kötü düşünceler asla susmuyordu. Bu durumu Ahmet'de anlamış olmalıydı.

"Kötü şeyler düşünme İbrahim." Dedi. Bir kaç dakika ikiside sessiz kaldılar. Sessizliği bir patlama sesi böldü. İkiside aynı anda dışarıya bakdılar. Ahmet dışarıyı görür görmez belindeki M4A1'i kavrayıp,

"Lan, ben sana kaç kere dedim kötü şeyler düşünme diye?"

"Ben nereden bilebilirdim komutan'ım altıncı hislerim iyiymiş demek ki."

"Şimdi ne diyormuş o altıncı hislerin? Leş'imiz çıkcakmıymış burdan?" Birşey diyemedi İbrahim çünkü tam olarak da öyle diyordu altıncı hisleri bu sefer altıncı hisleri' nin yanılmasını istiyordu. Son mermilerine kadar savaştılar. Bir mermi Ahmet'in tam kalbine geldi. İbrahim Ahmet'in yarasın baktı. Yara derindi. Ahmet yarasına rağmen gülüyordu. Çünkü ağlıyarak ölmek kendisine yakışmazdı.

"Almira ve Leyla sana emanet İbrahim."

"Kendi evladım gibi bakıcam onlara gözün arkada kalmasın."

"Hakkını helal et İbrahim."

"Helal olsun. Sende hakkını helal et."

"Helal olsun Ahmet." Ahmet hayla gülüyordu. Ama aynı şey İbrahim için geçerli değildi. Bir damla yaş süzüldü İbrahim'in gözünden yanağına. Yavaş yavaş Ahmet'in gözü kapanıyordu. Son nefesini verdi ve sonrası karanlık.

Teğmen Ahmet BOZKURT şehit düştü. Daha nice askerler şehit düştü. Ertesi gün ise manşetlerde tek bir haber vardı:hakkari'de ki karakola hain saldırı:17 şehit.

İsimleri bile geçmedi adları her zaman on yedi şehit olarak kaldı.

Geriye söylenecek tek bir cümle kaldı. Vatan sağ olsun.

                                                     ...

 

🇹🇷

 

 

 

 

 

 

 

Bölüm : 16.11.2024 20:53 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
İçindekiler
Hikayeyi Paylaş
Loading...