BÖLÜM 13 : SORA'NIN HAYALETİ

MERHABALAR BİLİYORUM BİLİYORUM YAZAMADIM AMA AÇIKLAMAYI BÖLÜM SONUNA BIRAKTIM HER BÖLÜM OLDUĞU GİBİ BU BÖLÜM SONUNDA DA BÖLÜM RESİMLERİ VAR BAKMAYI DA UNUTMAYINNNN ÖPÜLDÜNÜZZZ.

LYDİANIN AĞZINDAN

Hayat aynı yoğunlukta ilerlerken düğüne az kalmasının verdiği gerginlik olağan akışı etkileyen bir hava katıyordu ve akşam Akad Krallığına gitmek için yola çıkacaktık .Kral ve tebaası düğün günü gelmek için sadece düğünden önceki gece yola çıkacaktı .

Akad Krallığına ilk gidişim olacağı için fazlasıyla heyecanlıydım .Kraliçe Mandane orada bana Kraliçe Vione 'nin göz kulak olacağını onun sözünden çıkmamam gerektiğini söylediğinde sinirlensem de her şeye tamam deme kararımı sürdürdüm. Asıl olay ise Kraliçe Vione'nin Sora'nın annesi olması yani beni neler bekliyor pek fikir yürütemiyordum .

En son yazdığım mektuptan sonra kraldan herhangi bir geri dönüt alamadım. Bu da beni biraz korkuttu annesi hakkında söylediklerime sinirlenmiş olabileceğini düşünüyordum . Ta ki bugün yolculuğa çıkacağımız için bana bir çiçek ve not gönderene kadar ,notta ise şunlar yazıyordu :

"Sevgili eşim Lydia ;

İşlerimin yoğunluğu nedeniyle mektubunuza yanıt veremedim fakat her şey yolunda ve kocanız olarak sonuna kadar sizin arkanızdayım .Çıkacağınız yolculukta üşütmemenizi ve kendinize iyi bakmanızı rica ediyorum .Ahuda Mazda sizi korusun .

HER DAİM DESTEKÇİNİZ KOCANIZ ."

Bu nottan sonra tam anlamıyla mutlu ve tüm gerginliğim gitmişti.

Kapım çalınınca düşüncelerimi bir kenara bırakarak "Gir ." komutunu verdim . Gelen tabi ki de Yardımcımız Rayaydı :

-Leydim araba hazır eşyalarınız yerleşti. Beyefendi yola erken çıkmamızın en doğrusu olduğunu söyledi. Aşağı da sizi bekliyorlar .

Kafa sallayıp son kez odamda unuttuğum bir şey kaldı mı diye baktım ve olmadığına kanaat getirince aşağıya indim. Araba ben bindiğim anda hareket etmeye başladı .Ben ise üzgün bir tavır ile geçtiğimiz yolları izlemeye başladım.

Büyük bir kafile olarak gidildiği için at nallarının toprakta çıkarttığı ses ekstra yoğunluktaydı. Yolda pek bir şey olmadığı gibi beklediğimden de kısa bir süre de Akad 'a vardık.

Akad'a vardığımızda hava henüz aydınlanmamıştı .Geldiğimizin haberi Krallığa ulaşmış olacak ki Kraliçe ve Kral'ın ekibi bizi karşıladılar . Büyük bir özveriyle odalara taşınan eşyalarla odalarımıza yerleşmiş olduk .

Odayı incelemeye bile takatim olmadığı için direk olarak uyuma kararı aldım.

Sabahın ilk ışıklarında yoğun bir hizmetçi trafiği odamı kapladığında şaşkınca olan biten her şeye ayak uydurmaya çalıştım .

Saç ,makyaj ve kıyafet faslı bittikten sonra artık hazırdım. Bu hazırlığın sadece kahvaltı için olduğunu düşününce ister istemez yeni hayatım için tedirgin olmadan edemedim .

Hazırlık sürecim sonunda inmek için koridoru geçip merdivenlere yöneldim fakat bir hizmetli bana seslenip terasta kahvaltı yapılacağını söylediği için onun da yönlendirmesiyle terasa doğru ilerledim .

Terasa biraz daha yaklaştığımda gülme ve konuşma seslerinin yoğunluğundan kaynaklı geç kaldığımı düşünerek tedirgin olsam da görüş açılarına girdiğimde Kraliçe Vion'nın bana bakarak içten gülümsemesi ve masaya doğru elini göstermesiyle biraz olsun tedirginliğim geçmişti.

Kahvaltı da genel olarak ablam ve nişanlısı hakkında konuşulurken Kraliçe Vione'nın bana doğru seslenmesiyle ona baktım :

-Leydi Lydia duyduğuma göre sevgili yeğenim Kral Kyrousla yakın bir zamanda düğünün olacakmış .Sizin düğün hazırlığınız nasıl gidiyor sevgili ablam endişeyle bir oraya bir buraya koşuyordur .Bu tarz konularda fazla tez canlı olabiliyor maalesef .

Kyrous'un adı geçtiği anda heyecanla kendimi toparladım .

-Evet Majesteleri ablamın düğününden kısa bir süre sonra Saygıdeğer Yüce Kralımız ile düğünümüz olacak .Kraliçe Mandane düğün için çok heyecanlı kendini yormasını istemiyorum fakat dediğiniz gibi bu konuda ki heyecanı sebebiyle çok aktif çalışıyor.

-Ah ne güzel onu böyle içten düşünmen çok hoşuma gitti .Ablam çok kıymetlidir .Benim için de Kyrous için de böyle tatlı tatlı anlaşmanız çok güzel doğrusu.

Bu dediklerini garipsesem de fazla üzerinde durmadım gülümseyerek kafa salladım .Böylelikle sonunda konu benden Akad topraklarının verimine geçmişti. Bu da benim derin bir nefes almamı sağladı .

Kahvaltıdan sonra Akad Krallığını gezdirme teklifin de bulunan Kraliçe Vioane yi kibar bir şekilde yorgunluğunu belirterek reddedince Kraliçenin gözleri beklentiyle bana dönmüştü .Gitmek ve Sora hakkında her şeyi öğrenmek istesem de bir yanım gitmek istemiyordu fakat annem benden önce davranıp benim gelmemin ve Kraliçeyle gezmemin çok güzel bir fikir olduğunu söyleyip benim yerme kabul etmişti.

Mecburi olarak Kraliçe Vione ile birlikte ilk bahçe tur yaptık fakat Kyrousun bahçesinden sonra pek ilgimi çekmemişti. Sıradan krallık bahçelerinden biriydi .Kraliçe bahçenin beni pek tatmin etmediğini anlamış olacak ki konuşmaya başladı .

-Tabi ki Kyrousun bahçesi kadar olamaz bizim bahçemiz ama bence özel çiçeklerimiz hoşuna gidecektir.

Diyerek beni kocaman bir çiçek bahçesine yönelttiğinde renk renk zambaklar ,gelincikler ve sümbüller vardı .Biraz ileride bulunan orta boyutta ki gölette ise nilüferler vardı .

Bu görüntü fazlasıyla hoşuma gitmişti .

-Burası gerçekten çok güzel çiçekler harika görünüyor .

Dediğim Kraliçe Vione gülümsedi.

-Ablam bana çiçekleri çok sevdiğini illeti ben de senin için burada ki çiçeklerin tohumlarını toplattım . Belki kendine bir çiçek tarlası oluşturmak istersin eminim Kyrous bunun için sana yardımcı olacaktır.

-Emin olur o da bahçeleri ve çiçekleri çok sever.

-Peki hangi çiçeği sevdiğini biliyor musun ?

Bu soru karşısında afalladım daha önce bu konu hakkında hiç konuşmadık .Hangi çiçeği sevdiğini bilmiyordum .Biraz üzgün hissederek hayır anlamında kafamı salladım.

-Ben sana söyleyebilirim . "Portakal Çiçeği" (Neroli) aşk ve tutkuyu simgeler. Kyrousun en sevdiği çiçektir .Sen de bana portakal çiçeğini anımsattın .Bence sen de aşk ve tutkuyu temsil eden bir insansın . Tohum toplatırken portakal çiçeğinin tohumlarından da toplatıp koydurdum onu kendi emeklerinle büyütüp Kyrousa düğün hediyesi olarak vermen Kyrousun çok hoşuna gider eminim ki , hem de tam mevsimi düğüne kadar iyi bakarsan düğün zamanı çiçeklerini verir .

Bu konu beni aşırı heyecanlandırmıştı Kyrosa ne hediye verebileceğimi bilmemek ve bulamamak beni korkutsa da b fikir hoşuma gitmişti.

-Çok teşekkür ederim bana çok güzel bir hediye bahşettiniz Kraliçem .

Kraliçe Vione gülümseyerek saçlarımı okşadı ve koluma girerek krallığın içine doğru götürdü. İçini az çok görmüştüm bu yüzden holü salonu hızlı bir şekilde tanıtıp kütüphane gibi yerleri gösterdikten sonra tam geri dönecektik ki en dipte bir kapı dikkatimi çekti .

Kapıya doğru giden tüm ışıklar kapalıydı. Adeta oraya saklanmıştı bu kapı şaşkın bir şekilde Kraliçe Vione ye döndüm .

-Bu kapı nedir ?

Diye sormam ile Kraliçe Vione 'nin rengi attı .Adeta kapıya bakarak buz kesmişti. Koluna dokunduğumda sıçradı ve bana baktı .Gözleri doluydu :

-Orası kızımın odasıydı .

Demesiyle ellerim boşaldı birden Kraliçe Vione nin kolunda olan elim birden kolundan düştü .O kadar beklenmedikti ki uzuvlarımın kontrolünü bile kaybettim .

-Sora'nın mı ? diye sordum zorlukla .

Kraliçe şaşkın bir şekilde bana baktı .

-Biliyor musun?

-Tam olarak değil .Sadece kısa bir süre Kyrousun nişanlısıymış daha sonra vefat etmiş .Bu kadar biliyorum .

-Demek Kraliçe Mandane sırrımızı hala saklıyor ha

Demesiyle şaşırdım .Boynunda olan zincirden anahtarı çıkarttı .Kapıya doğru giderek kapıyı açtı ve bana eliyle gel işareti yaptı .Ürkek adımlarla yanına doğru ilerlesem de buna hazır olup olmadığımı henüz bilmiyordum .

Odaya girdiğimiz de uzun süredir kullanılmadığı ve havalandırılmadığı için fazlasıyla havasız ve toz içindeydi .Kraliçe pencereye doğru giderek perdeleri çekti ve camı açtı .Oda biraz da olsa ferahlamış ve aydınlanmıştı derken bütün perdeleri açtı ki odayı net görebilelim.

-Kapıyı kapat ve gel Lydia lütfen .

Dediğinde dediğini yapıp kapıyı kapattım. Tekrar yönümü odanın içerisine döndürdüğümde yatağın tam karşısında kocaman bir portre gördüm sarı saçlı mavi gözlü ve buğday tenli çok güzel bir kadın tablosuydu .

Birden buranın Sora'nın odası olduğu aklıma gelince bu resmin ona ait olduğun anladım .Çok güzel bir kadınmış , o kadar güzel ki Soraya değil de nasıl bana aşık olabildi Kyrous şaşırmıştım .

-Çok güzel bir kadınmış

Dediğim de Kraliçe Vione de tabloya döndü .

-Evet çok güzeldi ama keşke kaderi güzel olsaydı .Onun sebebi ben ve ablam oldu .Asla kendimi ve ablamı affetmeyeceğim ama o ablam ona saygısızlık da yapamam.

-Nasıl yani ölüm sebebi nasıl siz ve Kraliçe Mandane olabilirsiniz ?

-Bak Lydia bunları sana temkinli olan attığın adıma dikkat et ki kızım gibi olmasın .Ablam sandığından daha tehlikeli ve istediğini elde etmek için her şeyi yapar ki onun isteği sen ve Kyrousun avcunun içinde olması bu yüzden onun tarafında değilsen bile öyleymiş gibi yap ona sakın güvenme .

Diyerek Sora'nın hazin sonu ile biten hüzünlü aşk hikayesini anlatmasıyla donup kaldım .Ne diyeceğimi ne yapacağımı bilemedim .

Bildiğim tek şey bile artık Kraliçe Mandane'nin büyük sırrı olan Sora hikayesini tüm çıplaklığıyla öğrenmiştim . Artık Kraliçe Mandane benden korkmalı fakat bu sırrı bildiğimi henüz bilmeyecek zamanı geldiğin de onu öyle bir dumura uğratacağım ki Lydia'nın kim olduğunu o zaman öğrenmiş olacak.

HERKESE SELAMLAR UZUN BİR ARADAN SONRA HEPİNİZE TEKRAR MERHABA DEMEK ÇOK HOŞUMA GİTTİ. BÖLÜMLERİ STOK YAPMADIĞIM BİR HAFTA İÇİNDE YAZIP YAYINLADIĞIM İÇİN HAYATIMIN OLAĞAN AKIŞINDA MAALESEF AKSAMA DURUMU OLABİLİYOR .BÖLÜMÜ NASIL BULDUNUZ YORUM VE VOTELERİNİZİ BEKLİYOR OLACAĞIM.AŞAĞI DA BÖLÜM SONU FOTOĞRAFLARI VAR .BAKMADAN GEÇMEYİN DERİM .

KRAL KYORUSUN EN SEVDİĞİ ÇİÇEK OLAN TURUNCU PORTAKAL ÇİÇEĞİ NEROLİ VE SİZE BİR SIR VERİYİM LYDİAYI BU ÇİÇEĞE BENZETİYORR.

SORAYI GÖRMÜŞTÜNÜZ ZATEN FAKAT LYDİANIN İLK GÖRÜŞÜ TABLO TAM OLARAK BUYDU.