

HERKESE SELAMLARRRRRR UMARIM BEĞENDİĞİNİZ BİR BÖLÜM OLUR .VOTE VE YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN ....
LYDİA'NIN AĞZINDAN;
Yolculuk zamanı gelip çattığında uyku bastırmıştı bile ama tüm eşyalarımız tam anlamıyla yüklenmemişti bu yüzden de Kyrous daha arabaya binemeyeceğimizi söylüyordu .Bu yüzden dışarıda bahçeye yakın bir sandalyede bahçeyi izliyordum. Tabi fazlasıyla karanlık bir ortamda ne kadar görebilirsem .
Düşünceler içerisinde bahçeyi izlemeye o kadar dalmışım ki Kyrous'un yanıma geldiğini ancak omzuma dokununca fark edebildim.
-Güzel tilkim seni bu denli düşündüren şey nedir ?
-Genel şeyler yani her şey çok hızlı ilerliyor . Sen ve ben , ablam ,burada yaşanılanlar ,annenle yaşadıklarımız her şey kafamı kurcalıyor .
-Burada ne yaşandı ?
Göğüs kafesim pot kırmanın verdiği korkuyla hızlıca kabardı .Kraliçe Vione ile olan şeyleri şimdilik ona anlatamazdım .Ne demeliyim diye düşünürken aklıma ablamın düğünü geldi.
-Ablamın düğününü gördüm ya biraz gerildim çok ince işçilik gerektiren bir iş bunları kast etmiştim.
Kaşlarını kaldırdı sanki dediklerimi garipsemiş gibiydi ama bir şey fırsatı olmadan arabacı arabanın hazır olduğunu söyledi . Hemen ayağa kalktım ve elinden tutarak onu da kaldırdım .Arabaya bindiğimiz de güneş çoktan ufukta görünüyordu.
YAZARIN AĞZINDAN;
Güneşin ilk ışıkları Akad Krallığı'nın görkemli sarayını aydınlatırken, Kral Kyros ve nişanlısı Leydi Lydia, Pers Krallığı'na uzanan yolculuklarına hazırlanıyordu. Heyecan ve mutluluk dolu bakışları, at arabasının penceresinden dışarıya, ufukta uzanan engin çöllere doğru yönelmişti. Yanlarında, sadık hizmetçileri ve muhafızlardan oluşan küçük bir kafile yer alıyordu.
At arabası, Akad'ın bereketli ovalarında ve heybetli şehirlerinde hızla ilerlerken, Kral Kyros ve Leydi Lydia, pencerelerinden manzaranın tadını çıkarıyordu. Güneş batarken, kafile çölün uçsuz bucaksız kum denizine adım attı. Kum tepeleri, rüzgarın uğultusuyla adeta dalgalanıyor, gökyüzünü kızıl bir renge boyuyordu.
Aradan geçen iki günlük zamandan sonra ise ufukta yükselen dağ silüetleri Kral Kyros ve Leydi Lydia'nın kalbini heyecanla doldurdu. Bu, Pers Krallığı'na giriş kapısıydı. Dağları aştıktan sonra, Kral ve kafilesi, görkemli Pers şehri Susa'nın muhteşem manzarasıyla karşılaştılar. Sarayların altın kubbeleri ve tapınakların renkli kuleleri güneş ışığında parıldıyordu.
O gece, Kyros ve Lydia sarayın en güzel odasına çekildiler. Oda, yumuşak mum ışığıyla aydınlatılmış ve taze çiçeklerle süslenmişti. Yorgunluktan bitap düşmüş olsalar da, kalpleri mutlulukla dolup taşıyordu. Yarın gün doğumu onlara ne getirecek bilmiyorlardı ama yeni bir sayfanın güzel cümleleri onlar için çoktan yazılmaya başlamıştı .
LYDİANIN AĞZNDAN;
Günün ilk ışıkları gözlerimi telaşla açmama sebep olsa da kahvaltıya vaktinden önce gelmem beni hayli rahatlatmıştı. Benim hemen ardımdan Kraliçe Mandane geldiğinde bana samimi bir gülümseme ve güçlü bir sarılma verdiğinde şaşırmıştım. Bir şey söylemeden ben de karşılık verdikten sonra benden ayrılarak kollarımı tuttu ve içten , anaç bir sesle benimle konuşmaya başladı:
-Lydia tatlım o kadar özledim ki seni uzun zamandır görüşemedik .
Bu söyledikleri bir oyun muydu ? Amacı neydi neden bana bu şekilde davranıyordu.
-Teşekkür ederim majesteleri ben de sizi özledim fakat bu özleminizi başka bir şeye mi borçluyum .
Dramatik bir şekilde elini kalbine koyup garip gururlu bir yüz ifadesi takınmasıyla kafam iyice karışmıştı.
-Siz gelmeden önce kardeşimin bana gönderdiği bir mektup elime ulaştı .Senden övgü dolu bahsediyordu. Sadece o da değil düğüne davetli bir çok krallık tebrik mektubu yollamış ve senin ne kadar kibar ve saygın bir hanımefendi olduğundan bahsetmiş .
Kollarımı biraz daha sevgi dolu sıkıp beni kendisine çekti. Sarılırken konuşmasına devam etti.
-İnan şaşırdım ama o kadar çok gurur duydum ki sana nasıl bir hediye versem diye düşündüm .Hem sana olan güvenimi göstermek hem de aramızda herhangi bir sorun olmadığını sana gösterebilmek adına bir karar verdim sevgili tavşancığım.
Cidden bu konuşmanın sonu nereye gidiyor .Tavşan da ne anne oğul normal sevgi cümlelerini kullanamıyorlar mı ?
Sahte bir gülümseme ve sahte bir merakı Kraliçe Mandaneye armağan ederek sordum:
-Beni heyecanlandırdınız Kraliçem nasıl bir karar verdiniz .Yoksa başka bir saray da mı yaşamaya karar verdiniz.
Kraliçe Mandane'nin suratı düşse de hemen toparlandı ve sahte gülümsemesine devam etmesi buna daha fazla katlanmak istemediğimi fark etmeme sebep oldu.
-Tatlı Lydia ne kadar komiksin benim bu saraydan ancak ölüm çıkar .Düğününü tamamen kendin dekore edeceksin her şeye kendin karar vereceksin ben karışmayacağım ve böylelikle hem sana olan güvenim artacak hem de zevklerini az çok anlayacağım ama düğününden önce organize etmen gereken bir kutlama daha olacak .Eğer ki onda herhangi bir hayal kırıklığı yaşarsam henüz bir kutlama yapabilecek biri olmadığını anlarım .Bu da demek oluyor ki düğünü de sadece ben dekore ederim .
Sinsi bir gülümseme suratında oluştuğunda amacının beni alt etmek olduğunu ve beceriksiz olduğumu düşündürmek . Bir şey demeye tenezzül bile etmedim sadece gülümsedim ve yerime oturdum Kralın soluna ,Kraliçe Mandane ise tam karşıma Kralın sağına geçti.
Beklerken kralın baş danışmanı geldi ve kralın yemeğe katılamayacağını bizim başlayabileceğimizi söyledi.
Ne kadar Kyrosu görmek istesem de onun bir kral olduğunu unutmamam gerekiyor. Bugün divanın toplanacağını hatırladım bu yüzden daha da başının kalabalık olacağını düşündüğüm için yemekten sonra direk odama geçtim .Düşündüğüm tek şey kutlamaydı ne yapacağımı kestiremiyordum daha önce böyle bir sorumluluğun altına girmemiştim.
Kafamın dağılması için buraya getirdiğim kıyafet sandığımdan parşömenlerimi çıkaracaktım fakat kıyafet sandığım yoktu .Bir an yanlış odaya geldiğimi düşünerek etrafa baktım ama burası bana tahsis edilen odaydı . Hemen bir hizmetçiye seslendim ,hızlıca odama geldiğinde telaşlı görünüyordu.
-Leydim bir sorun mu var?
-Kıyafet sandığım nerede ?
-Efendim sizin haberiniz yok mu ?
Diyerek şaşkın bir şekilde bana baktı .
-Neyden haberim yok ,ne oluyor ?
-Kralımız eşyalarınızı kendi odasına götürmemizi istedi .Kraliçe Mandane de onayladı . Hepsi kralın odasında artık Yüce kralımızla kalacakmışsınız .
-Bunu bana ne zaman haber vermeyi düşünüyordun.
-Ahuda Mazda beni cezalandırsın ki haberiniz var sandım Leydim ama ne olursa olsun en ufak bir şey de size haber vereceğim söz veriyorum .
Bana sorulmadan eşyalarım alınıyor .Başka odalara taşınıyorum ama benim haberim bile olmuyor ve bütün bunlar ben kahvaltıdayken oluyor .Sinirlenmemek elde değil.
-Kralın odasına götür beni hemen
Hizmetçi kafa sallayıp odadan çıktığında onu takip ederek Kyrousun odasına geldik.
-Majesteleri odada mı ?
-Bildiğim kadarıyla biraz önce geçtiler Leydim.
Kafa sallayarak ona git işareti yaptım . Kapıyı tıklattığımda gir komutuyla içeri girdim.
-Yüce Majesteleri benimle aynı odada kalacakmış bu ne büyük onur böyle
Diyerek cilveli bir şekilde yatağa doğru yanına doğru giderken erkeksi kıkırtısını duydum .Anlaşılan ben gelmeden önce yatağa uzanmıştı .
Hemen arkasına geçip başına ve omuzlarına sırayla masaj yapmaya başladım. Beğendiğini belli eden sesler çıkarırken birden elimi tuttu ve beni kucağına çekti.
-Günün nasıl geçti tatlı tilkim .
-Sıkıcı ve büyük sorumluluk alarak .
Dediğimde kaşlarını çatmıştı .Anlatmamı beklediğini anladığımda Kraliçe Mandane ile aramda geçen tüm konuşmayı anlattığımda çaktırmadan gülüyordu.
-Kyrous neden gülüyorsun ben sana hiç böyle bir şey yapmadım diyorum bu kötü bir şey ne yapacağım ben
Gülümseyerek ;;
-Tatlı Lydiam bir yerden başlaman gerekiyordu . İyi de yapsan kötü de yapsan bu bir deneyim senin için avantajlı bir durum sonuç ne olursa olsun her türlü seninle gurur duyarım çünkü güzel bir tecrübe kazanmış olursun .Hem sen Kraliçenin öyle konuştuğuna bakma kendisinin ilk kutlaması pek iyi gitmemiş ve büyükannem iki sene boyunca ona hiçbir kutlamayı dekore ettirmemiş .Emin ol annem bu durumu sana yaşatmaz ne kadar üzücü bir durum olduğunu biliyor .
Hiçbir şey demeden kafamı omzuna yasladım .Sırtıma sıvazlamasıyla ihtiyacım olan tek şeyin Kyrousa sarılmak olduğunu anladım.
Kafamı kaldırdığımda göz göze geldik .Dudaklarına yöneldiğimde içimde bir maraton kopmaya başladı. Elleri hemen kalçalarımı bulduğunda istemsiz inlediğim de boğazından kıkırtı sesi geldi .Yatağa doğru onu ittiğimde hiç beklemeden boynuna yöneldim .Bir yandan da ellerimi onun en mahrem yerine doğru ilerlettiğim de ne yapmaya çalıştığımı anlayarak beni durdurdu.
-Şuan değil arsız tilkim henüz evlenmedik .Masumiyetini zedelemek istemiyorum .Sadece biraz daha sabretmemiz gerek.
-Ama ben şimdi istiyorum. Sen benim kocamsın önemli olan kalplerimizin birliği değil mi?
-Elbette ama evlilik kutsaldır saflıktır .Bu saflığı iradesizliğimizle bozmamalıyız .İnan senden daha çok istiyorum fakat senin saflığına zarar gelsin istemiyorum .
Sessiz bir kafa sallayıp ardından yatağa geçtik ve sadece uyuduk sadece uyuduk .Arsız biri değilim ama konu o olunca her şey tepetaklak oluyor .
Böylelikle hiçbir şey yaşanmadan uyumaya geçtik ben de yarın dinç olup kalkmam ve kutlamaya hazırlanmam gerektiği için bu konuyu düşünmemeye çalıştım.
VOTE VE YORUM YAPMAYI UNUTMAYINNN.AŞAĞIDA BİR KAÇ KYROUS VE LYDİA FOTOĞRAFI BIRAKTIM.
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 3.97k Okunma |
348 Oy |
0 Takip |
31 Bölümlü Kitap |