20. Bölüm
RedVelvet7781 / PERS KRALLIĞI / BÖLÜM 19 :İHANETİN FISILTILARI

BÖLÜM 19 :İHANETİN FISILTILARI

RedVelvet7781
redvelvet7781

HASTA OLDUĞUM İÇİN MAALESEF BÖLÜM YAYINLAYAMADIM AMA SİZE BOL KAOSLU BİR BÖLÜM YAZDIM .UMARIM BEĞENİRSİNİZ VOTE VE YORUMLARINIZ BENİM İÇİN ÖNEMLİ .İYİ OKUMALAR ...

LYDİA;

Kapımın güm güm vurulmasıyla yatağımdan sıçradım. Yastığımın altındaki hançeri kontrol ederek "Girin!" dedim. Baş hizmetçim Serefin, soluk soluğa odama girdi.

"Prenses Lydia, duyduklarıma inanamayacaksınız!"

Endişeyle yerimde doğruldum. "Neler oluyor Serefin? Neden bu kadar endişelisin?"

"Prensesim, eğer beni görselerdi orada kellemi koparırlardı!"

"Serefin, uzatma, ne oldu söyle!"

"Prensesim, sizin dediklerinizi yaptım ve odama geçiyordum. Aşağı inen merdivenin alt köşesinde fısıldaşmalar duydum. İlk başta korktum, cinler periler musallat oldu sandım. Sonra Kraliçe Mandane ve sizin adınızın geçtiğini duydum. Kraliçe Mandane, hadımlardan ikisine sizin odanıza Büyük Deyvî'nin girdiğini söylemeleri için tutmuş, hatta birkaç hizmetçi kızı da yalancı şahitliğe zorlayacakmış."

(Vezir (Büyük Deyvî): Kralın sağ koluydu ve krallığın işleyişine dair önemli kararlar alır, çeşitli bakanlıkları yönetirdi.)

Dediklerini dehşet içinde dinledim. Böyle bir şeyi nasıl yapabilirdi? "Neden Büyük Deyvî? Neden başka biri değil?"

"Haberiniz yok mu? Büyük Deyvî, Kraliçe Mandane'nin artık iktidarda kalmasının güç zehirlenmesi olduğunu düşünüyor ve size devretmesi gerektiğini savunuyor. Sanırım bu dedikoduyla hem sizi hem de Büyük Deyvî'yi ortadan kaldırmış olacak."

Kafam allak bullak olmuştu, ne yapmam gerektiğini bilmiyordum. Hemen Akad Krallığı'na, Kraliçe Viona'ya mektup yazmaya karar verdim. Serefin hemen kalem kağıt getirdi.

Tüm olanları tek tek anlattım. Kraliçenin sürekli arkamdan iş çevirdiğini ve bu sefer daha büyük ve korkunç bir şey yapacağını anlattım. Daha sonra Kral Kyrous'a da bir mektup yazıp güvendiği adamlarıyla bu olayları teyit ettirmesi ve olay patlak vermeden önce yardımcı olmasını rica eden bir mektup yazdım. Bu mektuplar sahiplerine ulaşana kadar, içerideki müttefiklerimle olası kaosu engellemek ve Kraliçenin Kyrous gelmeden beni bu iftirayla yok etme planını suya düşürmek için ilk önce Prenses Esme'nin odasına gittim. Gecenin bir yarısı olduğu için doğal olarak uyuyordu.

Kapısını çaldığımda ses gelmedi. Fakat iki üç kez çaldığımda içeriden endişeli bir ses geldi. Prenses Esme beni görünce yüzü yumuşasa da endişeyle bana bakıyordu.

"Lydia, neler oluyor?"

"Prensesim, çok kötü şeyler oldu, kime gideceğimi bilemedim."

Yanına çöktüm ve tüm olan biteni, mektuplar da dahil, anlattım. Her kelimemde yüzü korku ve endişeyle kasılıyordu.

"İnanamıyorum, Mandane bunu nasıl yapar? Rajan haklıymış. Gerçekten de güç zehirlenmesi yaşıyor. Mektup göndermeyi çok iyi düşünmüşsün. Sorun şu ki Kyrous seferi bitmeden gelemez. Buraya müdahalesi çok geç olur. Akad Kraliçesi kardeşi bir mektup gönderirse belki Kyrous gelene kadar oyalar ama buna pek ihtimal vermiyorum. Sabah Rajan'ı çağırıp onunla bu konuyu konuşurum (Büyük Deyvî yani vezir diye bahsettikleri kişinin adı Rajan). Sen sakin ol, abime de bu konuda bilgi vereceğim. Tüm Kraliyet senin yanında durursa Kraliçe Mandane etkisiz kalır."

Esme'nin sözleri beni biraz olsun rahatlatmıştı. En azından yalnız değildim. "Esme, çok teşekkür ederim. Senin desteğin benim için çok önemli."

"Ne demek Lydia? Biz bir aileyiz ve her zaman birbirimizin yanında olmalıyız." Esme'nin samimiyeti beni duygulandırmıştı. "Şimdi sen dinlenmeye çalış. Ben Rajan ile konuştuktan sonra seni bilgilendireceğim."

Odamıza geri döndüm. Fakat yatakta dönüp durmaktan başka bir şey yapamadım. Aklım sürekli Kraliçe Mandane'nin hain planlarıyla doluydu. Sabahı zor ettim. Esme'nin odasına gittiğimde Rajan'la hararetli bir şekilde konuştuklarını gördüm.

"Lydia, geldiğine sevindim," dedi Esme. "Rajan da seninle aynı fikirde. Bu iftirayı ortaya atmadan önce engellemeliyiz."

Rajan, "Kraliçe Mandane'nin bu kadar ileri gideceğini tahmin etmemiştim. Bu iftira hem senin hem de benim itibarımı zedeleyecek. Hemen harekete geçmeliyiz."

"Peki ne yapabiliriz?" diye sordum.

"İlk olarak, hadımların ve hizmetçi kızların ifadesini almalıyız," dedi Rajan. "Onları konuşturabilirsek Kraliçe Mandane'nin planını ortaya çıkarabiliriz."

"Ama onları nasıl konuşturacağız?" diye sordum.

"Bunun için güvendiğimiz adamlarımızı kullanacağız," dedi Rajan. "Onları sorguya çekerek gerçeği öğrenmeye çalışacağız."

"Ayrıca, Kraliçe Mandane'nin bu planı yaparken kullandığı kişileri de tespit etmeliyiz," dedi Esme. "Onları da konuşturabilirsek Kraliçe Mandane'nin suçunu kanıtlayabiliriz."

"Haklısınız," dedim. "Hemen harekete geçmeliyiz. Zamanımız çok kısıtlı."

Rajan, "Öncelikle, hadımları ve hizmetçi kızları ayrı ayrı sorguya çekmeliyiz. Onlara baskı yapmadan, nazikçe sorular sorarak gerçeği öğrenmeye çalışacağız. Lydia'nın bu sorgulamalara dahil olmaması en iyisi. Kraliçe Mandane'nin adamları onu gördüklerinde şüphelenip planlarını bozabilirler."

Esme, "Rajan haklı. Lydia, sen odanda kal ve güvende ol. Biz sana haber vereceğiz."

"Peki, siz nasıl uygun görürseniz," dedim. İçimde bir endişe vardı ama onlara güvenmekten başka çarem yoktu.

YAZAR ;

Rajan ve Esme, güvendikleri adamlarını toplayıp hadımları ve hizmetçi kızları sorgulamak için farklı odalara götürdüler. Sorgulamalar saatler sürdü. Bazıları korkudan titrerken bazıları da Kraliçe Mandane'nin gazabından çekindikleri için konuşmak istemedi. Ancak Rajan'ın ve Esme'nin kararlı tutumu sayesinde yavaş yavaş gerçekler ortaya çıkmaya başladı.

Sorgulama bittikten sonra Rajan, Esme'nin odasına gelerek ona olan biteni anlattı. "Esme, hadımlardan biri sonunda konuştu. Kraliçe Mandane'nin onlara Lydia'nın odasına Büyük Deyvî'nin girdiğini söylemeleri için para teklif ettiğini itiraf etti. Hizmetçi kızlardan ikisi de yalancı şahitlik yapmaları için zorlandıklarını söyledi. Hatta Kraliçe Mandane'nin onlara Lydia'yı zehirlemeleri için emir verdiğini de öğrendik."

Esme, "İnanılmaz! Mandane bunu nasıl yapar? Lydia'yı zehirlemeyi bile planlamış."

Rajan, "Evet, Esme. Mandane kontrolden çıkmış durumda. Onu durdurmak zorundayız. Ayrıca Kraliçe Mandanenin adamlarından birinin yakaladığımız hizmetçi kıza zehir verdiği ve hizmetçi kızın çok korktuğu için zehri yere döktüğünü öğrendik. Hizmetçi kızın ifadesini doğrulayacak kanıtlar var."

Esme, "Peki şimdi ne yapacağız?"

Rajan, "Hemen Büyük Amca Darius'u çağırmalıyız. Onun deneyimi ve bilgeliği bize yol gösterecektir."

Esme, baş danışman Darius'a haber gönderdi. Kısa süre sonra Darius, endişeli bir ifadeyle Esme'nin odasına geldi.

"Rajan, Esme, neler oluyor? Bana acil bir durum olduğunu söylediniz."

Rajan, Darius'a Kraliçe Mandane'nin hain planlarını ve sorgulamalardan elde ettikleri bilgileri anlattı. Darius, dikkatle dinledikten sonra derin bir nefes aldı.

"Bu çok ciddi bir durum. Mandane'nin bu kadar ileri gideceğini tahmin etmemiştim. Onu durdurmak için hemen harekete geçmeliyiz. Öncelikle, hadımların ve hizmetçi kızların ifadelerini yazılı hale getirmeliyiz. Bu ifadeler, Mandane'nin suçunu kanıtlamak için önemli bir delil olacaktır. Ayrıca, saraydaki tüm muhafızları ve hizmetçileri bilgilendirmeliyiz. Onlara Mandane'nin hain planlarını anlatmalı ve Lydia'yı korumaları için talimat vermeliyiz. Ardından, Kyrous'a acil bir haberci göndermeliyiz. Ona olan biteni anlatmalı ve hemen geri dönmesini istemeliyiz."

Esme, "Büyük Amca, haklısınız. Hemen harekete geçmeliyiz. Lydia'yı korumak ve Mandane'nin planlarını bozmak için elimizden geleni yapmalıyız."

Rajan, "Ayrıca, Mandane'nin bu planı yaparken kullandığı kişileri de tespit etmeliyiz. Onları da konuşturabilirsek Mandane'nin suçunu daha da güçlendirebiliriz."

Darius, "Evet, Rajan. Bu çok önemli. Mandane'nin suç ortaklarını bulmak için saraydaki tüm kayıtları ve yazışmaları incelemeliyiz."

Üçü birlikte, Kraliçe Mandane'nin hain planlarını bozmak ve Lydia'yı korumak için bir plan yaptılar. Zamanları çok kısıtlıydı ama kararlılıkları tamdı.

SAVAŞ;

Kyrous, eline geçen mektupla dehşete kapılmıştı. Savaş bitmek üzereydi ve kazanıyorlardı. Lydia'nın mektubu onu darmadağın etmişti. Hemen amcasına ve Rajan'a mektup gönderip olaya müdahale etme yetkisi verdi. Aradan iki gün geçtiğinde amcasının mektubunu alan Kyrous, henüz mektup göndermeden onların mektup gönderdiğini görünce Lydia'nın onlardan yardım aldığını anladı. Bu, içini rahatlatmakla birlikte güzel karısının zeki olduğunu da gösteriyordu.

Mektupta deliller bulunduğunu, hatta annesinin güzel karısını zehirleme planı bile olduğunu öğrenince deliye dönmüştü. Hiçbir yere sığamıyordu. Çadırından çıktı ve savaş alanına baktı. Gördüğü manzara kalbini körükledi. Geri çekilemezdi, ne pahasına olursa olsun bu şehir onun olacaktı. Belki o da annesi gibi bir güç zehirlenmesi yaşıyordu, kim bilir...

SARAY;

İçim içimi yiyordu. Kraliçe'nin beni hem zehirlemek istemesi hem de iftira atması, onun benden ciddi düzeyde korktuğunu gösteriyordu. Bu kadar ileri gidebileceğini hiç düşünmemiştim. Akad Krallığı'ndan mektup geldiğinde içime biraz daha su serpilmişti. Kraliçe Viona, herhangi bir isyan veya Kraliçe Mandane'nin müttefikleriyle üstüme gelmesine karşılık güvendiği bir ekip oluşturup Perse'ye göndereceklerini ve benim emrimde olacaklarını söyledi. Bu konuyu tabii ki Rajan, Amca Darius ve Prenses Esme'ye haber vermiştim. Onlar da bunun mantıklı ve tedbirli bir karar olduğunu düşündü ama içim hâlâ sıkılıyordu.

Kraliçe Mandane büyük bir sessizlik içindeydi. Kimseyle konuşmuyor, kahvaltılara bile inmiyordu. Planlarının bozulduğunu ve bizim öğrendiğimizi bilmiyordu. Öğrendiği zaman ne yapacağını merakla bekliyordum.

 

BOL KAOSLU BİR BÖLÜM OLDU KISA KESMEK İSTEMEDİM BU NEDENLE İKİ VEYA ÜÇ BÖLÜM DE BU KONUYU İŞLEMEK İSTİYORUM .AŞAĞIYA RESİMLER BIRAKTIM BAKMAYI UNUTMAYIN .UMARIM SEVMİŞSİNİZDİR BİR DAHA Kİ BÖLÜMDE GÖRÜŞMEK DİLEĞİYLE İYİ OKUMALAR ...

 

 

Bölüm : 25.02.2025 13:15 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...