36. Bölüm
Meryem İspir / ~★Ölümle Yaşam Arası★~(Tekrar düzeltiliyor!!) / BÖLÜM 36-ÖFKE

BÖLÜM 36-ÖFKE

Meryem İspir
ricardomeryem

Sabah olduğunda aceleyle ayağa kalktığım sırada kasıklarım ve bacaklarımın ağrımasıyla inleyerek geri oturdum yatağa.

"Offf!"dedim ve elime telefonumu aldım.

Saat 06.25'ti.

Allah'a şükür askeriyeye geç kalmamıştık.

Ayağa kalkmayı denediğimde ağrı ile bir daha oturdum.

"Of!Of!Of Turan!"dediğimde Turan gözlerini açtı.

"Niye bağırıyorsun ya sabah sabah?"dedi uykulu ve derinden gelen sesiyle ve arkasını döndü.

Kalçasına vurdum.

"Kalk lan!"dediğimde bana döndü ve gözlerinin arasından bana baktı.

"Ne oldu ya?"

"Giydir beni Turan.Derhal!Ben seni öldürmeden giydir beni"dedim.

Olduğu yerde doğruldu.

"Niye yavrum elin ayağın tutmuyor mu?"

"Elim tutuyor ama bacağım tutmuyor!"

Yataktan kalkıp dolaptan kendine ait bir tane tişört ve eşofman altı getirdi.

Elimden tutup kaldırırken inledim.

"Ahh"dedim.

"Ne oldu?"

"Sence?Sence ne oldu acaba?"diyerek koluna vurdum.

"Tamam kızım vurma ya.O kadar da sert yapmadım"

"Bok sert yapmadım,bu sert olmayan hâliyse sertini düşünemiyorum"

Sırıtarak bana bakarken üzerime tişörtü geçirdi.

Şortumu çıkartıp özenle eşofman altını giydirdi.

"Hadi giyinde geç kalmayalım"

Başını sallayarak dolaba doğru ilerlerken bende komidinden beylik tabancamı aldım ve belimdeki kılıfa geçirdim.

Künyemi boynuma takıp yatağa geri uzandım.

Turan giyinmiş yanıma gelmişti.

"Kalabilecek misin?"

"Evet"diyecekken bir anda beni kucağına aldı ve dudağıma buse kondurup odadan çıkardı.

Küçük çantamı alıp evden çıktı.

Çantayı kucağıma bırakırken kendi ayakkabılarını giydi ve benimkileride giydirdi.

Arabaya bindirirken özenle bindirdi ve koşa koşa yanıma bindi.

Geç kalmamak için hızla arabayı çalıştırıp yola çıktık.

🇹🇷🐺🌒

Askeriyeye vardığımızda ağrı biraz azalmıştı.

Otoparka aracı park ettiğimizde indim ve ona kaş göz yapıp koşarak yatakhane binasına girdim.

Bizim koğuşu bulup kapıyı sertçe açtığımda uyuyan bütün herkes bir anda uyandı ve esas duruşa geçti.

"Hazırlanın!"deyip kendi yatağımın oradaki dolaba yöneldim.

Üniformamı giyerken fark ettirmesemde acıdan kıvranıyordum.

Beremi takarken yanımda aynayı işgal eden Kartal'ın ensesine vurdum.

"Ah!Komutan'ım yaa!Benim enseme niye herkes vuruyor?"dedi.

"Kes lan!Seviyoz işte seni"dedi arkadan Mehmet.

Beresini takmadan önce onun saçlarını karıştırdım.

"Komutan'ım yaa!"dedi Kartal.

Gülerek cevap verdim ve Kartal'ın önüne geçip saçlarını düzelttim ardından beresini taktım.

"Al lan yemedik saçını"dedim.

Tek elimle iki yanağından sıkıştırdım.

"Oğluşum bee!"diye bağırdım.

Elimi geri çekip beremi düzelttim.

Gülerek cevap verdi.

Kapı çalınca oraya bakıp "Gir!"dedim.

Nöbetçi asker geldi.

"Komutan'ım Albay sizi ana toplantı odasında bekliyor.İbrahim Komutan'ım da geliyor"dedi.

"Tamam asker çıkabilirsin"dedim.

Herkes hazır olduğunda kartlarımızı okutup ana toplantı odasına girdik.

İçeride Turan ve İbo sohbet ediyordu.

Turan geldiğimi görünce ayağa kalktı.

"Oturabilirsin Göktürk"dedim.

Herkes yerine otururken bir tek ben oturmadım.

Albay gelince hepimiz selama durduk.

"Oturabilirsin"deyince ben oturmadım.

"Niye oturmuyorsun Kara Şimşek?"dedi Albay.

"Şey Komutan'ım benim bacaklarım ağrıyor da dün çok gezdim o yüzden oturmasam olur mu?"dedim.

Albay tek kaşını kaldırıp beni süzdü fakat uzatmadı.

"Tamam sorun yok biz konumuza dönelim"dedi.

Turan'a baktığımda sırıtarak bana bakıyordu.

Masanın altından onun ayağına vurunca gülerek Albay'a döndü.

"Bir kaç grup terörist yine sınırdaki terk edilmiş köylere yerleşmişler.Orayı tamamen temizlemeniz gerekiyor ve bir kişiyi oradan çıkarmanız gerek."derken eliyle bir adamın fotoğrafını çıkardı.

"Adamımız bu,İstihbarat'ın adamı.İsmine gerek yok.Adamı bulduğunuzda BaşKomutan'ınız kodu söyleyecek.Adam ise ona verilen kodu söylediğinde adamı alıp en az hasarla döneceksiniz.Sorusu olan var mı?"diye sordu.

Cevap gelmeyince ayağa kalktı.

Herkes aynı anda ayağa kalktı.

"15 dakikaya helikopter kalkıyor.Allah yardımcınız olsun çocuklar"dedi.

"Sağol!"diye bağırdık.

Albay odadan çıkınca adamın suratını ezberledim.

"Komutan'ım"dedi arkadaki asker.

"Söyle"dedim arkama dönerek.

"Sizin kodunuz bu,bu ise adamın size söyleyeceği kod"diye bir kart uzattı.

"Sağol asker"dedim.

Baş selamı verip bilgisayardaki işine geri döndü.

"Tim!"diye bağırdım.

"Konu belli herkes hazırlanmaya başlasın!"dedim ve odadan çıktım.

Aşağıya inerken derin bir nefes verdim.

Bize ait olan teçhizat odasına indiğim gibi operasyon kamuflajlarımı giydim.

Ardından iki adet ağrı kesici içtim.

Kaskımı,kolluklarımı,dizliklerimi geçirdikten sonra yüzüme ise puşimi bağladım.

Beremi dolaba bıraktım.

Hücum yeleğini giyip eşyaları yerleştirdim.

Tüfeğimi ve çantamı alıp sessizce helikopter sahasına çıktım.

Bizimkiler de bir bir gelince Albay'a selam verip helikoptere bindik.

Helikopterde giderken Kerimcan'ın ve Kartal'ın heyecanı yüzlerinden okunuyordu.

🇹🇷🐺🌒

Helikopterden inmemizle hepsine yerlerini söylemeye başladım.

"Aycalı,Korkusuz,Gizli,İslamic ve Suskun siz orta alandan giriş yapacaksınız emrimle"

(Sırasıyla Hüseyin,İsmail,Emre,Mustafa ve Kubilay)

"Kara Fatma,Ateşli,Kolsuz,Kansız,Ruh ve Eczane siz sol kanattan açılacak ve içeriye doğru dalacaksınız emrimle"

(Miray,Ceyda,Niyazi,Yusuf,Kerimcan ve Mehmet)

"Göktürk ve Bombacı Mülayim siz de desteğe gidin onlarla.Kuzey Yıldızı sende uygun yere konuşlan.İbo sen benle sağ kanatta sın"dememle herkes itiraz etmeden yerlerine doğru ilerlemeye başladı.

"Herkes kayaların arkasında uygun bir yere konuşlansın ve emrini beklesin"dedim.

İbo'yla bir yer bulup durduk.

Kayaya yaslanıp ağrımın geçmesini bekledim.

"Ne oldu devrecik?"dedi İbo.

"Ağrım var"

"Nerende?"

"Ka- Sanane be!"dedim.

"Hee ben anladım sen bugün oturmadın da"deyince kaskına vurdum.

"Sus lan eşek!Vallahi billahi tillahi eğer birine birşey dersen ya da başkasının yanında benimle dalga geçersen seni gebertirim"dedim.

Onu tehdit etmemle ellerini başına koydu.

"Komutan'ım tarafından tehdit ediliyorum full HD izle"dedi.

"Kes"deyip önüme döndüm.

"Ben sana birşey diyeceğim"deyince ona döndüm.

"Ne oldu?"dedim.

"Şey.."dedi.

"Ney!?"dedim şiddetle.

"O Beni kardeşi/abisi gibi seviyor"dedi.

"Kim?"dedim.

Ve bir anda,

"Ben Esra'ya aşığım!"dedi.

Gözlerimi kocaman açarak ona baktım.

"Ne?!"dedim.

Bakışlarını kaçırıp başka yere odaklanırken yine bir ağrı girince hafif sesli inledim.

"Of s!keyim ya!"deyip tüfeğin ucunu yere vurdum.

İbo gülmeye başlayınca onu yakasından tuttum.

"Çok mu komik lan!"diye adetâ kükredim.

"Komutan'ım bir sorun mu var?"dedi tâ karşı tarafta duran Kartal.

Sesim oraya kadar gitmişti.

"Çek elini kolunu yakamdan!"dedi.

"Kapa çeneni bana emir verme Binbaşı!"dedim.

"Verirsem ne olur lan?"dedi.

"Şansını zorlama ne demek Esra'yı seviyorum?Lan!"dedim.

O sırada Yusuf geldi.

"Komuta-"

"Siktir git yerine Kansız!"dememle geri dönüp koştu.

"Zorlarsam ne olur Binbaşı?"dedi.

"Senden tiksiniyorum.Çocukluk arkadaşına aşık olduğun için senden tiksiniyorum!Aptal!"dedim hâlâ yakasından tutarak.

"Elini yakamdan çek!"dedi tane tane.

"Çekmezsem ne olur lan?"dedim.

Bir elimi yumruk yaptım.

"O yumruğu sıkıyorsan vuracaksın.Burası ringe benzemez!Ringde yenildik bilerek ama burada yenilmem"dedi.

"Meydan mi okuyorsun?Neyine güvenerek lan?Ben senin gibilerin 3 katının anasını bile s!ktim"dedim.

Mikrofondan Albay'ın sesi geldi.

"Binbaşı'm operasyona ne zaman başlayacaksınız?"deyince elimi çektim.

"Şimdi başlıyoruz komutan'ım"deyip mikrofonu geri kapattım.

"Sen bekle!"deyip tehditkar bir şekilde işaret parmağımı salladım.

"Al Sancak!Başlıyoruz!"dedim mikrofondan ve kayaya çıktım.

Tekrar bağırdım.

"VATAN UĞRUNA CAN ALIP,CAN VERENLERİN ŞEREFİNE!ATEŞ EDİN!"diye kükredim.

Mikrofona ihtiyaç duymadım.

Çünkü sesimi duyanlar çoktan ateş etmeye başlamıştı ve düşmanlar ise sesimi duyunca kaçışmaya başlamışlardı.

Kayanın arkasından ateş ederken kayanın arkasından çıktım.

Koşarak binalara girmeye başladım.

Önüme gelen herkesi ezip geçiyordum.

🇹🇷🐺🌒

Bulduğum adama kodu söyledim.

"Kod Y78M56"dedim.

O da aynı şekilde kendi kodunu söyledi.

"M87Y65"dedi.

Yüzündeki puşiyi indirdi.

Yere fırlatırken gizlediği bir çantayı aldı.

"Gidelim"dedim.

Tim heryeri temizlemişti.

"Al Sancak meydan da toplan!"dedim kulaklığa.

Herkes geliyordu yavaş yavaş.

"Aycalı telsizi ver"dedim.

Hüseyin telsizi getirip verdi.

"Binbaşı Mavi Beyza Bozkurt,Gümüşhane"dedim telsizi açıp.

"Söyle Kara Şimşek."dedi Albay.

"Komutan'ım operasyon tamam,her yer temizlendi.Paket teslim alındı."dedim.

"30 dakika içerisinde helikopter gelecek köyün meydanına"deyip kapattı.

Telsizi Aycalı'ya geri verdim.

"Bir kaç kişi tekrar köyü kontrol etsin"dedim.

Köy meydanındaki banka tam oturacaktım ki Kartal'ın sesini duydum.

"Komutan'ım!Sakın oturmayın!"deyince durdum.

"Bomba var."deyince aklıma eski patlama geldi.

Banka öylece baktım.

"Komutan'ım geri çekilin bakmam lazım"dedi Kartal.

Bakmaya devam ederken İbo kolumdan çekti beni geriye doğru ve dostça sarıldı.

"Sakin ol devrecik."dedi.

Turan'ın kıskanç bakışlarını görünce kaşlarım çatıldı.

Ama yok artık!

Çocukluk arkadaşımdan beni kıskanıyor olamazdı.

Ardından beni bırakıp kolundaki saate baktı.

"Ne zamana biter?"dedi Kartal'a İbo.

"Bakıyorum Komutan'ım"dedi.

"Bombacı Mülayim!Bu bomba patlamayacak durduracaksın ne olursa olsun"dedim.

Bu hafta gerginlik,sınır hepsi üstümdeydim.

Benim için özel bir haftaydı.Bu yüzden çok duygusal ve gergindim.

Regl değildim.Sadece özlem ve acı hissediyordum.

Ve bu bomba patlarsa...

Hayır Mavi olmayacak öyle birşey.

Ya patlarsa?

Patlamayacak!

Eskisi gibi ailemi kaybedersem?

Kaybetmeyeceksin!

Kartal bombayla uğraşırken vakit azalmıştı.

"Komutan'larım geri çekilin kabloyu keseceğim."dedi Kartal.

"Olmaz koçum anca beraber kanca beraber"dedi Emre.

"Katılıyorum"dedi Mustafa.

Kartal kabloyu keserken sakince bekledik.

"Bitti!"dedi Kartal kesip.

"Oh çok şükür Yarabbim"dedi Mustafa.

Helikopter gelince hepimiz bindik.

Saatlerdir koşturmanın yorgunluğu ile yanımdaki Kartal'ın omzuna başımı koydum.

🇹🇷🐺🌒

Askeriyeye gelmemizle operasyon özetini yazdım.

Saatlerce!

Mesai saati çoktan bitmişti.

Albay bugün burada sabahlayacağını söyledi.

Dosyanın altına imzamı atarken kapım çaldı.

"Gir!"dedim.

Nöbetçi asker tekmil verip konuştu.

"Komutan'ım Albay sadece sizi,ana toplantı odasında bekliyor"deyince "Tamam" dedim ve çıktı.

Dosyayı alıp Turan'a mesaj attım.

BEN:Sevgilim ben bugün sabahlayacağım sen eve git.

YİĞİDİM:Tamam yavrum haberdar et beni öptüm.

BEN:Bende öptüm.

Odadan çıkarken koridordan geçen askerlerin selamlarını aldım.

Kartımı okutup ana toplantı odasına girdim.

"Beni emretmişsiniz Komutan'ım"dedim.

"Gel Mavi gel"dedi.

"Buyrun operasyon özet dosyası Komutan'ım."diyerek dosyayı uzattım.

"Tamamdır,otur"deyince oturdum.

"Neden operasyonda Binbaşı'yla kavga ettin?"dedi.

"Benimle dalga geçti,ondan sonra bir şey söyleyince sinirlendim"dedim.

Albay arkasını döndü ve tüm askerlere:

"Çıkın!"dedi.

Odada kimse kalmayınca bana döndü.

"Bir şey ney?"dedi.

"Esra'ya aşık olduğunu söyledi"dedim.

Elini masaya vurdu.

"Bunun için mi?!"diye bağırdı.

"Evet Komutan'ım"dedim.

"Kaç senedir o adamı yakalayamıyoruz,siz kavga ederken o köydeymiş!Ve kaçmış!Niye kaçmış biliyorum musun?Senin bağırışların yüzünden!Sen nasıl Komutan'sın?Bulunduğun yeri ifşa ettin.Burada olduğunu belli ettin.Ya askerlerine birşey olsaydı?Ya eski Tim'in gibi ölseydi!"dedi.

Titrek nefeslerle yutkundum.

"Eski Tim'ini öldüren adam oradaydı Mavi!"diye yüksek sesla bağırdı.

"Çekil git gözümün önünden!O adamı bulmadan ölmeyeceksin Mavi!"dedi ve eliyle kapıyı gösterdi.

Selam verip kartı okuttum.

Albay herkese nasıl davranıyorsa biz kadınlara da öyle davranıyordu.

Odadan çıkarken gözümden akan yaşa engel olamadım.

Albay o kadar yüksek sesle bağırmıştı ki bazı askerler buraya toplanmıştı.

Ve tabi bizim Tim'de.

"Komuta-"diyecek olan Kuzey'in omzuna çarparak binadan çıktım.

Yatakhane binasına girip bizim koğuşa girdim.

Hızla üzerimi değiştirdim.

Saat 8 gibiydi.

Hava daha tam kararmamıştı.

Turan arabayı buraya bırakmıştı.

Araca binip hızla askeiryeden ayrıldım.

Tek gideceğim yer vardı.

Şehitlik...

🇹🇷🐺🌒

Şehitliğe varınca aracı park edip ezbere bildiğim yere doğru ilerledim.

Şehitliğin son kısımında ayrılan bir yerdi.

Aradığım yeri bulunca ayrılan yerin üstündeki tabelaya baktım.

GÜNAYDIN TİM'İ

Titreyen ayaklarımla girdim.

Ellerimi açıp Fatiha okumaya başladım.

Duam bitince hepsinin mezarına baktım.

7 tane yan yana mezarın önünde kendini daha fazla tutamadan yere çöküp ağlamaya başladım.

İlk Tim'im...

Mezarlarına bakarken üzerime binen yük beni ezdi.Mezar taşlarındaki fotoğraflarına bakamıyordum.

Teğmen Pars Kara,namı değer Parso

Astsubay K. Üstçavuş Kağan Boca,namı değer Kağoş

Astsubay Üstçavuş Süleyman Büyük,namı değer Sülo

Astsubay Üstçavuş Hasan Ali İzci,namı değer Haso

Astsubay K. Çavuş Necip Biçerci,namı değer Neco

Astsubay K. Çavuş Berk Okur,namı değer Berko

Astsubay Çavuş Görkem Gözcü,namı değer Görko

Astsubay Çavuş Göktuğ Alp Kale,namı değer Göko

Aklıma gelen anılarla ağlamam şiddetlendi.

*

"Komtanım Allah nazarlardan saklasın ne kadar özlemişim sizi.Şu üniformanın içinde görmeyi"dedi Süleyman.

"Bende sizi özledim Sülo'm"deyip sarıldım.

"Komutan'ım bir rakı balık yaparız değilmi?"dedi Göktuğ.

"Yaparız Göko'm"deyip bu sefer ona sarıldım.

"En iyi Teğmen'ler bizde!"diye bağırdı Görkem.

"En iyi Teğmen Mavi Teğmen ve Pars Teğmen!"diyerek şımarıyorlardı.

Nasılda özlemiştim onları.

*

Ve onlarla geçirdiğim son an.

*

"Komutan'ım!"dedi Göktuğ.

"Siz binaya girin geliyorum!"dedim aceleyle.

Bir andan tüfeğimin şarjörünü değiştiriyordum.

Onlar binaya girince kalanları temizlemek için koşarken bir anda yüksek bir ses duyuldu.

İleriye doğru savruldum.

Gözlerimi zorlukla açtım.

Her yer toz içindeydi.

"Hayır hayır!"diyerek yaralarıma rağmen ayağa kalktım.

Binanın alev aldığın gördüm.

"Hayır!"diye bağırdım.

"Süleyman!Pars!Kağan!Hasan!Necip!Berk!Göktuğ!Görkem!Ses verin!Ne olursunuz!"dedim binaya koşarken.

Her yer tozdu fakat yanan alevlere doğru koşarken bildiğim tek bir şey vardı.

Onların yaşamasıydı.

"Komut...anım.Hakkınızı helal-"diye bir ses duydum kulaklıktan.

"Helal olsun!Lütfen geliyroum dayan!"dedim koşarken.

Karnımdan oluk oluk akan kana rağmen koştum.

Yolda gördüğüm kan içindeki bacağa baktım.

"Hayır!"diye bağırdım son sesimle.

"Hayır!Hayır!Hayır!Olmaz!"diyerek binanın önüne geldim.

Göktuğ'un kafasını görünce nefesim kesildi.

"Hayır!"

Ses tellerim dahil olmak üzere her yerimde acı vardı.

Etraftaki iki ayrı kol ve parmaklara bakarken çığlık atarak kendimi yere attım ve bağırarak ağlamaya başladım.

Yerdeki kanlar,vücut parçaları,yangın...

*

"Özür dilerim.Affedin beni.Sizi o binaya ben soktum.Benim yüzümden oldu.Affedin beni."dedim.

Arkamdan birisi geldiğini hissedince hızla silahımı çıkarıp arkama döndüm ayağa kalkarak.

"Sakin ol kızım.Ben bağırınca öyle.."dedi amcanın biri.

Titreyerek silahımı geri yerine koydum.

"P-pardon"diyerek koştum.

Arabaya binip hızla eve doğru sürdüm.

🇹🇷🐺🌒

 

 

 

 

 

 

Bölüm : 27.06.2025 14:21 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...