

SELAMMM destekleriniz için çok teşekkür ediyorum hepinize.
Umarım iyisindir,değilsen bu bölüm seni iyileştirecek.
Spoi:
Düğün 17 bölümde geliyorrr
Turan'a herşeyi anlattım.
Tim'deki herkesi eve çağırdı Turan.
Herkes hâlâ şaşkındı.
Benim öldüğüme o kadar inanmışlardı ki;Kartal izin isteyip memleketine gitmişti üzüntüden.
Halbuki Kartal asla izin kullanmazdı.
Verilen izinleri Askeriyede masabaşı iş yaparak kullanırdı.
Bilmeyenler için...
Bu Tim benim en değerli Tim'imdi...
Pırıl pırıl üç senelik Teğmen,Özel Kuvvetler eğitimini tamamlamış ve Üsteğmen olup yeni Tim'e atanmıştı.
Ve senelerce o Tim'le beraber yaşamıştım.
Tabii şehitlerimiz olmuştu,fakat bu bizi birbirimize dahada bağlamıştı.
Her şehidimizin şehadet yıl dönümünde onları ziyarete gider Kuran okurduk.
Ve işte o çocuklar ve şuanki Tim'de olanlar yolda bizim eve geliyorlardı.
Kapı çaldı.
Kapıya doğru ilerledim.
Kapıyı açtığım gibi Kartal kucağıma atladı 5 yaşındaki çocuk gibi.
Ona sıkı sıkı sarıldı.
"Abla!"dedi sarılırken.
"Oğlum!"dedim ve saçlarını öptüm.
Onlar beni öz ablası varsaymışlardı.
Kan bağı önemli değildi;)
Biz birbirimizi 100lerce kez ölümden döndürmüştük.
Herkes birbirine hayatını borçluydu.
Kartal sarılmayı bırakınca gözleri fazlasıyla dolmuştu.
"Tamam,buradayım.Yaşıyorum sakin ol Kartal'ım"dedim sırtını sıvazlayarak.
"Çok..."dedi devamını getiremeden ağlamaya başladı.
"Oğlum tamam buradayım"dedim.
İsmail ve Hüseyin izin isteyerek sarıldılar bana.
Herkes sırayla sarıldı kısa kısa.
İçeri geçtik.
Gelirken gazoz almaları iyi olmuştu.
Koltuğa uzandım.
"Kuzey!Git doldur şu gazozlarıda içelim!"dedim.
"Emredersiniz Komutan'ım hemen"deyip mutfağa koştu.
Kubilay;
"Bende yardıma gideyim Komutan'ım."dedi.
Başımla onayladım.
"Sizi nasıl özledim varya,bir ben bir Allah biliyor"dedim.
Kartal yanıma oturmuştu.
Burnunu çekti.
"Oğlum yeter ağlama ya.Bende ağlayacağım şimdi"dedim.
"Yok Komutan'ım aman sizin gözyaşınız akmasın"dedi.
Gülümsedim.
"Komutan'ım yanlış anlaşılmasın ama birşey soracağım"dedi Mustafa.
"Sor ona göre"dedim.
"Düğün ne zaman?"deyince Turan'la bakıştım.
"Düşünmedik ama bu 5 aylık izin içerisinde yapabiliriz,geç kalmak istemiyoruz.Malum ölüm var kalım var"dedim.
"Anladım Komtanım"
"Eveeet!Gazozlarda geldiii!"diyerek içeri giren Kuzey ve Kubilay'a baktım.
Gülerek herkese bardaklarını dağıttı.
İçerken bir yandanda sohbet ediyorduk.
"Gençler şimdiden söyleyeyim düğün Karadeniz düğünü olacak birazcık"dedim.
Gümüşhane'li olmak bunu gerektirirdi.
O sırada Hüseyin bir anda atladı.
"Komtanım ben bir bok yedim!"dedi.
Ona baktım.
"Bismillah geliyor"dedi İsmail.
"Ben aşık oldum galiba.."dedi.
İsmail'in suratı düştü.
"Hani ben senin sevgilindim lan!Ne çabuk sattın beni!"diye bağırdı İsmail.
"Ne yapayım kadın sende güzel,"dedi aşık aşık gözlerle.
"Kime?"diye sordu Ceyda.
Boş boş halıyı izliyordu.
"Oğlum kime söylesene!"dedi Niyazi.
"Ya ama dalga geçmek yok söz mü?"
"Niye dalga geçelim oğlum bizde aşık olduk zamanında kaç kere"dedim.
Turan kaşlarını çatarak bana baktı.
"Şu Bayrak Tim'indeki.."
"Eee!"
"Simay...."
"Yok ebesinin!"dedi Yusuf.
"Ya oğlum dalga geçmeyin dedim ya!"dedi küskün bir şekilde.
"Olum sen malmısın lan?O kadın seni çiğ çiğ yer yeminime"dedi Emre.
"Katılıyorum,"dedi Kerimcan.
Gülüşmeye devam ettik.
"Vay bee...Bizim Aycalı'da aşık olmuş ya"dedi İsmail.
"Sus lan!Dalga geçme lakabımla.Zaten çok kötü."dedi Hüseyin.
"Ben koydum lakabını eşek herif!Neyini beğenmedin?"dedim.
"Bu arada Turan Komutan'ımda hiç aşık olmazdı ama işe bakılırsa Mavi Komutan'ım Turan Komutan'ımı almış gitmiş"dedi Yusuf.
Gülüşmeye devam ettik.
"Bir de söze ben gireyim.Bizim Mavi Komutan'ımda zamanında bir adama aşık olmuştu.."diye söze giren Kuzey'e bakış attım susması için ama beni görmedi.
"Sen söze girme ama sana birşey girdi galiba"dedi Miray.
O sırada ayağımdaki terliği Kuzey'e fırlattım.
"Yaa komutan'ım bir durunda Turan Komutan'ıma birşey anlatıyoruz şurada"dedi.
"Ananı anlat Kuzey!"dedi Hüseyin.
"Eee Kuzeycim sonra"dedi Turan.
"Miray ve Ceyda bana "sıçtık!"temalı bakış attı.
Yutkundum.
Yavaş ve usulca yutkundum.
"İşte ondan sonra o zamanlar Komutan'ımda Kıdemlisini yeni almıştı.Adamda Yüzbaşı haaa.Yakışık falan.Komutan'ım bu adamla takılmaya başladı velhasıl kelam.Bunlar bir gün arka bahç-"demeye bile kalmadan 7 tane terli yedi kafasına.
Gururla Tim'ime baktım.
İyi yetiştirmiştim keskin nişancı olmayanları bile.
"Kuzey!Vaktin varsa kaç yoksa..."dedim.
"Yoksa ne Komutan'ım?"dedi gülerek.
"Lan bu eve kanca falan mı alsam ne yapsam lan?"dedim.
"Komutan'ım hep lafta diyorsunuz ama icraat yok"dedi.
Yanında oturan Kubilay sırtına vurdu susması için.
"Oğlum sen birşey mi içtin?"dedi elini hayırdır diye sallayarak,Mustafa.
"Bekleyin bir yere kaybolmayın hele o Kuzeycik'i tutun ben geliyorum"dedim.
"Nereye?"dedi Turan.
"Bekleyin geliyorum"dedim yineleyerek.
Koşarak çantamı aldım ve arabaya bidnim.
En yakın hırdavarçıdan kanca tarzı birşey aldım.
Ve tamir seti aldım.
Evde bulunması gerekiyordu.
Ödemeyi yapıp Mustafa'yı aradım.
"Alo buyrun komtanım"
"Hepiniz aşağı bahçeye indermisiniz"dedim.
Lojman büyüktü.
Büyük oldugu gibi bahçeside büyüktü.
Aracı park ettiğimde herkes aşağıdaydı.
Kuzey birşeye gülüyordu.
Bu son gülüş7 olacaktı.
Araçtan inip bahçede onların oturduğu çardağa gittim.
Çardağın yanında bir üzüm bağı vardı.
2.50 uzunluğunda 4 demirle kare oluşturulmuş ve 4 direği birbirine bağlayan demirler vardı bir sürü.
"Takip edin beni!"dedim.
Hepsi peşimden geliyordu.
Bağın oraya geldiğimizde bir sandalye aldım ve üstüne çıktım.
"Komutan'ım o ney?"dedi Kuzey.
"Oğlum sen demedin mi hep sözde hiç icraat yok diye.Al işte icraat.Takıyoruz kancamızı"dedim vidayı sıkarken.
"Komutan'ım ben şaka yapmıştım."dedi başını öne eğerek Kuzey.
"Ey Al Sancak Tim'i!
Rahmetliyi nasıl bilirdiniz?!"diye bağırdı İsmail.
Herkes kahkahalar içinde iyi bilirdik dedi.
Bende sırıtırken yandan Turan'a baktım.
Erkeksi gülüşüyle yine beni etkilemişti.
Hele ki o gamzeleri....
İşime devam ettim.
Sıkı sıkı kancayı taktım.
"Vallaha sen kaşındın Kuzey"dedi Mustafa.
"Eveeet!Kancamız hazır tutan arkadaşını kaldırın bakayım!"dedim.
Hüseyin ve İsmail bu olayı bizzat yaşadıkları için büyük bir zevkle kaldırdılar Kuzey'i.
"Dua et Kuzey,İsmail'le Hüseyin'i donundan seni pantolonumda asacağım"dedim.
"Harbiden donundan mı astın?"dedi Turan.
"Evet"dedim büyük gururla.
"Komutan'ım tamam bir daha ağızımı açmayacağım lütfen!"dedi Kuzey.
"Artık çok geç kardeşim"dedi Hüseyin.
Kuzey'i astıklarında şaheserlerine bakıyorlardı.
Gülmeye başlamıştık.
O sırada Albay'ın bizi gülerek balkondan izlediğini gördüm.
Kimse görmeden elimi anlıma yaslayıp geri çektim.
O da aynı şeyi yaptı ama hızlı şekilde selam verircesine.
Gülümsedim.
Şimdi hayatı bulmuştum.
Döner sipariş ettik.
Çardağa oturup yemeye başladık.
Hem sohbet ettik,hem güldük,hem hüzünlendik.
Hasret giderdik.
Kuzey ise asılı kaldığı yerden zorla zurnasını yemeye çalışıyordu.
Aslında hepimiz birer bordo bereliydik.
Ve astıklarım oradan kolayca çıkabilirlerdi.
Ama Komutan korkusu bambaşkaydı.
Korkudan orada aylarca kalabilirlerdi.
Gülüşmeye devam ettik.
Saat gece 4'e kadar sohbet ettik,hasreti gerçekten gidermiştik.
Günün sonunda herkes evlere dağılmıştı.
Turan'la bende sıkıca sarılarak uyumuştuk....
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 3.82k Okunma |
285 Oy |
0 Takip |
40 Bölümlü Kitap |