

Not!
İspanyolca cümleler çeviriden değil kendi bilgimle yazılmıştır.Sadece bir kaç ek le kökü ayarlamak için çeviriyi kullandım o kadar destekleriniz bekliyorum.
Aradan 2 gün geçmişti.
Ve şuan bir otelin dev odalarında parçalara ayrılarak hazırlanıyorduk.
Fransa'dan merhaba!!!
Paris'ta 15 kişiyle beraber bir otel odasındayız hazırlanmak için.Ben,Miray ve Ceyda yatak odasında.Diğerleri salonda giyiniyordu.

Elbise olarak 5. sırada olan kırmızı korse bir elbise giydim.Sadece dekolteleri daha detaylıydı.Saçlarım açık ve dalgalıydı.Makyajıda yapınca baya iyi olmuştu.Ellerime kırmızı bir eldiven takmıştım,ellerindeki nasırlar ve yaralar belli olmasın diye.Aynısını Miray ve Ceyda'da yapmıştı.
Ceyda en sonda olan yeşil elbiseyi giymişti,yeşil elmas tarzı bir küpe takmıştı.Saçlarını lüle lüle yapmıştı ve kendisini tanınmayacak şekilde bir makyaj yapmıştı.Esmer kız sarışın bombaya dönmüştü.
Miray ise en farklımızdı.Kumral kız kumral olarak farklı birine dönmüştü.2.sırada bulunan siyah elbiseyi giymişti ve çok göz alıcıydı.
Ayağımıza topuklu ayakkabıları giydik ve kapıyı açtım.
Herkes hazır bizi beklerken hepsi bize garip garip baktılar.
"Hayırdır neye bakıyorsunuz?"dedim herkese itafen.
Sağımda Miray solumda Ceyda ve ikiside kollarını göğsünde birleştirmiş,sırıtışlas karşıdakileri izliyordu.
"Hiç Komutan'ım"dedi Emre.
"Size bakan olsun o gözlerini vallaha oyarım ben"dedi Kartal.
"Bende"dedi Kuzey.
"Bende!"dedi Hüseyin.
Herkes aynısını derken en son
"Hepsinden"dedi Kubilay.
"E hadi yakışıklılar gidelimde biraz asaletimizle akıllarını alalım!Unutmayın ki hepimiz farklı bir ülkedeniz!"dedim.
"¡Vamos,date prisa!"dedim İspanyolca.
(Haydi,acele edin)
🇹🇷🌒🐺
Vardığımızda araçları valeye verdik.
Ben patronlarına birazcık kur yapacaktım.
Birazcık 🤏
Baloya ulaşınca bizim için ayarlanan masaya oturduk.
Aradan geçen bir iki saat sonra patronları geldi.Turan onunla konuşurken patronun yanına yani locaya gittim.
"Hola guapo!"dedim ve adamın yanına oturdum elimdeki kokteylle.(Merhaba yakışıklı)
Kokteyl de limonlu şuydu,millete içiyoruz diye göstermemiz lazımdı.
""Hola belleza"dedi patron.(Merhaba güzellik)
Kulağımdaki gizli kulaklıktan sesler geldi.
Kartal bir kızı tavlamaya çalışıyordu.Çakmasın diye😉
"¿Deberíamos encontrarnos?"dedim.(Tanşalım mı?)
""Está bien nena. Soy Siavia, ¿y tú?"dedi.(Olur bebek.Ben Siavia sen?)
"Yo soy Miana,¿Nos divertimos un poco juntos? Me pregunto a qué sabrá."dedim cilveyle.(Bende Miana.Biraz eğlenelim mi?Tadını merak ediyorum)
""Nunca diría que no a esto. Terminaré pronto. Iremos juntos al hotel".dedi.(Tamam.Birazdan işim biter ve otele geçeriz)
Kulaklıktan İsmail'in sesi geldi.
"Mavi Komutan'ım halletti adamı.Tabi bende olsam bende kabul ede-"öksürdü.
"Yok komutan'ım yanlış anlamayın siz benim ablamsınız yani öyle demek istemedim yani şey size asılmadı-"
"27 yaşında,1.96 boyundaki adam utanmasa altına işiyecek"dedi duygularıma tercüman olan Kubilay.
Turan'ın gözü bendeydi
Ona baktım ve belli belirsiz göz kırptım.
Adama fake numaramı verip araması için telefon yapıp kulağıma götürdüm.Ve göz kırpıp kahkaha atarak oradan ayrıldım.
Aşağı inince Kartal beni dansa davet etti.O ise Fransız bir iş adamının oğluydu.Ve fazla yakışıklıydı.İşte benim oğlum!!!
Onunla ortaya geçip dans etmeye başladım.Turan ise arada bize bakıyor ve gülümsüyordu.
"Komutan'ım çok güzel olmuşsunuz"dedi Kartal sessizce.
"Biliyorum oğlum."dedim.
"Komutan'ına asılma lan şerefsiz!"dedi Mustafa.
"Benim Komutan'ımdan başka kadını gözüm görmez.Ama yanlış anlamayın Turan Komutan'ım vallaha.Ablam olduğu için öyle diyorum."dedi Kartal kulaklıktan.
"Ulan şimdi Muhiş olsaydı Komutan'ımla ilk o dans ederdi"dedi Hüseyin.
Muhiş=Muhammed Ali Erbilen....
Şehit olan askerimdi.Beni çok severdi.O yüzden öyle deyince yüzümde buruk bir gülümseme oluştu.
"Harbi aga yana"dedi İsmail.
"Lan susun gevezeler.Zaten Binbaşı'nın giydiği elbise yüzünden başım ağrıyor birde sizinle uğraşamam"dedi Turan.
Bir kaç kişi gülüşürken bir anda duraksadım ve konuştum.
"Binbaşının ne lan?Güzelimin,sevgilimin,dağ gibi karımın,Gümüşhane güzelinin demek yerine Binbaşının ne ya?Boşayacağım seni görevden sonra.Zaten solda bir kumral çıtır gördüm birazdan yanına gideceğim belki tanışı-"demeye kalmadan Tim'deki tüm erkekler bir anda"Nerede o şerefsiz?"demesiyle sustum.
"Kim nerede?"dedim.
Hepsi bir ağızdan
"Kumral çıtır denilen piç!"demesiyle kıkırdadım.
"Yok yok vallaha"dedim.
Kartal kaşlarını çatmıştı.
"Lan sen Komutan'ına kaşlarını mı çatıyorsun!Aramızda 9 yaş va-
9 yaş ne lan?Ben o kadar yaşlanmışmıyım ya?"dedim.
"Yok Komutan'ım sarışın,manken 20liklere taş çıkartırsınız"dedi İsmail.
"Yaa cidden m- Lan sen nereden biliyorsun sarışın 20lik mankenleri!Çabuk cevap ver!"dedim.
"Tamam kanka sıçtın sıvadın buradan dönemezsin"dedi Yusuf.
"Yani ben sizi şey etmek için demiştim.Şey"
"Harbi sıçtı sıvadı"dedi Miray.
"Kolay gelsin kanka"dedi Hüseyin bir kızla dans ederken gizlice.
"Lan hüso sende kapmışsın karıyı!"dedi Kuzey.
"Karı ne lan?"dedim.
"Kanka sanada kolay gelsin"dedi Yusuf.
"Lan bak sözlerinize dikkat edin soyunuzu sopunuzu si-"diyecektim.
"Tövbe tövbee!"dedi Mustafa
"Lan İslamic Sen yaşıyormuydum?"dedi Kerimcan.
Turan;"Lan kesin zevzekliği!Bir daha izinsiz konuşanı Yüksekova dağlarına asarım!"deyince herkes sustu.
🇹🇷🌒🐺
Balodan çıkarken adam arayınca onunla konuştum ve otelin ismini,oda numarasını aldım.
Telefonu kapatım kulaklığa konuştum.
"Herkes beni dinlesin!Ben adamla otele gidiyorum.Saat 01.12'de gelin arka bahçeye"dedim.
"Emredersiniz Komutan'ım!"dediler.
Ardından taksiyle otele gittim.Adam otelin sahibiydi.
Oda numarasını bulunca kapıyı tıklattım.Adam kapıyı açtı.Sahte bir gülümsemeyle içeri girdim.
"Biraz içecek mi getirsen.Ama senin elinden olsun"dedim İspanyolca.
"Tamamdır sende bekle beni"dedi İspanyolca göz kırparak.
Bende hızla banyoya girdim ve çantama sıkıştırdığım kıyafetleri giydim ve hızla saçımı topuz yaptım.Yüzüme maske geçirip yatak odasındaki ve salondaki gizli kameraları kırdım.
Bilgisayarı aradım.
Etrafı karıştırken sakladığı yerden bilgisarayı buldum.
Bilgisayardaki bilgileri hemen kopyalama işlemini başlattım.
Kendi bilgisayarıma geçirdim.
İşim bitince etrafı düzelttim ve adamın not defterini aldım.Bilgisayarını eski yerine koydum.
Aradan bir süre sonra dışarıdaki bazı kameraları kırdım ve balkondan aşağı katlardaki balkonlardan atlayarak tam 19 kat aşağı inerek araca atladım.
"Oha!"
"Çüş!"
"Yok ebesinin!"diyen Tim'e baktım.
"Ne oldu?"dedim.
"Komutan'ım 19 kattan aşağı.."dedi Hüseyin.
"Her şu mesele.Gayet kolaydı."dedim.Herkes hâlâ şaşkınca bakarken yüzümdeki maskeyi çıkarıp attım.
Albay'ı aradım.
-Alo Komutan'ım.
-Söyle Yıldız.
-Komutan'ım iş tamam.Bilgileri kopyaladım.Not defteri bende.Kanıt bulamaz.Temiz iş yaptım.Kameraları kırdım.
-Tamamdır kendi otelinize geçin yarın burada olun.Bilgisayardan yolla bilgileri İstihbarat'a
dedi ve telefonu kapattı.
Bir görev daha tamamdı.
Rahatlıkla nefes verip limuzinin camından Paris'i seyrettim.
Bölüm sonuuu
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 3.82k Okunma |
285 Oy |
0 Takip |
40 Bölümlü Kitap |