BÖLÜM 27-İLERLEME

Bölümü silah zoruyla yazıyorum(!)

Çünkü biraz daha geciktirirsem Ecrin ve İlayda beni yamultacak:)

İyi okumalar dilerimmm

Şirkete gitmek için kendime kıyafet seçmem gerekiyordu ve ben baya kararsızdım.

En sonunda birşeyler seçtim.

(2. Sırada duran crop ve en sondaki etek,crop XXXL.Yoksa Mavi'nin pazıları nereye sığacak?3xl anca sığıyor o derece kaslı düşünün;)

Seçtiklerimi giydiğimde aynada kendime baktım.Ufak bir göz yanıltıcı makyaj yaptım.Saçımı dalga şeklinde yapıp açık bıraktım.

Elime siyah bir çanta aldım,içine beylik tabancamı,kırmızı bir ruj,anahtar ve telefonumu koydum.

Siyah,altı kırmızı Christian Louboutin topuklu ayakkabılarımı giydim.

Ardından sessizce evden çıkıp Çakıroğlu Holding'e geldim.

Arabada yolculuk kısa geçmişti.Evi bilerek birazcık yakın ayarlamışlardı.

Holding'den girdiğimde yanıma bir kadın geldi.

"Merhaba hoşgeldiniz"dedi taş çatlasın 17-19 gibi birşeydi.Fakat boyu uzundu ama yüzü onun küçük olduğunu ele veriyordu.

"Demir Bey'le görüşecektim."dedim.

"Hemen haber veri-"

"Gerek yok özel misafiriyim.Odası nerede?"dedim.

"Ama"

"Odası nerede?"dedi dişlerimi sıkarak.

"7.katta sol koridorda.Anlarsınız zaten"dedi.

Başımı sallayıp asansöre bindim.

Takım elbiseli sarışın bir adam bindi 2.kattayken.

"Selam hanımefendi çok güzelsiniz"dedi kalçalarıma bakarak.

Kaslı olmak zordu,vücudunun her yeri geniş olduğu için ister istemez dikkat çekiyordu.

Boş boş adama baktım.

"Akşam yemeğe gitmeyi istermisiniz?"dedi.

Kabul ediyorum bu kadar hızlı olacağını tahmin etmemiştim.

"Akşama maçım var üzgünüm"dedim.

"Aaa ne güzel ne maçı bende izlemeye gelebilirim"dedi karın kaslarıma bakarak.Niye crop giydiysem!

"Yerin 2 kat altında otoparkta gizli bir alanda.Bahis dövüşleri"dediğimde adama kal geldi.

"S-sen dünkü şey."dedi.

"Gece"dedim elimi uzatarak.

"Tekin"dedi eli titreyerek.

Elini sertçe tutup salladım.

Hafif yere eğildi tutuşumdan dolayı.

"Memnun olsun Tekin Bey"dedim ve kapı açılınca sol koridora doğru ilerledim.

Kapının üzerinde kocaman Demir Çakıroğlu yazısını görünce içimde adama sövdüm.

Kapıyı taklattım.

"Gir!"sesi gelince içeri girdim.

"Ooo Gece,bende seni bekliyordum."dedi beni süzerek.Oturduğu yerden ayağa kalktı.

Masasının önündeki koltuğa oturdum.

"Naber?"dedi.

"Her zaman ki gibi.Sen?"dedim birazda olsa ılımlı yaklaşmaya çalışarak.

Ve planladığım gibi Demir'i eski sevgilisi aradı.

Dün Albay bu œ'nin eski sevgilisiyle anlaşmıştı.Onu dışarı çağıracaktı ve bizimkiler bu odanın tüm kameralarını kısa süreliğine etkisiz hâle getirecekti.Bende birkaç dosyanın fotoğrafını çekecektim.

Telefonu eline aldı.

"Efendim Gaye?"dedi.

Adam çorap değiştir gibi sevgili değiştiriyordu.Hempsiyle birlikte olup tatmin olduktan sonra bırakıyordu.Tam bir œydi.

Fakat şuanki sevgilisi 3 aylıktı.Baya uzun süreydi onun için.

Gaye birşeyler dedi.

"Ne?Hamile misin?O kadar korunmuştuk!Hemen geliyorum yanına!"dedi telaşla.

Yarım ağız fark etmeden sırıttım.

"Biraz beklermisin lütfen hemen döneceğim!"dedi.

"Tabii"dedim.

Koşarak odadan çıkınca çantamdaki vericiyle mesajı yolladım.Kameralar etkisiz hâle getirilince hemen masasını karıştırdım.

Birkaç dosyanın fotosunu çektim.Kitaplığından da dosyalardan fotolarını çektim.Baya iyi deliller toplamıştım.

Odaya geleceğini öğrenince hemen koltuğa oturdum ve telefonla uğraşmaya başladım.

İçeri girdiğinde suratı asıktı ama beni görünce düzeldi.

"Kusura bakma güzelim aceleydi"deyince kaşlarımı çattım.

"Güzelim derken?"dedim.

İşte bunu sevmemiştim.

Bana bu hayatta sadece 4 kuşi güzelim diyebilirdi.

Büyük abim,diğer abim,Turan ve....

"Evet kabul ediyormusun teklifimi?"dedi.

"8 liraya anlaşırız"dedim.

8 lira derken milyon Euro anlamında demiştim.

"Tamamdır.Her hafta Pazartesi,Çarşamda,Cuma,Pazar günleri olacak maçların.Üzerine büyük bahis oynanacak.Telefon numaranı ver,seni gruba ekleyelim.Bilgiler oradan paylaşılacak"dedi.

Sahte telefonumun numarasını verdim.

"O zaman Pazartesi görüşürüz"dedim elimi uzatarak.

Elimi tuttu.

Kulağı yaklaştı.

"Biz gün ringe değilde yatağıma da beklerim"dedi ve geri çekildiğinde sırıtıyordu.

Tamam Mavi skain ol.Sadece rol yapacaksın.Biraz kur biraz cilveyle bu adamı dize getirir biz kızım.

Sırıttım.

"İnan hayır diyemem"dedim ve çantamı alıp odadan çıktım.

Topuklu ayakkabılarım yerde oluşturdu ritmik tıkırtılarla ilerledim asansöre.

Aşağı inince dışarı çıktım.

Biraz alışveriş fena olmazdı diyerek çarşıda dolaşmaya başladım.

Bir kıyafet dükkanına girdim.

Pahalı ve lüks bir dükkandı.

Bir tişört beğendim fakat beden olarak sadece S,M,L,XL vardı.

"Pardon bakarmısınız?"dedim çalışan kıza.

Koşarak yanıma geldi.

"Buyrun efendim"dedi.

"Bu tişörtün XXXL'cı varmı?"dedim.

Kadın bocaladı fakat kaslarımı görünce birazcık ifadesi düzeldi ama hâlâ şaşkındı.

"Ha-hayır efendim.Maalesef yok"dedi.

"Peki teşekürler"dedim ve elimdeki tişörtü reyonuna geri koydum,dükkandan uzaklaştım.

Dışarıda gezerken takip edildiğimi fark ettim.

Fısıldayarak kulaklığa konuştum.

"Acil motorum lazım"dedim.

İki dakika sonra istihbarattan bir kız motorumu getirdi.

Kaskı bana verdi ve anahtarı da uzattı.

Kırmızı R25'imi çok özlemiştim.Yalan değildi harbiden binmeyi özlemiştim.En son Turan'la karakola giderken sürmüştüm.

Kaskı kafama geçirdim,anahtarı yerine taktım ve çevirdim.

Ardından bir kaç aragaz verdim.

Etraftaki insanların bakışlarını umursamadan bindim motoruma.

Ardından İstanbul'u turlamaya başladım.

Ana yola çıktığımda hava kararmıştı.Hafif bir lodos vardı.Ve tam vaktiydi.

Ana yolda teker yaparak 200'le gidiyordum.

Fazlasıyla dikkatliydim bu yüzden bu kadar rahattım motorda.

Geri dönüş yolunuda aynı şekilde geçirdim.

Eve varınca motorumu bodruma gizledim ve kilitlerini taktım.

Eve geçince hızlıca bir duş aldım.Pijamalarımı giyip yatağa uzandım.

Bilgisayarla istihbarata çektiğim 200'den fazla fotoğrafları yolladım.

Ardından bilgisayarı gizledim.

Yatakta sırt üstü uzandım.

Uyuyamıyordum.Ve başım feci derecede ağrıyordu.Aklıma bir anda Emre geldi.

Bacağın iki kurşun yemişti ve ben durumu bilmiyordum.

Benim gibi uyumayan tek kişi vardı.Ve o kesinlikle hastaneydi.Emre'nin yanında.

Kubilay...

Ana telefonumu alıp onu aradım.

Tek çalışta açtı.

"Emredin Komutan'ım"dedi.

Kesinlikle şuan dışarıda sigarasını içiyordu.

"Gece gece arıyorum ama uyku tutmadı,Emre'nin durumu nasıl?"dedim.

"Hastanede olduğunu biliyorum Kubi"dedim.

"İyi,2 saat önce uyandı.Bende duymuş olmayın ama uyurken baya Ceyda'yı sayıkladı vallaha.Dedikodu olmasın.Onun dışında gayet iyi.Nurtopu gibi uyuyor şuan az önce yemeğini yedi zaten"dedi.

Kubilay'dan uzun bir cümle duymak beni mutlu etmişti.

"Sağol Kubiş.İyi geceler bu arada o haylazlara söylede koğuşu temizlesinler tozları alsınlar gelince en ufak toz bulursam hepimizi paspas yaparım"dedim.

"Emriniz olur Komutan'ım.Bu arada iyi mi geceler?"dedi.

Haklıydı,geceler hiç iyi değildi.

"Hiç değil ama olsun."dedim.

"Sizede iyi geceler Komutan'ım"dedi ve telefonu kapattı.

Bu adamı seviyordum.Her askerini seviyordu ama bu ayrı birşeydi.

Sessiz,sakin,kendi hâlinde,suspus bir adamdı.

Ve boş vakitlerini hep kitap okuyup sigara içerek geçiyordu.

Manyak şekidke ciddiydi.Hiç güldüğünü görmemiştim.Konuşmayı sevmezdi.

Geçmişi acı doluydu.Babası annesini kendi gözlerinin önünde öldürmüştü.Tıpkı benim gibi...

Annesi mezara babası cezaevine gidince 18'inine kadar yetimhanede kalmıştı.

Benim babam ise annemin kendini öldürdüğünü söyleyip ceza almamıştı o*uslu çocuğu!

Aklımdaki sinir bozucu düşüncelerle gözlerimi kapattım.Hiç uyuyamayacağımı bile bile.Uyusamda birkaç saat iğrenć kabuslarla geçecekti.

Kabuslarımı tek geçiren Turan'dı.Ve ben onu çok özlemiştim.

Onun sevgisi bana yetiyordu...