38. Bölüm
Meryem İspir / ~★Ölümle Yaşam Arası★~(Tekrar düzeltiliyor!!) / BÖLÜM 38-BİZ İÇİN

BÖLÜM 38-BİZ İÇİN

Meryem İspir
ricardomeryem

Uzun bir bölüm olacağı için müzikleri sıra sıra dinlerseniz (sahnelere denk gelişine göre)daha iyi olur.

Koştum Hekime-Burak King

Sakladığın Birşeyler Var-Dedüblüman

Sen Bilmezsin-Dedüblüman

 

 

 

Gözlerimi açtığımda yataktan hızla kalktım.

Dün gece Albay'ı aramış ve 1 hafta yıllık iznimi kullanmak istemiştim,kafamı toplamam gerekiyordu.

Salona giderken İbo'nun burada uyuya kaldığını hatırladım.

Onu uyandırmadan hızlıca bir kahvaltı hazırlamaya başladım.

Dün içimizi döküp dertleşmiştik.Rahatlamıştım en azından.

🇹🇷🐺🌘

Kahvaltıyı yaparken bir andan da geçmiş bir anıdan konuşuyorduk.

"Evet bende orada kaçmıştım"dedim gülerek.

*SENELER ÖNCE-GÜMÜŞHANE

"Hadi lan İbo!"dedi Mavi koşarken.

Arkasından koşan İbo onu kışkırtmasıyla daha da hızlanarak onun peşinden gitti.

Esra ise onları gülerek izliyordu.

Mavi'nin deccal-ül eşvet babası iş için 1 aylığına Trabzon'a gitmişti,13 yaşında olan Mavi okuldan birlikte döndüğü 2 arkadaşıyla akşama kadar oynamaktı.

O sırada okuldan gelen abisini fark etti.

"Dur abim celiyor"dedi Mavi.

Koşarak abisinin boynuna sarıldı.Abisi de ona karşılık verdi.

"Neşen yerinde yine"dedi.

"Evet abi,baksana İbo'yu peşumden koşturayrum"dedi şiveyle Mavi.

Yanağından makas aldı.

"Eve çok geç gelme"dedi abisi.

"Tamam abi"dedi Mavi çoşkuyla.

Abisi eve doğru ilerlerken İbo'ya baktı.

Yerde oturmuş soluklanıyordu.

"Ha ha!Celde yakala yorgun İbo"dedi Mavi.

"Sıkıldım başka birşey oynayalum"dedi İbo.

"Tamam ne oynayalum?"

"Buldum!Meydana inip orada ki abileri kışkırtalım!"dedi Esra.

Tatlı,masum gibi gözükse de cin fikirli olan Esra mahallede ki en çekilmezler arasında ikinci sıradaydı.

Birincilik ise pek âlâ Mavi'ye aitti.

Mahallede bir olay olsa yada dedikodu olay yerine polislerden önce ulaşan mahallenin MOBESE ve magandaları;Cin Esra,Şimşek Maviş,Deli İbo'ydu.

Lakapları mahalleli tarafından özenle takdim edilmişti.

Meydana inerken Mavi yerde bulduğu şişeye su doldurdu ve kapağına kocaman delik açtı.

Mahallenin sıkıntılı liseli abilerin bulunduğu grubun yanına yavaşça yaklaştılar.

Eli topu 4 kişilerdi,bunlara bulaşanlar başına büyük bela alırdı.

Saçları jöleli ve garip tarzları olan abiler,kız meslek Lisesi'nin önünde kız kesmekle ilgileniyorlardı.

Tabi bunlar sadece bir grup değil bir çok gruptan oluşuyordu.

Mavi gizlice arkadan 4'lü gruba suyu boşalttı.

Kahkaha atarak kaçan Esra ve İbo yokuş çıkarken zorlanıyordu.

Mavi tazı koşarak onları geçmişti,4'lü grup peşlerine düşmüştü.

"Fuşki yiyesice veletler!Şimşek Maviş seni bir yakalarsam fena edeceğum"dedi abilerden biri.

"Götün yiyorsa celde yakala abiciğum.Beni yakalayan bulunmadı şu mahallede"diyerek koşmaya devam etti Mavi.

Esra ile İbo bir yere saklanmıştı.

Mavi en sonunda bir yere saklanıp soluklandı.

Abisi onun yanına geldi.

"Ula şimşek!Yine ne bok yiyersun?Ne bulaşıysen abilerine"dedi.

"Ne yapayum sıkılayrum"diye isyan etti Mavi.

"Tamam hadi eve gel birşeyler hazırladım,Deli İbo'yla Cin Esra'yı da çağır."dedi.

Mavi koşarak onları çağırmaya gitti.

İbo;"Esra eve cittu yemek yemeye,annem de beni çağurdı size afiyet olsun"dedi.

"Selver teyzeye selamımı yolla"dedi Mavi.

İbo selamı aldığı gibi eve koştu.

Mavi'de koşarak eve gitti.

Abisiyle oturup sohbet ederek yemek yemeye başladı.

Ertesi gün 3'ünü de okul çıkışı abiler sıkıştırdı,Mavi harika planıyla hepsini kurtardı ve yine kaçtılar.*

Gülmeye devam ederken İbo"Ben kaçtım"deyip kalktı.

"Nereye ya!Daha karpuz kesecektim"diye dalga geçti Mavi.

Son zamanlarda yaşadığı şeyler ağırdı,aklında tek olan vardı:

Şehitliğe uğra,Gümüşhane'ye git,anneni ziyaret et,biraz kal ve gel.

İbo evden ayrılırken Mavi hızlıca evi topladı ve valizini hazırlamaya başladı.

🇹🇷🐺🌘

MAVİ'NİN ANLATIMIYLA

Valizimle beraber şehitliğe giriş yaptım.

Gelirken çiçek almıştım.

GÜNAYDIN TİM'İ

Tabelasını görünce ilerledim.

Onların bulunduğu alana girince valizini bankın önüne bıraktım.

Çiçekleri onların en sevdiği renklere göre almıştım.

Hepsini özenle mezarlarına ektim.Ardından bidonlarla sular doldurdum ve çiçekleri suladım.

Bir yanından içimden Yasin Suresini ezberden okurken bir yandan da çiçekleri suluyordum.

Aklıma onlarla olan anılar düştükçe gözyaşlarım akmaya devam ediyordu.

Okuduğum süre bitince konuştum.

"Keşke şurada bende olsaydım.Ah keşke!"dedim.

"Siz yerine ben olsaydım,yada sizinle beraber bende olsaydım şurada"derken hâlâ çiçeklerle ilgileniyordum.

Aradan geçen 1 saatin ardından hepsiyle vedalaştım ve bayrağı 3 kere öpüp anlıma koydum, ardından valizimi aldım.

Şehitlikten ayrılırken gözyaşlarımı durdurmuştum.

Sırada ki durak otogardı.

Gümüşhane...

🇹🇷🐺🌘

(23.05.2025kitaptaki tarih)

Otobüsten inerken saat gece 3'tü.

Gümüşhane'ye,memleketime gelmiştim.

Çocukluğum buralarda geçmişti.

Otogardan ayrıldıktan sonra gece taksilerinden birini durdurarak eski mahallenin adresini verdim.

Yoldayken şoför bir anda konuştu.

"AA Şimşek Maviş abla sen misin?"dedi.

"E-evet?"dedim.

"Benum ula ben,Sultan teyzenin küçük oğli Kubat"dedi.

Şimdi anlamıştım.

Bizim zamanımızda daha bebekti.

"Ula!Seni gidi koçari!Hiç de demeysun.Te bizim zamanımızda daha ufaciktun.Ben senin altını değiştiriyorudum ula"dedim.

Gülerken sohbet etmeye devam ettik.

"Emre abim nasıl iyi midir?"dedi.

Abimden bahsediyordu.

"Çok iyi onun da kizu oldu.Yaşıyor işte"dedim gülümseyerek.

"Çok selamımı söyle da"dedi.

İnerken sordum.

"Ücret-"

"Bizden olsun be Şimşek Ablam."dedi.

İtiraz etsemde yine de ücret almamıştı.

Geçtiğim yollar buram buram çocukluğum kokuyordu.

En sonunda eve geldiğimde senelerdir sakladığım paslanmış anahtarla kapıyı açtım.

İçerideki lavanta kokusu asla değişmemişti fakat kan kokusu...

Babam evi temizletmezdi,annemi öldürdüğünde yerde kan izlerini bırakmıştı.

Temizlememiştik seneler boyu salon ve mutfağı,yani zemini silmemiştik.

Yerdeki kan izleri içimi ürpertirken nefes alamadım.

Arkamdan kapıyı kapatıp kitledim.

Valizimi bir zamanlar kullandığım odama götürdüm.

Odamın kapısını açmamla içeride ki toz açığa çıktı.

Öksürerek pencereyi açtım.

Ardından teker teker tüm odaların pencerelerini açtım.

Banyoda ki kovayı aldım ve içini su doldurdum.

Gelirken aldığım temizlik malzemelerini yemek masasının üzerine bıraktım.

Yerleri silmek için temizlik suyunu kovanın içine döktüm ve vileda yı içine koydum.

O sırada yerdeki halıları toplayıp girişteki koridora yığdım.

Salon ve mutfak birleşikti,bu yüzden iki yeri de rahatça temizleyebilirdim.

Bir adet terlik giyip yerleri silmeye başladım.

31 senenin ardından annenin kanlarını temizleyeceksin Mavi.

4 yaşında olsam da o zamanlar herşeye aklım eriyordu,babam annemi gözümüzün önünde delik deşik ettiğinde her gün düzenli olarak kusmuştum 17 sene boyunca.

Bu yüzden bir senede 14 kiloya kadar düşmüştüm fakat yine de vaz geçmemiştim.

Yerleri silmeye devam ederken kanların olduğu yere geldim.

Elim tutamadı vileda yı.

Dizlerimin üzerine çöküp ağlamaya başladım.

Annemin sıcaklığını özlemiştim.

Bana sarılmasını,abimle bana bir şeyler anlatmasını...

Fakat Allah onu bu dünyada daha fazla acı çekmesin diye cennetine almıştı.

En azından küçükken abim bana öyle demişti.

Ve sabaha kadar tüm evi temizledim.

🇹🇷🐺🌘

TURAN'IN ANLATIMIYLA (22.05.2025)bir gün önce.

Mavi'yi takip etmiştim,geldiği yer şehitlikti.

Ellerindeki renk renk çiçekleri teker teker ayırdı ve bir yere girdi.

Kocaman tabelanın yazılı olduğu yere girdi.

GÜNAYDIN TİM'İ

Düşünmeye başladım.

Kim olabilir di?Ve tamamen Tim olarak vefat etmişlerdi.

Renk renk çiçekleri mezarlara ekmeğe başladı.

Bir yandan da bir şeyler mırıldanıyordu,sanırım dua okuyordu.

Ekme işi bitince çiçekleri özenle suladı.

En sonunda bayrağı öpüp mezarlara el sallayıp çantasını aldı ve uzaklaştı.

Bende hızlıca arabaya atladım,lojmana gittim.

🇹🇷🐺🌘

Emre abinin kapısının önüne geldiğimde zili çaldım.

Kapıyı uzun boylu,bir kız açtı.

Kızı olmalıydı.

"Turan abi?"dedi.

"Emre abi nerede acil görüşmem gerek"dedim.

"İçeride,gel istersen"dedi.

"Müsaitseniz"dedim.

"Tabii"deyince ayakkabılarımı çıkardım.

İçeri geçince salona girdim.

"Emre abi!"dedim.

"Bismillah!Ula noli?"dedi.

"Acil seninle konuşmam gerek"dedim.

"Gel otur,anlat"

Koltuğa kurulurken Emre abi merakla bana bakıyordu.

"Abi..Şimdi bir şey diyeceğim"dedim.

🇹🇷🐺🌘

Olayı anlattığımda bana boş boş baktı.

"Ula manyak misun?Mavi'yi,Komutan'ı habersiz bırakıp gitmişsun.Şimdi benden ne isteysun?"dedi.

"Mavi şuan Gümüşhane'ye gidiyor"dedim.

Birden ayağı kalktı.

"Ne?!Kalk çabuk gidiyoruz,orası tehlikeli eve girmemesi gerek"dedi.

Bende ayağa kalktım.

Koşarak aşağı indik.

Arabaya binerken içindeki korku büyüdü.

Çalıştırıp hızla lojmanda ayrıldım.

Mavi'yi bulmamız gerekiyrodu.

Abisi tramvalarının olduğu eve girmesinin tehlikeli olabileceğini ve orada babası denilen lanet orsb varlığı ile karşılaşabilirdi.

🇹🇷🐺🌘

MAVİ'NİN ANLATIMIYLA

Gözlerimi açtığımda hemen ayağa kalktım.

Temizlikten sonra etrafı toparlayıp koltukta uyumuştum.

Banyoya gidip elimi yüzümü yıkadım ve üzerimi değiştirdim.

Beylik tabancamı belime taktım,küçük bir çantaya; telefonumu,cüzdanımı ve anahtarlarımı aldım.

Sırada ki durak ise mezarlıktı.

Seneler boyu ziyaretine gitmediğim annemi görmem gerekiyordu.

🇹🇷🐺🌘

Tamamen unuttuğum mezarlıkta annemin mezarını arıyordum.

Yağmur yağmaya başlamıştı.

O sırada arkamda birini hissedince hızla arkamı döndüm.

"Ooo Mavi hanım"dedi babam desen piç kurusu.

"Siktir git belanı bulma!"dedim.

"Allah Allah?Ne diye geldin buraya?Anneni görmeye mi?"deyip alayla güldü.

"Lan git bana bulaşma!"diyerek onu ittim.

"Keşke o gün anla beraber senide gebertseydim"dedi tüm nefretiyle.

"Yatacak yerin yok senin diğer tarafta,köpek!Allah senin belanı versin!Şimdi siktir git peşimden gelme"dedim.

"Gelirsem ne olur?"

"Ananın a- Babanneme saygım var,git şuradan piç kurusu!"deyince gözlerini sertçe bana çevirdi.

"Sen benimle nasıl konuşuyorsun lan!"deyip elini kaldırdı vurmak için.

Vurmasını bekliyordum fakat bir anda elini birisi tuttu ve biriside yüzüne yumruk attı.

"Orospu!"diye bağırdı vuran kişi.

Turan...

"Bari burada bırak lan kızı!Şerefsiz soysuz köpek!"dedi diğeri.

Abim...

İkisi adamın üstüne çıkmışken tek kelime etmedim bir süre,ardından

"Kesin şunu!"diye bağırdım.

Onu ben öldürecektim,elbet bir gün.

İkiside son kez vurup yere attılar.

"Senin burada ne işin var Beyza?"dedi abim.

"Sana hesap verecek değilim abi"dedim.

"Ne demek hesap verecek değilim?"

"Allah için kafamı toplamaya geldim şuraya peşimi bırakın artık!Hele sen Turan"dedim ve Turan'a işaretparmağımı salladım.

İki tane kocaman,heybetli,uzun ve cüsseli adamlara kafa tutarken gayette sakindim.

"Sakın karşıma çıkma!Yaptığın şeyi hâlâ affetmedim!"derken su damlaları şiddetlendi.

Abim konuştu:

"Bana hesap verecek değilsen tabii,senin kararın.Bu piç gelsin burada senin yanına sende.."dedi ve konuşmayacak kadar sinirliydi.

Son kez bana bakıp arkasını döndü gitti.

Ben ise korkuyla Turan'a döndüm.

Hayal kırıklığı ve pişmanlıkla bana bakıyordu.

Adımlarım geriledi,sendeledim.

Yağmur daha da hızlandı.

Daha fazla dayamayarak arkama bakmadan koşmaya başladım.

"Mavi!"desende durmadım.

Pantolonun çamur olmasından bile rahatsız olmadan koşmaya devam ettim.

Eve geldiğimde abim içeride oturuyordu.

Hemen eşyalarımı topladım.

"Mavi konuşmamız gerek"dedi abim.

Dayanamayarak ona döndüm.

"Ne konuşacağız?Yeter ya!Sürekli birileri karşıma çıkıp konuşacağız,konuşacağız deyip duruyor!Konuşmuyorum ya!Cidden yeter,şu zamanda bana birşey demeyin amına koyayım!"

Çantamı toplayınca elime aldım.

"Hiç kimseyle hiç bir şey konuşmuyorum ben tamam mı?!"deyip kapıyı vurarak evden çıktım.

Asla bitmeyecekti sınavım.

Belkide sen uzatıyorsun,sen sinir oluyorsun Mavi.

Ben haklıyımdım!

Bu kadar sinirlenme öfkelenmene gerek yoktu.

Kontrol edemiyorum.

Kapının dibinde olan Turan'a çarptım.

"Çekul şuradan!Arabanın anahtarinu ver!"dedim.

Kolumdan tutarak arabanın oraya sürükledi beni.

"Bırak şu kolumu!"diye bağırdım.

Ön koltuğun kapısını açtı,

"Bin şuraya Mavi"dedi.

"Bana emir ver-"

"Bin şu arabaya Mavi!"deyince bindim.

Elimdeki valizi aldı ve bagaja koydu.

Ardından yanıma geldi ve arabayı çalıştırdı.

Derin nefes alırken ellerimi saçıma geçirdim.

"Hesap soruyor birde ya"diye söylendim.

"Siz niye buraya geldiniz?"dedim.

"O eve girmemen gerekiyordu"dedi.

"Neden?Ayrıca sanan-"

"Banane değil Mavi!Seni düşünüyorum.Seni önemsiyorum!"diyerek direksiyona vurdu.

"Neden?Beni saatlerce habersiz bırakıp hangi cehenneme gittin?'Albay'a haber verdim' dedin vermemişsin!"

Nefes verdikten sonra konuştum.

"Memelekete dedin,başka yere gitmişsin!Yalan söylemek hoşuna mı gidiyor?"dedim.

Ardından suyumu içip yolu izlemeye başladım.

🇹🇷🐺🌘

YAZARIN ANLATIMIYLA

HAKKARİ/DERECİK ASKERİYE

Tim Turan'ın Albay'a verdiği hesabın ardından sabahın erken saatlerinde bir yere gitmesiyle koğuşta oturuyorlardı.

Kubilay,kitap okuyordu.

Hüseyin ve İsmail,Hüseyin'in yatağında yan yana sarılarak ve horlayarak uyuyorlardı.

Kuzey ve Kartal,telefondan silah oyunu oynuyorlardı.

Kerimcan,Niyazi,Mustafa,Emre,Mehmet birlikte derin bir sohbet içindeydi.

Ceyda ve Miray dedikodu yapıyordu.

"Lan Hüseyin!İsmail!Ne horladınız be"diye söylendi Mehmet.

"He yav,tövbe tövbe bir de sarılarak uyumuşlar"dedi Mustafa.

Hüseyin ve İsmail ailesi olmayan,yetimhanedeki iki ayrılmaz arkadaşlardı.

Zamanında İsmail'i birisi koruyucu ailesi olmasını istemişti,fakat İsmail istememişti.

'Hüseyin'den ayrılmam' demişti.

18 yaşına kadar yetimhanede büyüyen iki arkadaş MSÜ'de, Astsubay Meslek Yüksekokulu'nu kazanmışlardı.

Okul bitince yolları 2 ay boyunca ayrılmıştı fakat daha sonra askerliğinin 2. Ayında ikiside Mavi'nin kurduğu Tim'e seçilmiş ve bir sene boyunca Mavi'nin özel Kuvvet eğitiminden geçmişlerdi.

Özel bir Tim'de olmak onların hayaliydi.

Ve şimdi ise ikiside Türkiye'nin en iyi Tim'i olan Al Sancak Tim'inde lerdi.

"Lan vur şu adamı!Solda oğlum hadi!"dedi Kuzey.

"Ya abi adam saklanıyor ne yapayım!"diye söylendi Kartal.

"Lan sizde pat pat pat sanki hiç silah sesi duymuyormuşuz gibi bir de son ses oyun oynuyorlar kısın lan şunun sesini!"dedi Kubilay.

"Oha ilk defa Kubilay abi uzun bir şey konuştu"dedi Kerimcan.

Kubilay geri kitabına dönerken Aliş arıyordu.

Telefonu alıp açtı.

"Abi!"dedi.

"Hı"diye cevap verdi Kubilay.

"Abi Gökalp.."

"Ne oldu lan!"diye çıkıştı Kubilay.

"Doktor durumunun kötü olduğunu söyledi,komada uzun süre kalabilirmiş.Kalbe 2 cm farkla gelmemiş kurşun.Belki haftalar,belki aylar,belki yıl-"diyemeden ağlamaya devam etti Ali.

"Tamam abicim akşam geleceğiz sakin ol"dedi.

"Kapatıyorum doktor geliyor abi!"deyip telefonu kapattı Ali.

"Kötü haber,Gökalp'in durumu kötüye gidiyormuş.Komadan çıkamayabilirmiş uzun bir süre"

"Hadi be,uf ya"dedi Ceyda.

"Allah'ım sen şifa ver yarabbim"dedi Mustafa.

"Amin"dediler.

Emre:

"Mesai saati bitsin gidelim hemen"dedi.

Şuan izin saati olduğu için odasında değillerdi.

Emre,Niyazi ve Miray aynı odada masaları vardı.İş masaları birleşikti.

Mehmet yerden bulduğu tüyü almış Hüseyin'in burnuna değdirmeye çalışıyordu.

Hüseyin burnunda ki hissiyatla bir anda uyandı.

"Noluyo lan?"

"Uyan güzel aç gözünü!Dinle çavuşun sözünü!"diye başında türkü söyleyen Mehmet'e ters bakış attı.

"Lan İsmail!Uyan lan bugün izin günümüz kalk gezelim.Kalk lan"diye dürttü İsmail'i.

"Ne var lan"dedi İsmail.

"Lan kalk bugün izin günü"

"Tamam kardeşim,tamam Hüseyin'im,tamam"dedi.

"Lan hadi!"

"Ebenin amı!"diyerek kalktı İsmail.

"Hadi oğlum hadi!"dedi Hüseyin.

İsmail,Hüseyin'in pijamasına bakınca kahkahayı patlattı.

"Lan!Puhahah sen Mavi Komutan'ın pijamasını mı giydin?"dedi gülerken.

Hüseyin,altında Hello Kitty'li pijama ve üstünde "I'am Super Girl" yazan üst pijamasıyla İsmail'e baktı.

"Ya Hüseyin abi benim üst pijamamı giymişsin!"diye ayağa kalktı Ceyda.

"Ne olacak ya?Al yemedik"diye çıkarmaya çalıştı Hüseyin.

Fakat beceremedi.

"Öf abi!"dedi ve tişörtü ucunda tutup çıkardı Ceyda.

"Lan çıkaramadım bir an"dedi Hüseyin saçalrını düzeltirken.

"Lan Hüso!O pantolon ne lan?"deyip kahkaha atan Mustafa'ya baktı.

"Mavi Komutan seni böyle görse varya seni o pantolonla tellere asar"dedi Kuzey.

"Kes lan sen!"dedi Hüseyin.

Üzerini değiştirirken İsmail çoktan değiştirmişti.

"Ne okuyon?"deyip Kubilay'ın yanına atladı.

"Masal okuyorum kardeşim,Prenses ve Prens'in aşkın- sence ne okuyor gibi duruyorum acaba?"dedi Kubilay.

Kitabı eline alıp kapağına baktı.

"Bune lan?"dedi İsmail.

"Babannem"diye cevap verdi Kubilay.

"Kürk Mantolu Madonna.Yazarı kim bunun?"dedi.

"Sabahtan Ali"dedi Hüseyin gelirken.

"Yok akşamdan Mehmet!"dedi Miray.

Gülüşürlerken Kubilay kitabı geri aldı ve okumaya devam etti.

"Biz gidiyoruz biraz gezeceğiz siz burada amele gibi oturun burada"deyip dışarı çıktılar.

Bahçeye çıkarken kollarını omuzlarına atmış yan yana yürüyorlardı.

Yoldan bir tane minibüse binip,çarşıya yakın bir yerde indiler.

🇹🇷🐺🌘

"Lan şu terk edilmiş ev mi?"dedi İsmail.

Gezme işini bitirmişlerdi,yolda boş boş geziniyorlardı.

Arazinin ortasına yapılmış ve terk edilmiş bir evin yanından geçiyorlardı.

"Girek mi lan?"dedi Hüseyin.

"Girilir mi ki?"

"Tabi lan!Baksana insanlar içeriye yazı mazı yazmışlar"

"Ne yapacaz lan orada?"

"Hiiç bakak çıkak.3 katlıymış.Yoksa korkuyor musun lan!?"dedi.

"Yok lan ne korkması?"

"Yav he he bende yedim."

"İddaya gidelim lan!"

"Tamam lan!"

"Korkan korkmayana kokoreç ısmarlayacak"

"Tamam!"

İkiside kabullenip serçe parmaklarını birleştirdiler,sertçe tutup bıraktılar.

Açık kapıdan girdiler.

Arazide yürürken ikiside aslında ne kadar korksada belli etmiyorlardı.

Camları kırılmış,iç duvarlarına yazılar yazılmış,içinde eski kırık dökük eşyaları olan eve girdiler.

Aynı anda ikiside besmele çekti.

Hüseyin telefonun ışığını açtı,ilerlemeye devam ederken bir anda arkalarındaki kapı kapandı.

"Hay sikim!"diye tepki verdi İsmail.

Hüseyin ise bağırmayı tercih etmişti.

"Ne oluyor lan?"dedi Hüseyin.

"Kardeşim gel şuradan siktir olup gidelim ne olursun"

2. Kata geldiklerinde koridorda ki dolap önlerine düştü.

"Anne!Donuna sıçtım"diye bağırdı Hüseyin.

İsmail ise Hüseyin'in sırtına atlamıştı.

"Lan in tepemden!"

"Allah için eve gidelim kardeşim.Yoksa burada cinler bizi çarp- AAAA!"

Üst katın merdiveni sen aşağı düşen oyuncak bebeğe baktı Hüseyin usulca.

"Lan koş amına koyayım koş!"dedi İsmail.

"İn tepemden ruh hastası herif!Sıçtım galiba"

"Bende diyorum bu koku ney"

"Lan şaka yaptım in tepemden!"deyip İsmail'i attı.

"Kardeşini taşımayı çok mu gördü-"

Bu seferde avizenin şiddetle sallanması ve yere düşmesiyle ikiside merdivene atlayarak inmeye başladılar.

"Koş lan eşek!"

"Koşuyorum ya!"

İkiside girdikleri kapıdan koşarak çıktılar.

"Yürü herkes kendi kokoreç ini ödesin yiyelim de gidelim"dedi İsmail.

"Bencede"derken Hüseyin eve son kez baktı ve kaldırımda ikisi yine kol kola yürümeye devam etti.

İsmail:

"Oğlum bişe dicem.Biz niye kendimizi kız bulamıyoruz aga"

"Hem yakışıklıyız"dedi ve saçlarını düzeltti İsmail.

"Hem de askeriz"diye tamamladı.

"Harbi oğlum ya,genciz bir de.Bizi almayan pişman olur"dedi Hüseyin.

"Mavi Komutan buldu dalyan gibi herifi,biz de güzel bir sarışın bulsak fena olmaz"

"Yok aga ben kumral alırım"

"Hayırdır beyler manavdan meyve mi alıyonuz?"diye yanlarına geldi Niyazi.

"Niye geldin lan?"dedi İsmail.

"Benim değerli arkadaşlarımı görmeyeyim mi?Onlarla gelmeyelim mi?Onlarla eve gitmeyelim mi?"dedi Niyazi.

"Lan biz sarışın,kumral diyoruz bize Allah'ın her günü gördüğümüz esmer asker çıkıyor bu şans ne ya!"dedi Hüseyin.

"Lan ne evi?"dedi İsmail.

"Kalacak yerim yok,koğuş bana dar geliyor artık"

"Ne yapalım hacı,biz bir ömür hep milletle aynı yerde kaldık"dedi Hüseyin.

"Zaten 18'e kadar embesil evlatlarıyla,2 metrekarelik odada sıkış tepiş kaldık.Vallaha kendimize ev tutmuşken hiç kimseyi alamam.Aslında elimde olsa yanımdakini de almam ama işte"dedi İsmail.

"Yanımda ki ne lan?!Yazıklar olsun kardeşim!Konuşma benle!Senin için yetimhane den kaçtığım günlere lanet olsun!"

"Niyazi sende siktir git kardeşim,koğuş cennet gibi.Sıkılırsan git Kubilay abiyle uğraş seni baya eğlendirir."dedi İsmail.

"Öyle olsun lan!"dedi Niyazi.

"Ne yapim lan?Kiraya ortak olacaksan tamam buyur gel.Ama kapıda yatarsın"

"Lan bir gece için para mı alacaksın?Onu da kapıda yatıyorum.Kalsın kardeşim ben pansiyonda kalırım"

"Kal da gör ebeninkini tersten"dedi Hüseyin.

"Yattığın günün ertesi sabahı götünde don bulursan Allah'a dua et."dedi İsmail.

"Denendi onaylandı"dedi Hüseyin başparmağıyla '👍' hareketini yaparken.

"Neyse koğuşta iyidir"dedi Niyazi ve taksi bulup gözden uzaklaştı.

"Of ya!Yine kaldık böyle.Kerdeşim boşver kokoreçi yürü eve gidelim ya"dedi İsmail.

Hüseyin'de onu onaylayınca ikisi birlikte eve gittiler.

🇹🇷🐺🌘

MAVİ'NİN ANLATIMIYLA

Akşama doğru eve geldiğimizde öfkeyle arabadan indim ve bagajdan valizini alıp siteye doğru ilerledim.

Turan'ın arkamdan geldiğini hissedebiliyordum.

Asansörün düğmesine bastığımda kapısı açıldı.

Bindiğimde arkamdan da Turan bindi.

Ellerimle yüzümü sıvazladım.

Bulunduğumuz kata gelince asansörden indim ve kapıyı açtım.

Valizi tekmeleyerek içeri soktuğumda elimde ki anahtarı yere attım.

"Sakin ol Mavi"

"Olmayacağım!Bana ne yapacağımı söyleyip durma!"

İçeriye geçip kapıyı kapattığında tüm heybetiyle bana bakıyordu.

Koridorun ışığı açık kalmıştı.

"Neredeydin?Nereye gittin!Niye beni haberdar etmedin?!"diye bağırdım.

"Niye kimseye haber vermedin!Niye telefonlarımı açmadın?!"diye göğsüne vurdum.

"Babamın katilini buldum çünkü!Babamı şehit eden,senelerdir aradığım adamı buldum!"diye çıkıştı.

"Kim sana dedi oraya git diye!Bize deseydim birlikte gider adamı alırdık!"

"Benim babamın işiydi!Kimseyi karıştırmak istemedim!"

"Sen çok mu zekisin ya!Gerizekalı"diye söylendim.

"Ne yapayım!Babamın intikamı için seneler boyu o adamı aradım! Bulduğumda ise onu bitirmek istedim!Tek senin sorunların yok tamam mı?!"

"Anlat o zaman bana!Ne sorunların var,ne istiyorsun?Bana bunları anlat bende sana yardım edeyim Yiğit!"

Derin nefes aldı.

"Küçükken babam şehit oldu!Annemle senelerdir konuşmuyorum çünkü asker olduğum için bana kırgın!Kız kardeşimle zar zor konuşuyorum!Annem izin vermiyor konuşmama!Babam şehit olduktan sonra annem kimseyle konuşmamaya başladı,kız kardeşimle ben ilgilendim seneler boyunca.Askeri liseyi kazandığımda annem evden gitmeden önce bana hakkını helal etmediğini söyledi.Ben ise askerlik mesleği için ailemi geride bıraktım.Annem o gün bana tokat attığında bile vazgeçemedim!Kız kardeşim arkamdan ağlamış günlerce."

"Bana bunları anlat Turan!Ben senin karınım.Can yoldaşınım.Anlat herşeyini bana!Seni koşulsuz,şartsız,geçmişini bilmeden sevdim!Ben seninle evlendim!Seninle çocuk oldum!Seninle mutlu oldum!Ben sana anlatıyorsam sende bana anlat!"

Adımlarım geriledi,sırtım duvara yapıştı.

"Tek istediğim bu!Bana anlat herşey-"

Dudaklarımın üstündeki dudaklarıyla bir anlığına bocaladım.

Bir elini belime dolamıştı ve sertçe dudaklarımı öpüyordu.

Karşılık veremeyeceğim kadar hızlıydı.

Kollarımı hızla boynuna doladım.

Büyük bir açlıkla ona karşılık verdim.

İki elinide kalçama koydu ve sıktı.

Beni duvara tamamen kitlemiş durumdaydım.

Nefes nefese ayrıldığımızda gözlerime baktı.

"Bir de istediğin buydu değil mi?"diye fısıldadı.

"Her zaman"diye cevap verdim.

Dudaklarımız tekrardan buluştuğunda dakikalar boyu,nefessiz kalana kadar öpüştük.

Bu hayatta,

1 Vatan

2 Turan

3 Tim'imdi.

Başka birşey istemiyordum.

🇹🇷🐺🌘

Koltukta yorgunluktan uzanırken Turan ise saçlarımla oynuyordu.

Gün boyu arabada yolculuk yapmak kadar iğrenç birşey yoktu.

Nazikçe saçlarıma dokunması,oynaması uykumu getiriyordu.

"Turan"dedim.

"Hım?"dedi.

"Ben doktor olsam yine beni severmiydin?"dedim.

"Ben senin doktor hâline aşık oldum,her hâlinle sevmeye devam ettim."dedi.

Gülümseyerek ona dahada sokuldum.

Başımı göğsüne yasladım.

Kalp atışlarını dinlemek eğlenceliydi.

Bizim için atan kalbini alıp yeme isteği çık aklımdan.

Sus Maviş,kocama göz dikme.

Aman yemedik kocanı!

"Bir gün sevdaluk köprüsüne gidelim mi?Bizim zamanımızda genç ablalar sevdiğini alıp oradan geçerlermiş.Oradan geçince sevgileri sonsuzlaşıyormuş.Bize öyle anlatırlardı.Abim,ben,Esra ve İbo'yla beraber babamdan gizli Rize'ye denize gitmiştik yüzmek için.Bizde gideriz değil mi?"dedim.

"Gideriz yavrum.Sen nereyi istersen oraya gideriz güzelim"dedi ve burnuma öpücük kondurdu.

Belki belki etmedim ama şuan içimdeki kız çocuğu hoplayarak, zıplayarak ve bağırarak Turan'a sarılıyordu.

Bende kollarımın ona doladım ve gözlerimi kapattım.

Saçlarımda ki elleri ben uykuya dalana kadar hiç durmadı.

Ben ise uzun bir süre sonra huzurlu ve deliksiz bir uyku çekebilmiştim...

🇹🇷🐺🌘

Şu andan itibaren şarkılar🧕🤲

Babydoll-Ari Abdul

Wine Pon You-Doja Cat, Konshens

Teni Tenime- Sena Şener(🔥)

Let The World Burn - Chris Grey

Islansın - DKTT

Soaked - Shy Smith 🔥🔥

I'm yours - Isabel LaRosa

Streets-Doja Cat🔥🔥🔥

 

Sabah uyandığımda yatakta olduğumu anladım.

Hızla yataktan kalktım.

"Turan?"dedim.

Sesim çıkmayınca bağırdım.

"Turan!"

"Mutfaktayım güzelim!"diye yanıt verdi.

Derin bir nefes verirken banyoya ilerledim.

Ellerimi ve yüzümü yıkadım.

Saçlarımı tarayıp topladım.

Mutfağa gittiğimde Turan kahvaltıyı hazırlamış,sucuklu yumurta yapıyordu.

"Yaa"diye tepki verdim.

Özenle herşeyi hazırlamıştı.

"Çok güzel bunlar"dedim.

"Kocan yaparsa tabi mükemmel olur"diye kendini övdü.

"Egoist seni"dedim ve omzuna vurdum.

"Vurma Allah için elin balyoz gibi morarıyor sonra"dedi.

"Hadi hadi çok konuşma da pişir"

"Emredersiniz"dedi gülerek.

Masaya otururken ellerimle başımı ovuşturdum.

Çatlayacak derecede ağrıyordu.

"Bugün markete gitmemiz gerek,malum maaş günü"dedi.

"Tamamdır"diye cevap verdim.

Sucuklu yumurtayı masaya koyarken dudağıma öpücük kondurup karşıma oturdu.

Kahvaltıya başladığımızda sohbet etmeye de başladık.

"Dün sana bağırdığım için özür dilerim"dedi.

Ağızımda ki lokmayı yutup cevap verdim.

"Sorun değil, yani bende birazcık bağırmış olabilirim.Bende özür dilerim"dedim.

"Marketten ne alacağız ne lazım?"dedi.

"Sen manava git;domates,salatalık al.Bende marketteki eksikleri tamamlarım"dedim.

"Emredersiniz Komutan'ım"dedi.

Gülerek yemeğe devam ettik.

🇹🇷🐺🌘

Markette aradığım şeyleri bulup sonunda kasaya gelebilmiştim.

"Başka bir isteğiniz varmı?"diye sordu Kasiyer.

"4 adet uzun parliament alabilirmiyim"dedim.

Kadın onlarıda poşete eklerken ödemeyi yapıp elimde 4 adet poşetle dışarı çıktım.

Turan arabanın orada bekliyordu.

Arabaya ilerledim.

"Bagajı aç!"diye bağırdım.

Bagajı açtı.

Aldıklarımı bagaja yerleştirdim.

"Çok şükür bitti.Ama bende bittim.Bulaşık tabletini bulana kadar çatladım!"dedim.

Sigaraları poşetten alıp çantama koydum.

Ön koltuğa otururken Turan'da geldi ve arabayı çalıştırdı.

Üzerimde ki kısa kollu tişört ve klas bir pantolon kar yağan Hakkari'ye tersti.

Fakat üşümediğim için sorun etmiyordum.

Eve geldiğimizde eşyaları yukarı çıkarıp birlikte mutfağa ve banyoya yerleştirdik.

Saat 6 buçuk olmuştu bile.

"Yemeğe gidelim mi?"diye sordu Turan.

"Yani olur?Ama ne yiyeceğiz ki?"

"Benim bildiğim güzel bir mekan var oraya gidelim."dedi.

"Tamam bekle üzerimi değiştirip geliyorum"dedim.

Koşarak yatak odasına girdim.

Peşimden geldiğini hissediyordum.

Dolabın kapağını açtım.

O sırada kendisi kapının pervazına yaslanmış,kollarını göğsünde bağlamış beni izliyordu.

Seçtiğim kırmızı kısa elbiseyi üzerime geçirdim.

(Temsili görsel)

"Tamamdır!"diye bağırdım ve etrafımda döndüm.

Turan yanıma yaklaştı.

"Nasıl güzel mi?"dedim.

Sırıtarak beni süzdü.

Ve bir anda dudaklarıma yapıştı.

Beklenmedik anda öpme bizi be adam!Kalpten gideceğiz bir gün.

Öpüşüne karşılık verirken elleri yine kalçalarımı buldu.

Sıkarak beni kendine çekti.

İnlememi dudaklarının arasına bıraktım.

Kollarımı boynuna dolayıp bende onu kendime çektim.

Alt dudağımı dudaklarının arasına alıp emerken gözlerimi kapattım.

Bir süre altdudağınla uğraştıktan sonra üst dudağıma geçti.

Isırıp bıraktığında tekrar inledim.

"Çok güzel olmuşsun fakat bir şartla giyebilirsin bu elbiseyi"dedi fısıldayarak.

"Geldiğimizde ben çıkaracağım"dediğinde içimde ki heyecanla dediği sözün ne kadar arsız olduğunu anlamam yetmişti.

"Kabul"dedim.

Dudaklarımdan ayrılıp yanağıma öpücük kondurdu.

Odadan çıkarken makyaj masasından rujumu alıp çantama attım.

Ve aşağı inip arabaya bindim.

Arabada rujumu sürüp çantama geri koydum.

🇹🇷🐺🌘

Geldiğimiz restoran baya lüks fakat çok güzel bir yerdi.

(Temsili fotoğraf)

Turan ise siyah bir gömlek ve altına siyah bir pantolon giymişti.

Çekiciliği ile aklımı başımdan alıyordu.

Elini belime koydu ve yürümeye başladık.

Mekana girdiğimizde boş bir masa bulup oturduk.

Yanımıza gelen çalışan menüyü verdi.

"Ne yiyelim?"diye sorunca,

"Bilmem?Bana fark etmez"diye cevap verdim.

"Tamam o zaman iki porsiyon biftek alalım"dedi.

"Tamamdır efendim"dedi garson.

Yemekleri beklerken Esra'dan mesaj geldi.

Cin Esra'm-Napıyorsun?

Ben-Turan'ımla yemeğe geldik👅Sen?

Cin Esra'm-Ooo baya iyi,bende işte Doruk'la ayrıldım..

Ben-Ne?Niye?Ne oldu?

Cin Esra'm-Kavga ettik,baya hararetli.Polis olmamdan dolayı onunla olamazmışım,yok kriterlerine uymuyormuşum falan dedi bende dedim "Beğenmezsen siktir git"diye.Öyle..

Ben-Aman ne iyi olmuş,zaten sevmiyordum onu.Daha iyisi var.

Cin Esra'm- Kim?

Ben-Şey yani daha iyileri var demek istedim.

Az kalsın ağızımdan kaçırıyordum.

O sırada yemekler ve mezeler geldi.

Ben-Neyse ben sana sonra yazarım.

Cin Esra'm- Bir foto patlat bariii

Ben-Tamam atıyorum.

Telefonumla yemeklerin fotosunu çektim ve yolladım.

Ben-

Cin Esra'm- Afiyet olsunn Turan enişteye selam yolla

Ben-Tamamdir aşkım bayss

Cin Esra'm- Bayss💖💝

Telefonu masaya koydum ve yemeğe başladım.

"Çok güzelmiş"dedim.

"Evet bende beğendim"

"Teşekkür ederim,kesene bereket"dedim.

"Ne demek güzelim.Sen mutlu ol yeter"

Dudaklarımda oluşan gülümsemeyi bastıramadım.

Yemek yerken sohbet etmeye devam ettik.

Oturduğumda elbise baldırlarıma kadar açılmıştı.

Turan masaya yaklaştı,

"Güzelim elbiseni biraz aşağı çek Allah için"dedi.

Kıkırdayarak aşağı çektim.

Kafasını masanın altına doğru eğdi.

"Heh şimdi daha iyi olmuş"dediğjnde minik bir kahkaha attım.

Pek belli etmese de beni baya kıskanıyordu.

Yemeğimiz bitene kadar konuşmaya devam ettik.

Yemeğimiz bitince kalktık.

Çantamı alıp Turan'ın peşinden gittim.

Kasada ödemeyi hallederekn arkasında duruyordum.

Ödemeyi yapınca koluna girdim ve mekandan çıktık.Ardından arabaya bindik.

🇹🇷🐺🌘

Eve geldiğimizde anahtarla kapıyı açtım.

Topuklu ayakkabılarımı alıp içeride ki ayakkabılığa yerleştirdim.

Çantamı girişteki masanın üzerine bıraktığım sırada Turan kollarıyla beni kucağına aldı bir anda.

Minik bir çığlık attım.

Salonda beni geniş L koltuğa bıraktığı gibi üzerime çıkıp dudaklarıma kapandı.

Karşılık verirken kollarımı geniş sırtına doladım.

Öpüşmemiz daha da hızlanırken başımı sağa yatırdım.

Allah'a şükür perdeler kapalıydı.

Ve ışığı açık bırakıp gitmiştik.

Dudaklarımı bırakıp doğrulduğunda üzerinde ki gömleği çıkarıp attı.

Ardından elbisenin fermuarı için elini sırtıma götürdü.

Sırtımı kaldırarak ona yardım ettim.

Fermuarı indirip elbiseyi yavaşça üzerimden çıkardı.

Üzerimde sadece sutyen ve külot ile kaldığımde üzerime tekrar uzandı.

Bu sefer boynumu öpmeye başladı.

Başımı geriye atarak ona yer açtım.

Öperken emmeye başladı.

Ufak bir inleme ağızımdan kaçarken boynumu daha sert bir şekilde somurmaya başladığında kollarımla ona tutundum.

Yavaş hareketlerle dudakları gerdanıma öpücük kondurarak göğüsüme kadar geldi.

Sırtımı kaldırıp bu sefer sütyenimi açması için ona yardımda bulundum.

Sutyenimin kopçasından açıp onu da yere attı.

Ağızı bu sefer sağ göğsümü bulduğunda ucunu emmeye başladı.

Çıplak,pürüzsüz ve kaslı sırtını tutarken ellerim terden dolayı kayıyordu.

Isırdığında inlememe yine engel olamadım.

Diğer göğüsüme geçtiğinde yine aynı işlemi tekrarladı.

Tırnaklarımı onun sırtına batırdım.

Ellerim kaydıkça kırmızı çizgiler oluşuyordu sırtında.

Elleriyle kendi pantolonun kemerini çıkardı,ardından pantolonunu da çıkarıp yere attı.

Bordo bereli olmasa aynı anda göğsümü emip pantolonunu çıkarabileceğine inanamayacaktım.

Emmeyi bırakıp göğsüme öpücükler kondururken elleri bu sefer külodumun kenarlarını buldu.

Yavaş yavaş aşağı indirip bacaklarımdan çıkardı.

Göğsümü emmeye tekrar devam ederken elinin birisini kadınlığıma getirdi.

Bacaklarımı ayırıp onun için yine yer açtım.

Eli yavaşca kadınlığımı okşarken bir andan da göğsümün ucunu ısırdığınde inledim.

İşaret parmağını yavaşça içime doğru getirdi.

Bir anda içime ittiğinde çığlık attım.

Yavaşça git gel yaparken ikinci elini de içime doğru itti.

Kollarımı koyacak yer bulamadığım için serbest bıraktım.

Derin derin nefes alırken içimde ki hareketleri hızlandı.

Kesik kesik inlerken başımı geriye atıp gözlerimi kapattım.

Turan daha içime tam anlamıyla girmemişken bile beni mahvediyordu.

Elini içimden çıkarıp tekrar dudaklarıma kapandı.

Büyük bir açlıkla dudaklarıma saldırırken kendini bana bastırdı.

Göğsümde sallanan künyesi göğsümü gıdıklıyordu.

Beni kucağına alarak yatak odasına götürdü.

Kapıyı kapatıp kitledi ve ışığı açtı.

Perdeler zaten kapalıydı.

Beni yatağa bıraktığında az önce çıkarmış olduğu - ne ara aldığını bilmediğim- kemerini alıp bana yaklaştı.

"Kollarını uzat"dediğinde onu dinledim ve kollarımı uzattım.

Kemeriyle bileklerimi bağladı ve başımın üstüne koydu.

Bir tane yastığı aldı başımla kolumun arasına koyarak hareket alanımı sıfıra indirdi.

İçimde ki heyecan ve garip his gitgide büyüyordu.

Ardından boxerini çıkardı.

Şişmiş,damarlı p*nisi içime gitmek için can atıyor gibiydi.

Yatağa geldi ve üzerime eğildi.

Bacaklarımı kırıp iki yana açtım.

Arasından girip dudaklarıma yapıştı.

Bu sefer dudaklarımı ısırmaya başladı.

Penisi kadınlığıma değerken inledim.

Alt dudağımı emerken yavaşca ısırdı.

Dudaklarımdan ayrıldı ve penisini kadınlığımın girişine yasladı ve orada daireler çizmeye başladı.

Daireler çizmeye devam ederken konuştum.

"Benimle oynama Yiğit"dedim.

Fakat yine de devam ediyordu.

"Yiğit!Benimle oynama!"diye inledim.

Yüzünde sırıtır ifade vardı.

En sonunda içine sertçe girdiğinde bağırdım.

Gözlerim kapanırken içinde git gel yapıyordu.

Kollarım bağlı olduğu için hiçbirşey yapamıyordum.

Turan bana doğru uzandı ve göğsümü emmeye devam etti.

Hem içime giriyordu hemde göğsümü emiyordu.

İnlemelerimi bastırmaya çalışsamda başarılı olamadım.

Elleri baldırlarımı bulduğunda yavaş yavaş okşamaya başladı.

"Seninle evlenmeden önce hiç kendine dokundun mu?"diye sordu.

İçimdeki hareketleri hızlanırken aklımı yitirmemek için kendimi zor tutuyordum fakat Turan bana soru soruyordu.

"Bana cevap ver Beyza"dedi otoriter sesiyle.

Zevkten ağızımı açamıyordum.

İçimden çıktı ve tekrardan sertçe girdiğinde çığlık attım.

"Cevap ver"

"E-evet"dedim zorlukla.

Derin derin nefes alırken o ise içimde hareket ederek git gel yapmaya devam ediyordu.

Bacaklarımı kalçalarının üzerinden geçirdim ve kendime bastırdım.

"Daha fazla.."diye inledim.

Ellerimle başımın altında ki yastığı sıkarken dudaklarımı dişledim.

Dudaklarını göğüsümden ayırdı ve bana baktı.

Gözlerim arkaya doğru kayıyordu.

"Şu görüntün...Ellerinle birşeylere tutunmaya çalışman,altımda kıvranan bedenin"derken içime tekrardan sertçe girdi.

"Beni mahvediyor Beyza"dedi.

İnlerken konuştum.

"Sanki sen hiç beni mahvetmiyorsu- Yiğit!"

Tamamını bir anda içime itmesiyle konuşmam yarıda kaldı.

Gözlerimi sıkıca kapatırken Turan'dan erkeksi bir kıkırdama ulaştı kulağıma.

Bu sefer tekrardan boynuma uzandı.

Başımı geri atarken boynumda kalan işini tamamlamaya devam etti.

Titreyerek boşaldığımda kendiside içime boşladı.

İnlemeye devam ederken orgazm olmanın verdiği hissiyatla gözlerim kayıyordu.

İçimden çıktığında gözlerimi açtım.

Bu sefer içime yavaş yavaş giriyordu.

En nefret ettiğim şeydi!

Hızlı olması gerekiyordu.

Fakat içimde yavaş yavaş hareket etmesi beni mahvediyordu.

"Yiğit!"diye inledim.

"Efendim"dedi eğlenir bir sesle.

Sırıtıyordu.

"Yiğit!"

"Efendim"dedi tekrar eğlenir bir sesle.

"Hızlan!"

"Neden?"dedi.

Allah'ım beni çıldırtmaya yemin etmiş gibiydi.

"Hızlan Yiğit!Hızlan!"diye inledim.

Yavaş yavaş içimden çıktığında tekrardan sertçe girdi.

Ve hızla içimde git gel yapmaya başladı.

"Daha hızlı!"diye inlerken belim havalandı.

Ellerimi koyacak yerimin olmaması beni daha da mahvediyordu.

TURAN'IN ANLATIMIYLA

Mavi'nin içinde git gel yaparken daha da hızlandım.

Onun bu hâlini görmek beni daha da azdırıyordu.

Gerçi?Ben ne ara bu kadar azgın bir adam olmuştum?

Mavi'yi her görüşünde,her temasında tahrik oluyorsun Yiğit.

İçsesime bu konu da katılıyordum.

O harika bir kadındı;etkileyici,güzel,çekici ve bir o kadar seksi.

İçinden çıkıp tekrardan girdiğimde yüzünde oluşan ifade ile sırıttım.

Uzanıp boynunu emmeye devam ettim.

Açık ara farkla burayı çok seviyordum.

Etkileyici kokusunu en yoğun buradan alabiliyordum.

Boynundaki kolyeleri ve künyesini çıkarmıştı.

Benim için...

İçinden çıktım ve boynunu bıraktım.

Onu belinden tutup ters çevirdim.

Dizlerini kırdığında bacaklarını birazcık ayırdı.

"Bebeğim her hâlinle mükemmelsin"dedim.

Kalçaları püzürsüzdü.

Avucumun arasına sığmayan kalçalarını sıktım.

Vücudunun her santiminin bana ait olması dünyada bana verilen en iyi şeylerden biriydi.

Penisimi kadınlığa yaklaştırdım ve ona sürtünmeye başladım.

O inlerken bir anda içine girdiğimde ise bağırdı.

"Yiğit!Ah harika!"dedi.

İçindeki hareketlerimi hızlandırdım.

Ellerim hâlâ kalçasındaydı.

Okşayarak onu delirtiyordum.

En ufak temasta gıdıklandığını biliyordum.

Daha yüksek sesle inlerken okşamaya devam ettim.

Başımı geriye atıp soluklandım.

Titreyerek ikimizde aynı anda boşladığımızda son damlasına kadar içine boşaldım.

Bir elimle kalçasına şaplak attığımda çığlık attı.

Dakikalar boyu aynı şeyleri tekrarlayarak içinde git gel yaptım.

Orgazm olmamızla her damlasını içine boşlatıyordum.

O ise bir yerlere tutunmaya çalışıyordu.

1 hafta izinli olmamızı iyi değerlendirmemiz gerekiyordu.

Ve bunu geceleri sevişerek geçirmek istiyordum.

İçinden çıktım ve onu sırtüstü çevirdim.

Yastığı başından çıkarıp bağladığım ellerini çözdüm.

Ellerinde oluşan izleri teker teker öptüm.

Ardından sırtüstü uzandım ve onu kucağıma aldım.

İki bacağını da iki kenara koydu.

Gözleri açlıkla,daha fazlasını ister gibi bakıyordu.

Kadınlığını penisimin üzerine getirdi ve bir anda oturdu.

İnlerken ellerini koyacak yer bulamadığında ellerini belime koydu.

İçimde yukarı aşağı gidip gelirken inlemesi kulaklarımı tırmalıyordu.

Kesinlikle sessiz sevişmeyi beceren bir kadın değildi.

Ellerimle kalçalarından tutup ona yardım ettim.

Kalçalarını sertçe sıkarken dudaklarını ısırıyordu.

Sırtımı kaldırdım ve arkamdaki yatak başlığına yasladım.

Onun dudaklarına uzanırken o da aynı anda uzandı ve dudaklarımız birleşti.

Onu yukarı aşağı hareket ettirirken kalçasına şaplak attım.

Ağızıma doğru inledi ve kollarını boynuma doladı.

Dudaklarından ayrıldım.

Kucağımda zıplarken sallanan göğüsüne yaklaştım ve ucunu emmeye başladım.

Boynunu omuzumdan geçirdi ve derin derin soluklanırken boşaldı.

Ardından titreyerek bende içine boşalırken inledim.

"Bebeğim o kadar harikasın ki.Sana doyamıyorum"dedim.

İçindeki hareketlerimi hızlandırırken konuştu.

"Bende sana doyamıyorum.O kadar harikasın ki.Her saniye iç- Aah!"

Kalçasına attığım şaplak ve sertçe içine girmemle yine sözü yarıda kaldı.

Kolları sırtımı buldu.

Tırnaklarını geçirerek sırtımda çizgiler oluştururken yine inledi.

Saniyeler,dakikalar,saatler onun içine girip çıkmamla geçti.

En sonunda yorgunlukla kollarını saldı.

Sırtımda oluşturduğu çizgiler derimde izler bırakmıştı.

En sonunda içinden çıkıp onu yanıma yatırdım.

Kollarını sırtıma sardı ve sıkıca sarıldı.

Nefesini göğüsümde hissediyordum.

"Bu...Harikaydı.Ben hiç"derken hâlâ soluk soluğaydı.

"Ben hiç böyle iyi hissetmemiştim."diye tamamladı.

Kollarımı ona sardım.

"Seni çok seviyorum Yiğit."dedi.

"Bende seni çok seviyorum Beyza'm."deyip saçlarından öptüm.

"Banyo...Banyo yapalım."dedi.

"Tamam güzelim."dedim.

Olduğum yerde doğruldum.

Ayağa kalktım ve iki adet bornoz çıkardım dolaptan.

Onun olduğu tarafa geçip kucağıma aldım.

Yorgundu.

Bebeğimi çok yormuştum.

Kendimi durduramıyordum.

Her zaman otoriter olmama rağmen bu kadın benim dengelerini alt üst ediyordu.

Fakat bundan asla pişman değildim.

Aksine memnundum.

Banyoya girip ışığı yaktım.

Elimdeki bornozları askılığa astım.

Duşakabine girdiğimizde yavaşça onu kucağımdan indirdim.

Bir eliyle duvardan tutup dengede kalmaya çalıştı.

Suyu açıp ılık bir hale getirdim.

Onu suyun içine girdirdim.

Saçını yavaşça durularken şampuanından sıktım saçına.

Masaj yaparak saçını yıkadım.

Saçında ki köpüğü alıp burnuna sürdüğümde yorgun sesiyle kıkırdadı.

"Biliyor musun?Dün Hüseyin benim hello kittyli pijamamı giymiş ve Ceyda'nın tişörtünü giymiş.Mustafa fotoğraf attı.Çok komikti"dedi.

Gülümsedim.

"Gidince kulağını çekeceğim onun"dedi.

"Benim yerime de çek lütfen güzelim"dedim.

Kıkırdamaya devam ederken sarı rengindeki muazzam saçlarına saç kremini sürdüm.

Bir kaç dakika beklememiz gerekiyordu,o sırada onun lifini alıp duş jelini sürdüm.

Yavaş hareketlerle vücudunu lifledim.

Kollarını liflerken gözleri yavaş yavaş kapanıyordu.

Lifleme işini bitirdiğimde lifi yıkayıp rafa koydum.

Saçlarını son kez durulayıp saç kremlerinden arındırdım.

Yanağından öpüp fısıldadım.

"Sana ölürüm kadın"

"Manyak manyak konuşma,gitme bir yere"deyince güldüm.

Suyu kapatıp duşakabinden onu çıkardım.

Bornozuyla onu kuruladım ve giydirdim.

Ardından kendi bornozumu giydim.

Banyodan çıkarken ışığı kapattım.

Yatak odasına ilerlediğimizde direkt yatağa oturdu.

Dolaba gidip onun ve benim için iç çamaşırı ve pijama çıkardım.

Bornozunu açıp külodunu ve sütyenini giydirdim.

Üzerine uzun kollu pijama ve pembe pijama altını giydirdim.

Ardından bende giyinip fön makinesi ile saçlarını kuruttum.Özenle taradım.

"Dur yavrum"deyip onu kaldırdım.

Yataktaki battaniye ve örtüyü değiştirdim.

Yastıklarıda değiştirdim.

En sonunda onu yatağa yatırdım.

Yanına uzandım.

"İyi misin?"dedim.

"Hiç olmadığım kadar iyiyim fakat yorgunum.Ve kasıklarım ağrıyor"dedi.

"Özür dilerim"dedim.

"Sorun değil"dedi.

"Masaj yapayım mı?"diye sordum.

"Olur"dedi.

Kasıklarına yaptığım masajla uykuya daldı.

Masajın ardından ona sıkıca sarıldım.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bölüm : 18.07.2025 20:29 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...