

Kaybolan Yıllar - Sezen Aksu
Yara - Kalben
Sigara - Şebnem Ferah
Mayın Tarlası - Şebnem Ferah
Gözlerindeki ay - Mavi
EMRE'NİN ANLATIMIYLA
Mavi Komutan ve Turan Komutan izinli olduğu için Tim bana kalmıştı.
Odada Niyazi ve Miray'ın boş sohbetini dinliyordum.
Sohbetlerinin saçmalığıyla,
"Ben Ceyda'yı öptüm!"diye bağırdım en sonunda.
İkiside kafasını bana doğru çevirip baktı.
"Ne?"dedi Niyazi.
"Oha!Nasıl?"dedi Miray.
Salak kafam!Niye bağırdıysam şimdi!
"Hastanede yapıştım kızın dudağına.Ve şuan benimle konuşmuyor benden kaçıyor!"dedim.
Elimle masaya vurdum.
İkisi birbirine baktı ve bana döndü.
"Komutan'ım bence gidin bir konuşun"dedi Miray.
"Bencede"diye ona katıldı Niyazi.
"Yanlız o değilde bir anda bomba gibi girdiniz ortama Komutan'ım"dedi Miray.
Ne yapacağımı bilmiyordum,bir tek onlardan akıl alabilirdim.
"Ne yapmam gerek?"dedim.
"Lan eşek ne yapacağını bilmiyon mu?Git bir çiçek al bir hediye al bu akşam yemeğe çıkar kızı,konuş işte"dedi Niyazi.
Haklıydı.
"Tamam,"dedim.
"Ufak bir bilgi,papatyaları ve sarı laleleri sever.Ayrıca hediye olarak sakın kolye alma nefret eder"dedi Miray.
Başımla onaylayıp önümde ki dosyaya baktım.
"Niyazi şu dosyayı sen geçirsen olur mu?"dedim.
"Aman yok be!Verme bana dosya mosya,sabahtan beri için dışım dosya oldu zaten"deyince Miray'a döndüm.
"Hiç bakmayın Komutan'ım vallaha bende aynıyım"dediğinde ofladım.
Mecbur iş başa düşmüştü.
Dosyayı bilgisayara geçirirken Ceyda'ya söyleyeceğim şeyleri planlıyordum.
🇹🇷🐺🌘
Mesai saati bittiğinde koşarak koğuşa girdim.
Ceyda deftere birşeyler yazıyordu.
İçeride kimse yoktu.
Bu saatlerde zaten kimse olamazdı.
"Ceyda"dedim.
Arkasını döndü ve esas duruşa geçti.
"Emredin Komutan'ım"dedi.
"Bu akşam yemek yiyelim mi?"diye başladım.
Kafamı sikeyim yaş!Kızın yüreğine inecek amına koyayım.
Bocaladı ama bozuntuya vermedi.
"Şey yani işin yoksa eğer"diye tamamladım.
Yerin yedi kat dibine girmek istiyorum.
"İşim yok,gelirim"deyince gülümsememi durdurdum.
Sakin ol oğlum.
Ergenler gibi heyecanlanıyordum.
"Tamam o zaman 7 buçukta ben seni alırım."dedim.
Neyle alacaktım?
Arabam yoktu ki benim amına koyayım!
"Yani olur,ben kuzenimde olacağım konum atarım sana"dedi.
"Tamam görüşürüz"deyip koşa koşa koğuştan çıkıp koğuşun kapısını kapadım ve kapıya yaslandım.
Gözlerimi kapatıp derin derin soluklanmaya başladım.
"Ne oldu lan?"diyen Niyazi'yle bir anda gözlerimi açtım.
"Yok bişe bulaşma bana!"dedim.
Göz kırptı ve gülerek koğuşa girdi.
Arabayı benim arkadaştan bulsam olurdu..
Daha fazla rezil olmak istemiyrdum.
🇹🇷🐺🌘
Papatyaları ve sarı lalelerin olduğu çiçekleri buket hâlinde aldım.
Cebimde ise kutunun içinde olan ay yıldızlı bileklik vardı.
Heyecanla arabaya bindim ve attığı konuma doğru ilerledim.
İnşallah kızı esnaf lokantasına götürmezsin.
Allah korusun,ben bu heyecanla onu da yapabilirim.
Buketi arkaya saklarken Ceyda arabaya bindi.
Gülümseyerek "Merhaba"dedi.
Üzerine siyah kısa bir elbise,gümüş halka küpeler,sade ama etkileyici bir makyaj,üstten topuz olarak toplu saçlarıyla dikkatleri üzerine çekiyordu.
Hemen buketi alıp ona uzattım.
Bukete hayranlıkla bakıyordu.
"Senin için.Çiçek yani seversin diye"dedim bir elimle ensemi kaşırken.
"Çok güzeller.Teşekkür ederim"dedi.
Gülerek çiçeği aldı ve kokladı.
🇹🇷🐺🌘
Geldiğimiz mekanda yemeğimizi yerken çaktırmadan cebimden kutuyu çıkardım.
Ona uzatırken konuştum.
"Benimle çıkarmısın Ceyda?"dedim.
Elinde yemeğini batırmış olan çatalı havada kaldı.
Eğik kafasıyla gözlerini kaldırdı ve bana baktı.
Aha şimdi sıçtın Emre.Vallaha bu sefer çatalı bize batıracak.Bu kız bir garip bakıyor.
Yavaşça doğrulup çatalı geri yerine koydu.
"Kutu,hediye yani senin için"dedim.
MİRAY'IN ANLATIMIYLA
"Eşeğe bak yaa masaya koydu kutuyu tak diye söyledi.Kızın yüreğine inercekti."dedi Niyazi yanımda.
Şuan yaptığımız şey Emre ve Ceyda'nın aşk yemeğini izlemekti.
Gizli bir şekilde onları görebileceğimiz bir masaya geçip izliyorduk.
Kolpadan Niyazi'yle yemek yerken onların dedikodusunu yapıyorduk.
Açıkçası Niyazi'yle dedikodu yapmak kadar zevkli birşey yoktu.
"Ay evet,Ceyda bir anda kaldı garibim.Hastanede nasıl öptü acaba bunu?"dedim ağızıma yemekten bir parça atarken.
"Ama yakışıyorlar kız"dedi Niyazi.
"He"dedim.
Ceyda bir an durdu ve boğazını temizleyip cevap verdi.
"Yani şimdi.Aslında.."derken durdu ve su içti.
Dudaklarını okuyarak öğrendim ne cevap verdiğini.
Kutuyu açıp bilekliğe baktı.
"Ayy ama bileklik güzelmiş kız.Ay yıldızlı falan."derken oldukça eğleniyordu Niyazi.
Gülerek cevap verdim.
Bilekliği koluna takarken konuştu Ceyda:
"Evet,yani seninle sevgili olurum Emre"dedi Ceyda.
Niyazi tam ayağa kalkıp bağıracakken bir elimle ağızını bir elimle de göğsünü tuttum.
"Sus!"dedim.
Gülerek geri oturdu.
Ellerimi geri çekerken tenimin cayır cayır yandığını ve ona dokununca kalbimin hızla atmaya başladığını fark ettim.
Hayır hayır,düşündüğüm şey değil.
Kafamı onlara çeviriken Emre gülüyordu.
Emre ona doğru eğilip birşeyler mırıldanınca Ceyda bir anda kıpkırmızı oldu.
Ne söylediğini anlayamamıştım.
Emre gülerek geri çekildiğinde Ceyda'da gülümsedi.
"Ay ne dedi acaba.Çok merak ettim"dedi Niyazi.
"Senle de ne güzel dedikodu yapılır Niyazi"dedim.
"Komutan'ım"diye düzeltti beni.
"Siviliz niye sana Komutan'ım diyeyim?"dedim.
"Mavi Komutan'a diyorsun ama?"dedi.
"Çünkü o Tim komutanı Niyazi"dedim.
Ters bakış atıp Emre gile döndüğünde gözleri açıldı ve ellerinin hareketleri durdu.
Ne oldu diye dönerken gördüğüm şeyle bende öyle kaldım.
Ceyda'ların masasının yanında ki masada adamın biri Ceyda'nın kafasını nişan almıştı ve telefonla konuşuyordu.İyi gizlemişti silahı fakat biz bordo bereliler rahatça görebilirdik.
"Bende"dedim fısıldayarak.
"Zevkle"diye cevap verdi.
Belindeki silahımı çıkardım ve sessizce emniyetini açtım.
Usulca adamın masasına yaklaştım.
Tam o esnada her şey bir anda yaşandı.
Kafası bana dönerken ayağımla silahı tutan eline baskı uygulayarak silahı yere düşürdüm.
"Niyazi!"diye bağırdım.
Bağırırken adamın suratına yumruğu geçirip adamı yakasından tutup silahımı doğrulttum.
Etraftaki insanlar çığlık atarken Niyazi bağırdığım esnada koşarak adamın silahını aldı.
Emre ve Ceyda şaşkınlıkla ayağa kalkarken bağırdım.
"Kimin adamısın lan?"derken suratı yeni tanıdım.
Bu arananlar listesinde olan teröristti.
Bu kadar basit bir iş için adamları yerine kendisini yem etmek acınasıydı.
Adamı tutarken ters çevirdim ve yere yatırdım.
Kaçmasına izin vermeden tuttum.
"Emre,Albay'ı ara!"dedim.
"Neden?Ne oluyor!"dedi.
"Ebe- Bu aranan adamlardan birisi ara ekip yollasın!"diye yükseldim.
Garson buraya doğru gelirken olayları özetlemeye çalışıyordu Niyazi.
Kadının biri polisi arayacağını söyledi.
"Hayır hanımefendi.Polise gerek yok biz askeriz.Ekip gelecek lütfen"dedi Niyazi bir yandan kimliğini gösterirken.
Evet,çift günü izlerken kendimize bir yeni düşman daha edinmiştik.
Çünkü bu adam bizi tanıyorsa başkalarıda tanıyordur.
Oflayarak adama vurdum.
"Piç kurusu!Düz dur lan!"
Ekipler gelirken adamı tutup gelen jandarma ekibine âdeta fırlattım.
Elimi üzerime silerken jandarma ekibine bir kaç laf söyleyip bizimkilerin yanına geldim.
"Sizin burada ne işiniz var?"dedi Emre.
"Canınızı kurtarıyorum ve bize sorduğun soru bu mu?Pes ya!"dedim.
Niyazi gülerek "FIFA"dedi.
Ona bakarken gülüşünü kesti.
"Yani sen dedin ya pes,bende fifa dedim yani şey.Oyun diye dedim"diye açıklama yapmaya çalıştı.
"Bişe demedim be!"diye yükseldim.
"Gözlerin yetiyor"dedi Niyazi.
"Kes be!"dedim.
"Yani sağolun da"dedi Ceyda.
"Bu arada hayırlı olsun"dedi Niyazi.
Şaşkın şaşkın Niyazi'ye baktı Emre.
"Ne bakiyon oğlum?"dedi Niyazi.
"Niye hayırlı olsun?"dedi Emre.
"Oturduğunuz masa doğum yapmış maşallah nur topu gibi tabure doğurmuş ona de-Gerizekalı!Sevgili oldunuz ya ona diyorum"dedi Niyazi.
Ben gülerken Ceyda kolumu çimdikledi.
Emre aydınlandı.
"Neyse biz kaçar"deyip kolumdan çekiştiren Niyazi ile Ceyda'ya el salladım ve koşa koşa mekandan ayrıldık.
"Bırak be kolumu tamam!Koşabiliyorum"dedim.
Kolumu bırakırken yüzüme baktı.
Sonra bir anda kahkaha atmaya başladı.
Manyak bu ya!
Alık alık ona bakarken gülüşünü kesti.
"Kızım o üstün ne!?"dedi gülüşünü kesmeye çalışırken.
"Ne olmuş?"deyip üzerime baktım.
Bir kaç (şüpheli) kan lekesi olmuştu ve baya kırışmıştı.
"Of yürü Nizo ya gidelim askeriyeye sinirimi bozma benim yolarım seni!"dedim.
"Nizo ne kız?"dedi.
"Ne var beğenmedin mi?"dedim.
"Beğendim Mizo"dedi.
Gülerek arabaya bindik.
🇹🇷🐺🌘
MAVİ'NİN ANLATIMIYLA
Aradan geçen 4 günün ardından izinim bitmişti.
4 gün boyunca sadece bir kere banyo da birlikte olmuştuk, o kadardı.
Saçlarımı düzeltirken anahtarı ve çantamı aldım.
Peşimden gelen Turan boynuma öpücük kondurunca kıkıdadım.
Beni kız çocuğuna çevirmesinden şikayetçi değildim.
Aksine memnundum.
Postallarımı giyip bağladım.
Asansöre binince saate baktım.
Harika,geç kalmayacaktık.
Aşağıya indiğimizde arabaya bindik.
Askeriyeye giderken içimi sebepsiz yere bir heyecan basmıştı.
Tim'i özlemiştim.
Yolda giderken derin bir nefes aldım.
Gökalp'i çok merak ediyordum fakat iyi olduğunu söylüyorlardı,gitmeme gerek yok gibi gibi.
Şüphelensemde Tim'ime güveniyordum.
🇹🇷🐺🌘
İçtimanın ardından kahvaltı için yemekhaneye girdik.
Kendi masamıza kurulurken yemeklerimizi çoktan almıştık.
Bir parça ekmek,bir haşlanmış yumurta,3 dilim salatalık ve domates,3 parça peynir ve zeytin veriyorlardı.
Yemeğe başlarken herkes gülüşerek sohbet ediyorlardı.
"Eee bizsiz ne yaptınız?"diye sordum.
Emre ve Ceyda'nın yüzü donarken diğerlerini gülerek konuşmaya devam etti.
"Komutan'ım bu avel sizin pijamanızı giymişti"diyerek Hüseyin'in kafasına vurdu İsmail.
"Vurma lan göt lalesi!"dedi Hüseyin.
"Ahahah biliyorum Mustafa fotoğrafını atmıştı,bunun hesabını soracağım Aycalı"dedim.
Hüseyin Mustafa'ya ters bir bakış atarken gülmeye devam ettik.
Yemeğimizi yemeye devam ederken sohbetlerine Turan'da dahil oldu.
Gülerken yüzünde oluşan gamzeleri öpme fikri çık aklımdan.
"Koğuş temiz mi Al Sancak?"diye sorduğumda derin bir sessizlik oluştu.
"Kahvaltının ardından Yüzbaşı'da dahil o koğuş pırıl pırıl olacak.Her bir toz 100 şınav ona göre!"dedim.
Herkes sessizce yemeğini bitirdi.
"Tabldotları bırakın ve temizlik malzemelerini alın.Derhâl koğuşa!"dedim.
Herkes malzemeleri almaya giderken bende koğuşa gittim.
Yerdeki eşyaları aldım ve yataklara fırlattım.
Herkes gelince görevlendirmeye başladım.
"Hüseyin,İsmail,Kerimcan siz faraşla yeri süpürün"dedim.
"Niyazi,Emre,Mehmet siz dolapların üstünü ve önünün tozunu alın yüzey temizleme beziyle"
"Miray,Ceyda,Mustafa,Kubilay siz ise yatak demirlerinin tozunu alacaksınız"
"Turan,Kuzey,Yusuf,Kartal siz camın tozunu alacaksınız haydi!"dedim.
Kendi yatağıma tırmandım ve uzanıp onları izlemeye başladım.
"Lan Kartal!İyi sil lan orayı!"dedim.
"Biri Allah için türkü birşey söylesin sesi güzel olan varsa"dedi Kerimcan.
"Bencede"dedi Yusuf.
"Bu arada Gökalp nasıl?"diye sorunca herkes sustu.
Yüzleri donuklaşırken kaşlarımı çattım.
"Al Sancak?Bana cevap verecekmisiniz yoksa ben mi öğrenim?"dedim.
"İyi Komutan'ım,sorun yok.Ali aradı dün"dedi Mustafa.
"Güzel,devam edin.Hüseyin seni donundan asarım iyi süpür lan orayı!Kim attı oraya o peçeteyi çöp kovası ne boka yarıyor vallaha gebertirim sizi!"
🇹🇷🐺🌘
Yorucu bir temizliğin ardından gazinoda hepimiz oturuyorduk.
Koltukta yayılmış pozisyonda ayaklarımı ortadaki sehpaya uzatıp çayımı yüksek sesle höpürdeterek yudumladım.
Herkes koltukta yorgunluktan oturup sızlanırken benim ise keyfime diyecek yoktu.
"Komutan'ım"dedi Hüseyin.
"Efendim Hüseyin'ciğim"dedim.
"Komutan'ım"dedi tekrardan.
"Neyse hadi siz dinlenin ben dışarı çıkıyorum birazda çavuşlarla oyalanacağım"dedim.
Dışarı çıkarken son kez hepsine baktım.
Gülerek dışarı çıktım.
YAZARIN ANLATIMIYLA
Mavi'nin gazinodan çıkmasıyla ardından Turan'da çıktı.
"Eee Emre bir açıklama yapacakmısın?"dedi Hüseyin.
"Emre ne lan!Komuta-"
"Kısa kes dostum"
Ofladı Emre.
"Ne diyeyim?Kendisi de burada.Sevgili old-"
Demeye kalmadan herkes bir anda ıslık çalmaya başladı.
"Oyyy"dedi İsmail.
"Sen bizim Ceyda'ya bak hele"dedi Mehmet.
Ceyda oflayarak başını ovuştururken Niyazi çekirdek çitliyordu.
"Ya Allah için çıt çıt çıt beynimi yedin be!"dedi yanında ki Miray,Niyazi'nin omzuna vururken.
"Vurma kız!Sanane yiyeceğim"derken tekrardan çıtladı.
"Of!"diye cevap verdi Miray.
"Ama Mavi Komutan'a yada Turan Komutan'a bunu sakın söylemeyeceksiniz.Kendisinin haberi yok bizi gebertir.Eğer aranızdan birisi söyler,ağızından kaçırır falan hakkımı helal etmem"dedi Emre.
"Tamam ya neyi diyecez sanki"dedi Hüseyin.
"Evet abi o bizde"dedi Yusuf.
"Bizden sır çıkmaz Komutan'ım" dedi Kartal.
Ardından herkes koyu sohbetlerle gülüştüler,eğlendiler.
🇹🇷🐺🌘
MAVİ'NİN ANLATIMIYLA
Arkamdan gelen Turan'a baktım.
"İyi yordunuz bizi Binbaşı'm"dedi.
Gülerek,
"Benim işim yormak Yüzbaşı"dedim.
Sırıtarak cevap verdi.
"Bende iyi yoruyorum"dedi.
Aklıma gelen şeyle güldüm.
İleride ki banka otururken o da yanıma oturdu.
"Temizlik iyi oldu ya.Artık ayda bir yaparım"dedim.
Dehşetle bana döndü.
"Yok kalsın.Ben almayayım"
Kahkaha attım.
"Sürat ifaden çok komik!"dedim.
Elleriyle yüzünü kapattı.
Gülmemi durdururken kafamı onun omzuna yasladım.
Bir kaç dakika sonra sordu.
"Mezarına gittiğin Tim..."derken duraksadı.
"Onlar kim?"dedi.
Tim'in ismini söylememek için özel bir çaba sarf etmişti.
Derin bir nefes verdim.
"Eski Tim'im"diye cevap verdim.
"Ne?"diyerek kafasını bana çevirdi.
"Bu Tim değil mi senin ilk Tim'in?"dedi.
"Değil.Bu Tim'i ben kurdum,Karanlık Tim'ini benim Teğmenliğimin 2. Senesinde kurdum.Diğerlerinin hepsi askerliğe yeni başladıklarında ben seçtim.Benim özel eğitimlerimde hepsini bordo bereli yaptım.Ve benim için ikinci ve son şansımı kullandım"dedim.
"O Tim..Neden şehit oldu?"diye sordu.
"Belki duymuşsundur,sınır ötesi operasyonunda..."deyip derin bir nefes aldım.
Gözümden akan yaşı sildim.
"Bir binaya girdiler.Benim yüzümden.Daha sonra bina patladı.7'sininde bağırışlarını duydum.Sonra hepsinin kalan parçalarını,ateşlerin ve kanların arasından topla-"demeye kalmadan bana sarıldı.
Sıkıca kollarını sırtıma sardı.
"Tamam,tamam.Özür dilerim keşke sormadaydım"
"Sorun değil"dedim.
Kollarımı onun boynuna doladım.
"Onları çok özlüyorum Turan."dedim.
"Tamam,lütfen sakin ol."dedi.
Ondan ayrılırken sırtımı banka yasladım.
Aradan geçen dakikalar sessizdi ta ki Turan konuşana kadar.
"Bir dakika.Sen.."dedi.
Neyi fark etmişti?
"Biz Mermi Tim'i bi operasyonda kapana kısılmıştık.3 sene önce.Bir Tim bizi kurtarmıştı.Kadın bir komutanı vardı.O kadın sendin!Tim'in adı Karan..Karanlık Tim'iydi!"diyerek ayağa kalktı.
"Mavi Komutan diyerek biri yaklaşmıştı yanına,hepinizin yüzünde puşi olduğu için yüzünüzü hatırlamıyordum.Ama o sendin.Sen doktorken demiştim zaten,bu kadar cüsseli ve uzun bir kadın nasıl doktor olabilir diye.Fakat genetik falan demiştim.Nasıl anlamadım?O gün sen dinlenmek için kayaya oturmuştun.Puşini indirip,kaskını çıkarmıştın.Yüzünü hayal meyal hatırlasamda o zaman senden çok hoşlanmıştım.Fakat senin evli olduğunu öğrenince seni unutmaya çalışmıştım."dedi.
Gerçeklerle karşı karşıya gelirken ona baktım.
"Ne?"dedim.
"Bizim Tim'le senin tanışmanda hepsi seni tanıyormuş gibiydi.Meğersem biliyorlarmış."dedi.
"Sonuçta Mermi Tim'ini de ben kurdum.Tanıyorlar beni.Yani şöyle diyeceğim Yiğit..."
Derin nefes aldım.
"Sen hariç herkesle tanıştım.Tim'in Komutan'ıyla özellikle tanışmama izin vermediler.Nedenini bilmiyordum ama.Off!"dedim.
Uygun kelimeleri bulamıyordum ve bir bulmacanın içine hapsolduğumu biliyordum.
İstihbarat için bu kadar değerli bir insan olduğumu biliyordum,fakat neden?
O sırada koşa koşa yanımıza bir çavuş geldi.
"Komutan'ım çok acil!"dedi.
Tekmil veremecek kadar önemli ne olabilirdi?
Esas duruşa geçti ve kafa selamıyla konuştu.
"8899936829XVBYU"diye fısıldadı.
"Tamamdır sağol koçum gidebilirsin!Turan benim işim var görüşürüz"diyerek koştum.
Binaya girip bodruma indim.
Rutubet adama selam çakıp gizli kapının önüne geldim.
Yüz taramasıyla gizli kapı açıldı.
İçeri geçip parmak izimi okuttum.
"KodiaN"dedim.
Önümde ki kapı açıldığında içeride 49-50'li yaşlarda olan bir kadın duruyordu.
Yaşına rağmen fazlasıyla genç ve fitti.
Üzerinde siyah pantolon siyah tişört ve deri ceket vardı.
"Mavi Beyza Bozkurt?"dedi kadın.
"Evet"dedim.
Gülümsedi.
Sert ama bir o kadar samimi bir yüzü vardı.
Birisine çok benziyordu fakat çıkartamamıştım.
"Siz kimsiniz?"dedim.
"Ben,Sezin Şafak Yurt."dedi.
Yurt...
Annemin kızlık soyismiydi.
Akrabası olabilir miydi?
Aklımda ki sorularla ona baktım.
Bir kaç dakika sonra konuştu.
"Aklında bin ton soru var Kara Şimşek,beni tanımıyorsun.Hatta beni ölü biliyorsun"dediğinde kaşlarımı çattım.
Ne oluyor bu lanet yerde!
"Ben Şehrazat Yıldız,yani sahte ismimle öyleydim.Mavi..."
Duraksadı.
"Ben senin annenim"dediği an şokla ona baktım.
Anne derken?Bizim annemiz gözümüzün önünde öldü.
"Ama sen.."dedim.
"Ölmedim.Hayır Mavi ölmedim"dedi.
"Şaka mı?Gözümün önünde bıçak.."derken nefesim kesildi.
Öksürdüm.
"Kurtuldum.Kurtuldum Mavi.Kaçtım"dedi.
Yere bakıp olayları algılamaya çalıştım.
Abimin haberi varmıydı acaba?
Neden herşey beni buluyordu!
Şaka gibiydi.
Dakikalar sonra yükselerek cevap verdim biraz da alayla.
"Eee yok mu eski Tim'im,büyük abim falan.Onlarda ölmedi deyin de tam olsun!"diye bağırdım.
"Herkesi öldü gösterip yıllar sonra karşıma çıkarmak zorunda mısınız?!"dedim.
Bana bakan gözlerini kaçırırken inatla ona bakıyordum.
O sırada içeride korgeneral'in sesi yankılandı.
"Yeter bu kadar Mavi"dedi.
Derin derin nefes alırken gözlerimi kapattım.
"Ee bunun için mi çağırdınız beni?"dedim.
"Sözlerine dikkat et Mavi.Büyük bir tehlikenin içindesin,siniz"dedi.
"Siniz derken?Ben zaten tehlikenin içinden geldiğim için"
"Tim'in.Bir daha kaybetmek istemezsin değil mi?Hepinizi ortak bir apartmana alacağız.Zaten askeriyeye sizin için özel hangar yapacağız fakat yine de sizin için orada hepinizin evi olmalı.Askeriye de kalabilmek mümkün,hangar koğuşu daima size ait olacak fakat tehlike kaçınılmaz.Burası sınıra az da olsa yakın bir yer."dedi.
"Tamam"dedim.
"İyi,tehlikenin detaylarını Albay'la beraber birazdan konuşacaksınız.Toplantı salonunda.Tim'i de al ve oraya git"dedi.
"Tamam"diye cevap verdim.
"Mavi"dedi Sezin.
Ona anne demek içimden gelmiyordu.
"Efendim Sezin hanım"dedim.
Kaşları alayla yukarı kalktı.
"Hanım?Bu kadar çabuk mesafe koyacağını zannetmiyorum."dedi.
"Ne söyleyeceksin?"dedim.
"Hiç.Sadece yüzüne bakmak istedim"deyince kaşlarımı çattım.
Ona boş boş bakıp gizli kapılardan çıktım.
Öfkeyle soluyarak merdivenleri çıktım.
"Bu neydi şimdi?Hayatımı sikeyim ya!"
Yatakhane binasına girip koğuşa ilerledim.
İçeri girip konuştum.
"Toplan-Emre?Ceyda?"dedim.
Herkes kendi aralarında konuşurken Emre Ceyda'nın dudağına öpücük kondurup geri çekilmişti.
Herkes ayağa kalkarken Emre ve Ceyda'nın suratı bembeyaz oldu.
Başımı hafifçe sağa doğru çevirdim ve kaşlarımı çatarak onlara baktım.
"Ne yapıyorsunuz siz!"diye bağırdım.
Herkes korkuyla bana bakarken onlara baktım.
"Komutan'ım şeyy"dedi Ceyda.
"Ney!"dedim.
Hüseyin sıçtık dercesine dudaklarını ısırıyordu.
"Sizin aranızda benim bilmediğim birşey mi var?"diye sordum.
Kimseden çıt dahi çıkmıyordu.
O sırada koğuşa Turan geldi.
"Bana cevap verin!"diye kükredim.
"Komutan'ım,Emre abi ve Ceyda abla.."dedi Kartal.
"Eee!"dedim.
"Sevgili olmuşlar"diye fısıldadı İsmail.
"Ney ney?!"
"Sevgili olmuşlar Komutan'ım"dedi biraz daha yüksek sesle.
Öfkeyle gözlerimi kapatıp gülmeye başladım.
"Şaka gibi ya!Şaka gibi!Ve siz bunu bana söylemediniz mi?"dedim.
Ciddileşip gözlerimi açtım.
"Bu Tim'de böyle konularda benden hiçbirşey saklanmayacak demedim mi ben!Yazıklar olsun size ya!Bu kadar aklınız mı yok ya?Biriniz de demedi mi Mavi Komutan'a söylemezseniz kızar diye!"dedim.
Başıma giren ağrıyla elimle anlıma vurdum.
"Biliyormusunuz?Senelerdir öldü bildiğim annem ölmemiş!Şaka gibi ve şimdi üstüne bunu öğreniyorum!"dedim.
Hiçbirinde değişmeyen mimikleriyle kaşlarım daha da çatıldı.
"Şaşırmadınız mi?Annem yaşıyormuş diyorum!"dedim.
Bir kaçı başını yere eğdiğinde şaşkınlığım büyüdü.
"Lan size diyorum!Annem diyorum!Yaşıyormuş diyorum!"
Hepsi başını eğerken Turan'a baktım.
Turan'da hafifçe başını eğdi.
"Yoksa..Siz..."
Aklıma gelen şeyle kaskatı kesildim.
"Biliyorsunuz...Sen,sen,sen,sen..."
İşaret parmağımla hepsini gösterdim.
En son Turan'a gelince bağırdım.
"Sen bile!"dedim.
"Oha ya oha!Yemin ediyorum yazıklar olsun!Ben acılarımla boğuşurken siz onun yaşadığını biliyormuydunuz?Yazıklar olsun!"
Derin bir nefes verdim.
"Daha Allah bilir benden ne saklıyorsunuz?Eğer benden sakladığınız başka birşey olursa ve ben bunu öğrenirsem sizi gebertirim!Hepiniz toplantı odasına!"
Kapıyı çarparak koğuştan çıktım.
Başıma beremi taktım.
Arkamdan çil yavrusu gibi gelen Tim'e aldırış etmeden yatakhane binasından çıktım ve görev binasına girdim.
Harekat merkezine girdim.
Albay bizi bekliyordu.
"Emredin Komutan'ım"dedim.
"Gelin,oturun hepiniz"dedi.
Hepimiz yerlerimizde geçtik ve oturduk.
"Kısa kesemeyeceğim bir konu.Detayları Tim Komutan'ı konuşacak"dedi.
"Aç kızım"diye ekledi.
Bir tane Teğmen geldi ve dev ekrana fotoğraflar yansıdı.
İlk fotoğrafta Hüseyin ve İsmail yan yana sokakta yürüyordu.
"Aycalı ve Korkusuz,sokakta yürürken ki fotoğrafı."
Diğer fotoğrafa geçti.
"Gizli ve Ateşli yemek yiyorlar,onları izleyen silahlı bir adam.Kara Fatma bu durumu fark edip Kolsuz'la beraber adamı etkisiz hâle getiriyorlar."dedi.
Kesik kesik aynı yerden fotoğraflar geçti.
"Kuzey Yıldızı,Ruh ve Kansız dışarıda gezerken,"
Fotoğraf değişti yine.
"Suskun ve Teğmen Kübra Kara,aynı zamanda biraz sonra da Eczane ve İslamic'in fotoğrafları çekiliyor.Hastanede Eslemci ve Bombacı Mülayim.."dedi.
Fotoğraf değişince Turan ve benim,bizim evin balkonunda dudak dudağa olan fotoğrafı açıldı.
Allah'tan tam öpüşmüyoruz.
"Ve Kara Şimşek,Göktürk.Hepinizi izleyen bir takım adamlar var.Sizin için yapılacak şeyler bu dosyada.Buyrun Binbaşı'm"dedi ve dosyayı bana uzattı.
Hepimiz ayağa kalktık.
Utanmıştım.Baya baya fotodan dolayı utanmıştım.
Tim'im ve Albay'ın önünde bu fotoğraf..
Allah'ım rezillikti!
"Gereğini yap Binbaşı!Ayrıca kapatın şu fotoğrafı"dedi.
O çıkarken hepimiz geri oturduk.
Fotoğrafı kapatırken Turan'la göz göze geldik.
İkimizde yutkunduk.
Ayağa kalktım ve masanın başına,ekranın önüne geçtim.
"Evet,Albay'ı duydunuz!Bizim için bir apartman yapılacak ve orada yaşayacağız."
Dosyayı açtım.
Binanın yapay zeka yapımını gördüm.
"Büyük bir bahçenin içinde,merkezden biraz uzakta,uzun duvarlarla kaplı bir bina.Herkes 2'li veya 3'lü şekilde grupla kalacak.Tabi evli olanlar hariç.Evli olanlar eşiyle birlikte bir dairede oturacak.Dışarıda,binanın etrafında ve bina da korumalar bulunacak.Hepsi özel koruma.Şimdilik bu kadar gruplaşmayı yapın şimdi."dedim.
"Kerimcan,Yusuf ve ben olur Komutan'ım onlarda isterse"dedi Kuzey.
"Bana uyar"dedi Kerimcan.
"Bana da"dedi Yusuf.
"Tamam,siz 3'nüz 1. Kat ilk daire.Mobilyalar var,sadece kişisel eşyalarınızı getireceksiniz.Kurallar zamanla paylaşılacak"dedim.
"Ben Hüseyin'le!"dedi İsmail.
"Tamam olur"dedi Hüseyin.
"Siz de 1. Kat 2. Daire."dedim.
"Ben Miray Komutan'ım la kalırım"dedi Ceyda.
"Bana da uyar"dedi Miray.
"Tamam sizde 2. Kat 1. Daire"dedim.
"Ben Niyazi'yle kalırım Komutan'ım"dedi Emre.
"Olur kalırım"dedi Niyazi.
"Sizde,2. Kat 2. Daire"dedim.
"Mustafa ve Mehmet abi sizde,eşinizle 3. Kattasınız.Olur mu?"dedim.
"Olur Komutan'ım 1. Daireyi alırız biz"dedi Mehmet.
"Tabi Komutan'ım olur.2. daireyi de biz alırız"dedi Mustafa.
"Harika,4. Katta Turan ve Ben kalırız,1. Dairede"dedim.
"Emredersiniz"dedi Turan.
"Gökalp'le Aliş kalır,Kubilay?Kartal'la sen kalır mısın?"dedim.
"Siz ne derseniz o Komutan'ım ama baştan söyleyeyim bana sıkıntı çıkarırsa çekip vururum"dedi.
"Salak salak konuşma adam gibi yaşayın ben vururum sizi"dedim.
"Gökalp ve Aliş bizim karşı daireye gelirler.Sizde 5. Kat 1. Daireyi alın"dedim.
İkisi başıyla onayladı.
"5. Kat 2. Daireyede artık İbo gelir.Tamam oldu.İtirazı olan?"dedim.
Ses çıkmayınca tekrar konuştum.
"Koğuşta eşya bırakabilirsiniz.Koğuşta kalabilirsiniz fakat acil durum olduğu zaman genellikle evde kalın.Her ay o binayı baştan aşağı bir grup temizleyecek itiraz yok.Otoparkı var bahçenin yanında,haberiniz olsun.Yeni koğuş yani hangar yapılana kadar eviniz varsa evinizden,yoksa koğuştan temel eşyalarınızı toplayın.1 hafta sonra yerleşeceğiz."dedim.
Ardından odadan çıktım.
Koridorda yürürken aklımda hangar vardı.
Bahçeye inip hangarın yapılacağı yere ilerledim.
Hangarı yapmışlardı,kocaman bir yerdi.
Dayanıklı,sağlam ve kurşun geçirmezdi.
Hangarın giriş kapısında kocaman Al Sancak yazıyordu,kurt,Türk Bayrağı,silah ve mermi motifleriyle bir simge vardı.
Bizim Tim'im simgesiydi.
Kapıyı açtım.
Karşımda direkt gazino gibi bir ortam vardı.
İki üç koltuk,masa ve sandalyeler vardı.
Duvarda kocaman bir televizyon vardı.
Yanında bir buzdolabı vardı.
İçinde su,gazoz vardı.
Bir adet tezgah ve Ocak vardı.
Üstünde bir dolap vardı.Dolabın içinde çay bardağı,şu bardağı ve tabak vardı.
Sol tarafa ilerledim.
Oradaki kapıyı açtığımda koğuş ortaya çıktı.
Ranzalar ve yanında dolapları vardı sırayla.
Ardından biraz ilerleyince diğer kapıyı açtım.
Banyo ve tuvaletler vardı.
Oradan ayrılıp sağa doğru ilerledim.
Teçhizat odasına gelmiştim.
Burası cennet gibiydi.
Oranın yanında bir adet soyunma odası vardı.
Sırasıyla dolaplar vardı.
Hepimize ait olan dolapların üzerinde lakaplarımız yazılıydı.
Dolapların içinde:Miğfer,kolluk,dizlik,yüz boyası,puşi,kasatura,telsiz,kulaklık,yedek silah vardı.
Ardından birkaç özel eşya vardı.
Kocaman iki adet boy aynası ve dolapların önünde tahta oturak vardı.
Dizaynı güzeldi.
Duvarlar Krem rengi ve mavi tonlarındaydı.
Kan detayları vardı.
Boş duvarlarda yazılar vardı.
Bir tanesinde İstiklal Marşı,Gençliğe Hitabe vardı.
Onların yanında kocaman Atatürk fotoğrafı vardı.
Televizyonun üstünde ise şu yazıyordu.
Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır.Toprak uğrunda ölen varsa Vatan'dır.
Bu sözü çok seviyordum.
Buraya yazılması baya iyi olmuştu.
Etrafta daha tonlarca söz vardı.
Onları okurken aklıma Gökalp geldi.
Acaba nasıldı?
Bizimkilerin garip davranması aklımı karıştırıyordu.
Hangardan çıkıp yatakhane binasına girdim.
Derin nefes alırken koridorda yürüyordum.
Bizim koğuşun önüne geldim.
Kapıyı açıp içeriye girdim.
Herkes ayağa kalkarken konuştum.
"Gökalp'in durumu nasıl?"dedim.
Miray gözlerini kaçırdı ve fısıldadı.
"Kötü"dedi.
"Derken?"dedim.
"Yani...Pek iyi değil ama biz konuştu-"
"İyi ya Komutan'ım!"dedi Hüseyin.
"Ben kendim göreceğim iyi mi kötü mü?"dedim.
"Komutan'ım"dedi.
"Ne?"
"Şey.Gitmeyin biz gideriz"dedi Miray.
"Neden?Gideceğim"dedim.
Onlar arkamda yürürken arabama bindim.
Turan yanıma bindi.
"Bunlar birşey saklıyor,Gökalp'in nasıl olduğunu söylemiyorlar"dedi Turan.
"Zaten onlar hep birşey saklıyor!"deyip direksiyona vurdum.
Bizimkiler birkaç arabaya binip hızla ilerlerken kaşlarımı çattım.
"Ne yapıyor bunlar!İzinleri var mı bunların!"dedim.
Oflayarak arabayı çalıştırdım.
🇹🇷🐺🌘
Hastaneye vardığımda danışma kısmından Gökalp'in ismini ve soyismini söyledim.
Kadın tereddütle 6. Kat, dedi.
6. Kata çıkarken Turan sessizce yanımdan geliyordu.
Asansöre binince bana sarıldı.
Başımdan öptü.
"Umarım iyidir."dedi.
"Umarım..."dedim.
"Canım..Kalbim.Seni çok seviyorum"dedi.
Başımı kaldırıp ona baktım.
Gülümsedim ve ona daha sıkı sarıldım.
Onun yanında küçücük kalıyordum.
Fakat bundan memnundum.Onun bebeği gibi olmak çok tatlı bir histi.
"Özür dilerim.Annenin yaşadığı bana dün söylediler.Senin yarın öğreneceğini söyleyince ben birşey yapamadım.Sakın üzülme yavrum.Üzgünüm"dedi.
Başımı göğsüne yasladım ve kokusunu içime çektim.
"Sorun değil Yiğit.Seni anlıyorum."dedim.
Asansör açılınca ikimizde el ele çıktık.
Burası koma katı değilmiydi?
Şaka mıydı?
Bizim Tim buradaydı.
Miray onların karşısına geçmiş konuşuyordu.
Ardından Miray'ın bağırışını duydum.
"Daha ne kadar birşey saklayacaksınız Mavi Komutan'dan!Gökalp'in komada olduğunu öğrenirse bizi gerçekten gebertir!"
Başımdan aşağı kaynar sular döküldü.
"NE!?"diye bağırdım.
Miray arkasını döndü.
"Ne demek Gökalp komada!?"dedim.
Turan şaşkınlıkla elimi daha sıkı tuttu.
Buradayım diyordu.
"Komutan'ım"dedi Miray.
"Siksinler Komutan'ınızı!"diye yükseldim.
"Yazıklar olsun.Bu kadar miydi?Başka ne var!Var mı daha bende sakladığınız şeyler?!Yürü Turan gidiyoruz.Ben daha bunlarla aynı ortama girmek istemiyorum."
Derin nefes aldım.
"Siz benim Tim'im değilsiniz.Benim Tim'im bana yalan söylemez"dedim.
O sırada şok olmuş ifadeyle Aliş buraya yaklaştı.
"Abi siz..Mavi Ablama söyledik dediniz.Gök'ün komada olduğunu söyledik biz dediniz."dedi.
"Çocuğa da yalan söylediniz yani?!"dedim.
Öfkeyle soluyordum.Bu kadarı da yeterdi!
Aliş geldi ve bana sarıldı.
"Özür dilerim abla ben söyleyecektim ama izin vermediler.Biz söyledik dediler."
Saçlarını karıştırdım.
"Tamam senlik birşey yok"dedim.
Turan Aliş'e bir ters bakınca ona baktım.
Gözlerini devirdiğinde çaktırmadan koluna vurdum.
Bunu da kıskanmazsın be!
Derin nefes alıp Aliş'ten ayrıldım.
"Tamam hadi.Bu arada Tim,Aliş ve Gök hariç hepiniz çok ağır ceza yiyeceksiniz.Şuan sizi affetmiyorum!Bir süre benimle aciliyet haricinde konuşmayın"dedim.
Turan'ın elini tutup asansöre geri ilerledim.
Diğerleri ise kararlılığımı ve ciddiyetini anlamış olacak ki sessizce gidişimi izlediler.
🇹🇷🐺🌘
Eve geldiğimizde yorgunlukla kendimi yatağa attım.
Başım ağrıyordu ve yorulmuştum.
Sadece bedenen değil psikolojik olarak işe baya yorulmuştum.
Bugün öğrendiklerim ve gerçeklerle karşı karşıya gelmek beni baya yormuştu.
Turan içeri girdi.
Üzerini değiştirirken ellerimi başıma attım.
"Off"diye homurdandım.
"Ne oldu?Bir sorun mu var?"dedi Turan.
Üzerinde ki tişörtü çıkarınca muazzam derecedeki kasları bana göz kırptı.
Geniş bicepsleri,taş gibi 8 karın kası,şekilli vücudu,geniş kocaman sırtı ile benzersiz birisiydi.
Başkası görse ilaç almış derdi.
Başkası niye görüyor!Benim kocam!
Ağırca yutkundum.
"Mavi!Duyuyor musun beni?"deyince gözlerimi zorda olsa ona çektim.
"İyi misin?"
"İyiyim sadece başım çok ağrıyor ve.."
"Ve çok üzgünsün.Gözünden anlaşılıyor Mavi..Kolay değil yaşadıkların.Bugün öğrendiklerin,yalanlar..."
Derin nefes aldı ve bana yaklaştı.
Tişörtünü giy gel yoksa başka şeyler olabilir..
"Bazen seni göğsüme çekip orada saklamak hiç çıkarmamak istiyorum.Seni üzen,sana zarar veren şeyleri yok etmek istiyorum.Seni çok seviyorum Mavi..Belki basit iki kelimeye sığamayacak ama sana olan sevgim her dakika daha da artıyor.Sen her üzüldüğünde şu içim yanıyor ne.Kalbim acıyor,sana yetemediğimi düşünüyorum.Sana yeteri kadar değer vermediğimi düşünüyorum.Seni çok ama çok seviyorum Mavi.."
Konuşmasıyla beni mest ederken içim kıpır kıpır oldu.
"Omzunda yer var mı?Hani demiştin ya ağlamak istersen omuzun her zaman burada diye.Şuan yer varmı?"dedim.
Gözlerim dolmuştu.
Kollarını belime sardı.
Beni kendime çekti ve başımı omzuna yasladı.Daha da sıkı sardı.
Kulağıma fısıldadı.
"Her zaman var.Senin için,sadece sana var.."
Söyledikleriyle gözyaşlarım son hızla ardı arkası kesilmeden akmaya başladı.
Hıçkıra hıçkıra,omuzlarım sarsıla sarsıla ağladım.
Sessizce bana sarıldı.
Başını boynuma yasladı.Kokumu içine çekti.
Ağlamam her dakika şiddetlenirken ona kollarımı daha sıkı sardım.
Dakikalarca ayakta sarıldık.
Ağlamam durana kadar öylece bekledi.
Belki iki belki üç saat boyunca ağladım.
"Turan.."
"Güzelim.."
Söylediğiyle yine gözyaşlarım akarken beni bu kadar seven birisini hiç hissetmemiştim.
Bu kadar bana değer veren kişi yoktu.
İç çektim.
"İyi misin?İçini döktün mü?"dedi.
"Sen varsan her zaman iyiyim Turan.Yeter ki sen ol.."dedim.
"Ahh benim güzel yavrum.Keşke içinde ki o derdi,sıkıntıyı alabilsem."
"Teşekkürler Turan.İyi ki varsın iyi ki sen..."
Yüzümü onun yüzüne yaklaştırdım.
Dudaklarımı yavaşça onun dudaklarına yasladım.
Öyle beklerken elleri yüzümü buldu.
Parmaklarıyla gözyaşlarımı sildi.
Yüzümü tuttu.Dudakları yavaşça dudaklarımı öpmeye başladı.
İlaç gibi geldi öpüşleri.
İçimde ki sıkıntıyı alırcasına öptü.
Sevgiyle,ağır ağır öpüştük.
İçimde ki his,kalbimde ki sızı ve hızlanmayla kendimi ergen gibi hissettim.
İlk defa aşık olmuş gibi hızlanan kalbim,bir tek kocam içindi.
Onunla ilişkimiz hızlı oldu,sevgimiz yavaş yavaş büyüdü.
Aşkı hiç böylesine tatmamıştım.
Onunla her şeye iyi ki dedim.
Herşeye iyi ki...
Ve o gece yine birbirimiz teninde soluklandık.
Sevgimizi daha da büyüttük...
🇹🇷🐺🌘
Ertesi sabah kapının çalmasıyla gözlerimi açtım.
Bugün pazar,izin günümüzdü.
Ayağa kalktığımda çıplak olduğumu fark ettim.
"Geliyorum!"diye bağırdım kapıya doğru.
Üzerime birşeyler geçirip kapıyı açtım.
"Sürpriz!!!!"diyerek elinde ki bavulla içeri girdi Esra.
"Ay tövbe bismillah.Manyakmısın kızım sabah sabah.Dur.."dedim.
Midem feci derecede bulanıyordu.
Koşarak banyoya girdim ve içimde ki herşeyi çıkarırcasına kustum.
Esra yanıma geldi.
Eğilip elimi tuttu.
"İyi misin?"
Son bir kez öğürdüm ve başımı kaldırdım.
Ondan utanmıyordum.
O benim en rezil hâllerimi biliyordu,bu neydi ki?
Turan uykulu halde üzerine birşeyler giymiş ve banyoya gelmişti.
"Ne oldu?"dedi.
Elleriyle yüzünü sıvazladı sonra gözlerini açıp bana baktı.
"Yavrum?İyi misin?Bir sıkıntı mı var?Hastaneye gidelim mi?"dedi.
"Enişte yavaş,iyi kız.Midesi bulanmış sadece."dedi Esra.
"Güzelim?"dedi emin olmayarak.
Yavaşça ayağa kalktım ve sifona bastım.
"İyiyim tamam birşey yok."dedim.
"Gel bir elini yüzünü yıka"dedi Turan ve Esra aynı anda.
İkisi birbirine ters ters bakarken konuştum.
"Esra hiç eşyalarını misafir odasına yerleştir.Turan'la kahvaltıyı hazırlamaya başlayın ben duş alacağım"dedim.
"Emredersiniz"diyerek koşan Turan'ın ardından Esra bakakaldı.
"Vallaha sen iyi bulmuşsun.Adama bak,saniyesinde emredersiniz dedi piuvvv yok oldu"dedi.
"Hadi çok konuşma beynim kaldırmıyor"
"Yaşlandın ya ondan dur"deyip gülünce kafasına vurdum.
"Gitme ve!"
"Tamam şaka!!"diyerek banyodan çıktı ve kapıyı kapattı.
Soğuk bir duş alırken mide bulantım azaldı.
Banyodan çıkıp iyice kurulandım ve kahvaltı masasına oturdum.
"Daha iyi misin?"
Yine Esra ve Turan'ın aynı anda konuşmasıyla ikisi birbirine ters baktı.
"İyiyim."dedim.
Gülerek kahvaltıyı yaparken Turan ayaklandı.
"Nereye?"dedim.
"Dışarıda işlerim var gidebilirmiyiz?"deyince Esra elinde ki çayla öylece kaldı.
"Git tabii,gelirken bana çikolata al."dedim.
"Tamam yavrum"dedi ve önce dudağıma buse kondurdu ardından boynumdan öptü.
"Tamam.."dedim.Gıdıklanmıştım.
"Görüşürüz yeng- Esra Hanım"dedi ve mutfaktan çıktı.
Dış kapının sesini duyunca Esra bana baktı.
"Kız!Bana bak!Bu adam varya tam anlamıyla senin.Yeminler olsun.Lan adam dışarı giderken senden izin aldı!Tü tü tü maşallah.Darısı başıma!"dedi.
İbo'yu böyle centilmene çevirirsek bunlar olur..
"Aynen"diye cevap verdim.
Kahvaltının bitiminde Yüsra mesaj çekti.
Yüsiş - Geliyoruz,kahveleri hazırla!!
Ben - Kim kim geliyorsunuz be?!
Yüsiş - Sevda abla,Yasemin abla,ben,Ceyda,Miray?Başka kim olcak!
Ben - Tamam Esra'da burada
Telefonu kapattım.
"Bizim kızlar geliyor,sen masayı topla ben kahveleri yapayım"dedim.
"Tamamdır!"dedi.
Bu kız gereksiz neşeliydi.Var bunda Birşeyler.
Ceyda ve Miray'a kırgın olsam da kardeşlik bağım ağır basıyordu.
Kahveyi yaparken kapı çaldı.
"Esra bakıver"dedim.
Esra kapıyı açarken içeri çoşkulu sesiyle Sevda abla girdi.
"Evett!Kızlar günü!"diyerek salona geçti.
Arkasından Yasemin abla,Yüsra,Miray ve Ceyda'da geçti.
Kahveleri,evde bulunan atıştırmalıkları alıp içeri geçtim.
"Kız!Kocan yok demi?"dedi Yasemin abla.
Abla diyordum çünkü benden büyüktü.
"Yok yok.."derken yine koşarak banyoya girdim.
Tekrar kusarken ellerim klozetin kenarını buldu.
Regl günüme daha vardı?
Gerçi..Gecikmişti.
İçimde ki yine çıkartırken son bir kaç kez daha öğürdüm.
Sifona basıp yüzümü yıkadım.
Yüzüm bembeyaz olmuştu.
Ne olduğunu bilmiyordum.
"İyi misin Mavi!"diye bağırdı Esra.
"İyiyim geliyorum!"dedim.
Yüzümü tekrar soğuk suyla yıkadım ve içeri geçtim.
"İyisin değil mi?"dedi Sevda abla.
"İyiyim iyiyim.Biraz midem bulanıyor"dedim.
Koltuğa oturdum.
Kahve içip sohbet ederken bir anda Sevda abla konuştu.
"Kız!Sen hamilesin!"dedi.
Ağızımda ki kahveyı fışkırttım.
"Töbe!Ne diyon abla ya!"
Öksürürken şu içtim.
"Vallaha hamilesin sen!Midem bulanıyor,kustun,yüzünün rengi solmuş falan..Ayy"dedi.
O an farkına vardım.
Biz bir çok kez birlikte olmuştuk ve korunmamıştık.
Korunmamıştık.
BİZ KORUNMAMIŞTIK!
"Mavi?Siz korundunuz mu?"dedi Yüsra.
"Hayır!Lanet olsun hayır!Gecikti,reglimde gecikmişti.Hayır hayır değilimdir ya"dedim.
Telaşla kahveyi sehpaya koyup elimi anlıma yasladım.
"Niye lanet olsun,sakin ol Mavi."dedi Yasemin abla.
"Test yap"dedi Esra.
Ceyda,Miray ve Esra beni anladığı için telaşımı normal bulmuşlardı.
"Evde test yoksa beni bir koşu alıp geleyim,şurada eczane var"dedi Ceyda.
Esra sırtımı sıvazladı.
"Olur olur sen git"dedi Sevda abla.
"Tamam Mavi sakin ol."diye fısıldadı Esra.
Ceyda evden çıkarken amansız bir bekleyiş vardı..
🇹🇷🐺🌘
Ceyda geldiğinde 3 adet test almıştı.
"Tamam sakinim"dedim.
Testleri alıp banyoya giderken içimde ki korku git gide büyüdü.
Banyonun kapısını kapattım,klozete otururken derin nefesler aldım.
İlkini denedim,yetmedi diğerlerini de denedim ve beklemeye başladım.
Ayağa kalktım,üzerimi düzeltirken beklemeye devam ettim.
Dakikalar sonra ters çevirdiğim ilkini aldım ve baktım.
Çift çizgi...
Diğerlerini alıp baktım.
Üçüde çift çizgiydi.
Çift çizgi...
Hamileyiz Mavi...
"Mavi!İyimisin ne oldu?"dedi Esra.
Ayak sesleriyle hepsinin kapıya toplandığını anladım.
Üçünüde Turan elim titrerken diğer elim ağızıma gitti.
Şokla ellerimde ki teste bakarken hepsi bana seslenmeye devam ediyordu.
Ellerim zangır zangır titriyordu.
"Mavi içeri geliyoruz!"dedi Esra.
"Mavi!"dedi Yüsra.
Kapıyı yavaşça açarken ilk ikisi içeri girdi.
"Ne oldu?"
Gözlerimden yaşlar akarken tututanacak yer aradım.
"Tutun beni.."diye fısıldadım.
Yavasça gözlerim kapanırken Esra'nın beni kollarıyla sardığını hissettim...
🇹🇷🐺🌘
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 3.82k Okunma |
285 Oy |
0 Takip |
40 Bölümlü Kitap |