1. Bölüm

Giriş bölümü

Yağız
ruhsuz.yazar_

 

Bölüm giriş

 

Saat: 20:00

 

 

Alt kattan " yemek hazır, sofraya gel Gece!" diye bağıran annemin sesiyle koltuğumdan kalkıp kapıma doğru ilerledim. Hani derler ya zengin insanlar hep mutlu diye, belkide insanlar dıştan baktığı için öyle diyorlardı.Odamdan çıkıp merdivenlerden indiğimde mutfağa doğru ilerlerken her adımımda iştahımı açan müthiş bir koku vardı. mutfağa geldiğimde annemi ayranı hazırlarken buldum. "Hadi kızım otur sende sandalyeye yemeğimiz yiyelim dedi. " Sandalyeye doğru ilerlerken bugün sadece tanrıdan tek bir isteğim vardı;

 

"Huzurlu bir yemek"

 

 

Genel olarak insanlar para,aşk ya da sağlık dilerler, ama ben huzurlu bir yemek istiyordum çünkü 17 yaşıma kadar hiçbir zaman huzurlu bir yemek yiyememiştim... Sandalyeye oturduğumda annem de ayranı masaya koyarak sandalyeye oturdu. yemeğimizi yerken annem birden bugün nasılsın kızım dedi ona diyemedim "anne kızın çok kötü günlüğünde mutluluğun aksine acıları olan bir kızın hiç bir zaman iyi olamadı babası varken ona hiç baba sevgisi göstermediği için kızın iyi olamadı anne hiçbir zaman yaşıtlarım gibi okula gidemeyen bir kızın hiçbir zaman iyi olmadı anne..." Sakin bir şekilde "iyiyim" diye sorusuna cevap verdim daha sonrasında sesizlik oluştu her zamanki gibi yemeğimi yedikten sonra masadan kalkıp merdivenlere doğru ilerledim merdivenler teker teker çıkıp odamın kapısına doğru ilerledim kapıyı açtıktan sonra yatağıma doğru ilerleyip kendimi yatağa doğru attım ve gözlerimle sonsuz karanlıkta Aydınlık bir rüya görmeyi umdum

 

 

Gecenin rüyası

 

 

"Karşımda bir adam vardı elinde bir silah ellerimi hareket ettiremiyordum sağ tarafıma doğru döndüğümde benim gibi bağlanmış bir çocuk vardı bende daha küçüktü ıslak kirpikleriyle silahı olan adama bakıp " babam beni kurtaracak " dedi . Onda bir umut varken bende o umudun filizi çok önceden çürümüştü... Adam alaylı bir gülümsemeyle çocuğa bakıp " baban seni kurtarmicak veled " dediği anda metal kapı açıldı gördüğüm kişi benim umud filizimi çürüten kişi ve diğer çocuğun umud filizini büyüten kişiydi.

 

Babam...

 

Elinde silah tutan adam babamı görünce gözündeki nefret ve kin daha çok arttı babam ona doğru bakıp soğuk kanlı bir şekilde " sen beni evladımla mi tehidt ediyorsun maskeci" evladım demişti...hiçbir zaman beni evlat gözüyle bakmamıştı maskeci olduğunu öğrendiğim adam babama " evladım diyorsun ama diğer evladını unutuyorsun haksız mıyım hasan arsoy " dedi babam umursamaz bir tavırla " benim bir çocuğum var oda erkek" dediğinde kalbime sanki bir bıçak girdi bazı yaralar kapatılmazdı babamın bende açtığı yara gibi maskeci babama doğru bakıp "bugün birisi vurulcak hasan arsoy vurulcak evladını sen seçiceksin kizinmi yoksa oğlunmu?" Belkide o çürüyen filiz yeşerir diye babama umut ile baktım babam ilk bana sonra oğluna baktı ve madalyonun ikinci yüzünü çıkaracak o söz geldi " oğlumu seçiyorum" gözümden bir yaş geldi niye üzülüyordum ki babam beni hiç sevmezdi

 

 

"Babam beni hiç sevmezdi..."

 

 

Maskeci adam çocuğa doğru ilerledi ve elini çözdü çocuk babama doğru koşarak gidip ona sarıldı maskeci adama bakıp " son kez bir şey soylicem sonra beni vur" dedim başını evet anlamında salladığında

 

Etrafta yankı yapacak şekilde bağırdım

 

"Hasan arsoy"

 

Babam bana baktığında " sana şunu soyliyecem madalyonun ikinci yüzünü ortaya çıkardın ve ölümün benim elimde olucak hasan arsoy mutlu ol sevmediğin kızını değil diğer çocuğunu sevdin diye mutlu ol " dediğumde gözümden bir yaş geldi gözüme bakıp daha sonra çocuğunun elini tutup kapıya doğru yürüdü. Maskeci adam silahı bana doğrultup tetiğe bastı neydi bu karnımdaki acı ve dudaklarımdaki sıvı

 

 

Saat:22.00

 

 

Bağırarak uyandığımda kalbim çok hızlı atıyordu gördüğüm rüyalar genellikle gerçekleşirdi tanrı dan isteğim bu rüyanın gerçek olmamasıydı birden bardak kırılması ve tartışma sesleri duydum korku ve endişeyle yatağımda kalkıp kapıya doğru ilerledim odamdan çıktıktan sonra merdivenlerden sesleri daha fazla duymaya çalıştım

 

 

- kızımın şımarık olması benim suçummu hasan?

 

-evet gamze senin suçun kızımızın şımarık olması onu sen şımarık ediyorsun

 

-kızımızın ne şımarıklığını gördün hasan kaç gündür kızına bir soru sordun ne zaman ona iyi misin bir şeyin varmı diye sordun kızına ne zaman gülümsedin kızına ne zaman baba sevgisi gösterdin hasan!

 

 

-bana bağırma gamze

 

 

-yarın bu evden gidiyorsun hasan eğer gitmessen kıyafetlerini çöpe atarım ordan toplarsın

 

 

Daha sonra kapı çarpma sesi geldi merdivenler inip salona doğru gittim annem koltukta ağlıyordu yanına gidip iyi misin her şeyi duydum dedim annem başını bana doğru kaldırıp kaşlarını çattı parmağını bana doğru gösterip "herşeyin suçlusu sensin"dedi şaşkın bir ifadeyle ona bakıp ne diyorsun anne dedim annem ayağa kalktığında bir adım geriye gittim bana öfkeli bir sesle "her şeyin suçlusu sensin gece eğer sen olmasaydın baban beni suçlu görmezdi burda ne ben ne baban suçluyuz tek suçlu sensin ve suçunda dünyaya gelmek eğer gelmeseydin baban böyle düşünmezdi ve beni azcık olsa severdi..."diye bağırdı duyduğum cümleler karşısında şok oldum kendi suçlarını bana atıyorlardı içimdeki içimdeki sönmüş ateş yeniden körüklendi içimdeki ses "hiç birşeyin suçlusu sen değilsin " dedi anneme bakarak "burdaki tek suçlu ikinizsiniz bana hiç zaman iyi gelen ebeveyin olmadınız beni hiç sevmediniz yutkundum benim hiç saçımı okşamadınız beni hiç bir zaman yanıma gelip iyi misin kötü müsün diye sormadınız hiçbirzaman yaşıtlarım gibi okula gidemeyen bir kız oldum ya ben size ne yaptım doğmaktan başka niye beni hiç sevmediniz, başımız okşamadınız dediğimde annem gece dediğinde elimi kaldırarak onu susturdum. Ona arkamı dönüp merdivenlere doğru yürüdüm yürüdüm sırada gözümden bir yaş geldi ve içimdeki ses "intikam gece yaşadığın sevgisizliğin intikamını al eğer almazsan o ateş asla sönmicek " dedi merdivenlerden çıkarak odama doğru ilerledim kapımı açtıktan sonra masamdaki çekmeceden günlüğümü aldım günlüğü açarken her bir sayfasınca acı,umutsuzluk ve sevgisizlik vardı en son yazdığım sayfaya baktığımda su yazı dikkatimi çekti "her acı umudu her umut duyguyu yitirir..." yazıyordu günlüğümde hiç bir zaman sevgi,sevinç ve umut olmadı belkide bu 3 kavram beni çoktan bırakmıştı elime bir kalem alıp sayfaya yazmaya başladım

 

 

Gece'nin güncesinden

 

 

Yaşım 17 ve hiçbirzaman 3 kavramı göremicektim çünkü o kavramlar beni terk etti sonsuza dek. Sevgili 7 yaşım şuan 17 yaşındayım ve hala sevgisizlik ile büyüyorum bazen rüyalarıma giriyorsun ve yanında bir çocuk oluyor o çocuk kim hala bulamadım ama sana "prenses" diyor belkide bir kandırmacadır çünkü kimse için bir prenses olamadım bazen yağmuru izliyorum bazen diyorum belkide yağmur benim için ağlıyordur bana üzülüyordur diye dalıp gidiyorum bugünde yine babam ve annem kavga etti. Bazen çocuklarına gülümseyen babalar görüyorum içim acıyor çünkü babam bana hiç gülümsemedi onun gülümsemesi için bile değerli değildim gözünde eğer bir gün babam bana gülerse acılarım gider o zamana kadar bu günlüğe acılarımı, sevgisizliğimi yazıcam bu sayfalara.

 

 

Günlüğü çekmeceye koyup yatağıma doğru gittim yatağa uzandığımda gözümden bir yaş geldi gerçekler canımı acıtıyordu çünkü hiç sevilecek biri olamicaktı.

 

 

"Hiç sevilecek bir çocuk olmiyacaktım"

 

Bölüm : 29.11.2024 17:17 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
İçindekiler
Hikayeyi Paylaş
Loading...